Ocak 20, 2017 14:37 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde İslamî yaşam tarzında izdivacın önem ve zaruretinden söz edeceğiz.

Geçen bölümde anlattığımız üzere izdivaç her insanın yaşamında önemli ve belirleyici hadiselerden biridir. Bu çerçevede aile ocağını kurmak fıtri ve içgüdüsel olarak ve hatta dini ve sosyolojik görüşlere göre de insan yaşamının olmazsa olmazlarından biri sayılır.

Talim ve terbiye uzmanlara ve sosyologlar toplumun selamet ve saadeti izdivaç ve aile kurmanın temelinin doğru atılması ve bu kurumun her açıdan korunmasına bağlı olduğunu belirtiyor. Bu yüzden izdivaç doğru ilkelere ve temellere dayanmalı ve böylece çiftlerin gelişmesine ve aile ve toplumun ruhi sağlığının temin edilmesine katkı sağlamalıdır.

Hedefsiz ve düşünmeden gerçekleşen izdivaç, bir binayı gevşek temellerin üzerine inşa etmeye benzer. Kuşkusuz bu bina yaşam için asla uygun ve güvenilir bir yer olmayacaktır.

Son yıllarda bir çok uzman ve araştırmacı evliliğin niteliği, çiftlerin memnuniyeti ve bunun ailenin selameti üzerindeki tesirleri üzerinde duruyor. Bugün izdivaç konusunda üzerinde durulan konulardan biri, izdivacın üzerinde tesir eden ve niteliğini geliştiren etkenlerin irdelenmesidir. Bu çerçevede kültürel ve iktisadi ve ayrıca ruhi ve psikolojik etkenlerin rolü gibi konular ele alınıyor.

Burada akla gelen ilk soru izdivacın neden önem ve zaruret arz ettiği sorusudur. Acaba şimdiye kadar hiç bu konu üzerinde düşündünüz mü? Aslında bu konunun üzerinde biraz düşününce, izdivacın ilk etapta doğru ve meşru yolda doğal ve içgüdüsel bir ihtiyaca verilen bir cevap olduğu anlaşılır. İnsanın cinsel ihtiyacı, zamanında ve doğru yoldan tatmin edilmediği takdirde çok yıkıcı olabilir, öyle ki bu durum sadece insanın cismini değil, ruhi ve psikolojik durumunu ve kişiliğini de olumsuz yönde etkiler.

Kur'an'ı Kerim mantığında izdivaç fiili en güvenilir ve en huzurlu bir ilişkinin ve sevgi ve tazelik dolu bir yaşamın başlangıcıdır. Kadın ve erkeğin birbirine karşı eğilimi ve alışkanlığı, yüce Allah tarafından onlara sunulan sevgi ve rahmettir ve bu sevgi ve rahmet, içgüdüsel eğilimlerin çok çok ötesinde bir duygudur. İzdivaç gencin heyecanlı ve mustarip ruhunu güvenli ve huzurlu bir sahile ulaştırır ve kadın ve erkeğin birlikte ve mutlu bir şekilde ortak bir yaşam başlamalarını sağlar.

Kadın ve erkek yaratılışın esas unsurunda, yani insaniyette ortak kimliğe sahiptir. Ancak bu iki cins hem psikoloji ve hem cinsiyet itibarıyla birbirinden farklıdır. Kuşkusuz bu durum ne birinin kusurlu ve ne de ötekinin mükemmel olduğu anlamına gelir. Kadın ve erkek arasındaki farklılıklar aile ve toplumda işlerin ilerlemesine ve ideal dengenin kurulmasına yardımcı olur. Bu farklılıklar kadın ve erkeğin birbirine karşı eğilimli olmalarını sağlarken, aynı zamanda bir çok ihtiyaçlarını da giderir.

Yaratılışın mesajı ise ne kadın ve ne erkek, doğal imtiyazlarını birbirine karşı üstünlük kriteri veya karşı taraftaki her hangi bir imtiyazı kendisinin kusuru olarak görmemesine yöneliktir.

Kadın ve erkek insani kimlikte bağımsızdır, fakat aile ortamında ve birbiriyle teamülde farklı durumlar söz konusu olur. Ortak yaşamda taraflar birbirinin insani kimliğine, cinsel doğasına ve psikolojik farklılıklarına saygı göstermelidir. Bu durumda herkes ister kadın ister erkek, aile içindeki konumunu benimser ve asla ötekinin yerinde olmayı arzu etmez.

Alman psikolog Eric From kadın ve erkeğin farklı dünyasının inceledikten sonra şöyle diyor: Kadın ve erkek birbirini anlayabilir, birbirini tamamlayabilir, fakat hiç bir zaman birbiri gibi olamaz ve bunun sebebi, onların içine yerleştirilen farklılıklardır.

