Mayıs 18, 2020 23:31 Europe/Istanbul

Bu bölümde Bakara suresinin 245'inci ayetinin ve daha sonra da Leyl suresinin 8 ila 11'inci ayetlerinin sebeb-i nüzulünü ele almaya çalışacağız.

Allahu Teala Bakara suresinin 245'inci ayetinde şöyle buyurmaktadır: "Kim Allah’a güzel bir borç verirse Allah da bunu kat kat fazlasıyla öder. Daraltan da genişleten de Allah’tır ve O’na döndürüleceksiniz."

Ebu Dehdah, hayır işlerde hep ön ayak olan isimlerdendi. Günlerden bir gün  bahçesinde ağaçları suluyordu. Uzaktan oğlu Dehdah'ı kendisine doğru gelirken gördü. Ona şehirde neler olup bittiğini sordu? Oğlu ona " Allah Resulünün camisinden geliyorum. Bugün Allah Resulü infaktan söz ediyordu. Peygamber Efendimiz  kim ki sadaka verirse cennette iki kat mükafatını alacağını söylüyordu. "

Bunu duyan Ebu Dehdah  bahçesini bırakıp şehre, Allah Resulünün yanına gitti ve ona şöyle dedi: "  Ey Allah'ın aziz Peygamberi!  Bugün kim ki sadaka verirse Allah ona iki katını cennette verecek buyurmuşsunuz. Ben dünyadaki servetim iki bahçedir. Şimdi de onları sadaka olarak size sunmak istiyorum. "  Ben de bahçemi sadaka olarak verirsem cennette iki katını bana verecek mi?"  Nur ve rahmet Peygamberi Hz. Muhammed saa başını evet anlamında salladı. Ebu Dehdah sevinç ile şöyle sordu: " Eşim Ümmi Dehdah da benimle mi olacak? " Allah Peygamberi "evet diye cevapladı" 

Ebu Dehdah çocukları ile ilgili de soru sordu ve peygamber efendimizden evet yanıtını duyunca büyük bir heyecanla şöyle dedi: " Ey değerli peygamberim, ben bugün bahçemi Allah yolunda sadaka olarak veriyorum. "

Ebu Dehdah  büyük bir sevinç ile bahçesine geri döndü. Kapıya varınca durdu, içeriye girmedi. Dışarıdan eşi ve çocuklarını sesledi ve şöyle dedi: " Ey Ümmi Dehdah, ben bugün itibarı ile bu bahçeyi Allah yolunda sadaka olarak bahşedip yerine iki katını cennette aldım. Sen ve çocuklarım da benimle olacaksınız. " 

Eşi ve çocukları şaşkınlık içerisinde bahçeden çıktılar. Ebu Dehdah tam olarak her şeyi anlattı. Onlar sevindiler. Ebu Dehdah'ın eşi bu büyük olaydan dolayı Ebu Dehdah'ı tebrik etti.

Ebu Dehdah bahçesini Allah Resulüne hediye ettiği sırada Hz. Muhammed saa şöyle buyurmuştu: " Cennette birçok hurma ağacının dalları Ebu Dehdah için sallanmıştır. "

İşte Bakara suresinin 245'inci ayeti bu olaydan dolayı indirildi. Bu ayette şöyle buyrulmuştur: "Kim Allah’a güzel bir borç verirse Allah da bunu kat kat fazlasıyla öder. ..."

Tabii Ebu Dehdah'ın bu ameli yüzünden  Leyl suresinin 8 ila 11'inci ayetlerinin de indirildiği söylenmektedir. Bu da onun bonkörlüğü ve zekasını gösteriyor. Sohbetimizin devamında ise bu konu hakkında konuşacağız. 

Sıcaklık had safhaya ulaşmıştı. Artık hurmaların bile sıcaklıktan piştiği mevsim gelip çatmıştı. Ensariler hurmaları dermek için  bağının meyve dolu hurma ağaçlarına tırmanıyordu. Öyle hurma ağaçları ki meyvaları ile eğilmiş ve hurmalık tarlasının yanı sıra fakir komşunun evine de gölge salmıştı. 

Komşu evde oynamakta olan çocuklar  Ensari erkeğini görüp oyunlarını bırakıp onun hurma dermesini izlemeye başladılar. Erkek hızlı bir şekilde hurmaları dererken  komşu çocukları hasret dolu bakışlar ile onu izliyorlardı. Belki de ondan bir hibe bekliyorlardı. 

