İslam ve yaşam tarzı - 13
Bugünkü sohbetimizde yine geçen bölümün devamında İslamî yaşam tarzında çalışma ve çaba sarf etmenin öneminden söz edeceğiz .
Çalışma ve çaba sarf etmenin insan yaşamında maddi manevi, bir çok açıdan faydalıdır. Belli bir iş ve meslek sahibi olmak insanlara maddi refah kazandırmanın yanı sıra ruhi açıdan da huzurlu olmasına vesile olur. Çalışma ve çaba sarf etme, insanın maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamakla beraber çalışan insanda şayeste ve liyakatli olma duygusunu da geliştirir. Bu mesele özellikle çalışma ve çaba sarf etme yenilikçilik ve yaratıcılıkla birlikte olduğu zaman daha da belirgindir. Çalışma yaşamımızın önemli bir parçasıdır ve sadece maddi gelir elde etme söz konusu değildir. Çalışmak insan yaşamına amaç ve anlam kazandırır ve yaşam tarzının şekillenmesinde etkilidir. Çalışmak insanın yeteneklerini pratiğe dökme aracı olduğundan bireyde izzet duygusunu ve faydalı olma hissini geliştirir. Bu duygu tabi ki insanın yaşamını etkileyecektir. Çalışma ve çaba sarf etme, insanlara yaşamlarında amaçlarına ulaşmakta yardımcı olur. Bu yüzden İslam kültüründe ve tealimlerinde çalışmaya ve çaba sarf etmeye çok vurgu yapılmıştır.
İnsanları çalışmaya ve çaba sarf etmeye davet eden İmam Ali (sa) şöyle buyurur: ‘Herkes çalışmalı ve çaba sarf etmelidir, çünkü hak çaba sarf etmeden elde edilemez.’
İmam Ali (sa) ayrıca oğlu İmam Hasan’a (sa) bir tavsiyesinde şöyle buyurur: ‘Yaşamında tüm çabanı sarf et, çünkü bir şeyin uğruna çaba sarf eden kimse hepsine veya en azından bir bölümüne kavuşur.’
İş ve meslek insanı uygunsuz faaliyetlerden ve eğlencelerden de uzaklaştırır. Nitekim işsizlik ve çalışmamak uygunsuz düşüncelere sebebiyet vererek ruh sağlığını bozar. Olumlu ve yararlı faaliyetlerden uzaklaşan insan mecburen faydasız ve hatta zararlı faaliyetlerle uğraşmaya başlar. Günümüzden ruh hastalıklarının en iyi tedavi yöntemi sağlıklı iş, eğlence ve faaliyetlerdir. Çalışmak ruhsal bozuklukları önlediği gibi, insanların yeteneklerinin doğru biçimde gelişmesine de vesile olur.
Ruhi sağlığın bir işareti bireyin mesleğinden memnun olmasıdır. Bu memnuniyet aynı zamanda işin verimliliğini arttırır. İşten memnuniyet meselesi yöneticiler için de büyük önem arz eder, çünkü işinin memnun olan memurun veya işçinin randımanı yükselir.
Bazen insan sırf görevini yerine getirmiş olmak için çalışır ve bazen da yaptığı işi büyük bir aşk ve sevgi ile yapar. Gerçi görevini yerine getirmek amacıyla yapılan iş de çok değerlidir, fakat sevgi ve aşkla yapılan işle kıyaslanamaz. Bir işi gönlü ve sevgisi ile yapan bir insan o işi yapmaktan asla yorulmaz. Bu durumda insanın yaratıcılığı de ortaya çıkar ve yapılan iş en iyi şekilde yapılır. Fakat eğer insan yaptığı işi sevmezse, depresyona girer ve işi pek fazla verimli de olmaz. Bu durumda insanın hem kendisi ve hem yaşadığı toplum zarar görür.
Uzmanlar insanların çalışmayı ve mesleklerini sadece karını doyurma aracı olarak görmesi kadar olumsuz ve kötü bir durum olamayacağını belirtiyor. Böyle düşünen insanlar genç yaşta enerji dolu olmak yerine işten yorgun ve bitkin gözükür. Oysa eğer insan yaptığı işten memnun ise ve mesleğini seviyorsa, bu durumda asla yorulmaz ve her zaman mutlu olur.
