Eylül 04, 2020 16:12 Europe/Istanbul

Bu bölümde Kermanşah eyaleti özellikle de şehrini daha yakından sizler ile tanıştırmak istiyoruz.

Kermanşah çalkantılı ancak bir o kadar da görkemli bir tarihi geçmişe sahip olan bölgedir.  Bu bölgenin halkının sağlamlığı ve salabetli duruşu her zaman, tarih boyunca dillere destan olmuştur. Öyle bir duruş ki  Zagros sıradağlarının zirveleri kadar yükseklerde ve kayaları gibi sağlamdır. 

 

İran'ın Batısında bulunan Kermanşah bölgesi  Zagros sıradağlarının ortalarında yer almakta. İklimi, dağlık bölgede bulunması ve de doğal mağaraları ve sığınakları ile taş devrinden beri insanların ilgi odağında yer almıştır. Kermanşah halkı antik çağdan beri tarihin ilklerine ev sahipliği yapmışlardır.     

Yaklaşık 9 bin yıl önce yerkürenin ısınması ile  mağarada yaşamaya yönelen, yer değiştirmeden yaşayan ilk insanlar bu bölgede yaşamışlardır.  Bunlar  pişirilmemiş kerpiçleri yapanlar ve bu malzemeyi  ev yapımı ve çalışma alanlarında kullanan ilk insanlardırlar.   Batı Asya bölgesinin Milat Öncesi 9800 ila 7400 yılları arasında bulunan Neolitik Çağındaki ilk köy bile bu bölgede kurulmuştur.  Kermanşahlılar  antik çağda  çömleği ve toprak işlerini keşfederek  çalışmalarında zanaate yönelen ilk insanlar olmuşlar ve birçok eser geriye bırakmışlardır. 

Kermanşah şehri ise İran'ın en kalabalık dokuzuncu şehri ve ülkenin mega kentlerinden sayılıp aynı adı taşıyan eyaletin de merkezi olmuştur.  Kermanşah İran'ın kültürel ve tarihi kentlerinden sayılıp  Kuzey'den  Ferruh Şad Dağı, Kuzey Batı'dan TağBostan ve Güney'den de Sefidkuh dağı ile sınırlandırılan  bir şehir olup  Doğuyu Batı'ya bağlayan anayollardan birinin üzerindedir.  

Bu bölgenin ismi ile ilgili de bazı tahminler bulunmaktadır.  Ker kelimesinin dağ anlamına geldiği ve "man" ekinin de mekan ve yer eki olduğu söylenmektedir. Kurmanc ise dağda yaşayan anlamındadır. Kermançan, Kermaçan veya Kermaşan da Kurmancların bölgesi veya dağda yaşayanların bölgesi anlamındadır. Ayrıca Kerman ve Şah kelimelerinden oluşan Kermanşah sözcüğünün  Sasanilerin dördüncü kralı Behram'ın lakabı da olduğu söylenmektedir. Burada da Kermanşah dağların ve dağlık bölgenin kralı anlamındadır. 

Kermanşah'ın Bistun bölgesinde bulunan taş yazıtlarda da  Kermanşah kelimesinin  "Medlerin kutsal mekanı " anlamına geldiği söylenen  Kar-May-Siyay ifadesinin bu bölgenin isminin kökeni olduğu yönünde düşünceler vardır.   Kermanşah ayrıca  tarih öncesi yerleşimler kalıntıları açısından da İran ve Batı Asya bölgesinin önemli bölgelerindendir.  

Kermanşah'ta insanların yaşamına dair en kadim eserler ise Paleolitik döneme aittir.  Bu eserler arasında 200 bin yıllık  taştan yapılmış el baltasına değinmek mümkün. İran'da ilk kez araştırılan mağara da Kermanşah'ın Bistun bölgesinde bulunan Şekarçiyan Mağarasıdır.   Bu mağarada   İran'daki neandertal insanların kemik kalıntıları bulunmuştur.  Neandertal insanların kalıntıları ayrıca bu bölgenin Mertarik ve Meraftab mağaralarında da bulunmuştur.  Kermanşah şehrinin  Kuzeyindeki mağaralarda ise o dönemlere ait birçok taş malzeme ve alet de bulunmuştur. 

