Ocak 18, 2019 11:18 Europe/Istanbul

Geçen bölümde, Suudi Arabistan'ın Yemen'deki hava saldırılarının cinayet olduğuna dair kimi ortada olan örnekleri ele aldık.

Bu konunun devamında, Suudi Arabistan saldırılarının günahsız insanların sağlıklarına, çevreye, sivil kurum ve kuruluşlara ve topluma verdiği zararı ve bunun uluslararası hukuka ne kadar aykırı olduğunu ele almak istiyoruz.

12 Ağustos 1949'da kararlaştırılmış Cenevre Konvansiyonuna eklenen birinci ek protokolün maddeleri ve ilkelerine göre uluslararası çatışmalarda taraflar çevreye uzun süreli, ağır ve olumsuz etki yapan saldırılardan kaçınmalıdırlar. Bu kuralın çiğnenmesi savaş suçu sayılmaktadır. Suud Rejiminin Yemen'deki hava saldırılarında ise bu uluslararası hukuka ait ilke açıkça ihlal edilmiştir.

Yemen'in en önemli çevre unsurlarında sayılan Ma'reb barajı, Suudi Rejimi uçakları tarafından bombalanmıştır. Uzmanların görüşlerine göre bu saldırılar sonucunda çevre büyük hasar görmüş ve bu da savaş suçunun ta kendisidir. Ma'reb barajına yapılan saldırılar, ayrıca barajlar gibi tehlikeli enerji içeren tesisata saldırmama ilkesinin de ayaklar altına alınmasına sebep olmuştur.

Tarihi ve uygarlık bakımından önemli sayılan Yemen'in Ma'reb bölgesi, petrol ve gaz kuyularına ilaveten, bu enerjileri Yemen'in başka limanlarına taşıyan borulara da sahiptir. Yemen'in en büyük elektrik santrallerinden biri de bu bölgede yer almaktadır. Bu santral aracılığıyla San'a şehri ve Yemen'in birkaç diğer şehri de elektrikten yararlanıyor. Ayrıca Ma'reb eyaleti Yemen'in en önemli tarım bölgelerindendir. Bu eyalette bulunan insanların çoğu tarımcılık ve hayvancılıklar uğraşmaktadırlar.

Bu bölgede daha çok meyve, baklagiller ve sebze yetiştiriliyor. Tarım alanları ve Ma'reb barajının bombalanması Suudi Arabistan'ın sadece Yemen halkını değil, çevreyi ve medeniyet eserlerini de hedef aldığını gösteriyor.  Suudi Arabistan'ın bu saldırılardan güttüğü hedef ile ilgili Yemen uzmanı İlham Mirmuhammedi şöyle düşünüyor:" Bir zamanlar, Yemen, uğurlu Arabistan diye bilinirdi. Ama şimdi uğurlu Arabistan diye tanınan o Yemen, Suudi Arabistan'ın vahşice saldırıları neticesinde yoksulluk ve altyapısının yıkılmasıyla büyük bir felaketle karşı karşıya gelmiş oldu."

Asya-Pasifik ülkelerinin temsilcilerinin konferansı, 18'inci genel kurulunda, kalkınma ve çevre konusu ele alındı. 10 ve 11 Kasım 2015'te Güney Kore'nin başkenti Seul'da düzenlenen bu konferansta, İran heyetinin çabaları ile Yemen, Suriye, Irak ve Filistin gibi ülkelerde, saldırılar neticesinde çevrenin tahrip edilmesi ve insan sağlığının tehlikeli bir hal alması ve altyapılarının kınanmasına dair bu konferansta onaylanan karara bir fıkra eklendi. Uluslararası kınamalara rağmen, Suudi Rejimi sivil bölgelere ve köprü ve yollar gibi Yemen'in altyapısına saldırmaktan vaz geçmedi.

Birleşmiş Milletler raporlarına göre 2017 yılının ilk yarısında Yemen'e yapılan hava saldırılarının sayısı, 2016 yılının ilk yarısına göre artış göstermiştir.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği kontrolü altında faaliyet gösteren Yemen'i Koruma Topluluğu(Yemen Protection Cluster)'nun raporuna göre 2017 yılında, Suudi Arabistan'ın bir ayda Yemen'e yaptığı hava saldırılarının ortalaması 2016 yılındakine göre üç kat daha artmıştır.

Suudi Arabistan'ın Yemen'e yaptığı hava saldırılarının çoğu, yerleşim bölgeleri, Pazar yerleri, okullar, camiler, silolar, köprüler, tarihi mekânlar ve hastanelere yönelik gerçekleşmiştir. Gerçekte Suudi saldırılarının çoğu sivil bölgeleri ve korumasız insanları hedef almıştır. The Guardian gazetesi, 16 Eylül 2016 baskısında gazete araştırmacıları tarafından hazırlanıp yayımlanan raporunda, Suudi Arabistan saldırılarının her üçünden birinin okullar, hastaneler, pazar yerleri, camiler gibi sivil bölgeler ve ekonomik altyapıyı hedef aldığını yazdı.

Bu rapora göre Mart 2015'ten Ağustos 2016'ya kadar Yemen'i hedef alan 8600 hava saldırısından, 3577'si askeri bölgeleri, 3158'i sivil bölgeleri ve 1882'si de durumu belli olmayan bölgeleri hedef almıştır. Dünya Sağlık Örgütü de yayımladığı 2017 raporunda Yemen'e karşı yürütülen Suudi Arabistan saldırıları neticesinde 274 sağlık ve tedavi merkezinin iş göremez hale geldiğini ve hâlihazırda Yemen tıbbi imkânlarının sadece yüzde 45'inin kullanılabilir halde olduğunu bildirdi.

İran dışişleri bakanlığı sözcüsü Behram Kâsımi Suudi uçaklarının San'a'daki bir cenaze törenine saldırmasından sonra şöyle dedi:" Suudi Arabistan'ın Yemen'de sivil insanları hedef almaları uluslararası mahkemelerce savaş suçu adı altında incelenmelidir. Suudi savaş uçaklarının San'a'daki bir cenaze törenine yaptığı saldırılar sonucunda yüzlerce insan ölmüş veya yaralanmıştır. Bu bizim çağımızın büyük felaketidir. "

Suudi Arabistan'ın Yemen'e karşı yürüttüğü saldırılar, Yemen kentsel altyapısının yüzde 80'ini yok etmiştir. Örneğin 10 Ocak 2017'de Suud Uçakları San'a'nın 9'uzuncu bölgesinde bulunan bir okula saldırmış böylece 8 Yemenli öğrenciyi şehit etmiş ve 15 öğrenciyi de yaralamıştır. Bağımsız sivil kuruluşlarının raporlarında göre Suudi Arabistan Yemen saldırısının ilk 600 gününde 720'ye yakın okul ve 120 kadar üniversite ve eğitim merkezi tahrip edilmiştir. Bu gibi saldırılar uluslararası hukuk ve uluslararası insan hakları hukukunun açık ihlalidir.

Uluslararası İnsan Hakları Bildirgesinin 25'inci maddesi, Birleşmiş Milletler Antlaşmasının 55'inci maddesi, Uluslararası Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesinin 12'inci maddesi, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesinin 5'inci maddesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesinin 11'inci maddesi, Çocuk Hakları Konvansiyonunun 24'üncü maddesi, Engelli Hakları Konvansiyonunun 25'inci maddesi, Göçmen İşçiler ve Ailelerinin Haklarının Korunmasına ilişkin Uluslararası Konvansiyonun 28'inci maddesi, Cenevre İnsan Hakları Sözleşmeleri gibi sözleşmeler ve antlaşmalar, insanların sağlığı ve can güvenliğine dair ilkeler ve kurallar içeriyorlar.

