Mayıs 06, 2018 17:05 Europe/Istanbul

Şeyh Tusi çeşitli İslamî ilimlerin üzerine bir çok esere imza attı ve yaklaşık 50 kadar kitap ve risale geride bıraktı.

Şii mezhebinin dört temel kitaplarından biri olan Tehzibul Ahkam ve El İstibsar adlı iki kitap, Şeyh Tusi’nin eserleridir.

Bugünkü sohbetimizde Şeyh Tusi’nin bazı önemli eserleri ile tanışmak istiyoruz.

 

Değerli dinleyiciler, hatırlanacağı üzere geçen bölümde şii aleminin büyük alimlerinden biri olan Şeyh Tusi’den söz ettik ve Şeyhul Taife ve Şeyh Tusi lakapları ile ün yapan Muhammed bin Hasan Tusi, kameri beşinci yüzyılın fakih, muhaddis ve mütekellimlerinden ve İslam ve şii dünyasının parlak yıldızlarından biri olduğunu beyan ettik. Şeyh Tusi, Şeyh Müfid ve Seyyid Murtaza’nın seçkin talebesiydi ve onlardan sonra Şii mezhebinin başına geçti ve İslam dünyasında kelam kürsüsü Şeyh Tusi’ye aitti.

Şeyh Tusi şii mezhebinin hadis alanında dört temel kitabından ikisinin yazarı ve Necef dini ilimler merkezinin kurucusudur.

 

Şeyh Tusi çeşitli İslamî ilimlerin üzerine bir çok esere imza attı ve yaklaşık 50 kadar kitap ve risale geride bıraktı. Günümüzde Şeyh Tusi’nin eserleri bir ansiklopedi şeklinde düzenlenerek basılmıştır. Şii mezhebinin dört temel kitaplarından biri olan Tehzibul Ahkam ve El İstibsar adlı iki kitap, Şeyh Tusi’nin eserleridir. Nitekim her fakih ve müçtehit şer’i hükümlerin istinbat etmek için bu kitaplara başvurmak zorundadır. Şii mezhebinin dörtlü kitabı aslında hadis üzerine dört kitaptan ibarettir ve şii alimlerin referansıdır. Tehzibul Ahkam Şeyh Tusi’nin ilk telifi ve şii mezhebinin en muteber hadis referansı ve dörtlü kitapların üçüncüsüdür. Bu eser tüm şii alimlerin ve fakihlerin kabul ettiği bir referanstır. Bu kitapta 13590 hadis yer almakta ve çeşitli fıkhi konuları ve şer’i hükümleri ehli beytten rivayet etmektedir.

 

El İstibsar adlı eser de 5511 rivayeti kapsıyor ve görecede birbiriyle çelişen rivayetleri irdeliyor. Gerçekte İslam Peygamberi -s- ve masum imamlardan -s- günümüze dek ulaşan bazı rivayetler görecede birbiriyle çelişki arz ediyor. Bu yüzden Şeyh Tusi’nin bazı talebeleri ve ulema şeyhten bir kitap yazmasını ve çelişen rivayetleri bir araya toplamasını ve onları irdelemesini istedi. Şeyh Tusi bu kitapta çeşitli fıkhi kaynaklarda muteber ve doğru olarak ifade edilen rivayetleri beyan etmiş ve ardından muhalif rivayetlere yer vermiş ve hiç bir rivayeti gözardı etmemeye özen göstermiş ve daha sonra bir araya getirdiği rivayetleri birbiriyle karşılaştırarak irdelemiş ve dini kaynaklara olan hakimiyetinden yararlanarak rivayetlerin temel amacını okurları için açıklığa kavuşturmuştur. Bu kitap kendi alanında eşsiz bir kitaptır ve muhalif rivayetleri bir araya getiren ilk eser sayılır.

 

Şeyh Tusi’nin ünlü eserlerinden biri kısaca El Tebyan adı ile anılan El Tebyan Fi Tefsirul Kur'an adlı eseridir. Bu kitap, Şii mezhebinin Kur'an'ı Kerim’in tüm ayetlerini tefsir eden ilk tam tefsir kitabıdır ve tefsir ilminin en eski kaynaklarından biri sayılır ve bir çok şii müfessire ilham kaynağı ve referansı olmuştur. Şeyh Tusi bu eserde Kur'an'ı Kerim ayetlerini tefsir etmek için İslam Peygamberi -s- ve ehli beyt -s- fertlerinin rivayetlerinden başka akıl ve çeşitli ilimlere dayanmak ve geçmiş müfessirlerin ve kendisi ile çağdaş olan diğer müfessirlerin de görüşlerini irdeleyerek yararlanmıştır.

 

Şeyh Tusi’den önce yazılan tefsir eserleri ister ehli sünnet ister şii alimlerince yazılmış olsun ya Kur'an'ı Kerim’in tüm ayetlerini kapsamaz, ya da genel değerlendirmeleri yüzünden ayetlerin temel konusu üzerinde odaklanmaktan gafil olunan tefsirlerdi veya sadece Kur'an'ı Kerim’in zor sözcüklerini irdelemek ve tefsir etmekle yetinmişti. Ancak Şeyh Tusi’nin El Tebyan adlı tefsiri Kur'an'ı Kerim’in tüm ayetlerini tefsir etmiş ve ayetleri karabet, beyan manaları, sarf ve nehiv gibi Kuranî ilimlerin açısından irdelemiştir. Öte yandan Şeyh Tusi’nin kelam ilmi üzerindeki hakimiyeti yüzünden bu tefsir ayetlerin konusuna uygun biçimde cebir ve teşbih ehli olanlar gibi mülhed ve batıl inançlı zümrelerin şüphelerine ve sorgulamalarına da cevap vermiştir.

