Medeniyetin Beşiği, Kermanşah-9
Bu bölümde Kermanşah eyaleti sınırları içerisinde bulunan antik ve tarihi mezarlıkları inceleyeceğiz.
İran'ın Batısında yer alan Kermanşah eyaletinin tarihi ve antik eserlerinden biri de dağlarda oyulan ufak odalardır. Arkeolojide katakomb ismi ile bilinen bu tarihi eserler daha çok Medler ve Ahamenişler dönemine aitler. Bu yapılarda gömülen cesetlerin yanı sıra, bazı eşyalar da bulunmaktadır. Katakomblar genellikle dış cepheye de sahip olup sütunlar ile de süslenirler.
Aslında farklı kültürleri, ritüelleri ve törenleri anlamak için milletlere ait antik mezarlıklarını incelemek önemlidir. Din felsefesi ve tarihi ayrıca sosyoloji bile insanın ölümü, yokluğu ve varlığı ile felsefe yürüten antik kavimlerden geriye kalan eserleri göz önünde bulundurmadan doğru sonuçlar elde edemez ve geçmişte yaşayanların inançlarını ve bu inançların insanlık tarihini doğru şekilde değerlendiremez. Kermanşah eyaletinde ise ölüm sonrası hayata işaret eden birçok antik ve arkeolojik eser bulunmaktadır. Bu eserler ise antik İran halkı arasında ölülerin önemini yansıtmaktadır.
Kermanşah'ın Kel Davud köyünde bulunan Medler dönemine ait Dokan-e Davud ismi ile tanınan bir taş mezar bulunmaktadır. Bu taş mezar tarihi bir katakomb olarak Kermanşah-Serpol Zehab karayoluna 100 metre uzaklıkta yer almıştır. Bu katakomb büyük bir kayanın ortasında oyulmuştur. Yükseklikte bulunmasından dolayı içine erişim yerden mümkün değildir. Bu kayanın altında ise iki bin yıllık geçmişe sahip mezarlar bulunmaktadır. Bu mezarlarda yatan cenazeler farklı yöntemlerle gömülmüşlerdir. Bu katakombun içinde adakların bırakılması için beş raf ve bir de eliptik mezar bulunmaktadır.

Bu kaya mezarlığı da diğer katakomblar gibi önünde 10 metre uzunluğunda bir sahanlık bulunmaktadır. Bu sahanlığın arka kısmı ise ön kısma göre daha küçüktür. Bu kaya mezarlığının eni 2 metre, yüksekliği ise 2 metre 60 santimdir. Bu kaya mezarlığının sahanlığının çevresi ise kimi görüntüler ile süslenmiştir. Kaya mezarlığının giriş bölümünün iki tarafında neredeyse bozulan sırf temelleri ve başları geriye kalan sütunlar görülmektedir. Sütunların alt kısmı kare şeklindedir. Bu sahanlığın arka kısmındaki duvarda ise 2 metre ene boya ve yüksekliğe sahip bir odaya açılan bir kapı bulunmaktadır.

Bu kaya mezarlığının sekiz metre altında ise kayanın dış cephesine dikdörtgen şeklinde bir görüntü oyulmuştur. Bu taş oymasında uzun bir giysi giyen, şapka giyen, esne ve kulak etrafındaki saçları şapka ile örtülen bir kişinin profil görüntüsü çizilmiştir. Bu kişinin bir eli dua etme simgesi olarak yukarıya doğrudur.
Arkeologlara göre bu kaya mezarlığı son Medya kralı Pers kralı Kuroş tarafından yenilen Astiages ya da Ajidehak'a aittir. Tarihi kaynaklara göre Pers kralı Kuroş iki İranlı ırkı sayılan Pers ve Medleri birleştirerek dinlere, inançlara, gelenek göreneklere ve ırklara saygıya dayalı olan tarihin en görkemli imparatorluğunu kurmuştur.