Çocukların fakir babaları uzun zamandı eve hiç hurma getirmemişti. Ağacın üstündeki Ensari çocukları görse de onlara aldırmadı. Bu sırada Ensari ağacın üstünde hareket ederken bir kaç taze hurma komşunun avlusuna düştü. 

Çocuklar büyük bir sevinç ve heyecanla düşen hurmalara doğru koşup her biri iki üç tane aldı ve yemeye başladı. 

Ensari erkek öfkeli bir şeklide küfür ede ede bahçesinden komşunun avlusuna atladı. Çocuklar ise korku içerisinde hurmaları bırakıp kaçtılar. Kaçarken çocukların biri yere düştü. Hurmaların geri kalanını toplamakta olan Ensari ise hemen kendini ona ulaştırdı. Ancak onun elinde hurma bulmadı. Çocuk nefes nefese kalmış ve az önce yemeye başladığı hurmayı tam olarak yutmamıştı. Ensari tam bir öfke ile parmağı ile çocuğun ağzından hurmanın kalanını çıkardı. Çocuk panik içerisinde annesine doğru gitti. Anne ona doğru gelip onu kucakladı ve böylece çocuk da ağlamaya başladı. Diğer çocuklar ise nefret dolu bakışları ile cimri Ensari erkeğe bakmaya başladılar. Bunun ardından Ensari erkek de bahçesine geri dönmek istedi. 

Olayın yaşandığı sırada evde olan çocukların babası olan bitenleri görünce dayanamayıp Ensari erkeğe şöyle dedi: "  Neden böyle yapıyorsun?İnsan değil misin sen?Bir tane hurma bu kadar cimrilik yapmaya değer mi? "

Buna karşılık ise Ensari erkek tam bir utanmazlık içerisinde şöyle dedi: "Çocukların hurmalarımı çaldılar ve sen utanmazlık içerisinde onları mı savunuyorsun?  "

Yoksul baba bunu duyunca şöyle dedi: " Allaha and olsun ki hemen şimdi Allah Resulününün yanına gidip seni şikayet edeceğim. "

Yoksul baba Allah Resulü'nün yanına gidip Ensari erkeği şikayet etti. Şöyle dedi: " Ağaçlarından hurmalar avlumuza düşünce izinsiz avluya inip onları  topluyor. Çocuklarım düşen hurmalardan yemeye çalışınca da ellerinden alıyor hatta boğazlarından çıkarmaya çalışıyor. Halbuki birçok hurma tarlası vardır. Ancak ben onun komşusu olarak biraz bile olsun eve hurma getiremiyorum. 

Allah Resulü güven verici bakışları ile onu avutmaya çalışıp üzüntüsünü sözleri ile giderdi ve onu evine gönderdi. Ancak kendi pak ve nahif ruhuna tam bir keder hakim oldu. Ardından birini  Ensari erkeğin yanına gönderip onun yanına gelmesini istedi. 

Ensari erkek  Allah Resulü yanına gelip karşısında oturdu. Peygamber Efendimiz şefkat dolu bakışları ile şöyle buyurdu: " Ey adam! Komşunun evinin avlusuna kadar uzanan evinin bahçesindeki hurma ağacını bana bırak ve ben onun yerine sana cennette bir ağaç veririm. Bu ne güzel bir alışveriştir. "

Ensari erkek başını kaldırıp öfke ile şöyle dedi: " Hayır olmaz. Ey Allah'ın Peygamberi! Ben o bahçemde birçok hurma ağacına sahibim ancak bu ağacın hurmaları farklıdır. Bu bahçe ise tüm bahçelerim ve hurma tarlalarım arasında en güzeli ve en iyisidir. Ben bu bahçeyi bırakmak istemem. Buna ilaveten benim cennet ağaçlarına bir ihtiyacım yoktur çünkü  burada birçok hurma tarlasına ve bahçesine sahibim. Bu bana yeter. "

Ensari bunu söyledi ve hemen çıktı. 

