Nisan 05, 2016 08:21 Europe/Istanbul

Hatırlanacağı üzere geçen hafta çocukların kadının toplumda ilerlemesini engellediğine dair feministlerin yanlış düşüncesine değinerek, bu yüzden annelerin çocuklarına karşı bazı görevlerini kreşlere devrettiğini belirttik.

Ayrıca günümüzde batı dünyasına kreşlerin annelerin rolünü üstlenmesi nedeni ile bir çok toplumun sorun yaşadığını söyledik.

Feministlerin inançlarından bir diğeri ise kayıtsız şartsız cinsel özgürlüktür. Bu programda aile çerçevesin dışında özgür cinsel ilişkiler nedeni ile yaşanan ahlaksızlıklara değinmek istiyoruz. Birlikte dinleyelim.

 

Günümüz dünyası, din ve ilahi temel ilkelerden uzaklaşması nedeni ile bir çok ahlaki sorun ve çöküş yaşamakta. Ahlaksızlık ve yayılması, batı dünyasına bir çok sorun dayatmakta. Örneğin radikal feministler, kadın ve erkek arasındaki cinsel ilişkiyi, kadının erkek elinde köleliğine sebep olan en önemli etken olduğunu belirterek, kadınları bu bağdan kurtulmaya teşvik ediyor. Şehit üstat Mutahhari'nin belirttiğine göre, batı dünyası cinsel ahlak açıdan eskiye göre 180 derece yön değiştirmiştir. Günümüzde tüm sözleri, ilgi alanları ve cinsel ilişkilere saygı ve kutsamaktan söz edilirken, bu alanda her türlü çerçevenin yıkılması ve özgürlüğe vurgu yapılıyor. Batıda her şey şehvet ve cinsel isteklere bulaşmış.

 

Yeni uygarlık ve başta Amerika olmak üzere batılı ülkeler, ahlaktan arınan ve cinsel konulara yönelen bir çok milletin örnek ve modeli haline gelmiştir; üstelik artık kötüyü iyiden ve uygunu uygunsuzdan ayırt edemeyecek kadar ilerlemiş bulunuyorlar. Gençler, aileler ve toplumlar ahlaksızlık ve fesada boğulmuşlar.

News Week dergisi 1967 yılında bu bağlamda şekillenmekte olan konuları şöyle kaydediyor: Eski tabular yok olmakta. Yeni ve daha caiz gören bir toplum şekillenmekte ve bu caiz saymanın yayılması arkasında, evlilik öncesi cinsel ilişki gibi temel konular hakkında anlaşmayan bir toplum bulunuyor ve evlilik, üreme ve cinsel eğitim gibi konular, ihtilaf konuları olacaktır.

 

Batıda bazı ahlaki çöküşler, düşünürler tarafından gündeme geliyor. "Hasta Batı" kitabın yazarı, kitabın bir bölümünde şöyle diyor: Amerika'da bir dergi, ülkede fuhuşun kabullenmesi ve yayılmasına sebep olan nedenleri şöyle sıralıyor: Üç şeytani sebep, üçlü birlikleri ile bizim dünyayı sarmış ve yerde yaşayan insanlar için bir ateş yakmaktalar: bunlardan biri savaşın ardından inanılmaz hız ve istikrarlı bir şekilde yayılan ve yüzsüzlüğünü arttıran çirkin ve açık edebiyattır. İkincisi halk arasında şehvet duygularını kabartan sinema filmleridir. Üçüncüsü ise kadınların giyim tarzında, hatta çıplaklığı ve erkeklerle kayıtsız şartsız birleşmelerinde ortaya çıkan ahlaki çöküş düzeyidir.

 

Feministlerin bakış açısı sonucu batıda yaşanan laubalilik ve kriz konusunda, bir çok endişe ve kaygı verici istatistikler bulunuyor. Gerçi batı toplumda genelde evlilik öncesi aileler ve gayrı meşru ilişkiler, ilk başta istenmeyen ve tahrip edici düşüncelerdi, fakat batılı sosyolog ve psikologlara göre bu olayın yayılması, feministlerin özellikle de kadın ve erkek arasında özgür ilişkiler hakkındaki düşüncesi ile direkt bağlantılıdır.

Fakat konu burada noktalanmıyor. Görünüşe göre feminist görüşlerini getirisi, gayrı meşru ilişkilerle son bulmuyor. Bu olayın gizli yüzü, kürtaj, gayrı meşru çocukların doğması, kadınlara karşı şiddet ve tecavüz, tek ebeveynli aileler, bulaşıcı hastalıklar, cinsel isteksizlik ve eşcinselliğin yayılması, fuhuş, aile temellerinin sarsılması ve ahlakın çöküşüdür.

Şehit üstat Mutahhari yeni çağda ahlaki kriz konusunda şöyle yazıyor: Günümüzde özel sosyal olaylar oluşmuştur. Günümüz toplumda gençler hissedilir şekilde evlenmekten kaçınıyor, kadınlar hamilelik, doğum yapmak ve çocuk yetiştirmekten nefret ediyor. Kadınlar ev işlerine daha az rağbet gösteriyor.