Batı Asya'da ilkel köy yaşamlarına ait en eski mekanların bazıları da Kermanşah şehrinin etrafında yer almaktadır. Bunlar arasında Gencderre, Serab ve Asiyab bölgelerine değinmek mümkün.  Bunlara ilaveten  Gencderre bölgesinde keçilerin evcilleştirilmesine dair en eski deliller de bulunmuştur. 

Kermanşah, tarihi açıdan  antik çağdan itibaren  Asya'nın  Mezopotamya'ya açılan kapısı olarak da görülmektedir.  Tarihi metinlerde de görüldüğü gibi  İran platosu, Çin ve Hindistan ahalisinin  Mezopotamya'ya bu bölge üzerinden bağlandığı söylenmektedir. Bu yol ise bu belgelerde Kral Yol olarak bilinmektedir. 

Milat öncesi 4'üncü milenyumda ise Kermanşah eyaleti   önemli ticari merkezlerden biri  olmuştur.   O dönemdeki tüccarlar ise  Şuş ve Mezopotamya bölgesi tüccarları ile bu bölge aracılığı ile ticaret yapıyorlardı.  Arkeolojik çalışmalarda da   Kengaver şehri etrafındaki Gudin ve İslamabad şehrinin Batısındki Çağagavane bölgesinde  çarşıların olduğuna dair kalıntılara rastlanmıştır. Bu da bölgenin o dönemde ticari olarak revaçta olduğunu gösteriyor.  

Babil ve Aşurilerin yazıtlarına göre ise Zagros insanları  bu bölgeyi korumak üzere Mezopotamyalılar ile sürekli bir çekişme ve sürtüşme içerisinde olmuş ve çoğu zaman da önemli zaferler elde etmişlerdir. Bu dönemden itibaren ise Zagros vadileri ve dereleri  yüzyıllar boyunca  İranlı hükümdarların ve medeniyetin beşiği olmuştur. Eski dönemlere ait Serpol Zehab bölgesi taş yazıtlar ve taş kabartmalarında da  bu olaylar anlatılmıştır. 

Tarihi eserler ve kalıntılara göre  Medler'in  İran'ın Batısında bulunan Kermanşah ve Kordestan bölgesindeki geçmişleri 3 bin yıl önceye kadar dayanmaktadır.  Bu bölgeler ise Zagros sıradağları etrafında ve üzerinde yer almaktadır.   Nineva'nın düşmesi ve Aşurilerin Hvahşatara kralı tarafından  çöküşe sürüklenmesi sürecinde de Nişayi antik kentinde yetiştirilen  süvari Medler  ve güçlü atları bu galibiyette büyük rolleri vardı.  Arkeologlar ve Batı Asya uzmanları ise bu bölgede tarihi anlamda Kürt ve Farsların yaşadıklarını söylüyorlar.  Bilim adamı merhum Reşid Yasemi ise " Kürtler ve Etnik Kökenleri" isimli kitabında şöyle yazmıştır:"  Kürtler, Medler ve Perslerin kardeşliğinin semeresi olan etnik gruptur. " 

Kermanşah kelimesi  eski Pehlevi metinlerinde de görülen bir kelimedir. Örneğin   Erdeşir Babekan Karnesi isimli eserde bu bölgeye Kordan Şah olarak işaret edilmiştir.   Kermanşah ya da Kordan Şah   Sasani kralı Dördüncü Behram'ın bu bölgeye taktığı bir isim olarak da değerlendirilmektedir.   İran'ın antik  kitapları  ise Kermanşah'ın  Divbend Tahmurs tarafından yapıldığına da değinmişlerdir. 

İslam'dan sonra da  Kermanşahan bölgesi  her daim İranlıların ilgi odağında yer almıştır. Eskiden beri ise Kermanşah Şiilerin kutsal gördüğü Irak'taki İmamların türbelerinin ziyaret yolu üzerinde yer almış ve bu açıdan da büyük önem taşımıştır.  Safeviler döneminde ise    Bistun, Mahideşt, Kasrışirin, Polekohne ve benzeri gibi  kervansarayları ve hanlarının yapımı ile bu bölge ziyaretçilerin dinlenmesi açısından ve rahat bir yolculuk yapmalarına adına büyük bir öneme sahip olmuştur. 