Nakş-ı Rostem'deki Ahameniş krallarının mezarlarına benzerlikler gösteren bu kaya mezarlığı ile ilgili şöyle analiz yapmak mümkün: Görünen o ki bu mezarlık Medya krallığının sonlarında ve Kuroş kraliyetinin başında kralın gömülmesi için yapılmıştır. Zaten bu kaya mezarlığı Pasargad ve Persepolis gibi mekanlardaki mezarlara ve türbelere de mimari açıdan benziyor.
Kermanşah eyaletindeki bir başka tarihi mekan da Hersin bölgesinin Güney Batı'sından 25 kilometre uzaklıkta bulunan İshakvend ve Sekvend katakomblarıdır. Bu çerçevede bölgede Medler dönemi, milattan önce yedinci ve altıncı yüzyıllara ait üç kaya mezarlığı bulunmaktadır. Alman arkeolog Ernest Herzfeld ise İran platosunda bulunan en kadim kaya mezarlıkların sayısının 6 kadar olduğunu hepsinin de İran'ın Batı'sında yer aldığını yazmıştır.
Alman arkeolog Ernst Herzfeld ise bu kaya mezarlığının Gaumata'ya ait olduğunu savunuyor. Ona göre yerli halkın kullandığı Sekvend ismi Gaumata'nın öldürüldüğü kale ismi ile örtüşmektedir. Ancak doğal olarak Birinci Daryuş tarafından hayatı son bulan Gaumata'nın bir mezarlığa ve türbeye sahip olması pek mantıklı gelmiyor.
Bölgede bulunan kaya mezarlıklarının etrafında ise farklı oymalar göze çarpmaktadır. Ortanca kaya mezarlığının üstünde 1 metre 87 santim yüksekliğinde olan karşıdan görüntülenen bir kişinin portresi yapılmıştır. Bu kişinin uzun bir elbise giydiği, ellerini dua etmek için yüzünün önünde tuttuğu görülmektedir. Onun karşısında ise bir metre yükseklikte bir meşale ve bir de meşalelik görülmektedir. Bu meşaleliğin arkasında ise ellerini yukarıya doğru kaldıran bir şeyi elinde tutan biri çizilmiştir.
Kermanşah eyaletinde bulunan bir başka tarihi eser de Sahne şehrinin Kuzeyindeki dağlarda bulunan Sahne kaya mezarlığıdır. Bu bölgede ayrıca Derbend ve de Keykavus ya da diğer adı ile Şirin ve Ferhat kaya mezarlıkları da bulunmaktadır. Kimi uzmanlar ise bu kaya mezarlıkları Medlere ait iki katlı mezarlıkların nadir örneklerinden sayılırlar. Bu kaya mezarlıklarının zeminden yüksekliği 50 metreyi aşmaktadır. Bu kaya mezarlıklarının önünde bir sahanlık oluşturulmuş ve sahanlığın iki tarafında da iki taş sütün yer almaktadır. Bu sütunların ise sırf alt ve gövdesinin bir kısmı yer almıştır. Bu iki sütun Rusların giriş kapısını kırmak için kullandığı top atışları sonucu yıkılmıştır. Ayrıca bu top atışları sonucu giriş kısmındaki oymalar da yok olmuştur.

Bu kaya mezarlıkların giriş kısmının üstünde kanatlı bir güneş simgesi yer almıştır. Bu odaların Doğu ve Batı duvarlarında ise 1.62 yüksekliğinde ve 82 santimetre eninde mezar çukurları raflar halinde kazılmıştır.
Bu iki raf arasında ise alt kata inen dikdörtgen şeklinde bir giriş görülmektedir. Alt odada ise taşın oyulması sonucu ortaya çıkarılan bir mezar görülmektedir. Bu mezarın yanında da bir raf görülüyor. Bu odanın Kuzey kısmında adakların ve hediyelerin bırakılması için iki küçük raf yapılmıştır. Genelde sütunların alt kısmı, oyulma şekli ve alt odanın mimarisinden yola çıkarak bu kaya mezarlığının Ahamenişler öncesi döneme ait olduğu söylenebilir.
Büyük kaya mezarlığından yüz metre ötede Doğu istikametinde yapılmış bir başka kaya mezarlığı bulunmaktadır. Bu kaya mezarlığı büyük kaya mezarlığına benzemesinden dolayı bu iki eserin de aynı zamana ve döneme ait oldukları söylenmektedir.

