Nisan 12, 2016 09:31 Europe/Istanbul

Feminizm ve ilkelerin tenkidi, öğretiler ve sonuçları adlı programımızın önceki bölümünde feministlerin kayıtsız şartsız cinsel özgürlüğü savunduklarına değinerek, feminizmin batı dünyasında yayılması sayesinde cinsellik ahlakının eskiye göre 180 derece dönüşüm yaptığını ifade ettik.

Gerçek şu ki feminizm görüşünün batıya hediyesi, sadece gayrı meşru cinsel ilişkilerle noktalanmıyor, kürtaj, gayrı meşru doğumlar, kadınlara şiddet ve tecavüz, tek ebeveynli aileler, bulaşıcı hastalıklar, cinsel isteksizlik, eş cinsellik, fuhuş ve aile yapısının dağılması gibi gizli ve açık sosyal ve ahlaki sorunlardı. Bu programda feminizm düşüncesinin yayılması sebebi ile yaşanan sonuçlarda kürtaja değinmek istiyoruz.

Çağımızda feminizm düşüncesinin batı dünyasında yayılması, toplumu, kürtaj gibi bazı ahlaki sapmalarla karşı karşıya getirirken, toplumda birçok soruna sebep olmakta. Radikal feministler, kadınları çocuk yetiştirmekten kurtarmak ve bireysel özgürlüğe kavuşmaları için kürtajı öneriyorlar. Başka bir ifade ile her kadın istediği zaman kürtaj yaparak kendini bu sorumluluktan kurtarabilecek.

Batıda kürtajın yayılma sebeplerinden biri, feministlerin bu hareketin ahlak etiği (ethics of care) ile uyuştuğunu savunmalarıdır. Bu yüzden feministler bu hareketin en iyi davranış örneği olarak öneriyorlar. Kürtaj "cenini kadın rahminden almakla hamileliği sonlandırmak" anlamındadır, bu da ilaç kullanmak veya operasyon olmak üzere iki yöntemle gerçekleşiyor. Faka soru şu, ahlak etiğinde kürtajın yeri nedir? İnsan türünün en zayıf ve küçük üyesi olan cenin, neden feministler tarafından sevgiye ve bakıma ihtiyacı yoktur? Kürtajda, tıbbi sebepler, anne sağlığının korunması veya cenindeki hastalık nedeni ile hamileliği sonlandırmaktan söz edilmiyor, söz konusu olan anne ve ceninin sağlıklı olmasına rağmen, ceninden hayat hakkının alınmasıdır. Bu çocukların doğmadan öldürülmeleri, her özgür insanın vicdanını sızlatırken, insana cahiliyet döneminde Arapların kendi evlatlarını canlı canlı gömmelerini hatırlatıyor.

Çağımızda batı dünyası bazı alanlarda büyük ilerlemeler kaydetmiştir, fakat feminizm gibi bazı bakış açıların hayatlarına sızması nedeni ile ahlak ve maneviyatı unutmuştur. Amerikalı yazar George Grant şöyle diyor: Bizim medyamız büyük bir ahlaki yenilgiye varmıştır; bir zamanlar Hitler doktorlarını suçladıklarımızı, günümüz seçkin doktorları ve araştırmacılarının Amerika hastane ve üniversitelerinde bebeklere karşı yaptıklarını halka duyurma zahmetine katlanmıyorlar.

Kürtaj ve bazı batı toplumların ona verdiği destek, feministlerin "kadının kendi bedeni üzerindeki mülkiyet hakkı" gibi süslü bir başlık altında gündeme geliyor. Kürtaj insanlık dışı ve beşeriyet fıtratına karşı bir olayken, yöntem ve şekilleri ise ahlaki değerlerin çiğnenmesi anlamındadır. Bu ahlak dışı hareket, Amerika, İngiltere ve Kanada gibi bazı ülkelerde her geçen gün artmakta. Michael Litchfield ve Susan Kenetish adlı iki İngiliz araştırmacının belirttiğine göre her yıl binlerce çocuk kürtajla ölürdürülerek yakılıyor. Söz konusu iki araştırmacı hamilelikten endişeli fakat kürtaja yönelmeyen bir çift olarak, İngiltere'de bazı kürtaj kliniklerinde karşılaştıkları vakaları "Yakılmak için Çocuklar" adlı kitapta topladılar. Bu kitap İngiltere için bir fiyasko olurken, medyanın öfkesini hızla üzerine çekti; tabi ki bu durum beklenmeyen bir şey değildi.

