Temmuz 06, 2019 15:20 Europe/Istanbul

Bu bölümde Orta Asya Ülkelerinin Su Kaynaklarına yönelik Yaklaşımlarını konu edineceğiz.

Ortak, iki veya birkaç ülkenin yer altı su kaynakları, göller ve nehirlerinin nasıl kullanılması Orta Asya ülkelerinin yukarı ve aşağı ülkeleri arasında ihtilaflara yol açmıştır. Yukarı ve aşağı ülkelerin ihtilafları, daha çok tarımcılık, sulama veya elektrik üretiminin kullanımı alanında görülmektedir.

Orta Asya'daki yukarı ülkeler su kaynaklarının büyük bir bölümünü ellerinde bulunduklarından dolayı aşağı ülkelere doğru akan suyun miktarını azaltabilir, suyun kalitesinin kirlilikten veya kimyasal kirleticilerden dolayı düşmesine yol açabilir. Aşağı bölgedeki ülkeler ise ortak sınır noktalarında barajlar yaparak yukarı ülkelerin bazı bölgelerini su altında bırakabilir.

Orta Asya'da Ceyhun ve Seyhun nehirlerinin, Vahş Nehrinin kaynaklarının yanı sıra doğal buzulların büyük bir bölümü de yukarı bölge ülkeler olan Kırgızistan ve Tacikistan'da bulunmaktadır.

Kırgızistan Rusya ve Tacikistan'ın ardından Orta Asya su kaynaklarının zenginliği bakımından üçüncü konumunda yer almaktadır.

Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından Kırgızistan'da baraj inşa etme ve enerji taşıma hatlarının yapılması ile içme suyunun ve tarımcılık sektörünün ihtiyacı olduğu suyun sağlanmasının yanı sıra komşu ülkelere su ve elektrik ihracatı yapılması planlandı.

Kırgızistan'daki Kamber Ata barajı CASA-1000 adı ile de bilinen Orta Asya Elektriğinin Ticareti ve Tacikistan, Afganistan ile Pakistan'a Aktarılması projesinde kilit bir role sahipti. Bu proje hayata geçirilirse Orta Asya ve Güney Asya'nın birbirine bağlanmasında büyük bir gelişim sayılacaktır.

Orta Asya'daki yukarı ülkelerden olan Tacikistan bu bölgenin yüzde 64'lük su kaynaklarını elinde bulundurmaktadır. Sariz adlı dünyanın en derin tatlı su gölü de Tacikistan'da yer alıp Orta Asya'nın ve Batı Asya'nın su ihtiyaçlarını bile karşılama kapasitesine sahip.

Orta Asya'daki Ceyhun ve Zerefşan gibi büyük nehirleri ve ayrıca Seyhun nehrinin havzasının bir kısmı da Tacikistan'da yer almaktadır.

Böyle bir kapasiteye bakıldığında Sovyetler döneminden beri Tacikistan'da hidro elektrik santraller ve barajların inşası her zaman ilgi uyandırmıştır. Bu alanda birçok proje hayata geçirilmiştir.

Bu projelerin en önemlilerinden biri de 1976 yılında Vahş nehrinin üzerinde inşa edilen Ragun barajıdır.

Tabii son otuz yılda Tacikistan'da 221 kadar küçük boyutlu hidro-elektrik santraller inşa edilmiştir. Ancak bu kadar santrale rağmen Tacikistan'ın elektrik ihtiyacı hala karşılanamıyor. Tacikistan doğalgaz ve petrol kaynaklarından mahrum olan bir ülke olarak enerjiye olan şiddetli bağımlılığını gidermek için Ragun hidro elektrik santrali projesini bir an önce bitirmek istiyor. Ragun santrali olmadan Tacikistan'ın CASA-1000 projesi kapsamında Pakistan, Afganistan, Güney Asya ve diğer ülkeler yapacağı öngörülen elektrik ihracatı da pratikte mümkün değildir.

Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan  Orta Asya'nın aşağı bölge ülkeleri olarak bölgesel nehirlerin ortasında veya sonunda yer  almaktalar. Böylece yukarı bölge ülkelerinin bu ülkelere akan suyu kontrol etmesi ve aşırı kullanmaları sonucunda aşağı bölge ülkeleri su sıkıntısı çekebilir.