Kermanşah eyaletinde bulunan bir başka tarihi kaya mezarlığı da San Rostem'dir. Bu kaya mezarlığı Kermanşah şehrine 64 kilometre mesafede yer almaktadır. Her türlü taş yazıt, süs ve yazının olmamasından dolayı bu eserin geçmişi hakkında fazla bilgi yoktur. Bu çerçevede bu eserin Medya, Ahamenişler, Seleukos, Part veya Arşak İmparatorluğu ve ya hatta Sasaniler dönemine ait olduğu söyleniyor. Yerli Kürtçe konuşan halk ise bu kaya mezarlığını San Rostem ismi ile tanıtıyor. San, Kürtçe'de taş anlamındadır.
San Rostem kaya mezarlığı bölgedeki diğer kaya mezarlıkları gibi dağın ortasında değil yolun kenarında bir oda şeklinde yapılmıştır. Ayrıca diğer kaya mezarlıklarının tersine San Rostem yerle aynı hizadadır. Bu tarihi eser giriş kapısının yanı sıra tavanda da süs görevi yapan çizgileri vardır. Bu kaya mezarlığının tavan kısmı kavisli olup genel olarak da girişin üst kısmından 20 santim daha yukarıdadır.
Kermanşah eyaletinde bulunan bir başka tarihi mezarlık ise Serpolzehab ilçesinde dağın eteğinde bulunan Berd Aşıgan kaya mezarlığıdır. Bu mekanda da taş yazıtlar veya süsleme eserleri olmadığından dolayı tam tarihi bilgilere ulaşmak mümkün değildir. Kürtçe konuşan yerli halk bu bölgeyi Berd Aşıkan yani aşıkların taşı olarak tanıyorlar.
Berd Aşıgan kaya mezarlığı dağın ortasında bulunmayan diğer kaya mezarlıkları gibi büyük bir kayanın içinin oyulması ile ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca diğer kaya mezarlıklarından farklı olarak bu kaya mezarlığı da yerle aynı düzeydedir. Berd Aşıgan'ın oyulduğu taş dikdörtgen kareyi anımsatmaktadır. Bu taşın uzunluğu 5.5 metre, eni 4.4 metre ve yüksekliği de iki buçuk metre kadardır. Bu büyük kaya parçasının içi oyulmuş ve küçük bir oda yani mezarlık hazırlanmıştır.
Bu kaya mezarlıklarının incelenmesi sonucu elde edilen bilgiler İran'ın antik tarihinde bile insanların ölüm sonrasında ruhun var olacağına inandığını gösteriyor. Bu inanca göre ölenlerin mezarına onun kullandığı araç gereçler, yiyecekler ve giysiler bırakılırdı. Daha önceki dönemlerde ise kişilerin mesleğine göre, öldükten sonra mesleklerinde kullandıkları araçları yanlarına bırakılırdı. Genellikle de ölüler 20 santimetreden daha fazla derinliği olmayan mezarlara gömülürlerdi. Genelde bulunan iskeletler ise bükülmüş ve yarı çember şeklindedir. Ancak kimi zaman ölenler cenin şeklinde yani ayakları karınlarına bükülerek gömülüyordu.
Metalin de kullanılmaya başlaması ile ölülerin mezarlarına altın, gümüş ve değerli taş eşyaları ve takıları da bırakıldı. Aslında bu gelenek, antik çağın gerçeklerini anlamakta büyük yardımı dokundu. Çünkü bugüne kadar elimize ulaşan takılar ve mücevherlerin neredeyse tamamı mezarlıklar ve mezarlarda bulunmuştur.