Mayıs 06, 2018 17:12 Europe/Istanbul

Kutb Ravendi lakabı ile ün yapan Said bin Abdullah Ravendi Kaşani kameri 6. Yüzyılın büyük şii muhaddisi, müfessiri, kelam alimi, fakihi, filozofo ve tarihçisidir. Bu büyük alim, Mecmaul Beyan tefsiri yazarı Şeyh Tebersi’nin seçkin talebelerinden biriydi.

Kameri 6. Yüzyılda İran toprakları Selçuklular ve Harezmşahiler adında iki büyük İran krallığının hakimiyetine tanık oldu. O dönemde ve özellikle Selçukluların döneminde dini dününce ve sünnetçilik, akli eğilimlere galip geldi ve bir çok akli ve felsefi alanlarda yazılan kitaplar yakıldı. Selçuklu devlet adamları ve özellikle ünlü vezirleri Hoca Nizamülmülk, akli eğilimlerin karşıtı olan sünnetçilerin başını çekiyordu.

Haçlı savaşların başlaması ve Avrupalıların İslam dünyasına akın etmesi,  Müslümanların ilmi hazinelerini yağmalamalarına yol açtı, fakat tüm bu olaylara karşın kameri 6. Yüzyılı ilim ve marifet yüzyılı olarak adlandırmak mümkün, zira bir çok bilgin ve alim bu dönemde ortaya çıktı ve aralıksız ilmi çabaları ile İslam dinine büyük hizmetlerde bulundu. Bu insanlardan biri ise büyük şii muhaddisi, müfessiri, kelam alimi, fakihi, filozofo ve tarihçisi Kutup Ravendi lakabı ile ün yapan Said bin Abdullah Ravendi Kaşani’ydi.

 

Kutup Ravendi lakabı ile ün yapan Said bin Abdullah Ravendi Kaşani kameri 6. Yüzyılın büyük şii muhaddisi, müfessiri, kelam alimi, fakihi, filozofo ve tarihçisidir. Bu büyük alim, Mecmaul Beyan tefsiri yazarı Şeyh Tebersi’nin seçkin talebelerinden biriydi. Dinin önde gelen büyük alimleri onu en büyük şii muhaddisi ve İslamî ilimler dehası olarak bildiği halde, kıymeti gerektiği gibi bilinmediği söylenir.

Allame Kutup Ravendi, tarihi Kaşan kentinin yakınlarında yer alan Ravend köyünde dünyaya geldi. Maalesef Kutup Ravendi’nin çocukluk dönemi hakkında pek fazla bilgi bulunmuyor. Yine Kutup Ravendi’nin kesin doğum tarihi bilinmemekle beraber vefatı 14 Şevval 573 tarihi şeklinde ifade ediliyor. Bu gün, Allame Kutup Ravendi’yi anma günü olarak belirlenmiş bulunuyor.

 

Allame Kutup Ravendi’nin çocukluk çağı hakkında bilinen tek şey, babası ve büyükbabasının kendi çağının büyük alimlerinden oldukları ve Said’in ilk eğitimini babasının nezdinde tamamladığıdır. Said daha sonra da Ebu Ali Tebersi, İmadeddin Teberi ve Seyyid Murtaza Razi gibi büyük alimlerden ders aldı ve ardından eğitimini tamamlamak üzere şii mezhebinin merkezi sayılan ve büyük üstatların ders celselerinin düzenlendiği kent olan Kum kentine geldi. Kutup Ravendi kısa sürede şii aleminin büyük şahsiyetlerinden biri oldu.

 

Allame Kutup Ravendi fikri açıdan düşünceleri asırlar boyu insanların ruhunu okşayan alimlerin izleyenlerinden biriydi. Nitekim Şeyh Sıdduk, Seyyid Murtaza, Seyyid Rezi ve Şeyh Tusi, Kutup Ravendi’nin düşüncelerini etkileyen alimlerdi ve bu büyük alimlerin talebelerinden hadisler naklederek ilmi ve pratik ilim hazinesini geliştirdi.

Mecmaul Beyan tefsiri adlı eserin sahibi Allame Tebersi de Kutup Ravendi’nin hocalarından biriydi, öyle ki bu iki büyük alimin adı yan yana getirilmektedir.