Kuşkusuz aile içinde bir çok sürtüşme, duyarsızlıklar, evden nefret etmeler ve kötümserlikler, aile ocağında gerekli olan ruhi huzurun sağlanmaması ve aile fertlerinin duygusal ve ruhi ihtiyaçlarının karşılanmaması yüzündendir. Bir başka ifade ile duygusal yoksulluk bu tür sorunların baş etkenidir. Bu gerçekten hareketle İslamî yaşam tarzında iyi eşlerin aslında ailevi yaşamlarından daha fazla ruhi huzurdan yararlanan insanlar olduğu ve varlıkları sevgi ve rahmet kaynağı olduğu söylenebilir. Bu çerçevede en büyük görev, sevgi ve duygu pınarı olan kadınlara düşer. Dolaysıyla izdivaç ve aile kurmanın en önemli sebeplerinden biri, sıcak bir aile ortamında huzuru kavuşmak olduğu söylenebilir.

İzdivacın bir başka önemli nedeni ve zarureti, insanın gelişme ve tekamüle erme ihtiyacıdır. Çocukluk çağını aşmak ve yetişkin bir insan olmak ve yeni bir kimliğe kavuşmak, izdivaç ve bir eş seçme sayesinde mümkün olur. İzdivaç insanda artık bağımsız biri olduğu ve yetişkinlik çağına ayak bastığı hissini yaratır. Böyle bir insan karı veya koca olarak rolünü daha iyi ifa etmeye çalışır. Kızlar ve erkekler izdivaç ederek bekarlık dönemindeki bir çok uğraşını bir kenara bırakır ve yeni şartlarda yeni deneyimler kazanmaya çalışır.

Psikologlar izdivaç fiilinin gencin dalgalı ve fırtınalı ruhunu sakinleştirdiğini belirtiyor. Bu durumda genç daha sakin ve daha sabırlı bir şekilde daha önemli ve daha yüce hedeflere doğru ilerliyor. Çünkü izdivacın ardından oluşan güven duygusu insanda ruhi denge sağlar ve bu denge insanı daha yapıcı faaliyetlere ve çabalara yönlendirir. Gerçi bunun için gerçekleşen izdivacın başarılı ve doğru bir izdivaç olması gerekir.

İranlı bayan psikolog Dr. Nevvabinejad şöyle diyor:

Genç kızlar ve erkekler buluğ çağının ardından gençlik çağında fikri açıdan bağımsızlık kazanmanın yanında eksiklerini gidermek ve sayısız ihtiyacını karşılamak amacıyla izdivaca yönelik ve seçkin bir eş bularak kendisinin gelişmesi ve tekamülü için zemin oluşturmaya çalışır. İnsan ortak ailevi yaşam ortamında yer alınca samimi ilişkiler ve alışmalar sayesinde daha fazla sorumluluk hisseder, yaşamını daha güdümlü bulur ve aile içindeki çabalarının sonucundan yararlanır.

İffetin korunması, izdivacın bir başka zaruretidir. İzdivaç ve aile ocağını kurmak toplumun selameti ve güvenliği için yararlıdır ve bir çok suçu da önler. Bu yüzden İslam tealiminde izdivaç fiiline sık sık vurgu yapılmıştır. Allah Resulü –s– bir hadiste izdivaçla birlikte insanın dininin yarısı tamamlanmış olur şeklinde buyurur.

Soyun sürmesi de beşeri toplumlarda izdivacı zaruri hale getiren bir başka etkendir. İnsanlar genellikle soyunun devam etmesini ve evlatları olmasını ister. Bu alanda kadınlar daha güçlü duygulara sahiptir ki bu da kadınların analık duygusuyla ilgilidir. Ebeveynle evlat arasındaki duygusal bağlar insan ruhunu huzura kavuşturur ve bu duygusal bağlar ve ilişkiler izdivaçla ve aile ortamında mümkün olur.

Buraya kadar anlattıklarımız izdivacın önemi ve zaruretiyle ilgiliydi. Peki ama hangi etkenler aile kurumunun güçlenmesine yardımcı olur? Bir başka ifadeyle bir izdivaç ne zaman başarılı sayılır?

Uzmanlar başarılı bir izdivaç, kadın ve erkeğin yücelme yolunu izlemeye başladığı bir izdivaç olduğunu belirtiyor. Erkek mesleğinin ötesinde bir insan olarak ruhi ve manevi açıdan gelişmek ister. Kadın da ortak yaşamında yeteneklerini ve kabiliyetlerini geliştirecek zemin arar. Birbirinin istek ve zevklerine ilgi ve saygı duyan çiftler gerçekte güçlü bir duygusal ilişkinin temelini atmış olur. Ancak bu amaca ulaşmak için eşimizi seçerken dikkatli olmalıyız. Kuşkusuz eşin seçiminde yanlış kriterlere bakmak, ailevi yaşamda bir çok sıkıntıya neden olabilir.

Psikologlar izdivaç konusunda çeşitli kriterlerden söz ediyor. Bu kriterler psikolojik, sosyal, kültürel ve iktisadi olmak üzere çeşitli kategorilere ayrılıyor. Peki nedir bu kriterler? Bunu da bir sonraki bölümde ele alacağız.