İslam dünyasının tanınmış coğrafyacılarından İbni Havkal ve İstahri ise  Kermanşah'ı su zengini sayısız antik binaları olan  güzel bir şehir olarak tanımlamışlardır.  Mukaddesî ise  "Ahsanül Takasîm isimli kitabında şöyle yazmıştır:"  Kermanşahan bölgesi, Hemeden, Rey ve İsfahan'ın yanı sıra İran'ın güzel şehirlerinden olup Azeduddevlet Deylemi'nin de görkemli sarayının bulunduğu bir bölgedir. "

Selçuklular döneminde ise Kermanşah bayındır bir şehir olarak Kordestan bölgesinin de en önemli şehri konumuna gelmiştir.   O dönemden itibaren  Kermanşah'ta birçok eser geriye kalmıştır. Bu eserler ise bu şehrin  Hicretin 5 ve 6'ncı şehrinde bayındır bir şehir olduğunu gösteriyor. 

Geçmişte ise Moğollar, Timuriler ve Osmanlı Türkleri  bu şehre saldırmış ve bu şehre ağır darbeler indirmişlerdir.   Buna rağmen cesur Kermanşah halkı  şehirlerini yenilemiş ve yıkımları tekrar bayındırlığa çevirmişlerdir. 

Kaçarlar döneminde ise Kermanşah bölgesi  siyasi ve toplumsal olarak ilgi odağında yer almıştır.  Bu dönemde Kermanşah  tekrar parlak bir kent olma dönemini yaşadı.  Fethali Şah Kaçar döneminde  Muhammed Ali Mirza Devlet Şah prensinin  Kermanşahan'ın yöneticisi olarak atanması ile bir kez daha Kermanşah bölgesi  küresel ticaret, ve modern ticarete açıldı.  Bu çerçevede Kermanşah Asya, Avrupa ayrıca Rusya ile ticareti geliştirdi ve bu süreçte bir çok yabancı tüccar bu bölgeye akın etti. 

 Şehircilik ve tarihi önemli kaynaklar ise  Kaçarlar döneminde Kermanşah şehrinin yapısal olarak  çarşı, yönetim mekanları, cami ve ana meydan etrafındaki mahallelerden oluştuğunu gösteriyor. Bun unsurlar ise o dönemde yüksek bir hisar içinde yer almıştır.  Bu arada   Kaçar hükümdarları ve prenslerinin  ticaret desteklemeleri ve çarşı ve gümrüklerin geliştirilmesi   şehrin gelişmesinin en önemli etkeni olarak görülmüştür.  Ayrıca farklı mahallelerde bulunan, camiler, tekkeler ve de Irak'taki kutsal mekanlara doğru giden yollar, Abşuran Nehri, Kuzey ve Güneyde bulunan yükseklikler, engin ovaların da mahallelerin bir birine kenetlenmesinde ve Kermanşah'ın birleşmesinde önemli payı olduğu söylenmektedir. 

Müavinül Mülk tekkesi, Beygler Beygi tekkesi, Hace Baruh evi, Tarike bazar adı ile bilinen Kermanşah geleneksel çarşısı,  İmadüddevle  camisi, Hac Şehbazhan Camisi, Kermanşah Ulu Camii ve diğer tarihi camiler Kermanşah'ın görkemli tarihin göstergelerindendir.  Son onyıllara kadar ise Kermanşah'ın  İran'ın 5'inci önemli eyaleti olduğu söylenmelidir. 1316 yılında  ülkede sınırların yeniden çizilmesi ile  10 eyaletten 5'incisi olarak belirlendi.  O dönemde bu eyalet  İlam, İslamabad, Kermanşah, Senendec, Melayir ve Hemedan şehirlerinin de bulunduğu eyaleti kapsıyordu.  İslam devriminin ardından ise Baas Rejiminin dayattığı savaşın ardından   Kerşmanşah eyaletinin durumu değişti ve bu eyalet  savaşın ilk gününden son gününe kadar  kara ve havadan saldırılara maruz kaldı ve bu tarihten önce ve sonra da  çatışmalara sahne oldu.  Bu bölge  sekiz yıllık savaş döneminde  9800 şehidi ile 19 bin gazisi ve 1750 de serbest bırakılmış esiri ile İslami devrime katkıda bulundu.  Kermanşah eyaleti ayrıca  8 yıllık savaş döneminde  1150 kez bombalandı.  Bu eyaletin  farklı yerleşim alanları bile  Baas Rejimi güçlerinin hava saldırılarına maruz kaldı.