Kutup Ravendi, İsfahan, Horasan ve Hemedan kentlerinin hadis ustalarından duyduğu hadisleri nakletmiştir, ki bu da Ravendi’nin çeşitli kentlere ilmi seyahatler düzenlediğini ortaya koyuyor. Gerçekte o çağın seyrek imkanları ile başka kentlere çok sayıda ilmi seyahat düzenlemek, dinin önde gelen büyüklerinin bilgilerine ve ilmi kaynaklara ulaşmak için bir zaruretti ve her alimin seyahat sayısı bir nevi ilim hazinesinin genişliğini gösteriyordu.

 

Allame Kutup Ravendi’nin diğer alimlere nazaran ayrıcalıklı özelliği, başka mekteplerin alimlerinin düşüncelerini yapıcı bir şekilde eleştirmesiydi. Bu özellik allame Kutup Ravendi’nin kendisini ilmi açıdan geliştirdiği gibi, başkalarının düşüncelerine yönelik eleştirileri ile bu düşüncelerde var olan muğlak ve karanlık noktalara dikkat çekiyor ve giderilmesine vesile oluyordu. Örneğin Allame Kutup Ravendi ünlü Tehafetul Felasefe adlı eserinde filozofların sözlerinde göze çarpan bazı çelişkilere ve muğlak noktalara işaret ediyor. Bu durum o çağın filozoflarını bu muğlaklıkları gidermeye ve aydınlığa kavuşturmaya yöneltiyordu. Gerçekte beşerin ilim ve bilimde ilerlemesi de bu tür yapıcı eleştirilerin gündeme getirilmesine bağlı olmuştur.

 

Allame Kutup Ravendi’nin diğer eserleri Kur'an'ı Kerim tefsiri ve Tevilul Ayat adlı eserleridir. Allame bu eserlerinde Ahzab suresinin ehli beytin –s– şanı hakkında nazil olan 33. Ayeti olan Tathir ayeti gibi ayetlerin nazil oluşunun sebebini açıklıyor.

Allame Kutup Ravendi ayrıca Ayatul Ahkam adlı eserinde ahkamla ilgili olan Kur'an'ı Kerim ayetlerini ele alıyor. Ancak Allame Kutup Ravendi’nin en önemli eseri Haraic ve Caraih adlı kelam ve fıkıh üzerine yazdığı ve içinde İslam Peygamberi –s– ve masum imamların –s– mucizelerine yer verdiği eseridir. Bu eserde Allame mucizelerle ilgili muteber rivayetlere yer veriyor.

 

Allame Kutup Ravendi sadece camide veya evinde veya mektepte faaliyet yürütmedi ve bunun yanında yaptığı bir çok seyahatte de insanları aydınlattı ve o dönemin İslamî toplumuna bir çok alim kazandırdı. Allame Kutup Ravendi her anından ilmini hakikat peşinde olanlara aktarmakta yararlanıyordu. Allame Kutup Ravendi’nin talebeleri ise ondan rivayetler aktaran seçkin alimlerdir. Bu talebelere Hüseyin bin Said Ravendi’yi örnek vermek mümkün. Yine kameri 6. Yüzyılın büyük fakihi ve Kur'an'ı Kerim müfessiri İbni Şehraşub Mazandarani de Allame Kutup Ravendi’nin talebesiydi.

 

Allame Kutup Ravendi bir ömür aralıksız ehli beyt –s– maarifini yaygınlaştırdıktan sonra 14 Şevval 573’te hakka yürüdü. O gün ehli beyt –s– dostları ve alimler Allame Kutup Ravendi’nin evinde toplanmış ve bu büyük insanı yaşamının son anlarında yalnız bırakmamıştı.

Allame Kutup Ravendi öğle namazının ezanı yaklaşırken hayata gözlerini yumdu ve böylece İslam alemi ehli beyt –s– mektebinin büyük alimlerinden birini kaybetmenin acısını yaşadı.

Allame Kutup Ravendi’nin cenazesi ise Hz. Masuma’nın –s– türbesinin civarında toprağa verildi.

 

8 asır sonra Hz. Masuma’nın türbesinin avlusu onarılmak üzere ele alındığında, çalışmaların sırasında istemeyerek Allame Kutup Ravendi’nin mezarı açıldı ve orada bulunan insanlar büyük bir şaşkınlık içinde cenazenin 800 yıl sonra sağlam olarak kaldığını ve bozulmadığını farketti. Ulema ve halk Allame Kutup Ravendi’nin cismi de eserleri gibi ebedileştiğine şahadet getirdi.