Kazakistan yer üstü su şebekelerine sahip olan bir ülke olarak çok kısıtlı bir su kaynağına sahiptir. Bu ülkenin en büyük ve önemli su kaynakları Aral, Balkaş ve Zaysan gölleridir.

Aral gölü aslında Kazakistan ile Özbekistan'ın ortak gölü sayılır. Kazakistan'ın su ihtiyacı genellikle dışarıdan özellikle de Çin ve Kırgızistan'dan karşılanmaktadır. Kazakistan bu iki ülkenin aşağı bölgesinde yer alıp Çin'den kaynaklanan 20 ırmak  bu ülkeye dökülmektedir. Bunların en önemlisi İrtiş, İli ve Talas nehirleridir.

Çin'in Batı bölümündeki nüfusun artması bu bölgenin arazilerinin geniş çaplı bir tarımcılık alanına dönüşmesine yol açmıştır. Bu ise, Kazakistan'ın Balkaş gölünün suyunu sağlayan İli ve İrtiş nehirlerinin suyunun azalmasına yol açmıştır.

Yüzde 80'i Çin'de akan İli nehri Kazakistan'ın dışarıdaki su kaynaklarına olan bağlılığının bariz bir örneğidir.

Özbekistan Orta Asya'daki aşağı bölgenin ikinci ülkesidir. Bu ülkenin büyük bir bölümü kuru olup yüzölçümünün sadece yüzde 10'luk bir oranı sulanabilen tarım arazilerinden oluşur.

Pamir sıradağlarından kaynaklanıp Aral gölüne dökülen Seyhun nehri  Özbekistan'ın önemli nehirlerinden biridir. Bu nehir aldığı yolda Fergana vadisini geride bıraktıktan sonra Özbekistan'ın tarım arazilerini doyurup daha sonra Kazakistan'a oradan da Aral gölüne dökülür.

Yine Tacikistan'da bulunan Pamir sıradağlarından kaynaklanan Ceyhun nehri, Özbekistan'ın bir diğer önemli su kaynaklarından sayılır. Bu nehrin bir bölümü Afganistan ile Özbekistan'ın doğal sınırını oluşturup daha sonra Türkmenistan ile Özbekistan sınırı boyunca uzanıp ve ardından Özbekistan sınırlarına girer.

Özbekistan'ın üçüncü önemli nehri ise Zerefşan nehridir. Bu nehir Semerkant ve Buhara gibi şehirleri geride bırakarak sonunda etraftaki çöllere dökülür. Bu yüzden Özbekistan'ın su kaynakları da şiddetli bir şekilde yukarı bölge ülkeleri olan Kırgızistan ve Tacikistan'a bağlıdır.

Türkmenistan Orta Asya'nın aşağı bölgesinin üçüncü ülkesidir. Bu ülke Ceyhun nehri ve Hazar Denizi arasında yer almaktadır. Kötü iklim koşulları yüzünden Türkmenistan'ın büyük bir bölümünde bitkisel örtü çok aza veya genellikle step iklimine hastır.

Bu ülkenin Güney bölgeleri yüksek rakımlarda yer alp daha uygun iklime sahip olmasından dolayı bitkisel örtüsü de daha zengindir.

Türkmenistan'daki nehirler bu ülkenin su ihtiyacını karşılamaktaki en hayati su kaynaklarıdır. Bu ülkenin Doğusunda Ceyhun nehri akmaktadır. Bu nehir Özbekistan ve Türkmenistan'ın ortak sınırını oluşturmaktadır.

Ceyhun nehri de Pamir sıradağlarından kaynaklanıp Karakum çölünü geride bıraktıktan sonra Aral gölüne dökülmektedir. Türkmenistan'daki bir diğer nehir de Murgab ya da Mervrud nehridir. Bu nehir Afganistan'dan kaynaklanıp Ceyhuna paralel olarak akıp daha sonra Karakum çölünde gözlerden kaybolur.

