Medeniyetin Beşiği Kermanşah-2
Bu bölümde Kermanşah eyaleti özellikle de şehrini daha yakından sizler ile tanıştırmak istiyoruz.
Kermanşah çalkantılı ancak bir o kadar da görkemli bir tarihi geçmişe sahip olan bölgedir. Bu bölgenin halkının sağlamlığı ve salabetli duruşu her zaman, tarih boyunca dillere destan olmuştur. Öyle bir duruş ki Zagros sıradağlarının zirveleri kadar yükseklerde ve kayaları gibi sağlamdır.
İran'ın Batısında bulunan Kermanşah bölgesi Zagros sıradağlarının ortalarında yer almakta. İklimi, dağlık bölgede bulunması ve de doğal mağaraları ve sığınakları ile taş devrinden beri insanların ilgi odağında yer almıştır. Kermanşah halkı antik çağdan beri tarihin ilklerine ev sahipliği yapmışlardır.
Yaklaşık 9 bin yıl önce yerkürenin ısınması ile mağarada yaşamaya yönelen, yer değiştirmeden yaşayan ilk insanlar bu bölgede yaşamışlardır. Bunlar pişirilmemiş kerpiçleri yapanlar ve bu malzemeyi ev yapımı ve çalışma alanlarında kullanan ilk insanlardırlar. Batı Asya bölgesinin Milat Öncesi 9800 ila 7400 yılları arasında bulunan Neolitik Çağındaki ilk köy bile bu bölgede kurulmuştur. Kermanşahlılar antik çağda çömleği ve toprak işlerini keşfederek çalışmalarında zanaate yönelen ilk insanlar olmuşlar ve birçok eser geriye bırakmışlardır.
Kermanşah şehri ise İran'ın en kalabalık dokuzuncu şehri ve ülkenin mega kentlerinden sayılıp aynı adı taşıyan eyaletin de merkezi olmuştur. Kermanşah İran'ın kültürel ve tarihi kentlerinden sayılıp Kuzey'den Ferruh Şad Dağı, Kuzey Batı'dan TağBostan ve Güney'den de Sefidkuh dağı ile sınırlandırılan bir şehir olup Doğuyu Batı'ya bağlayan anayollardan birinin üzerindedir.
Bu bölgenin ismi ile ilgili de bazı tahminler bulunmaktadır. Ker kelimesinin dağ anlamına geldiği ve "man" ekinin de mekan ve yer eki olduğu söylenmektedir. Kurmanc ise dağda yaşayan anlamındadır. Kermançan, Kermaçan veya Kermaşan da Kurmancların bölgesi veya dağda yaşayanların bölgesi anlamındadır. Ayrıca Kerman ve Şah kelimelerinden oluşan Kermanşah sözcüğünün Sasanilerin dördüncü kralı Behram'ın lakabı da olduğu söylenmektedir. Burada da Kermanşah dağların ve dağlık bölgenin kralı anlamındadır.
Kermanşah'ın Bistun bölgesinde bulunan taş yazıtlarda da Kermanşah kelimesinin "Medlerin kutsal mekanı " anlamına geldiği söylenen Kar-May-Siyay ifadesinin bu bölgenin isminin kökeni olduğu yönünde düşünceler vardır. Kermanşah ayrıca tarih öncesi yerleşimler kalıntıları açısından da İran ve Batı Asya bölgesinin önemli bölgelerindendir.
Kermanşah'ta insanların yaşamına dair en kadim eserler ise Paleolitik döneme aittir. Bu eserler arasında 200 bin yıllık taştan yapılmış el baltasına değinmek mümkün. İran'da ilk kez araştırılan mağara da Kermanşah'ın Bistun bölgesinde bulunan Şekarçiyan Mağarasıdır. Bu mağarada İran'daki neandertal insanların kemik kalıntıları bulunmuştur. Neandertal insanların kalıntıları ayrıca bu bölgenin Mertarik ve Meraftab mağaralarında da bulunmuştur. Kermanşah şehrinin Kuzeyindeki mağaralarda ise o dönemlere ait birçok taş malzeme ve alet de bulunmuştur.
