Mayıs 06, 2018 17:09 Europe/Istanbul

Fazl bin Hasan Tebersi, kameri beşinci ve altıncı yüzyılın büyük şii alimi ve Kur'an'ı Kerim müfessiridir.

Şeyh Tebersi Kur'an'ı Kerim üzerine bir kaç tefsir yazmıştır. Bu tefsirlerin arasında Mecmaul Beyan tefsiri daha ünlüdür.

Şeyh Tebersi kameri 468 yılında dünyaya geldi ve babası ona Fazl adını verdi. Allame Meclisi, Tebersi sözcüğü Farsça Tefreşi sözcüğünün Arapça şekli olduğunu ve buna göre Şeyh Tebersi’nin aslında Kum eyaletinin Tefreş ilçesinden olduğunu belirtiyor.

 

Tebersi hanedanı şii Müslümanların arasında ünlü hanedanlardan biridir. Şeyh Tebersi’nin babası Hasan bin Fazl’ın kendisi yaşadığı çağın büyük alimlerinden biriydi ve oğlu Fazl bin Hasan da ilim ve takva semalarında bir güneş gibi parladı. Şeyh Tebersi babasının talebelerindendi ve Mekarimul Ahlak gibi bir çok eseri telif etti.

Fazl bin Hasan çocukluk çağını ve eğitimini İmam Rıza –s– külliyesinin civarında geçirdi ve ilk eğitimini tamamladıktan sonra da İslamî ilimleri öğrenmeye ve dinin önde gelen büyüklerinin derslerine katılmaya başladı. Şeyh Tebersi Arap edebiyatı, kıraat, tefsir, hadis ve fıkıh, usul ve kelam gibi ilimlerde fevkalade emek harcadı, öyle ki bu ilimlerin her birinde kanaat önderleri arasında yer aldı. Öte yandan o çağda medreselerde hesap, cebir ve diğer benzeri ilimler ders verilmemesine rağmen Şeyh Tebersi bu ilimleri de matematik hocalarından öğrenmeye yöneldi.

 

Büyük alimler ve tezkere yazarları Şeyh Tebersi’den büyük bir müçtehit ve seçkin bir fakih şeklinde söz etmiştir. Şeyh Tebersi ibadet ve alış veriş hükümlerini içeren Kur'an'ı Kerim’in beş yüz kadar ayetinden hareketle tefsir kitaplarında fıkhi konuları gündeme getirmiştir. Şeyh Tebersi ilkin çeşitli İslamî mezheplerin konu hakkında görüşlerine yer veriyor ve ardından Şii mezhebinin görüşünü beyan ettikten sonra da kendi görüşünü fetva olarak ifade ediyor. Nitekim bir çok büyük Şii fakih Şeyh Tebersi’nin görüşlerini önemsemiş bulunuyor.

Şeyh Tebersi yaklaşık 54 yıl kutsal Meşhed kentinde yaşadı ve ardından Sebzivar kentinin önde gelen büyüklerinin daveti üzerine kameri 523’te bu diyara geldi, çünkü o dönemde bu kentte büyük imkanlar vardı ve Şeyh Tebersi’ye tedris ve telif ve dini yaygınlaştırmak için uygun zemin sunuyordu.

 

Şeyh Tebersi Sebzivar kentine gelir gelmez ilk icraatı, Irak kapısı medresesinin sorumluluğunu üstlenmekti, nitekim şeyhin yönetimi ve tavsiyelerinin ardından bu medrese büyük ve önemli bir dini ilimler merkezine dönüştü. Öte yandan bu medresenin kültürel ve ilmi açıdan zenginliği İran’ın en ucra köşelerinden talebelerin Sebzivar kentine akın etmesine yol açtı. Genç talebeler kemale ermek ve dine hizmet etmek aşkıyla bu medresede eğitime başlıyor ve Şeyh Tebersi’den fıkıh ve tefsir gibi çeşitli ilimleri öğreniyordu.

 

Şeyh Tebersi mübarek ömrünün 25 yılını Sebzivar kentinde talebelere ders vermek ve kitap yazmak ve dini meselelerin üzerinde araştırma yapmakla geçirdi. Şeyh Tebersi’nin yetiştirdiği talebeleri ise daha sonra ilim ve bilim semalarının birer parlayan yıldızı oldu. Bu talebelerin arasında ünlü şahsiyetlere Şeyh Tebersi’nin oğlu ve Mekarimul Ahlak adlı eserin yazarı Rezieddin Hasan bin Fazl Tebersi, Mealimul Ulema’nın yazarı İbni Şehraşub Mazandarani, Fihrist yazarı Şeyh Müntecebüddin, Kutbeddin Ravendi ve Şazan bin Cebrail Kumi’yi örnek vermek mümkün.

