Nisan 07, 2020 06:04 Europe/Istanbul

Bu bölümde üç cinayetkar Amerikan askerinin Trump tarafından affedilmesi, Mike Pence ve Mike Pompeo'nun görevden alınma ihtimali ve Trump'ın azil soruşturması konularını ele almaya çalışacağız.

Amerika başkanı Donald Trump Beyaz Saray'a geldiğinden beri Tweetleri, açıklamaları ve kararları ile hep gündemde kalmayı başarmıştır. Onun karakteri, davranışları ve söylemleri öngörülemez olmasının yanı sıra ahlakî ve siyasi davranışları da hep sıradışı olmuştur. Trump söylem ve eylem açısından Amerika'nın en sıradışı cumhurbaşkanlarından sayılır. Son üç yılda ise Trump'ın başkanlık yaptığı dönemde Trump'ın medya organlarının gündeminde olmadığı çok az sayıda gün geride bırakılmıştır. Aslında Trump Amerika'nın dünyadaki itibarını ciddi şekilde bu davranışları ve açıklamaları ile zedelemiştir.

Trump'ın karakteristik özelliklerinden biri de insani ilkelere ve iki taraflı, çok taraflı ve uluslararası anlaşmaları umursamazlığıdır. Trump, "Önce Amerika" sloganı çerçevesinde her türlü insani kurala ve uluslararası hukuka aykırı girişimi geçerli ve meşru saymaktadır. Amerika başkanı Donald Trump en son insanlık dışı girişiminde 19 yıl hapis cezasına çarptırılan Clint Lorance'in de aralarında bulunduğu üç cinayetkâr Amerikan askerini affetti. Amerikan subayı Clint Lorance  2012 yılında Afganistan'da silahsız üç sivil Afgan'a yönelik ateş etme emrini vermiş ve cinayet işlemiş bir askerdi. Bu Amerikan askeri, 2010 yılında da Taliban ile iş birliği yapmakla suçlanan bir Afgan'ı öldürmekle suçlanıyordu. Trump'ın affından yaralanan bir diğer asker de Suriye'de savaş suçu işleyen Edward Gallagher'di.

Trump'ın üç Amerikan askere af kararı çıkarmasının ardından Afganistan eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai Twitter'dan bir mesaj yayımlayarak bu karara şöyle tepki göstermişti: "Bu karar, Afganların kerameti ve yaşamına tam bir saygısızlığın göstergesidir. Bu karar Amerika'nın iddia ettiği değerleri de tamamen anlamsız kılıyor. " 

New York Times gazetesi ise Trump'ın bu af kararına Amerikan üst düzey komutanları ayrıca savunma bakanı Marc Esper ve Amerikan kara kuvvetleri komutanı Ryan Mc. Carthy'nin karşı çıktığına dikkat çekerek böyle bir kararın orduda hakim olan yargı sistemini zayıflattığını ve görev başında olan diğer güçler için de kötü örnek teşkil ettiğini yazdı. 

New York Times gazetesi, George Washington'dan Trump'a kadar tüm Amerikan başkanlarının on binlerce asker için af kararı çıkarttığına değinerek ancak bu af kararlarının sadece askeri hizmet vermeyi terk eden veya emirlere uymayan gençler için çıkarıldığını belirtti. Amerika başkanı Trump'ın cinayet işleyen üç askeri affetmesi ise özet olarak onun üstünlükçü ve ırkçı karakterinin göstergesi olduğu aşikardır. 

Trump başkanlığının bariz özelliklerinden biri de Beyaz Saray ve Federal hükümette görevlendirilenlerin ömürlerinin kısa olmasıdır. Trump üç yıla yakın başkanlık döneminde 40'ı aşkın kişiyi Beyaz Saray ve Federal hükümetten atmış veya onları istifa etmeye mecbur bırakmıştır. Haberler arasında yakın gelecekte görevden alınması söylenen isimlerden biri de Amerika başkanı ulusal güvenlik danışmanı Mike Pence'tir. 

