Ekim 02, 2020 20:23 Europe/Istanbul

Bu bölümde Karaciğer hastalıkları ve tedavi yöntemleri ile ilgili konuşacağız.

Sindirim sistemi hastalıkları genel olarak besin maddelerinin vücuda alınması, yemeklerin sindirilmesi ve genel olarak da sağlık durumuna doğrudan etki yapabilir.  Sindirim sistemi ağızdan başlanıp makata kadar devam etmektedir.Bu yüzden sindirim sistemi hastalıkları geniş çaplı hastalıkları kapsamaktadır.  Bu nedenden dolayı sindirim sistemi hastalıklarını  sindirim sistemi organlarına göre incelemek yerinde olacaktır. Sohbetimizin devamında geçen bölümde olduğu gibi  karaciğer hastalıkları ile ilgili konuşacağız. 

Karaciğer hastalıklarından biri de hepatittir.  Bu hastalık aynı seviyede kalıp ya da  gelişerek  karaciğer fibrozisi veya karaciğer kanserine dönüşebilir.  Hepatit virüsü   bu hastalığa yakalanmanın asıl nedenidir. Ancak kimi zaman   virüsler, enfeksiyonlar, aşırı doz ilaç alma veya otoimmün hastalıkları da Hepatite yol açabilir.  Hepatit A, B,C,D ve E insan vücudunda görülen beş farklı hepatit virüsünden dolayı kaynaklanırlar. 

Beş Hepatit türü hastalığına yol açan virüs ölümcül, bulaşıcı ve hızlı  yer değiştirme özelliklerinden dolayı kaygı verici hastalıklara sebebiyet verirler.  Genel olarak  Hepatit B ve C   milyonlarca insanda daha ölümcül ve şiddetli hastalıklara yol açabilir.  Bu iki virüs  insanların karaciğer sirozu ve kansere yakalanmanın en önemli etkenleridir.

Hepatit virüsü ilk başta karaciğer hücreleri arasında yayılır ve bu da  karaciğerin performansını baltalar. Hastaya sebebiyet veren bu virüsten korunarak, antikor ve aşı sayesinde hepatiti önlemek mümkün.  Ancak şimdilik sırf hepatit A ve hepatit B türü için aşı olduğu söylenmelidir.  Hastalığın zamanında sindirim sistemi uzmanı tarafından teşhisi de bu hastalığın tedavisinde yardımcı olur ve hastalığın ilerlemesi ve belirtilerinin artmasını da engeller. 

 

  Hepatit hastalığı taşıyan kişinin yemeği, içeceği veya dışkısı ile temasa geçen her iki   Hepatit A'ya yakalanabilir.  Bu hastalığın belirtileri bir kaç hafta kadar  kişide görülse de ancak zaman içerisinde tamamen ortadan kaldırılabilir.  Hepatit A'ya yakalanan kişi aslında ömrünün geri kalan kısmında bu virüse karşı da aşılanmış sayılır. Ancak bu durum kişinin diğer Hepatit türlerine karşı doğal bağışıklık ve aşı kazandığı anlamına gelmez. 

Hepatit B türü hastalığı virüsü ise genellikle kişinin kanını etkiler.  Her kişi genellikle korunmamış cinsel ilişkiye girerek,  virüse bulaşmış enjeksiyon aletleri kullanarak bu hastalığa yakalanabilir. Uzun süredir Hepatite yakalanan anneler ise  hamilelik dönemlerinde bu hastalığı bebeklerine de bulaştırırlar. 

Hepatit B türü hastalığı virüsüne yakalanan bir kişi  uzun süre bu hastalık ile baş etmek zorunda kalabilir.  Çünkü bu virüs güçlü bir virüs olup  hayat boyunca kişi ile beraber hayatını sürdürebilir.  Bu virüse yakalanmış çocuklar ve bebeklerde Hepatit B türünün ömür boyu sürmesi ihtimali daha fazladır. 