 

Şeyh Tebersi’nin en ünlü eseri, Mecmeul Beyan tefsiridir. Allame Emini  Şühedaul Fazile adlı eserinde Şeyh Tebersi’nin ilmi makamı hakkında şöyle yazıyor: Şeyh Tebersi olarak ün yapan Eminülislam ilim bayraktarı ve hidayet ayetiydi. Şeyh Tebersi Şii mezhebinin en seçkin alimlerinden ve önderlerinden sayılırdı. Mecmeul Beyan tefsiri adlı eseri onun ilmi üstünlüğünü ve fazl denizini yansıtmaya yeterlidir. Bu tefsirden hakikat nuru yağıyor ve ilahi vahiye bakış ve ilmin hüzmelerini saçıyor. Bu kitap hiç kimsenin ondan bağımsız olamayacağı bir eserdir.

 

Şeyh Tebersi Mecmeul Beyan tefsirinin önsözünde bu eseri kaleme almasını şöyle anlatıyor: çaba harcamaya karar verdim ve tüm çaba ve ciddiyetimi kullandım ve gözlerime uyku sokmadım ve düşüncemi zorladım ve çok düşündüm ve bir çok tefsiri önüme koydum ve subhan Allah’tan tevfik talep ederek gayet sıkı olmakla beraber düzenli ve tertipli olan ve türlü tefsir ilimlerini içeren ve kıraat ve Arab ve lügat ilimlerinden inceleri kapsayan ve türlü sorunları ve manaları ve boyutları ve haberleri ve kıssaları ve eserleri ve helal ve haram hükümlerini içeren bir kitabı mümkün mertebe ılımlı ve özel ve fazla detaya kaçmaktan uzak olarak yazmaya başladım. Zira çağımız düşünceleri büyük ağırlığı kaldırmaya tahammülü yoktur ve büyük müsabakaların meydanında çaba harcamaktan acizdir, çünkü ulemadan sadece bir ad ve ilimlerden de sadece ramak kalmıştır.

 

Şeyh Tebersi ünlü tefsirini tam yedi yılda ve Şeyh Tusi’nin El Tebyan tefsirinden esinlenerek tedvin etti ve çeşitli Kuranî tekniklerin her birini ayrı ayrı ve düzenli bir kalıpta beyan etti. Bu özel ve has düzen şii sünni, bir çok alimin bu tefsiri diğer bir çok tefsir kitabına tercih etmelerine ve eseri takdir etmelerine vesile oldu.

Mecmeul Beyan tefsiri on ciltte hazırlandı ve beş cilt şeklinde basıldı. Bu eser yararlı bir önsözle başlıyor ve yedi teknikte çeşitli konuları şu şekilde beyan ediyor: Kur'an'ı Kerim ayetleri ve onlarla tanışmanın faydaları, Kur'an'ı Kerim’in ünlü karilerinin adları ve görüşleri, tefsir tanımı, tevil ve mana, Kur'an'ı Kerim adları ve manaları, Kur'an'ı Kerim ilimleri ve ilgili konuları ve bu alanda telif edilen kitapların yad edilmesi, Kur'an'ı Kerim fazileti hakkında ünlü hadisler ve bu hadislerin ehli olanlar ve Kur'an'ı Kerim karisi için iyi olan şeyler.

Şeyh Tebersi bazı durumlarda ayetlerin anlamına daha fazla açıklık getirmek üzere bir konuya işaret ediyor ve o konuyu Fasıl başlığı ile belirliyor. Takva, hidayet, tevbe ve şartları, ihlas, Muhammed –s– adı ve Lokman Hekim nasihatleri ve hikmetlerinin özeti bu fasıllara birer örnektir. Yine bu tefsirde sayısı 1300’e ulaşan bir çok hadis ve rivayet yer alıyor.

 

Müfessirlerin imamı, Eminülislam Tebersi 80 yıllık bereketli yaşamın ardından sonunda kameri 548 yılının Zilhicce ayının dokuzuncu günü ve kurban bayramı arifesinde Sebzivar kentinde hakka yürüdü. Bazı Müslüman yazarlar Şeyh Tebersi’den şehit şeklinde yad ediyor ve şeyhin zehirlenerek şehit edildiğini belirtiyor. Bazıları ise şeyhin vefat ettiği günlerde başlayan bir fitneye işaret ederek Şeyh Tebersi’nin fitnecilerce şehit edildiğini ifade ediyor.

Şeyh Tebersi’nin naşı Sebzivar’dan kutsal Meşhed kentine getirildi ve İmam Rıza –s– türbesine yakın bir yerde toprağa verildi.