Batı Asya'da ilkel köy yaşamlarına ait en eski mekanların bazıları da Kermanşah şehrinin etrafında yer almaktadır. Bunlar arasında Gencderre, Serab ve Asiyab bölgelerine değinmek mümkün. Bunlara ilaveten Gencderre bölgesinde keçilerin evcilleştirilmesine dair en eski deliller de bulunmuştur.

Kermanşah, tarihi açıdan antik çağdan itibaren Asya'nın Mezopotamya'ya açılan kapısı olarak da görülmektedir. Tarihi metinlerde de görüldüğü gibi İran platosu, Çin ve Hindistan ahalisinin Mezopotamya'ya bu bölge üzerinden bağlandığı söylenmektedir. Bu yol ise bu belgelerde Kral Yol olarak bilinmektedir.
Milat öncesi 4'üncü milenyumda ise Kermanşah eyaleti önemli ticari merkezlerden biri olmuştur. O dönemdeki tüccarlar ise Şuş ve Mezopotamya bölgesi tüccarları ile bu bölge aracılığı ile ticaret yapıyorlardı. Arkeolojik çalışmalarda da Kengaver şehri etrafındaki Gudin ve İslamabad şehrinin Batısındki Çağagavane bölgesinde çarşıların olduğuna dair kalıntılara rastlanmıştır. Bu da bölgenin o dönemde ticari olarak revaçta olduğunu gösteriyor.
Babil ve Aşurilerin yazıtlarına göre ise Zagros insanları bu bölgeyi korumak üzere Mezopotamyalılar ile sürekli bir çekişme ve sürtüşme içerisinde olmuş ve çoğu zaman da önemli zaferler elde etmişlerdir. Bu dönemden itibaren ise Zagros vadileri ve dereleri yüzyıllar boyunca İranlı hükümdarların ve medeniyetin beşiği olmuştur. Eski dönemlere ait Serpol Zehab bölgesi taş yazıtlar ve taş kabartmalarında da bu olaylar anlatılmıştır.

Tarihi eserler ve kalıntılara göre Medler'in İran'ın Batısında bulunan Kermanşah ve Kordestan bölgesindeki geçmişleri 3 bin yıl önceye kadar dayanmaktadır. Bu bölgeler ise Zagros sıradağları etrafında ve üzerinde yer almaktadır. Nineva'nın düşmesi ve Aşurilerin Hvahşatara kralı tarafından çöküşe sürüklenmesi sürecinde de Nişayi antik kentinde yetiştirilen süvari Medler ve güçlü atları bu galibiyette büyük rolleri vardı. Arkeologlar ve Batı Asya uzmanları ise bu bölgede tarihi anlamda Kürt ve Farsların yaşadıklarını söylüyorlar. Bilim adamı merhum Reşid Yasemi ise " Kürtler ve Etnik Kökenleri" isimli kitabında şöyle yazmıştır:" Kürtler, Medler ve Perslerin kardeşliğinin semeresi olan etnik gruptur. "
Kermanşah kelimesi eski Pehlevi metinlerinde de görülen bir kelimedir. Örneğin Erdeşir Babekan Karnesi isimli eserde bu bölgeye Kordan Şah olarak işaret edilmiştir. Kermanşah ya da Kordan Şah Sasani kralı Dördüncü Behram'ın bu bölgeye taktığı bir isim olarak da değerlendirilmektedir. İran'ın antik kitapları ise Kermanşah'ın Divbend Tahmurs tarafından yapıldığına da değinmişlerdir.
İslam'dan sonra da Kermanşahan bölgesi her daim İranlıların ilgi odağında yer almıştır. Eskiden beri ise Kermanşah Şiilerin kutsal gördüğü Irak'taki İmamların türbelerinin ziyaret yolu üzerinde yer almış ve bu açıdan da büyük önem taşımıştır. Safeviler döneminde ise Bistun, Mahideşt, Kasrışirin, Polekohne ve benzeri gibi kervansarayları ve hanlarının yapımı ile bu bölge ziyaretçilerin dinlenmesi açısından ve rahat bir yolculuk yapmalarına adına büyük bir öneme sahip olmuştur.
