Aralık 02, 2018 18:06 Europe/Istanbul

Meyveler bir yandan Yüce Allah'ın gücünün azametinin göstergesi iken diğer yandan insanın sağlığı ve ihtiyaçlarının giderilmesinde büyük payları vardır.

Çeşitli  mevsimlerde değişik tatlarla rengarenk yetişen meyveler,  Yüce Allah'ın azametinin belirtisi iken diğer yandan da insanın  beslenme ihtiyaçlarının  bir kısmını karşılamakta büyük etkileri vardır.  İslam'ın tavsiyelerinden biri olan, fakat sağlık alanında araştırmalar yapan bilim adamlarının seneler sonra hikmetine ve felsefesine vakıf oldukları konulardan biri,  meyvelerin kabuklarıdır.  Nitekim İmam Caferi Sadık -as-  Muhterem babası hz.  İmam Bakır'ın -as-  meyvelerin kabuğunun soymasını  mekruh bildiğini belirtiyor.  Günümüzde de sağlık uzmanları ve bilim adamları,  hava ve güneş ile direkt temasta olan meyve kabuklarının,  etinden daha fazla vitamin, özellikle de A  vitamini içerdiğini ispatlamıştır. Diğer yandan meyve kabukları, pankreasın salgısında ve ağız salyasında bulunan, nişastanın dekstrin ve glikoz durumuna gelmesini sağlayan bir enzim olan diyastaz içerdiği ispatlanmıştır. Diyastaz ayrıca meyve etinin vücut tarafından cezbedilmesini de sağlıyor.

Kur’an-ı Kerim ve birçok İslami rivayette bazı meyvelerin yenmesi tavsiye edilmiştir ve günümüz tıp bilimi de söz konusu meyvelerin bazı faydalarını anlamıştır.  İslami öğretilerde yenmesi tavsiye edilen meyvelerden biri  nardır.  İmam Sadık'tan –as-  bir rivayette nardan gafil olmamaya,  zira aç insanı  duyurarak  ona kâfi geldiği,  doymuş birisinin yemesi halinde de iştahını açtığına dikkat çekiliyor.

Sonbahar meyvelerinden olan nar,  adeta antioksidan deposudur ve bu yüzden birçok kanserin önlenmesinde etkilidir. Yapılan çalışmalar nardaki antioksidan özelliği olan bileşiklerin prostat, meme, kolon, akciğer ve cilt kanserine karşı etkili olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışmalar çoğunlukla nar çekirdeği üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu sebeple nar tüketirken çekirdekleri ile birlikte yemeye özen göstermenizde fayda var. 

Narın, ultra viyole A (UVA) ve ultra viyole B (UVB) radyasyonuna karşı önemli koruyucu etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Yapılan bir araştırmada, cilde nar ekstraktı sürülmesinin, cilt tümörlerine karşı koruyucu olabileceği rapor edilmiştir.

Yüksek kan basıncı veya halk değimi ile tansiyon, felç ve kalp krizi riskini arttıran en önemli etkenlerden biridir. Bilimsel çalışmalarda nar suyunun kan basıncını düşürdüğü ve damar tıkanıklığını önlediği bulunmuştur. Nar, içeriğinde bulunan antioksidanlar ve diyet lifi sayesinde kandaki kötü kolesterol olarak nitelendirilen LDL'yi düşürür, kötü kolesterolün damarlarda tıkanıklıklar oluşturmasını önler. Böylece damar sertliğine karşı koruyucu, damar elastikiyetini de artırıcı bir özellik göstermiş olur. 

Vücudun neden nara ihtiyaç duyduğunu anlamak için, içerdiği  B1, B2 ve C vitaminlerinin işlevlerini bilmek gerekiyor. Kış meyvelerinden nar içeriğindeki vitaminler, potasyum ve demir sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudu hastalıklardan korur. Ayrıca nar kabuğu ile virüs, bakteri ve mikroplara karşı koruma sağlanabilir. Yorgunluk, stres, hararet gibi durumlarda da faydalı olan nar, diş etlerinin güçlenmesi ve ağız yaraları için de kullanılabilir. Narın diğer bir özelliği de kandaki şeker oranını düzenlemesidir. Şeker hastalarının tüketmesi halinde şeker hastalığına yani diyabete faydalı olan nar, kolesterolü de dengeler.

Bu yüzden Resulü Ekrem hz.  Muhammed-saa-şöyle buyuruyor"  her kim bir adet Nar yerse,  Allah onun kalbini aydınlatır (  keder, sıkılma ve bunalımı ondan uzaklaştırır)  ve 40 güne kadar ondan hüzün ve vesveseleri uzaklaştırır."