Hepatit C hastalığı ise  kanda görülen bir virüs olarak hasta kişinin kanının başka bir insanın kanına karışarak bulaşan bir hastalık türüdür.  Bu çerçevede en yaygın bulaşma şekli sterilize olmayan enjeksiyon aletlerinin ortak kullanımıdır. Kimi durumlarda Hepatit  virüsü hiçbir tedavi görmeden bu hastalıktan kurtulurlar.  İyileşen kişiler artık bu hastalığa yakalanmayacaklardır.  

Hepatit C hastalığı tedavi edilmezse  kronik hepatite dönüşüp kanda uzun süre varlığını sürdürecektir.  Bu hastalık kimi zaman yirmi yıl kadar sürerek karaciğer  sirozu veya karaciğer ülserine dönüşebilir.   Karaciğer sirozu sorunu yaşayan kişilerden bazıları ise  karaciğer kanserine yakalanabilirler. 

Hepatit D hastalığı ise genellikle Hepatit B hastalığının sık görüldüğü ülkelerde daha fazla görülmektedir.  Hepatit D virüsü  kimi zaman marjinal enfeksiyon olarak yani Hepatit B virüsü ile beraber ortaya çıkar ve kimi zaman da  kişinin Hepatit B virüsüne yakalanmasının ardından ikincil bir virüs olarak kişiyi etkiler.  

Korunmamış cinsel ilişki, sterilize olmayan enjeksiyon aletleri  veya virüslü kanı aktaran diğer yollar  bu hastalığı vücuttan vücuda taşıyabilir.  

Hepatit E ise gelişmiş ülkelerde en yaygın Hepatit türüdür. Bu virüsün uzun süreli etkisi söz konusu değildir.  Bu tür hepatit genellikle gebe kadınlar ve çoğunlukla da hamilelik döneminin son üç ayında yaşanır.  Hepatit E virüsü  virüsün bulaştığı insan veya hayvanın dışkısında bulunur. Ancak genel olarak virüsün bulaştığı içecek veya yiyeceklerin tüketilmesi ile vücuttan vücuda geçen bir hastalıktır.  Bu hastalığın yayılma ve bulaşma oranı ise Hepatit B türüne göre daha düşüktür. 

Hepatit türlerine doğru tespit koymak için genellikle biyopsiye baş vurular. Biyopside karaciğerin ufak bir parçası örnek doku olarak alınır ve üzerinde tahliller ve testler gerçekleştirilir.  Teşhis koyulduktan sonra hepatit türüne özel olarak tedavi yöntemleri uygulanır. 

Hepatit hastalıklarını önlemek için kimi girişimler ve önlemler kaçınılmazdır.  Aşılanmak  hepatit virüslerinden korunmak için en önemli ve en temel adım sayılır.  Bu çerçevede  1 ila 18 yaş arası çocuklar 2 ila 3 dönem içerisinde aşılanırlar.  Erişkinlerde ise ilk aşıdan  6 ila 12 ay sonra  ikincil  aşı da yapılmalıdır.  Bu aşıların 15 ila 20 yıl kadar vücudu bu hastalıklara karşı koruduğu belirtilmektedir.  Doktorlar ise  tüm bebekler ve kişilerin 18 yaşa kadar muhakkak aşılanmalarını istiyorlar.  Bu virüse karşı korunmak için  6 ila 12 ay içerisinde  3 dönem aşı yapılmalıdır. 

Karaciğer hastalıklarından bir başkası da Karaciğer apsesidir. Bu durumda kirli sıvı, bakteriler, mantarlar veya parazitlerden dolayı karaciğerde birikir ve iltihaplanmaya yol açar.  Karaciğerde birden fazla apse oluşabilir. Bu nadir hastalık genellikle yaşlılarda görülür. Karaciğer apsesi  genellikle bakterilerin  artması ile kör bağırsak, bağırsaklar veya safra kanalları aracılığı ile meydana gelen bir durumdur.  

