Eylül 14, 2018 16:09 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde Aşura merasimlerinin turistik cazibelerden biri ve turistler için yeni bir deneyim olarak söz etmek istiyoruz.

Turizm sektörünün diğer sektörlere kıyasla özelliklerinden biri, bu sektörde her şeyin alıcı bulacak cazibesi olabilir, hatta tecrübe etmek. Evet, nice insan vardır sırf yeni bir deneyim kazanmak için yeni mekanları görmek için seyahat eder. Görünen o ki seyahat için söz konusu olan onlarca gerekçenin arasında deneyim ve tecrübe kazanmak önemli bir saik olarak turistin kişiliğinin gelişmesi ve fikri buluğuna katkı sağlayabilecek bir hedeftir.

 

Dini merasimler turistik cazibelerden biridir ve bu merasimlere katılma deneyimini kazanmak turistleri bu merasimlerin düzenlendiği bölgelere çeken cazibelerden biri sayılır. Bu tür bir turizm sınıflandırmalarda kültürel gelişmeler turizmi başlığı altında yer alır ve bir ülkenin kültürünü tanıma kapısı olabilir.

Dini merasimler, toplumun bireyleri tarafından benimsenen bir nevi davranış biçimidir. Dini merasimler derin mazileri itibarı ile genellikle bir bölgede yaşayan halkın gelenekleri ve tarihi ile bütünleşmiş ve bu insanların güncel kültürünün sarsılmaz bir parçası olmuştur.

 

Dini merasimler, her toplumun dini, milli ve tarihi öğretilerini ve talimatlarını icra etme fırsatını sağlar ve bir dinin veya bir inancın izleyenleri düşüncelerini ve duygularını ifade etmek için bu tür etkinliklerden yararlanır. Öğretiler ve talimatlar genellikle ahlaki tealimi ve toplum bireyleri arasında ifrat ve tefrit içerikli davranışları dengeleyen etkenleri kapsar. Bir çok durumda bir toplumun bireylerinin ahlaki ve yüce ülküleri dini merasimlerin düzenlenmesi ile sergilenir. Çalışmaya ve kültüre saygı, birbiriyle yardımlaşma, ahde vefa, yaşlılara saygı, çocukların korunması, din ve vatan sevgisi, kötülük ve şirretin tenkit edilmesi, zulüm ve zalimin kınanması, yiğitlik, dostluk ve fedakarlık gibi ahlaki değerler dini merasimlerle vurgulanan durumlardır.

Dini merasimler turistik cazibeleri olarak insanları hangi ırka, milliyete, din ve mezhebe bağlı olursa olsun onları birbirine yakınlaştıran ve sonuçta aralarında daha fazla anlayış ve hoşgörü sağlayan kapasitelere sahiptir.

 

Tüm dinlerde, özel bir hadisenin yaşanması dolaysıyla o dini izleyenlerin nezdinde özel değeri bulunan günler vardır. Örneğin Aşura hadisesi İslam dünyası tarihinin en üzücü ve en hamaset nitelikli olayıdır. Bu hadise kameri 61 ve miladi 680 yılında Kerbela topraklarında yaşandı. Bu hadisede İslam Peygamberi’nin -s- sevgili torunu İmam Hüseyin -s- 72 vefakar arkadaşı ve yakını ile birlikte şehit düştü. Bugün Kerbela topraklarında yaşanan bu hadise Müslümanların kültüründe mazlumiyet, şecaat, hürriyet, fedakarlık, insaniyet ve diyanet simgesi olarak bilinmektedir. Bu yüzden Kerbela hadisesi ve Aşura faciası bir çok İslam ülkesinde en büyük dini merasimlerin düzenlendiği gün olarak bilinir. Bugün bu acı hadisenin üzerinden 14 asır geçtiği halde, her yıl dünya Müslümanların bir çok ülkede Muharrem ayı gelince çeşitli etkinlikler ve merasimler düzenleyerek Kerbela şehitlerini anıyor.

 

Öte yandan çeşitli yerel kültürel simgelerin ve bileşenlerin Aşura olayına eklenmesi ve Aşura merasimlerine çeşitli kültürlerin ve yerel geleneklerin karışması, bu acı hadisenin İslam dünyasında yayılmasına ve kök salmasına vesile olmuştur.

İran’da çeşitli yörelerde Aşura olayının mesajını iletmek için onlarca yerli merasimler düzenleniyor. Bu merasimlerin her biri düzenlendiği yörenin insanlarının kültürü ve gelenek ve göreneklerinden besleniyor ve her biri kendi çapında emsalsiz sayılıyor.

Noha okumak, mersiye okumak, zincirle sırta vurmak, elle göğüse vurmak, garibanlar gecesi merasimi, adaklar ve nezirler, Aşura ziyaretnamesi okumak, İran’ın çeşitli kentlerinde yaşanan çeşitli etnik grupların Aşura çerçevesinde düzenledikleri bazı ortak etkinliklerdir. Ancak bazı yörelerde de çok özel ve has merasimler düzenlenir. Bu merasimlerden bazıları milli kültürel miras olarak kayda alınmıştır. Bu merasimlere Hemedan halkının Sakka merasimi, Erdebil halkının leğen merasimi ve Yezd halkının Hurma ağacı gövdesini taşıma merasimi gibi merasimleri örnek vermek mümkün.

 

Son yıllarda yabancı turistlerin İran İslam Cumhuriyeti’nde düzenlenen Aşura merasimlerine yönelik ilgileri yoğun olmuştur. Hatta turizm branşında yüksek eğitimine devam eden bazı öğrenciler tezlerini manevi turizm, dini ve kültürel merasimlerin yabancı turistlerin üzerindeki etkilerini incelemeye ayırmıştır.

İran’ın tarihi Yezd kenti her yıl Muharrem ayında çeşitli dini merasimlerin büyük bir coşku ile düzenlenen kentlerinden biridir. Geçen sene Avrupa, Güneydoğu Asya ve Güney Amerika bölgelerinden çeşitli milliyetlere mensup turistler bu merasimlere katılma fırsatını buldu. Bu konuda yürütülen bir araştırmada, yaşları 25 ila 34 arasında değişen turistlerin %65 kadarı kendilerini dini inançları güçlü olmayan insanlar olarak tanıtırken, aynı zamanda bu merasimlerin onlarda özel bir tecrübe oluşturduğunu belirtti.

 

İslam dinini tanımak, kültür ve tarihi öğrenmek, duyguları hissetmek, dostluk ve insanların dostane davranışını tecrübe etmek, İslam’ın barış dini olduğunu öğrenmek, İran’da düzenlenen Aşura etkinliklerine katılan bazı turistlerin bu merasimlerden algılarından bazılarıydı.

Bu merasimlere katılan ve şimdiye kadar hiç bir manevi hissi tecrübe etmediklerini söyleyen bazı turistlerden başka, kimi turistler de bu merasimi izledikten sonra yeniden maneviyatı idrak ettiklerini ve kaybettikleri bu duyguya yeniden kavuştuklarını belirtiyor. Alman turist Peter de bunlardan biriydi. Peter Yezd kentinde bir Hüseyniye’de katıldığı Aşura merasimi sırasında bu etkinlikten derinden etkilendi, öyle ki o sırada yağmur yağmaya başlayınca gözyaşını tutamayan Peter şöyle dedi: hatta gökyüzü bile sizin Hüseyin’iniz için ağlamaya başladı.

Bir başka turist, merasime katılanların enerjisi bu topluluktan asla ayrılmak istemeyeceği kadar fazla olduğunu belirtti.