Tabi ki kürtajların biçimi, modern çağın kapitalist işadamların ticareti ile bağlantılıdır. Hali hazırda batı toplumunda bazıları daha fazla kâr hedefi ile bazı ceninleri tıbbi araştırmalarda kullanmak üzere öldürüyorlar. Kanadalı yazar William Gardner şöyle yazıyor: Yeni öldürülen ceninin, hem taze ve hem yeni olan hücreleri, tıbbi araştırmalar için kullanılıyor. Eğer cenin son ana kadar hayatta ise, onun hücreleri ve derisi hem de hayattayken, diğer hücrelere göre daha değerlidir.

Bu acımasız doktor, hiç çekinmeden ve cezalandırma korkusu olmadan, suçları sadece küçük olmak olan savunmasız ve masum insanları öldürmeyi itiraf ediyor. Cenin dokusunun daha sağlıklı ve taze kalması bahanesi ile çocukları hızla dondurmak, insanlık ve ahlak dışı yöntemlerden bir diğeridir.

Hali hazırda bazı ülkelerde kürtaj oranlarının hızla arttığına dair haberler yayınlanıyor. Amerika'da yıllık 1,6 milyon kürtaj gerçekleşiyor. Amerikalı bir araştırmacı, savunmasız çocukları sebepsiz yere öldürmenin anlamını göstermek için, 12 haftalık bir ceninin kürtajı sırasında bir kamerayı annenin vücuduna yerleştirerek "Sessiz Çığlık" adlı bir film çekmeyi başardı. Vakum makinenin karşısında umutsuzca direnen cenin organlarının parçalanarak dışarı çıktığını gösteren film, büyük tepkiler uyandırdı.

Amerika'da bu kıyım, George Grant'ın ülke medyasını büyük ahlaki yenilgi ile suçlayacak kadar geniş çapta gerçekleşiyor. Grant başka bir ifşaatta şöyle diyor: Kürtajdan sağ kurtulan ceninler, canlı olarak vahşet uyandıran, tuhaf ve acımasız deneylerde kullanılıyorlar. İnsan dokusu, kozmetikten ilaç sanayiye kadar geniş bir yelpazede serbest piyasada satın alınıyor ve bizim medya, bunları halka duyurma zahmetine bile katlanmıyor.

Kanada da halkın büyük muhalefetine rağmen kürtaj yasasını mecliste onaylatan ülkelerden biridir. Kanada'da günlük en az 270 kürtaj gerçekleşiyor. Ülkede hastane ve özel kliniklerde kürtaj sayısı yılda 95 bini aşıyor ve bunlardan %25'i ergenlik çağındaki gençler arasında gerçekleşiyor. Kanadalı profesör ve tarih yazarı Ian Gentles Kanada'da çocuk hakları hakkında şöyle yazıyor: Kanada'da doğmayan bebeklerin miras hakları var ve ana rahminde üçüncü bir kişi hakkında şikayette bulunabilirler. Fakat sahip olmadıkları tek hak, öldürülmemektir. Zira hükümet annelere bebeklerini öldürme hakkı vermiştir.

Kanada hastanelerinde kürtaj olan bebekler patoloji laboratuvarına, oradan da cesetlerin yakıldığı Krematoryum ocaklarına gönderiliyor. Bir çok kürtaj vakasında mecburen, cenine çok acı veren yöntemler kullanılıyor. Garner Kanada'da kürtaj konusunda şöyle diyor: Kürtaj, bizim ülkemizde değerlere karşı başlatılan büyük bir savaşın küçük boyutudur.009-015

Etiketler