Nisan 30, 2016 07:08 Europe/Istanbul

Hatırlanacağı üzere geçen bölümlerde feministlerin toplumun gerçeklerini gündeme getirmekte aşırıya kaçtığını belirttik.

Feministlerin sosyal gerçekleri aşırı derecede abartmaları veya görmezden gelmeleri nedeni ile sorun yaşadıkları ve yenilgiye uğradıkları bir diğer konu, "moda sanatı ve güzellik" konusudur. Bu programda moda ve güzellik konusunda feministlerin tefrite dayalı görüşü, kapitalist toplumun ifratı, ve İslam dinin dengeli bakış açısını ele alacağız. Birlikte dinleyelim.

 

İnsanlık tarihinde mevcut olaylardan biri, "moda ve güzellik"tir. Moda kelimesi anlam itibarı ile zevk, stil ve teknik olarak kullanılıyor ve terim olarak da bir toplumun zevkine göre geçici bir yaklaşım ve metodolojidir. Modaya uymak, giyinme, misafir ağırlama, muaşeret, süsleme ve davranışı gibi bireyin yaşam tarzını en son örneklere uygun olarak biçimlendirmesidir, böylece toplumda yaygın olan yeni bir örneğe uyulmaya çalışılır. Sosyologlar bir toplum gelenekleri kadar yerleşmeyen ve kurumsallaşmayan yeni bir toplumsal harekete, " sosyal moda" diyorlar.

 

Yüce Allah, inansı her zaman tek düzeylikten kaçan ve sürekli yenilikler peşinde olan biri olarak yaratmıştır. İnsanın bu özelliği onu, her zaman hakikat, kemal ve çeşitli bilim dallarına hidayet etmiştir, böylce onu, yeni keşifler ve icatlar yapmaya yönelterek, yaşamının sıkıcı ve tek düzey geçmesini engelleyerek, onu coşkulu, çekici ve canlı kılmaktadır. İşte burada insanın neden modayı takip ettiğinin temeli araştırılabilir. Zira güzelliği ve çeşitliliği beğenmek ve kemale doğru hareket etmek insanda temel bir duygudur. Bu yüzden moda, hem iyi ve hem kötü olabilir. Hiç şüphesiz iyi moda, bir halkın seçimi, yaratıcılığı, düşüncesi ve yenlikçiliğinin ürünüdür, bu yüzden temeli, dini inanç ve değerlerinde olduğundan insanın çeşitlilik zevkinin tatmin edilmesi, değerli hissetmesi, özgüven duyması, yaratıcılığı, kabiliyetlerin ortaya çıkması, dostluk ve dayanışma, geleneklere saygılı olma, insani ve ailevi ilişkilerin güçlenmesine ve sonuçta insanların kabiliyetlerinin açığa çıkmasına sebep oluyor.

 

Fakat moda her zaman bir ülkenin akılcılığı, düşüncesi ve kültüründen kaynaklanmıyor. Bazen moda gizlice, dolaylı ve tehlikeli yöntemlerle bir topluma dayatılıyor. Maalesef günümüzde kapitalizm düzeni yatırım piyasaları ve medya araçlarını kullanarak, kendi hedefleri için moda sanatını ile inanların yaşam tarzını suiistimal etmeye çalışıyor. Tabi ki modanın yaygınlaşması için kadınlar, kapitalizm düzenin amacında yer alıyor.

Feministler, insanların moda ve güzelliğe olan ihtiyacında da tefrite kaçmışlar. Onlara göre kadınlar makyaj yapıp süslenmeye çalışmakla, moda sanatı tarafından kandırılıyorlar ve erkeklerin birer oyuncağı olarak, hemcinslerine karşı uygulanan zulümlere göğüs germeleri gerekiyor.

 

Feministler radikal yaklaşımları ile her zaman günün modası ve filmleri ile ilgili reklamlarını eleştirip, bu filmlerde kadınların tahkir edildiği ve erkeklerin zevklerini tatmin etmek için birer araca dönüştüklerini savunuyorlar. Böylece eğer bir elbise, bir fotoğraf veya bir saç modası tahrik edici sayılırsa, feministlerin tepkisi ile karşılaşıyor.

Feministlerin temel ilke ve eleştirilerinden biri, modanın erkeklerin sultası altında olan moda sanayi ve makyaj ürünlerince topluma dikte ediliyor. fakat moda sanayinin 150 yıllık tarihçesi, moda sanayinin kadın eksenli olduğunu, güzellik reklamlarının da kadınlar tarafından yazılıp hazırlandığını gösteriyor.

 

Feministlerin kadınların güzellik ve modaya olan eğilim ve doğal ihtiyaçlarına karşı tutumları, giderek kadınların da itirazına sebep oldu. Batıda kadın konularının ünlü yazarı Linda Scott, kitabının bir bölümünde son 150 yılda feministlerin kadınların dış görünüşü ve giyimi ile ilgili görüşlerinin her zaman sorun oluşturduğunu yazarak, artık feministlerin insanların görüntüsü ile ilgili düşüncelerine son vermesi gerektiğini, güzellik konusundaki zayıf ve işlevsiz fikirlerinden el çekmelerinin altını çiziyor.

