Sağlık Bülteni-38
Bu bölümde geçen bölümde olduğu gibi Safra Kesesi hastalıkları ile ilgili konuşacağız.
Sindirim sistemi hastalıkları genel olarak besin maddelerinin vücuda alınması, yemeklerin sindirilmesi ve genel olarak da sağlık durumuna doğrudan etki yapabilir. Sindirim sistemi ağızdan başlanıp makata kadar devam etmektedir. Bu yüzden sindirim sistemi hastalıkları geniş çaplı hastalıkları kapsamaktadır. Bu nedenden dolayı sindirim sistemi hastalıklarını sindirim sistemi organlarına göre incelemek yerinde olacaktır. Sohbetimizin devamında safra kesesi ile ilgili konuşacağız.
Safra kesesi kanseri, safra kesesinden başlayan nadir kanser türlerindendir. Safra kesesi kanserine ilk aşamalarda teşhis koyulursa tedavi edilme ihtimali de yüksektir. Ancak çoğu safra kesesi kanseri durumları son aşamalarda teşhisi yapılır ve bu da iyileşme oranını düşürür. Aslında safra kesesi kanserine teşhis koymak zordur. Çünkü bu kanser türü genellikle belirtisizdir. Ayrıca safra kesesinin organların arasında gizli olması da durumu zorlaştırır.
Safra kesesi kanserinin tedavi için hastanın genel sağlık durumuna ve hastanın önceliklerine bağlıdır. Sindirim sistemi uzmanının ilk hedefi safra kesesi kanseri yok etmektir. Ancak kanser tamamen yok edilemediği zaman doktor kanserin gelişmesini önlemeye çalışır. Bunun için kemoterapi ve radyoterapiye baş vurulabilir.
Mevcutta safra kesesi kanseri veya safra kesesi tümörünün neden ortaya çıktığı bilinmiyor. Doktorlar safra kesesi kanserinin safra kesesinin sağlık hücrelerinde mutasyon yaşandığı ve diğer hücrelerin de öldüğü zaman ortaya çıktığını savunuyorlar. Buna göre ölü hücreler birikip safra kesesinde tümör oluştururlar. Ardından bu tümör büyüyüp büyüyüp diğer organlara da bulaşıyor. Çoğu durumlarda safra kesesi kanseri safra kesesi iç yüzündeki hücrelerden başlar. Bu tür kansere adenokarsinom ismi verilir.
Kadın cinsiyeti, yaşlılık, safra kesesi taşı hastalığı, safra kesesi polipi ve kronik safra kesesi enfeksiyonu da safra kesesi kanserinin ortaya çıkış riskini arttırmaktadır. Karın ağrısı, özellikle de sağ üst kısımdaki ağrılar, gaz şişkinliği, ateş, sebepsiz yere kilo kaybı, mide bulunması ve sarılık, safra kesesi kanseri ve tümörü belirtilerinden sayılabilirler.
Safra kesesi kanserine teşhis koymak için farklı testler ve tahliller önerilebilir. Kan tahlili, safra kesesinin ultrasonunun çekilmesi, bilgisayar yardımlı tomografi ve MR bu yöntemlerden sayılır. Doktorlar safra kesesi kanseri teşhisi koyduklarında bir sonraki aşamada hastalığın hangi aşamada olduğunu belirlemeye çalışırlar. Buna göre de uygun tedavi veya gelişmeyi önleme yöntemini seçerler. Laparoskopi, kolanjiyo pankreatografi retrogrid endoskopi, manyetik rezonans kolanjiyografi ve cilt üzerinden yapılan trans hepatik kolanjiyografi safra kesesi kanallarını ve içini incelemek için baş vurulan yöntemlerdir.
Safra kesesi kanseri ilk aşamalarda olup sırf safra kesesinde görülürse cerrahi yapılarak safra kesesinin kaldırılması ile bu tür kanserden kurtulmak mümkün olacaktır.Yine kanser hücreleri safra kesesinden çıkarak özellikle de karaciğerin bir kısmını de bulaştırmışsa tekrar cerrahi yapılarak karaciğerin bir kısmı ve safra kesesi ve kanalları kaldırılarak kanser ortadan kaldırılabilir.
Mevcutta cerrahiden başka önerilen diğer tedavi yöntemlerin kanserin dönmemesinde ne kadar etkili olduğu bilinmiyor. Ancak kimi araştırmalar bu yöntemlerin faydalı olduklarını gösteriyor. Bu çerçevede kimi doktorlar kemoterapi, radyoterapi veya her ikinin karışımını safra kesesi kanserinin tedavisi olarak önerirler.
İlerlemiş safra kesesi kanseri ise safra kanallarının tıkanmasına ve yan etkilerin ortaya çıkmasına neden olur. Safra kanallarının tıkanıklığının giderilmesi ve kanserin tedavisi için belli yöntemler bulunmaktadır. Bu çerçevede cerrahi süreçlerinde iç boş metal yuvarlak bir alet safra kanallarına yerleştirilir ve böylece bu kanalların açık kalması sağlanır. Diğer cerrahi türünde ise tıkanıklık yaşanan kanalların etrafında yeni safra kanalları açılır. Buna safra bypass cerrahisi denir.