 Böylece korumasız ve zayıf insanların korunması uluslararası kurumlar ve örgütler tarafından garanti altına alınmaya çalışılmıştır. Cenevre Üçüncü Konvansiyonunun 22'inci maddesine esasen savaş esirleri ve tutsakları, onların sağlığını tehlikeye atmayacak yerlerde ve alanlarda tutulmalıdırlar. Ayrıca insanların sağlığı ve hijyeni ile ilgili kimi bölgesel belgeler de mevcuttur. Avrupa Toplumsal Antlaşması, Afrika insan hakları ve toplum antlaşması, Afrika çocuk hakları ve refahı antlaşması ve Amerika insan hakları konvansiyonu bu belgelerin bir kaçıdır.

İnsan sağlığının korunması zarureti ve sivil insanlara zarar vermeme konularını konu edinen bütün uluslararası belgeler Suudi Arabistan tarafından Yemen'de çiğnenmiştir. Suudi Rejiminin sivil insanları katlederek insanlık ve savaş suçu işlemesi o kadar açıktır ki, İnsan Hakları İzleme Örgütü, 56 uluslararası sivil kuruluş ile birlikte, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin daimi ve gözlemci üyelerinden talepte bulunarak, Yemen'deki cinayetler hakkında bağımsız araştırmaların yapılmasını istediler.

Suudi koalisyonunun Yemen'in Güneyinde bulunan Fec Attan bölgesine saldırmasından sonra bu talep yapıldı. Suudi savaş uçaklarının saldırıları sonucunda, 5'i çocuk olmak üzere 14 kişi hayatını kaybetmişti. Suudi koalisyonunun Sa'de şehrindeki bir pazar yerine yaptığı saldırıda ise en az 21 kişi şehit düşmüş ve 9 kişi de yaralanmıştı. Alı Suud uçaklarının bir başka saldırısı neticesinde, sınırda bulunan Gomr şehrinin el-Gor bölgesinde 11 kişi ölmüş veya yaralanmıştır.

Uluslararası kurumların pasifliğine paralel olarak Suud Rejiminin Yemendeki saldırıları da gitgide artmaktadır ve bunu takiben de birçok insan ya ölüyor ya da ömür boyu sürecek sakatlıklarla karşı karşıya kalıyor. Yemen sağlık bakanlığı 2 Ocak 2018'de yayınladığı raporda Suudi Arabistan saldırıları bilançosunu şöyle açıkladı:" Suudi elebaşılığındaki koalisyonun mütecaviz saldırıları neticesinde şimdiye kadar 10363 kişi hayatını kaybetmiştir. Bunların 2066'sı çocuk, 1574'ü kadındır. Yaralıların sayısı ise 21 bin 223'ü bulmuştur. Bunların 3025'i çocuk ve 2508'i de kadındır. Bu saldırıların sonucunda sakatlanan insan sayısı ise 2050'dir.

Yemen büyük bir insani felaketle karşı karşıyadır. Sağlık hizmetlerinin neredeyse durma noktasına gelmesi Yemen'in çektiği en büyük çiledir. Suudi Koalisyonunun saldırıları neticesinde kolera hastalığı Yemen'in 18 eyaletinde salgına dönüşmüştür. 9 milyon Yemenli ise kuşatılmak sebebiyle açlık sınırını geçmek üzeredir. İki milyon çocuk kötü beslenmeden ve yarım milyon çocuk da şiddetli kötü beslenmeden dolayı ölümle karşı karşıyadırlar. Sağlık sektörü de felaket bir durumla karşılaşmıştır. "

Değerli dinleyiciler, Suudi Koalisyonunun Yemen'de işlediği cinayetlerin, savaş suçlarının ve insanlık aleyhine işlenen suçların hala devam etmesinden dolayı bu konuyu inceledik. Suud Rejimi, Yemen halkının, ordusunun ve Ensarullah halk güçlerinin onurlu direnişi sonucunda derin bir bataklığa saplanmış bulunuyor.

Yemen'in füzeleri ve insansız hava araçları Suud Rejimine kendi toprağında ve Babül Mendep boğazında büyük darbeler indirmiştir. Suud Rejimi ise bu yenilgileri ve fiyaskoları örtbas etmek için sivil halkı hedef alan saldırılarını artırmış ve böylece Al-ı Selman'ın insanlık karşıtı yüzü de ortaya çıkmıştır.