Yeni yayımlanan bir kitabın tahminlerine göre Amerika başkanı Trump, Nikki Haley'i 2020 başkanlık seçimleri sürecinde Mike Pence'in yerine getirmeyi planlıyor. 

News Week dergisi,  " bir uyarı " adlı kitabın bilinmeyen yazarı Amerika Başkanı Donald Trump'ın Amerikan kadınlarının oylarını almak için yardımcı olarak eski Birleşmiş Milletler Teşkilatı elçisini Nikki Haley'i seçmek istediğini yazdığını belirtiyor.  

Bu kitabın bilinmeyen yazarı kendini Trump hükümetinin üst düzey makamlarından biri olarak tanıtıp bu hususta şöyle diyor: "Trump bir kaç kez elinin altındakiler ile 2020 seçimlerinden önce Mike Pence'i görevden almakla ilgili görüş alışverişinde bulunmuştur. " 

Bilinmeyen yazar şöyle bir hatırlatmada da bulunmuştur: " Mike Pence Trump'a tamamen vefalı olsa da Amerikan başkanı her daim değişimden yana olmuştur. Trump açısından vefakar olmak demek ona aşırı derecede hizmet verilmesi demektir. "

Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo da görevden alınma ihtimali gündemde olan Trump hükümetinin tanınmış isimlerinden bir başkasıdır. 

John Walcott ve W. J. Hennigen'in Time dergisinde kaleme aldıkları yazıda bu hususta şöyle yazılmaktadır: "Mike Pompeo  son haftalarda üç tanınmış Cumhuriyetçi'ye Trump hükümetindeki makamından istifa etmek istediğini böylece Kansas eyaletinden gelecek yıl Senato adayı olmak istediğini söylemiştir. "

Bu üç Cumhuriyetçi ise Time'a verdikleri mülakatta şöyle bir açıklamada bulundular: "Peompeo gelecek yılın ilkbahar başlarına kadar Amerika dışişleri bakanı görevinde kalmayı planlamıştı. Ancak Trump ile ilgili açılan azil soruşturması gibi son gelişmeler Pompeo'ya siyasi zarar vermektedir. Bu yüzden onun Trump ile ilişkileri de kararmaktadır. " 

İsimlerinin ifşa olunmasını istemeyen üç Cumhuriyetçi siyasetçi, şöyle bir açıklamada da bulundular: "Trump'ın azil soruşturması ile ilgili tanıklık oturumları arttığı ve şiddetlendiği bir sırada Pempeo bir sorun ile karşı karşıyadır. Pompeo bu makamda kalırsa daha fazla eleştiri alır. Pompeo'nun Amerika başkanı Trump'ın dış siyasetleri karşısında neden diğer diplomatları savunamadığı yüzünden ona ciddi eleştiriler yöneltilebilir. Pompeo son zamanda ise Trump aleyhinde tanıklık eden Amerika'nın eski Ukrayna büyükelçisi Marie Yovanovitch ve William Taylor gibi Amerikan diplomatları savunmaktan kaçınmıştır.

Amerika Dışişleri bakanı Mike Pompeo Ukrayna dosyası ve Donald Trump'ın azil soruşturmasının ilk ve son muhtemel kurbanı değildir. Washington Post'un raporuna göre Donald Trump  Beyaz Saray personeli başkanı Mick Mulvaney'den azil soruşturması hususundaki memnuniyetsizliğinden dolayı onu görevden almakla tehdit etmiştir. Washington Post bilgi sahibi üç kaynaktan naklen Trump'ın özel olarak Mulvaney'nin 17 Ekim basın toplantısından rahatsız olduğunu bildirmiştir. Bu konferansta Mulvaney Trump hükümetinin Kiyev hükümetine 2016 Amerikan başkanlık seçimleri ve de Joe Biden'in rolü hakkında araştırma yapma yönünde baskı uygulamak için Ukrayna'ya askeri yardım vaadinde bulunduğunu iddia etmişti. 