İngiliz araştırmacılar,  hamilelik döneminde sıkça elma yiyen anne adaylarının  doğumdan sonra çocuklarının 5 yaşına kadar astım hastalığına daha az yakalandıklarını ispatlamışlar. Bu meyve yetişkinlerin akciğerlerini de koruyabilir ve onların astıma yakalanmaları,  akciğer kanseri ve diğer birçok hastalığa yakalanma oranını düşürebilir. 

Sindirim sistemi rahatsızlığı çekenler de  elma yardımıyla sindirim sistemlerinin çalışmasını normal hale getirebilecekler.  Zira elma önemli oranda lif içeriyor,  bu da bağırsak hareketlerini düzene sokarak, hazımsızlık ve kabızlığı giderir.  Böylece  sindirim sistemine bağlı şiddetli ve kronik karın ağrıları  azalır.  Elma ayrıca güçlü bir antioksidan olması nedeniyle kalp sağlığı için yararlıdır. 

İmam Cafer Sadık-as-  bir vecizde elma yemeyi tavsiye ederken elmanın vücuttaki harareti bertaraf ettiğini ve ateşi kestiğini belirtiyor.  İmam ayrıca"  Eğer insanlar elmanın özelliklerini bilselerdi hastalarını elmadan başka bir şeyle tedavi etmezlerdi.  Elma kalbi en hızlı bir şekilde etkilerken, onun mutluluğunu sağlıyor"  şeklinde buyuruyor.

Cennet meyvelerinden bir diğeri ise üzümdür.  Üzüm, A, B, ve C  vitaminleri içerirken ayrıca magnezyum, kalsiyum, demir, fosfor, potasyum ve albümin içeriyor.  Doktorların araştırmalarına göre bol miktarda vitamin, mineral ve bileşen içeren üzümün sağlık açısından önemi gözardı edilmeyecek kadar fazladır. Üzümün beyin sağlığı, sindirim sistemi ve cilt sağlığına katkıda bulunması ve birçok hastalıktan koruması bilinen bir gerçektir. Hazımsızlığı gideren ve hazımsızlığa neden olan unsurları ortadan kaldırabilen üzüm, aynı zamanda beyin sağlığının korunmasında ve görevini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesinde katkıda bulunur. Düzenli olarak tüketimi, başta cilt kanseri olmak üzere kolon, prostat, mide ve bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltır. Bu arada  üzüm çekirdeği yağı farklı kanser hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.

Kuru üzüm anemi hastalığın tedavisine yardımcı olabilecek zengin miktarda demir içermektedir. Aynı zamanda yeni kan oluşumuna yardımcı olan B vitamini kompleksi açısından zengindir. Bu özelliği sayesinde kan hücrelerinin sağlığını korur.

İmam Cafer Sadık -as- da "  üzüm sinirleri güçlendirir,  üzüntüyü yok eder ve nefesi temizler"  diye buyurmuştur. 

Bazı İslami rivayetlerde incirin tüketilmesine önemle vurgu yapılmıştır.  Bilindiği üzere incir içerdiği besin, vitamin ve mineraller sayesinde sağlığa inanılmaz katkı sağlar. Sodyum, potasyum ve magnezyum açısından çok zengin olan incir, C vitamini kaynağıdır. Aynı şekilde fazla miktarda B3, B6, B2 ve K vitamini içermektedir. Çok az yağ içeren incir, kalp ve mideye çok faydası olan lif açısından çok zengindir. Bu özelliği ile kalp sağlığına ciddi anlamda katkı sağlar. Aynı şekilde sindirim sistemi ve özellikle mide için içerdiği lifler çok faydalıdır.

 Kemik sağlığının korunması, sağlıklı ve sağlam iskelet yapısının oluşması için incirin içerdiği bol miktarda kalsiyum ve potasyum devreye girer.

Temel  olarak lifler vücudun temizlenmesi için sindirim sistemine yardımcı olur. Kuru incir her tür liften yüksek oranda içerir. Bunların arasında pektin, selüloz, lignin de yer alıyor.  Ligninin kabızlığın önlenmesi ve giderilmesinde önemli olduğu bilinlyor. 

İmam Rıza -as- bir hadiste  şöyle buyuruyor:  incir ağzın kötü kokusunu giderir; kemikleri güçlendirir; saçın uzamasına sebep olur; ağrıyı bertaraf eder ve incirin varlığı ile başka bir ilaca ihtiyaç yoktur.