Safra kesesi polipleri de safra kesesinde görülen bir başka hastalıktır. Bu tür polipler rastgele safra kesesi kaldırma operasyonlarında veya safra kesesi ultrasonlarında görülürler. Bu polipler safra kesesi dışına da çıkan hücrelerin anormal gelişmesi sonucu ortaya çıkar. Safra kesesinde bulunan poliplerin büyük bölümü iyi huyludurlar. Genelde ufak olurlar. Ancak kimi durumlarda büyük olup kötü huylu da olabilirler. Safra kesesi poliplerinin tek tedavisi kolesistektomi ya da safra kesesinin kaldırılmasıdır.
Safra taşları sorunundan kurtulmak için de aynı yöntem önerilir. Ancak yine de cerrahi dışı kimi yöntemler önerilmektedir.
Safra kesesi polipi genellikle belirtisizdir. Aslında poliplerin büyümesi ile safra kesesi kanseri riski de artar. Bir polipin boyutu bir santimi aşarsa genellikle kanseri önlemek için safra kesesinin kaldırılması önerilir. Genelde safra kesesi sorunları erken teşhis edildiğinde daha az sağlık sorunu da yaşanır.
Safra kesesi polipinin nedeni belirsiz sayılır. Ancak safra kesesi polipi, 50 yaş üstü olmak, kadın cinsiyeti, böbrek taşı hastalığı, kronik hepatit B hastalığı ve beslenme tarzında yüksek diyet lifleri tüketmekle alakalı olabilir. Çoğu durumlarda safra kesesi poliplerinin bir belirtisi yoktur. Ancak nadir durumlarda karın ağrısı, kusma ve mide bulunması sorunları yaşanır.
Aslında safra kesesi polipleri de beş tür olabilirler. Bu çerçevede kolesterol,adenomiomatozis, iltihaplanma, adenom ve neoplazma poliplerine değinmek mümkün. Safra kesesi polipine teşhis koymak için doktor hastadan sağlık geçmişi ile ilgili sorular sorduktan sonra onun karın muayenesini yapar ve karnında acı olup olmadığın inceler. Ardından testlere ve özel yöntemlere baş vurur.
5 milimetreden daha büyük olan safra kesesi polipleri ultrason ile teşhis koyulabilir. Ultrason poliplerin sayısı ve boyutlarını belirleyip kolesterol veya adenom türünden olup olmadıklarını da ortaya çıkarabilir. Ancak polipin iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığı bu yöntemle kesin bir şekilde belirlenemez. Endoskopik ultrason ve yüksek çözünürlüklü ultrason da iyi ve kötü huylu poliplerin teşhisinde yardımcı olur. Bilgisayar yardımlı tomografi, MR ve damar içi kolesistografi de safra kesesi poliplerinin teşhisinde yardım olabilir.
Safra kesesi polipinin acıya ve rahatsızlığa yol açmadan tedavisi veya kontrolü zaruri değildir. Bir santimetreden küçük olan neoplastik olmayan polipler genelde tedavisi bırakılır. Ancak yine de uzmanlar poliplerin gelişme sürecini denetler. Buna rağmen hasta cerrahi yapmaya hazırsa cerrahi yapılır ve polipler kaldırılır. Böylece kanser riski tamamen ortadan kalkar. Kaldırılmayan polipler 6 ila 12 ay aralar ile doktor tarafından muayene edilmelidir. İnsanı rahatsız eden 10 milimetreden büyük polipler ise cerrahi ile kaldırılmalıdır. Bu çerçevede laparoskopi ve kolesistektomi cerrahileri yapılır.
Laparoskopi cerrahi yöntemi bir santimetreden daha küçük poliplere sahip olanlara önerilir ve kanser riskini ortadan kaldırır. Kolesistektomi cerrahi yöntemi ise 1 santimetreden daha büyük veya genelde 10 santimetreden daha büyük polipleri kaldırmak için önerilir. Bu tür cerrahi açık bir cerrahi türü sayılıp karında 2 ila 4 inch kadar yarık yardımı ile yapılır.
Bu çerçevede örnek doku alınır ve polipin kanserojen olup olmadığı incelenir.
Safra kesesi poliplerini önlemek için hiçbir özel rejim söz konusu değildir. Safra kesesi polipleri genellikle safra taşı ile alakalı olduğundan dolayı safra taşını önleyen beslenme tarzı burada da etkili olabilir. Bu çerçevede safra kesesi poliplerini önlemek daha sonra bu polipleri tedavi etmekten çok da tasarruflu ve daha da etkili olduğu söylenebilir.
Kiloyu kontrol etmek ve temel öğünlerin muhakkak yenilmesi bu çerçevede önem arzetmektedir. Kilo vermek istiyorsanız bunu kademeli olarak yapmalısınız. Kilo verirken yanlış bir beslenme tarzından sakınmak veya aşırı açlık çekmek yerine en iyisi doktorunuza bu hususta danışın.
Düşük seviyede doymuş yağ ve az kolesterol tüketin. Tatlı tahıllar, beyaz pirinç, ekmek, makarna ve tatlılar da safra kesesi hastalıkları riskini arttırabilirler. Esmer pirinç, buğday ekmeği, balık, zeytin yağı ve sirke tüketmeye çalışın. Ve son olarak da gazlı içeceklerden sakının.