 

Şeyh Tusi’nin El Tebyan adlı eserinde izlediği yöntem, önceki şii alimlerin tefsirlerine kıyasla yenidir ve şii tefsirlerin arasında sadece rivayetleri toplamak ve nakletmekle yetinmeyen ve bunun yanında rivayetleri yorumlayan, değerlendiren ve içtihat eden ilk tefsir eseri sayılır. Şeyh Tusi’den önce Şii tefsirlerinde sadece ayetlerle ilgili riayetler nakledilirdi ve yazar bizzat herhangi bir yorumda veya değerlendirmede bulunmazdı. El Tebyan tefsirinin önemi içeriği ve muhtevasından başka Şii mezhebinde tefsir yazarlığına kazandırdığı yönteme ve daha sonraki şii müfessirlere örnek oluşturmasına dayanır.

 

Gerçekte hadislerin ve rivayetlerin dini anlamakta ifa ettikleri önemli rolleri yüzünden hadisi nakleden kimsenin emanettarlığı ve dürüstlüğü büyük önem arz ediyor. Aslında dinin bir çok adabını ve ahkamını Resulullah’ın -s- kelamında aramak gerekir, dolaysıyla bu yolda büyük bir titizlikle araştırmak ve hangi rivayetin gerçekten İslam Peygamberi -s- veya o hazretin masum ehli beyti -s- tarafından dile getirildiği ve hangi rivayet zamanla ve yalan bir şekilde o hazretin veya ehli beyt fertlerinin adına mal edildiği veya ravilerin yanlışı yüzünden tahrif edildiğine açıklık getirmek gerekir. İslamî ilimlerin arasında hadis ravilerini açıklayan ve onlara güven düzeyini belirleyen ilim, rical ilmidir. Kameri dördüncü yüzyıla girildikten sonra sahte hadis uydurma da çoğaldı ve bu tehlikeyi hisseden Şeyh Tusi gelecek kuşaklar için güvenilir hadis ravilerini tanıma işini kolaylaştırmak üzere El Ebvab veya Rical-ı Tusi ve ardından El Fihrist adında bir kitabı telif etti. Bu kitaplar günümüzde alimlerin güvendiği en önemli rical kaynaklarından sayılır.

 

Şii fıkhının şekillendiği ilk yıllarda fıkhi kitaplar genellikle helal haram ve alış veriş ve ahlak ve maarif ve inançla ilgili hükümlerin hakkında ehli beyt -s- rivayetleri vehadisleri içerirdi. Ancak üç asır sonra yavaş yavaş yeni bir yöntem başladı ve bu yöntemde fakihler rivayetleri zikretmekten başka herhangi bir mesele üzerindeki bir rivayetten kendi istinbatını fetva şeklinde getirmeye başladı. Bu fıkhi tarzın yanında ulema tarafından istidlal fıkhı adı ile anılan bir başka fıkhi tarz da kullanılmaya başladı.

 

Aslında İslam Peygamberi -s- ve imamların -s- döneminde gündeme gelmemiş ve hakkında doğrudan bir ayet veya hadis ve rivayet bulunmayan bir mesele hakkındaki şeriatın hükmünü bilmek için eski fıkhi tarz yeterli olamıyordu. Bu yüzden ulema fıkıhta başka bir tarza yöneldi, ki bu tarzda ulema aklın yardımı ile Kur'an'ı Kerim ve rivayetlerden genel kuralları elde ediyor ve bu kuralların yardımı ile daha önce hakkında ayet veya rivayet bulunmayan konuların hakkında görüş beyan ediyordu.

Şeyh Tusi kendi çağında fıkıh ve içtihat meselesinde bu ihtiyacı hissetmişti ve bu ihtiyacı karşılamak, eski adetlere karşı çıkmak ve gelenekleri kırmaktan başka çare yoktu. Ancak adetlere karşı çıkmak için akli ve edebi şecaat da gerekliydi. Şeyh Tusi kendisi gibi seçkin şahsiyetlere özel olan cesareti ile Mebsut adında bir esere imza atarak bu yolda ilk önemli adımı attı ve şii fıkhını ve içtihadını yeni bir aşamaya taşıdı.

 

Değerli dostlar, sözü İranlı büyük filozof ve düşünür şehit Murtaza Mutahhari’nin Şeyh Tusi hakkında bir yazısı ile noktalamak istiyoruz. Şehit Mutahhari şöyle diyor: Şeyh Tusi’nin tüm varlığı İslamî iman ve İslamî şevk ve İslam’a hizmet ruhu ile doludur. Şeyh Tusi, bu uğurda kendini kaybetmiş biridir, fakat bu şevk ve iman ve gönül vermişlik hiç bir zaman onu durgunluğa ve yüzeyselliğe sevketmedi. Şeyh Tusi bu tür insanlarla savaştı. Şeyh Tusi İslam’ı gerektiği gibi tanıdı ve aklın hakkına saygı gösterdi.