 

Tabi ki feministlerin moda sanatı ile ilgili tefritçi bakışına karşı modayı sürekli ve şiddetle yaymaya çalışan, propagandasını yapan, insanların yaratıcılığını azaltan ve kadınları da tüketiciliğe teşvik eden bir görüş mevcut. Bu bakış açısı daha çok batının görüşü ve kapitalizm kültüründen kaynaklanıyor. Bu bakış hem modayı aşırı derecede yaymaya çalışırken, aynı zamanda dünya inanlarının yaşam tarzını da değiştirmeye çalışıyor. Kapitalizm düzen moda ve güzellik yolu ile piyasaları kendi çıkar ve menfaatinin sağlanmasına yönlendiriyor ve tabi ki bu yolda kadınları da sömürüyor.

Günümüzde moda ve güzellik sanayi, başta batı toplumu olmak üzere kapitalizm düzenin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Pazarlamacılar ve reklamcılar, tüketicilerin zevklerini değiştirerek, talep piyasası oluşturmaya veya en azından tüketim davranışlarını değiştirme endişesi oluşturmaya çalışıyorlar.

 

Batının modaya yönelik aşırıcı bakış açısı, kadın, toplum ve ailelerin insanlık değerlerinin yok olması gibi birçok sonuçları da vardır. Günümüzde kapitalizm düzeni uydu kanalları yolu ile, standart olmayan diyetler, yüz ve vücudun bazı yerlerine pirsing taktırmak, tatto veya dövme, solaryum ve bronzlaşmak gibi tehlikeli ve kadınların şanına yakışmayan bazı hareketleri moda haline getiriyor. Tabi ki bu hareketler sosyal hasarların yanı sıra kişisel tehlikeleri de söz konusu. Örneğin Amerika'da her yıl en az 30 milyon insan kendini bronzlaştırırken, moda haline gelen bu hareket insanda kötü huylu kanser tümörü Melanom'a sebep oluyor. Hiç şüphesiz bu tarz modaların yaygınlaşması, insan fiziği ve ruhu için de zararlıdır.

 

Bu arada İslam ve bu ilahi dinin öğretileri, moda ve modacılığa akılcı ve itidale dayalı bakışa sahip. İslam dini bu konuda hem ifrat ve hem tefritten kaçarak, moda ve güzellikle ilgili ılımlı bir bakışa sahip. Bu ilahi din iyi ve kötü modaları birbirinden ayırarak onların kötü sonuçlarını gözler önüne sererek, başta gençleri, modayı seçme şaşkınlığından kurtarmaya ve milli ve dini değerlere uygun kültürü, toplumda seçkinleştirmeye çalışıyor.

Aslında mükemmel ilahi bir din olan İslam, insanın temel ve fıtri ihtiyaçlarının tümünü doğru karşılıyor. Bu bağlamda insanların ihtiyaçlarını tatmin etmek ve moda seçiminde toplumsal ve bireysel maslahatları dikkate alarak, insanın ruhsal ve fiziksel sağlığına tehlike oluşturan her şeyi yasaklamıştır.

 

Dini liderlerin öğretilerinde, insanın süslenmesi ve güzelliklerin seçilmesi ile ilgili bir çok örnek bulunuyor, örneğin temiz ve güzel ve temiz elbise giymek, saçların temizlenmesi ve taranması, vücut temizliği, hoş koku ve parfüm kullanmak ve mümin insanın şanına yakışmayan işlerden uzak durmak.

Aslında insanın ruhsal kemalat ve saadetin ortamını oluşturan manevi ve ahlaki faziletlerle süslenmek, onun dış görünüşünün güzelliğinden daha önemlidir. Bu konu hakkında Emirulmüminin Hz. Ali –as- şöyle buyuruyor: "İç güzellik, dış güzellikten daha güzeldir." Üstelik tem kalıcılık ve hem etki açısından iç güzellik, insanın gerçek kemalata ulaşmasında daha etkilidir.

 

Gerçi İslam tealiminde dış görünüşe çekidüzen vermeye bir çok yerde tavsiye edilir. Fakat süslemek ve modada ifrat ve tefritin olumsuz etkilerinden korunmak için bir çerçeve belirlenmiştir. Örneğin İslam, modayı seçmekte sapkınlar ve kafirleri izlememek gerektiğini belirtiyor. Resul Ekrem –saa- kendi ümmetine, "Görünüşünü Yahud kavmine benzetmeyi" tavsiyesinde bulunuyor.

İslam, giyinme tarzında güncelleşme ve yenilikçiliği genel olarak kabul ediyor. Eğer moda, sosyal ve bireysel kişilik, dini, mezhebi, tarihi ve milli hüviyete uygun ise, aynı zamanda toplumun ahlaki ve insani değer ölçüleri, dünya görüşü ve inanç temellerine zarar vermiyorsa kabul edilir. Fakat bu ölçülere uymayarak insanlara zarar veriyorsa, bu moda uygun değildir. Zira toplum ve bireye çeşitli dini ve milli değer ile ruhsal sağlık ve diğer konularda zarar veriyor.

 

Feministler ve kapitalizmin moda ve moda sanatına karşı ifrat ve tefritine rağmen, İslami öğretiler, modayı mutlak anlamda reddetmiyor ve diğer yandan da modayı sorgusuz sualsiz kabul etmeyi de akıllıca bulmuyor. Modayı izlemekte ılımlı olmak ve kendi milliyet, mezhep, kültür ve yaşam tarzı ile uygun olarak kullanmak, bu konudaki en uygun seçimdir.

Bu konuda ılımlı olarak, kendi kültür ve dinine uygun modayı kullanmak, modayı izlemenin bir hasalığa dönüşmesi ve tehlikeli sonuçlara sebep olması engellenebilir. 009