Mulvaney bu konferansın ardından bu açıklamasını düzeltmeye çalışıp Trump hükümetinin Ukrayna'ya Joe Biden hususunda baskı uygulamadığını ve aslında iki tarafının alıp veremediği bir hususun olmadığını duyurdu. 

Trump'ın danışmanlarından biri ise Washington Post'a şöyle demiştir: "Aralık ayından sonra Mulvaney'in Beyaz Saray'dan gittiğine şahitlik edeceğimizi düşünmüyorum. Tabii başkan Trump o basın toplantısından ciddi derecede rahatsızdı çünkü  o gün başkan için çok kötü gündü. " 

Ukrayna soruşturması ve Trump'ın iktidarı kötüye kullanması ile ilgili dosyalar ile ilişkili dinleme toplantılarının oluşturulması ile Amerikan medyasının büyük bölümü ve Trump'ın Tweetleri bu hususa ayrıldı. 

Amerika'nın eski Ukrayna büyükelçisi Marie Yovanoviç'in tanıklık yapması medya tarafından en çok ilgi gören olaylardan biridir. 

Almanya haber ajansının raporuna göre Donald Trump Marie Yovanoviç'in tanıklık ettiği sırada onu itibarsızlaştırmak ve korkutmak amacı ile Twitter'dan mesajlar yayımladı. Amerika temsilciler meclisi istihbarat komitesi başkanı ve Trump'ın azil soruşturması araştırma celsesi başkanı Adam Schiff  Donald Trump'ın bu tweetlerini okuyarak bu girişimin tanıkları korkutmak doğrultusunda olduğunu da dile getirdi. 

Ukrayna soruşturması ve Donald Trump'ın azil soruşturması kapsamındaki tanıkların ifadelerinin yayımlanması ile Amerika başkanı kamuoyu nezdinde daha fazla itibar kaybına uğrayıp 2020 demokrat rakipleri ile arası daha da açıldı. NBC News kanalının yaptığı anketlere göre Amerikan katılımcıların yüzde 70'i Trump'ın Ukrayna soruşturmasında Obama yardımcısı Joe Biden'i itibarsızlaştırma girişiminde kabahatli olduğunu düşünüyor. Harward Kennedy Üniversitesi tarafından sonuçları yayımlanan bir diğer anket ise çoğu Amerikan gençlerinin Trump'ın azli ve onun görevden alınmasına katıldıklarını gösteriyor. 18 ila 29 yaş arası gençlerin katılımı ile yapılan bu anket, katılımcıların yüzde 52'sininin oy veren ve yüzde 58'inin de oy verme ihtimali bulunan kişilerden oluştuğunu bunların da Trump'ın azline ve görevden alınmasına onay verdiğini gösteriyor. 

Bu günlerde Ukrayna soruşturması sürecinde tanıklık oturumları büyük reyting rekorları kırmıştır. Bu tanıklık oturumlarına katılanlardan biri de Albay Alexander Windman, Amerika'nın Ukrayna işlerinden sorumlu üst düzey makamdır. 

Albay Alexander Windman Kongre temsilcileri ve kameralar önünde Donald Trump'ın Ukraynalı mevkidaşı ile telefonda görüştüğü bir sırada Trump'ın yanında olan bir şahıs olarak Amerikan başkanının sözlerinden hayrete düştüğünü ve endişe duymaya başladığını söyledi. 

Windman ayrıca Trump'ın Zelenskiy'den isteğinin de uygun olmadığını dile getirdi. 

Albay Windman şöyle bir ifadede de bulundu: "Duyduklarıma inanamıyordum. " 

Bu üst düzey Beyaz Saray makamı bu sözleri ile 25 Temmuz günü Trump ve Ukrayna cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinde duyduklarını kast etmektedir. 

Şimdi de Ukrayna soruşturmasında Trump'ın gerçekten başkanlık mevkiinde iktidarı kötüye kullanıp kullanmadığı, Ukrayna hükümetini kendi başkanlık seçimleri doğrultusunda kullanıp kullanmadığı hususu araştırılmaktadır. 

Etiketler