Cami pek kalabalık değildi. Namaz kılınmış ve herkes gitmişti. Ebu Dehdah Allah Resulü ve Ensari erkeğin sözlerine kulak misafiri olmuştu. Birden aklına bir şey geldi. Acele bir şekilde kendini Peygamber Efendimiz'e ulaştırıp şöyle dedi: " Ey Allah Resulü! Ensari erkek ile yaptığınız konuşmaya kulak misafiri oldum. Ben gidip o hurma bahçesini alıp onu size versem ona vermek istediğinizi bana da verir misiniz? "

Peygamber Efendimiz evet diye başını salladı.  Peygamber Efendimizin cevabı Ebu Dehdah'ı sevindirdi. Ardından Ebu Dehdah camiden ayrıldı. 

Ebu Dehdah Ensari erkeği tanıdığından dolayı hızlı bir şekilde onun peşine düştü ve onu bir kaç sokak ötede görünce sesledi. İki kişi yan yana yürümeye başladı ve Ensari erkeğin bahçesine doğru yola koyuldu. Ensari şöyle diyordu: " Biliyor musun,  bu hurma bahçesi benim biriciğimdir.  Medine'de bulunamayacak hurmalar verir. " Ardından sinsi bir gülümsemenin ardından şöyle dedi: " Bir şey daha var. Biliyor musun Muhammed  bu bahçedeki bir ağaca karşı cennette bana bir ağaç vermek istiyordu. Ancak ben kabul etmedim. "

Ebu Dehdah şöyle dedi: "  Satmak ister misin şu bahçeyi? "    Bu sırada her ikisi de bahçeye vardılar. Ensari erkek eli ile sözü geçen hurma ağacını gösterdi ve şöyle dedi: " İşte orada.  Tüm ağaçlardan daha uzun olanı." 

Ebu Dehdah hurma ağacına kısa bir bakış attı ve fiyatını sordu. Cimri erkek şöyle dedi: " Onu kırk hurma ağacı ile değiştirebilirim. " Bunu duyan Ebu Dehdah Allah Resulünün sözlerini aklında yineleyerek " Tamam kırk hurma ağacı verdim gitti. " dedi. 

Bir süre sonra Ebu Dehdah sevinç dolu bir şekilde Allah Resulünün yanına gelip şöyle dedi: " Ey Allah Resulü! Hurma ağacını sahibinden aldım. Artı o ağaç da sizindir. " Olayın başından beri duruma şahitlik edenler ise şaşkınlık içerisinde Ebu Dehdah'a  nasıl bunu yapıp o kişiyi razı edebildin diye sordular.  Ebu Dehdah onlara durumu anlattı ve bire karşı kırk hurma ağacını o kişiye verdiğini söyledi. Bunu duyan Allah Resulü gülümsedi yerinden kalktı ve yoksul kişinin evine doğru yola koyuldu. 

Allah Resulü, Ebu Dehdah ve sahabelerinden bir kaçı yoksul kişinin evine vardılar. Cimri Ensari erkek de evinin önünde durup olup bitenleri izlemekte idi. Yoksul baba evinin kapısını açtı. Bir an Peygamber Efendimiz'in şefkat dolu yüzüne gözlerini dikti ve sonra başını öne eğip utanarak şöyle dedi: "  Buyursaydınız ben gelirdim. Zahmet etmeseydiniz. "  Peygamber Efendimiz elini yoksul babanın omzuna koyup şöyle dedi: " Çocuklarını getir ve bu ağaç hurmasından onlara hurma der. Bu hurma ağacı artık sizin. "

Allah Resulü bu sözleri eda ederken yüzünden vahiy aldığı anlaşıldı. Göz kapakları kapandı ve mübarek alnında ter damlası görüldü. Cebrail as Leyl suresinin 8 ila 11'inci ayetlerini Hz. Muhammed saa'e iletti ve böylece  bonkörlere ve eli açıklara beşarette bulundu ve cimrileri yerdi. 

Leyl Suresinin 5  ila 11'inci ayetlerinde şöyle buyurulmaktadır: "﴾5﴿   Artık kim cömert davranır, günah işlemekten sakınırsa;﴾6﴿   Bunların güzel karşılığına da inanırsa;﴾7﴿   Biz onu işin kolayına yönlendiririz.(8)Ama kim cimrilik eder, kendisiyle yetinirse;﴾9﴿   Güzel karşılığı da yalan sayarsa;﴾10﴿   Biz onu zora sokarız.   ﴾11﴿ Kabir çukuruna düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez."