Nisan 19, 2016 10:17 Europe/Istanbul

Bugün geçen bölümlerde başladığımız İsfahan seyahatimize kaldığımız yerden devam etmek istiyoruz.

İsfahan kenti güzel tarihî eserleri ve sanatsever insanları yüzünden dünyanın yaşayan müzesi olarak ün yapmıştır. Fransız ünlü ressam Alain Baillhache bu kentin muhteşem ve güzel mimarisi hakkında şöyle diyor: İsfahan sadece sakinleri ve İran milletine ait değildir. Bu kent tarih boyunca insanın yaratıcı eli ve düşüncesi tarafından inşa edilen ve şimdi ve gelecekte yaşayan insanlar için beşeri miras olarak kalan bir kenttir.

 

Değerli dostlar, bugün seyahatimize İsfahan kentinin ünlü caddelerinden biri olan Çarbağ caddesiyle devam ediyoruz.

Bu cadde Safevi döneminde ve kentin gelişmesine paralel olarak bir eğlence mekanı şeklinde inşa edildi ve o çağda dünyanın en güzel caddelerinden biriydi.

Caddenin adından da anlaşıldığı üzere çevresinde çok ünlü bağlar ve bahçeler bulunuyordu. Geniş ve uzun bir cadde olan Çarbağ caddesi göklere uzanan ağaçları ile kentin Devlet kapısı olarak anılan noktasından Soffa dağının eteğine kadar uzanıyordu. Allahverdihan köprüsü ise Çarbağ caddesini Zayenderud ırmağı üzerinde ikiye ayırıyordu, nitekim günümüzde de bu cadde aynı şekilde ikiye bölünmüş bulunuyor.

Çarbağ caddesi Alem Araye Abbasi adlı eserde de belirtildiği üzere, kameri 1006 ve miladi 1598 yılında inşa edildi. İtalyan ünlü seyyah Pietro Dellavalle 1616 yılında İsfahan kentine geldiğinde, en çok Çarbağ caddesini İtalya’nın ünlü caddeleri ile karşılaştırmış ve bu caddeyi takdir ederek, İtalya’nın hiç bir ünlü caddesi Çarbağ kadar güzel olmadığını belirtmiştir.

Safevilerin iktidarı döneminde bir süre İsfahan’da ikamet eden Fransız seyyah Şarden de seyahatnamesinde Çarbağ caddesini şimdiye kadar gördüğü ve duyduğu en güzel cadde şeklinde anlatıyor.

Zamanla Çarbağ çevresinde bulunan bahçelerde ev ve ticari binalar inşa edildi. Öte yandan Çarbağ caddesinin kuzeyinde de bu caddeye benzer bir cadde inşa edildi ve iki caddenin toplam uzunluğu 6 kilometreye ulaştı ve kentin en uzun ve en önemli caddelerinden biri oldu.

Bu caddede araçlar için iki, bisikletler için de iki ve yayalar için de üç özel şerit bulunuyor ve bu şeritleri dört sırada ekilmiş çınar ve kavak ağaçları birbirinden ayırıyor.

Bugün İsfahan kentini ziyaret eden turistler için Çarbağ caddesi göklere uzanan ağaçları, güzel mağazaları ve bazı tarihî eserleri ile dünyanın en güzel caddelerinden biri sayılıyor.

Çarbağ caddesinde asırlardır firuze rengindeki kubbesi ve lacivert fayansları ile turistlerin ilgisini çeken muhteşem bir bina yer alıyor. Bu bina Çarbağ medresesi, Sultani medrese ve Maderşah medresesi adları ile anılıyor.

Aslında İsfahan kentine gelen ve Çarbağ medresesine uğramayan turistlere ender rastlanır. Bu geniş medrese Safevilerin son kralı Sultan Hüseyin döneminde inşa edildi. Medresenin inşaatı yaklaşık on yıl sürdü ve miladi 1714’te tamamlandı.

Çarbağ medresesi aslında çarşı ve kervansarayı da içeren Sultani kompleksinin bir parçası sayılır. Kral Sultan Hüseyin’in annesi komplekste yer alan çarşı ve kervansaraydan elde edilen geliri bu dini medreseye vafkettiğinden medrese, kralın annesi anlamına gelen Maderşah medresesi olarak da anılır.