 

Bazı toplumlarda ahlaka değer verilmemesi sebebi ile yapısının kriz yaşadığını belirttik. Daha da ilginç olansa, ahlaksızlık ruhunun, kadınlara karşı ayırım ile mücadele konvansiyonu gibi uluslar arası kurum ve teşkilatların misak ve kararlarında da hissedilmesidir. Konvansiyonlara hakim olan düşünce temellerinin materyalizm ve dünyevi zevkler üzerine kurulu olması nedeni ile, ahlaki faziletlere bağlı kalınmıyor, bu yüzden ahlaki faziletlerin önemsenmediği ve sadece kadınların maddi zevklerinin karşılanması dikkate alınıyor.

Örneğin Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi 6. maddesi şöyle diyor:

Taraf Devletler, kadın ticareti ve fahişeliğin istismarının her şekliyle önlenmesi için yasama dahil gerekli bütün önlemleri alacaklardır.

Konvansiyonun komitesi, 6. maddenin yorumundan, fahişeliğini yasal olduğu ve bu yasal mesleğin suiistimal edilmemesi gerektiği anlaşılıyor. Bu bağlamda söz konusu komite 200 yılında Çin hükümetinden sokak kadınları cezalandırmamasını isterken, Rusya, Meksika, Romanya, Filipinler ve Peru ülkeleri, kadınların rızası ile fuhuşu yasallaştırma ve sokak kadınlarına da yasak destek sağlamak için komitenin baskısına maruz kaldılar.

 

Feministler tarafından dikkate alınan ilk konu, cinsel isteklerin kayıtsız şartsız serbest kalmasıdır. Başka bir ifade ile, kadın ve erkeklerin özgürlüğü bahanesi ile cinsel özgürlüğü yaymaya çalıştılar. İslam dini başı boş ve kontrolsüz özgürlüklere şiddetle karşıdır. İslam açısından bu özgürlük aile temellerine zarar vererek, aile ve üyelerin maslahatını da tehdit etmekte. Hiç şüphesiz bir ailenin temelleri, kadın ve erkeğin birbirine taahhütleri olmadığı zaman yıkılır, İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyit Ali Hamenei bu konuda şöyle diyor: İnsanlar cinsel isteklerini istedikleri şekilde tatmin etmekte serbest olsalardı, ya aile kurulmazdı veya çok gevşek, boş, tehditler ve yıkımlara maruz olan bir şey olurdu ve en hafif esinti onu bozardı. Bu yüzden cinsel özgürlüklerin görüldüğü yerlerde ailenin o oranda zayıf olduğu görülüyor.

Ahlaki laubalilik serbest olursa, kadın ve erkeğin aile içindeki karşılıklı duyguları tehdit altında olur. Üstat Mutahhari şöyle diyor: Avrupa'da karı ve kocalar arasında böyle samimiyet, vahdet ve birlik yok. Zira orada kadın ve erkek arasındaki cinsel duygular, birbirine has değil; her biri görsel ve dokunmatik açından toplumda sayısızca tatmin olabilirler.

 

Özgürlük temellere dayalı yeni cinsel ahlakı savunanlar, her bireyin Özgürlüğünün mutlak şekilde saygın olduğunu ve korunması gerektiğini savunurken, özgürlük adıyla toplum ahlakına darbe indirdiklerinden habersizler. İnsan yaşamında ahlak büyük önem taşır, öyle ki Resul Ekrem risaletinin hedefi hakkında şöyle buyuruyor: Ben ancak ahlaki değerleri tamamlamak için mebus oldur.

Ahlakın en önemli işlevlerinden biri, cinsel ilişkilere çekidüzen vermektir. Ünlü tarih yazarı Will Durant şöyle diyor: Cinsel ilişkilere çeki düzen vermek, her zaman en önemli ahlaki görevlerden sayılmıştır. Zira üreme iç güdüsü, sadece evlilikte değil, öncel ve sonrasında da birçok sorun oluşturabilir. Aynı içgüdünün yoğunlaşması ve yasaları çiğnemesi ve doğal yoldan sapmaları, sosyal yapıda bir çok düzensizlik ve kargaşaya sebep olabilir.

 

İslam'da aile yapısı saygındır. İslam aile yapısının korunması için kontrolsüz ve başıboş özgürlüklerden kaçınması gerektiğine vurgu yapıyor. Sonuçta İslam toplumlarında cinsel kriz ve sorunlar daha az yaşanıyor ve yaşanan sorunlar da genelde islami ahlak ve yasalara uyulmamasından kaynaklanıyor. İslam aile ortamının çiftlere ait olması gerektiğini, çalışma alanı ve diğer faaliyetlerin alanı olan büyük toplumlarda da her türlü laubalilik ve başıboşluktan çekinmenin altını çizerken, böylece insanlardaki kabiliyet ve kapasitelerin en iyi şekilde ortaya çıkmasına olanak sağlanması için ortamın hazırlanması, toplumun da gereken ahlaki ve manevi sağlığa kavuşmasını istiyor. 009  015