Evet, eğer işinizi severseniz asla yorulmazsınız, çünkü yaptığınız iş sizin için bir eğlence gibi olur. Çalışmanın ruhi sağlığı konusunda üzerinde durulması gereken bir başka önemli nokta, her insanın kendi zevk ve yeteneğine göre bir iş bulmasıdır. Her insanın içinde gizli yetenekler vardır. Ayrıca her insana her işi yapabileceği tüm yeteneklerin bir arada verilmiş olması da söz konusu değildir. İnsanlar farklı zevkler ve farklı yeteneklerle yaratılmıştır. Her insanın başarı sırrı, içinde bulunan yeteneğe uygun meslek edinmesidir. Kuşkusuz insanların bazı yenilgilerinin sebebi de bu ilkeden sapmış olmaktır. Eğer insanın yaptığı iş yeteneklerine uygun olursa ilerleme söz konusudur.
Edison’dan neden gençlerin çoğu başarılı olamıyor? Diye sorulduğunda şöyle karşılık vermiştir: çünkü izleyecekleri yolu tanımıyor ve başka yolda adım atıyorlar. Bu tür insanlar topluma iki şekilde zarar verir. İlkin yapabilecekleri işleri yapmazlar, ikincisi yapamayacakları işin sorumluluğunu üstlenirler.
Konsantrasyon ve perişan düşüncelerden uzak durmak, çalışmanın insan yaşamı üzerindeki bir başka olumlu etkidir. Eğer insanın düşünce gücü olumlu bir işin üzerinde odaklanırsa, artık kafasına perişan ve batıl düşünceler ve hayaller uğramaz. Batı düşünce insan ruhunu ve beynini bozarak onu günaha doğru sürüklediğinden, yararlı bir işle uğraşmak insanın ruh sağlığını güvence altına aldığı söylenebilir.
Günümüzde yöneticilerin en büyük kaygılarından biri çalışanların ruh sağlıdır. İş ortamında ruh sağlığı şartlarını yerine getirmek işten memnuniyet duygusunu ve sonuçta randımanı geliştirir.
Çalışma ortamının psikolojik sağlığında bir çok etken etkilidir. Bu etkenlere iş ortamında adalet, güvenlik, mesai saatleri, iş güvenliği ve yine işin içeriği ve mahiyeti gibi etkenleri örnek vermek mümkün.
Araştırmalar çalışma saatleri sırasında dinlenme payı, sağlık hizmetleri bedellerinin karşılanması, işveren ve işçi ilişkilerinin düzenlenmesi, iş şartlarını iyileştirilmesi, işin kalitesini ve ruhsal sağlığın gelişmesini ve sonuçta yaşam tarzını etkileyen etkenler olduğunu gösteriyor.
Bilindiği üzere insanlar zamanlarının önemli bir kısmını iş ortamında harcar. İşte bu yüzden de iş ortamı şartları insanın cismi ve ruhi sağlığı üzerindeki etkisi fazladır.
İş ortamında psikolojik baskıda etkili olan etkenler çalışan insanı sabah uyandığı andan gece uyuyacağı ana kadar, yani hatta iş ortamında bulunmadığı anlarda bile, sürekli stresli ve gergin yapar. Bu mesele aynı zamanda bireyin toplum ve özellikle ailesi ile ilişkilerini de olumsuz yönde etkiler.
İş ortamının sağlıklı olması psikolojik şartların da sağlıklı olmasına vesile olur ve böylece çalışan insan iş ortamı şartları yüzünden psikolojik bunalımlar yaşamaz. Mesleğinde geleceğin endişesi, ailevi sorunlar, aile bireylerinin bir birinden uzak olması, çalışan annelerin çocuklarının durumunu endişe etmesi, sosyal ve iktisadi sorunlar, çalışan insanları olumsuz etkileyen ve bertaraf edilmesi gereken sorunlardır. Bu tür stresler genellikle çalışan insanları mesai saatlerinde sıkıntı ve zorluklarla karşı karşıya getirir ve görevlerini en iyi şekilde yerine getirmelerini aksatır.
İş ortamında samimi bir hava oluşturmak, çalışanların bir birine karşı saygılı olması, zorlamaya dayalı yöntemlerden kaçınılması, potansiyel yeteneklerin keşfedilerek gelişmelerine gerekli imkânların sağlanması, çalışanların görüşlerine başvurulması ve gerektiği yerlerde teşvik edilmesi, yöneticilere iş ortamından kaynaklanan baskıları hafifleten etkenler sayılır.
Öte yandan İslam dininde çalışma ve çaba sarf etme üzerine yapılan onca vurguya karşın, bu konuda ifrat ve tefritten kaçınmaya da vurgu yapılmıştır. İslam öğretilerinde çalışmanın yanı sıra sağlıklı eğlencelere de önem verilmiştir. 015