İslam dünyasının tanınmış coğrafyacılarından İbni Havkal ve İstahri ise Kermanşah'ı su zengini sayısız antik binaları olan güzel bir şehir olarak tanımlamışlardır. Mukaddesî ise "Ahsanül Takasîm isimli kitabında şöyle yazmıştır:" Kermanşahan bölgesi, Hemeden, Rey ve İsfahan'ın yanı sıra İran'ın güzel şehirlerinden olup Azeduddevlet Deylemi'nin de görkemli sarayının bulunduğu bir bölgedir. "
Selçuklular döneminde ise Kermanşah bayındır bir şehir olarak Kordestan bölgesinin de en önemli şehri konumuna gelmiştir. O dönemden itibaren Kermanşah'ta birçok eser geriye kalmıştır. Bu eserler ise bu şehrin Hicretin 5 ve 6'ncı şehrinde bayındır bir şehir olduğunu gösteriyor.
Geçmişte ise Moğollar, Timuriler ve Osmanlı Türkleri bu şehre saldırmış ve bu şehre ağır darbeler indirmişlerdir. Buna rağmen cesur Kermanşah halkı şehirlerini yenilemiş ve yıkımları tekrar bayındırlığa çevirmişlerdir.
Kaçarlar döneminde ise Kermanşah bölgesi siyasi ve toplumsal olarak ilgi odağında yer almıştır. Bu dönemde Kermanşah tekrar parlak bir kent olma dönemini yaşadı. Fethali Şah Kaçar döneminde Muhammed Ali Mirza Devlet Şah prensinin Kermanşahan'ın yöneticisi olarak atanması ile bir kez daha Kermanşah bölgesi küresel ticaret, ve modern ticarete açıldı. Bu çerçevede Kermanşah Asya, Avrupa ayrıca Rusya ile ticareti geliştirdi ve bu süreçte bir çok yabancı tüccar bu bölgeye akın etti.
Şehircilik ve tarihi önemli kaynaklar ise Kaçarlar döneminde Kermanşah şehrinin yapısal olarak çarşı, yönetim mekanları, cami ve ana meydan etrafındaki mahallelerden oluştuğunu gösteriyor. Bun unsurlar ise o dönemde yüksek bir hisar içinde yer almıştır. Bu arada Kaçar hükümdarları ve prenslerinin ticaret desteklemeleri ve çarşı ve gümrüklerin geliştirilmesi şehrin gelişmesinin en önemli etkeni olarak görülmüştür. Ayrıca farklı mahallelerde bulunan, camiler, tekkeler ve de Irak'taki kutsal mekanlara doğru giden yollar, Abşuran Nehri, Kuzey ve Güneyde bulunan yükseklikler, engin ovaların da mahallelerin bir birine kenetlenmesinde ve Kermanşah'ın birleşmesinde önemli payı olduğu söylenmektedir.

Müavinül Mülk tekkesi, Beygler Beygi tekkesi, Hace Baruh evi, Tarike bazar adı ile bilinen Kermanşah geleneksel çarşısı, İmadüddevle camisi, Hac Şehbazhan Camisi, Kermanşah Ulu Camii ve diğer tarihi camiler Kermanşah'ın görkemli tarihin göstergelerindendir. Son onyıllara kadar ise Kermanşah'ın İran'ın 5'inci önemli eyaleti olduğu söylenmelidir. 1316 yılında ülkede sınırların yeniden çizilmesi ile 10 eyaletten 5'incisi olarak belirlendi. O dönemde bu eyalet İlam, İslamabad, Kermanşah, Senendec, Melayir ve Hemedan şehirlerinin de bulunduğu eyaleti kapsıyordu. İslam devriminin ardından ise Baas Rejiminin dayattığı savaşın ardından Kerşmanşah eyaletinin durumu değişti ve bu eyalet savaşın ilk gününden son gününe kadar kara ve havadan saldırılara maruz kaldı ve bu tarihten önce ve sonra da çatışmalara sahne oldu. Bu bölge sekiz yıllık savaş döneminde 9800 şehidi ile 19 bin gazisi ve 1750 de serbest bırakılmış esiri ile İslami devrime katkıda bulundu. Kermanşah eyaleti ayrıca 8 yıllık savaş döneminde 1150 kez bombalandı. Bu eyaletin farklı yerleşim alanları bile Baas Rejimi güçlerinin hava saldırılarına maruz kaldı.