Göğsün sağ alt kısmından göğüs kafesi ağrısı,  dışkının kil rengine dönüşmesi, idrarın koyulaşması, ateş, titreme, iştah kaybı, kusma, mide bulunması, karnın üst sağ kısmında ağrılar veya karnın tüm bölümlerinin ağrıması, istenmeyen kilo kaybı, sarılık ve fiziksel zafiyetler karaciğer apsesi belirtilerinden olabilir. 

Karaciğer apsesi ölümcül bile olabilir.  Karaciğerdeki apseler ve sıvı içerikli şişler patlayıp içindeki kirli sıvı karın boşluğu, akciğerler, akciğerleri kapsayan zara, kalbe veya beyine akıp bu organlara zarar verebilir.   Genel olarak karaciğer apsesi  kan tahlili, röntgen, sonografi, bilgisayar yardımlı tomografi, aspirasyon, karaciğer taranması, karaciğer performansı ölçülmesi veya dışkı tahlili ile teşhis koyulabilir.   Tedavi türü de  enfeksiyona neden olan etkene, apselerin sayısına ve türüne bağlıdır.  İlk adım çerçevesinde  karaciğer enfeksiyonu  antibiyotik ilaçlar veya anti mantar ilaçlar ile tedavi edilmeye çalışılır. İlaçlara ilaveten  apselerin içindeki sıvılar da aspirasyon yöntemi ile  boşaltılabilir. 

Karaciğer hastalıkları arasında karaciğer zehirlenmelerine de değinmek mümkün. Karaciğer zehirlenme hastalıkları, kimi ilaçların kullanılması sonucu, vitaminlerin, hormonların, bitkisel ilaçların veya çevresel ilaçların alınması sonucu ortaya çıkan bir durumdur.  Bu durum virüsler ve diğer bağışıklık sistemi hastalıklarının karaciğere zarar verdiği gibi belirtilere yol açar.  Kullandığınız ilaçların broşürleri ve rehber yazılarına baş vurmanız şarttır. Böylece bu durumu önleyebilirsiniz. 

Karaciğerin ilaçların alınması sonucu zehirlenmesine erken teşhis koyulursa  daha kolay tedavi edilir.   Karaciğer zehirlenmesinin tam nedeninin belirlenmesi ise daha kut durumlar ile karşılaşılmasını engelleyip karaciğer nakli durumunu da ortadan kaldırır.  Genelde doktorlar  kullandığınız ilaçlar hakkında sorular sorarak  onların size zarar verici olup olmadığını incelemeye çalışır.  Ancak yine de karaciğer zehirlenmesi durumunu tetikleyen ilaçların alımı durdurulduğunda  sindirim sistemi uzmanı karaciğer performansını ölçecek tahliller ve testler önerir.   Bu çerçevede kimi zaman da karaciğer zehirlenmesine teşhis koymak için   karaciğer enzimlerinin düzeyi azaltılır. 

Parasetamol, kolesterol düşürücü ilaçlar ve bitkisel ve tamamlayıcı ilaçlar, karaciğere zarar verebilen ilaçlar sayılırlar.  Karaciğer zehirlenmesi belirmeden önce  ciddi karaciğer belirtileri ortaya çıkacaktır.  Bu çerçevede kusma, iştahsızlık, karnın üst sağ kısmında rahatsızlıklar, vücudun tüm bölgelerinin kaşınması, idrarın koyulaşması ve sarılık görülebilir.

Karaciğer zehirlenmesini önlemek için  ister bitkisel ister sentetik ilaçlarınız, vitamin ve beslenme tamamlayıcılarınızın listesini elinizde bulundurun.  Bu listeyi her doktora gidişinizde de yanınıza alın.  Karaciğer hastalıkları yaşayan birinin  her hangi bir ilaç almadan önce uzman doktoruna danışması da şarttır.