Keşfrud ve Herirud nehirlerinin birleşmesi ile oluşan Tecen nehri Türkmenistan'daki önemli nehirlerden biridir. Afganistan'ın merkezi dağlarından kaynaklanan Herirud İran ile Afganistan'ın ortak sınırını oluşturur. Herirud yolunun devamında İran Horasan'ının Hezar Mesced dağlarından kaynaklanan Keşfrud nehri ile birleşiyor.

Böylece Türkmenistan'ın da tamamen dışarıdan gelen su kaynaklarına muhtaç olduğu söylenebilir.

Ceyhun ve Murgab nehirleri Afganistan'dan, Etrek ve Herirud ise İran'dan Türkmenistan'a akmaktadır.

Türkmenistan Orta Asya'da aşağı bölge ülkeleri arasında yer almasının yanı sıra İran ve Afganistan'a göre de daha aşağı bir bölgede yer almaktadır.

İran ile Türkmenistan ortak su kaynaklarının paylaşılması alanında iyi bir işbirliği düzeyine sahiptirler. Bunun örneği de İran ile Türkmenistan arasında kurulan Dostluk Barajıdır. Bu baraj İran'ın Kuzeydoğusunda bulunan Serahs bölgesinde Herirud nehrinin üzerinde inşa edilmiştir.

Ancak Afganistan İran ve Türkmenistan ile su kaynakları alanında paylaşmaya yanaşmamaktadır. Nitekim Herirud havzasının su kaynaklarının adil ve eşit bir şekilde kullanılması meselesi de hala Tahran ve Aşkabad'ın Kabil ile önemli sorunlarından sayılır. Buna paralel olarak Aral gölünün kuruması ile Türkmenistan'ın Kuzey bölgeleri daha da kırılgan bir duruma düşüp bu ülkenin Daşoğuz eyaletinde çevresel bir facianın yaşanması tehlikesi ile karşı karşıya gelinmiştir.

Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov 73'üncü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda su kaynaklarının dağılımı ve Aral gölünün sorunlarına ilişkin BMGK  oturumunda Ekim 2017'de yaptığı konuşmada Türkmenistan'ın bu konuya olan yaklaşımını şöyle açıkladı:" Türkmenistan su kaynaklarının kullanımında mantıklı bir yol izleyerek suyun tüm dünyanın ortak mirası olduğuna inanıyor. Çünkü su kaynaklarına serbest erişim herkesin temel hakkı sayılır. Ülkelerin ekonomik, sosyal durumu ve geçimi su kaynaklarına erişim ile doğrudan ilişkilidir. Bundan dolayı, eşitlik, saygı ve sorumlu olma Orta Asya ülkelerinin ilişkilerinde hakim olmalıdır. Uluslararası kurallara riayet etmek, bölge ülkelerinin milli kaynaklarına dikkat etmesi ve uluslararası kurumların faaliyetleri su ile ilgili sorunların çözülmesine yol açacaktır. İşte bu Türkmenistan'ın temel isteğidir. Aşkabat Orta Asya ülkeleri ve uluslararası kurumlar ile etkin bir işbirliği mekanizması oluşturmaya yönelik çabalarına devam edecektir. "

Tabii Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından Orta Asya'nın aşağı bölge ülkelerinin fosil enerji kaynaklarını tekele aldıklarını ve bu kaynakları komşularına Sovyetler döneminde imzalanan anlaşmalara aykırı olarak dünya piyasası fiyatları ile sattığı gerçeği de unutulmamalıdır.

Bu girişim Orta Asya yukarı bölge ülkelerini zor durumda bırakmaktadır. İşte bu ülkeler de enerji ihtiyaçlarını gidermek için hidro-elektrik santraller inşa edip böylece su kaynaklarını sınırlandırarak yukarı ve aşağı bölge ülkeleri arasında siyasi gerilimlere neden olmuşlardır. Bu bölgede su, hem bir hedef hem de baskı aracı olarak kullanılmaktadır. Böylece Orta Asya ülkeleri arasındaki gerilim de o kadar ilerlemiş ki kimi uzmanlara göre dünyanın hiçbir yerinde Orta Asya'da olduğu gibi bir su anlaşmazlığı yaşanmamıştır.