İsfahan’daki tarihî eserlerin arasında hiç bir eser Çarbağ medresesi kadar fayans işlemeleri bakımından turistleri etkileyememiştir. Öyle ki bazı turistler bu medreseden büyüleyici, harika ve benzeri ifadelerle söz eder.

Çarbağ medresesi 8500 metrekarelik alanı ile dört eyvanlı bir mimariye sahiptir. Binanın dış cephesinde en çok yüksek çatışı ile muhteşem bir giriş bölümü dikkat çekiyor. Giriş bölümünün çevresinde iki katlı tuğladan inşa edilen 17 çift hilal şeklinde kemer yer alır. Giriş bölümü çok zarif fayanslarla beraber rengarenk motifle mukarnes işlemelerle süslüdür. Binanın girişindeki kitabede beyaz renkte Nastalik hattı ile lacivert fayans üzerine medresenin inşa edildiği tarih yazılmıştır. Medresenin iç alanı ise giriş bölümü, iç avlu, kubbe, minare ve odalardan oluşur.

Çarbağ medresesi dört eyvan, büyük bir avlu, bir kubbe ve fevkelade güzel iki minareden oluşur. Eyvanlar medresenin dört yanında yer alır ve her biri, talebelerin ikamet etmesi için iki katlı odalardan oluşur. Binada toplam 150 oda vardır. Yine eski bir nehir medresenin bahçesinde bulunan eski çınar ve kavak ağaçlarının ortasından akar. Bu nehirin suyu Zayenderud ırmağından temin edilir.

Çarbağ medresesinin kubbesi ve minareleri adeta güneş gibi parlar ve üzerleri Safevi döneminin usta sanatçılarının alçı ve fayans işlemeleri ile kaplıdır, öyle ki bu güzel eserler ziyaretçileri hayran bırakır. Uzmanlar medrese binasında işlenen yedi renk fayans ve diğer fayans çeşitleri medreseyi eşsiz bir binaya dönüştürdüğünü belirtir. Bu yüzden Çarbağ medresesi çeşitli fayans işlemelerin müzesi olarak da adlandırılır.

Çarbağ medresesinin bir başka önemli özelliği, üzerinde altın ve gümüş işlemelerin yer aldığı eski ahşap kapısıdır. Bu kapı üzerinde altın ve gümüş işlemeler ve kalemzeni sanatının yarattığı güzellik, kapıyı İsfahan kentinin en değerli kültürel eserlerinden birine dönüştürmüştür.

Gerçekte Çarbağ medresesinde göze çarpan altın ve gümüş işleme ve kalemzeni sanatları, Safevi döneminde doruk noktasına ulaşmıştır. Medresenin kapısında Nastalik hattı ile göze çarpan şiirler, Safevi döneminin usta hattatlarından Muhammed Salih İsfahani’nin eseridir.

Medresenin 12 basamaklı minberi de tek parça mermer taşından yapılmış ve Safevi döneminin haccarlarının en güzel eserlerinden biridir. Minberin hemen yanı başında medresenin güzel mihrabı yer alır.

Gerçekte Çarbağ medresesi İran’ın kameri 10. ve 11. yüzyıllarında mimari sanatının değişime uğraması ve doruk noktasına ulaşmasının tüm detaylarını içeren en mükemmel örnektir.

Çarbağ medresesi bundan yaklaşık dört asır önce dini ilimler merkezi olarak inşa edildi. Bu medrese İslam inkılabı zafere kavuştuktan sonra İmam Sadık –s– dini ilimler merkezi olarak adlandırıldı ve hali hazırda da dini ilimler merkezi olarak kullanılır ve gerçekte İsfahan kentinin en büyük dini ilimler merkezlerinden biri sayılır.

Bu arada medresenin yanında İmam Cafer Sadık –s– kütüphanesi ve İsfahan kentinin tarihî çarşısı yer aldığı, bu mekanların da mimari açıdan fevkelade güzel oldukları ve medresenin ihtişamını arttırdığı belirtilmelidir. 015


Etiketler