Kasım 18, 2020 11:09 Europe/Istanbul

Bugün yine her hafta olduğu gibi Orta Asya ve Kafkasya bölgesinin geçen haftaki en önemli gelişmelerini gözden geçireceğiz.

Bültenimizi geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında devam eden Karabağ çatışmaları ve bu münakaşa ile ilgili son gelişmelerine ayırdık.

Geçen hafta Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan yönetimleri Rusya’nın ara buluculuğu ile dağlık Karabağ mülkiyeti üzerine yeni bir anlaşma imzaladı. Yeni barış anlaşması 10 maddede düzenlendi. İmzalanan barış anlaşması Azerbaycan Cumhuriyeti halkını sevindirirken, Ermenistan halkı anlaşmayı bahane ederek her gün Başbakan Nikol Paşinyan yönetimini protesto ediyor. Ermeni protestocular Başbakan Paşinyan’ın görevden alınmasını istiyor. protestocular eylemlerinin ilk gününde milli meclis ve başbakanlık binalarını basarak bazı hasarlara yol açtılar.

Bundan yaklaşık iki yıl önce Ermenistan halkının büyük çoğunluğunun desteğini kazanarak iktidarın başına geçen ve Serj Sarkisyan’ı iktidardan uzaklaştıran Nikol Paşinyan, Sarkisyan’a karşı bu zaferini sadece iki hafta süren halk protestoları ile kazanmıştı.

Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında Karabağ mülkiyet hakkı üzerine başlayan son tur çatışmalar, Azerbaycan ordusu Ermenilerce işgal edilen 4 büyük kenti ve yüzlerce köyü işgalden kurtardığı bir sırada barış anlaşması ile sonuçlandı.

Gerçekte savaş devam etseydi, Azerbaycan Cumhuriyeti işgale uğrayan tüm topraklarını Ermenistan’dan geri alabilirdi.

İki komşu arasında Karabağ mülkiyeti üzerine anlaşmazlık başladığında Ermenistan Bakü’de iktidar kavgası ve iç sürtüşmelerden doğan fırsatı değerlendirerek Azerbaycan Cumhuriyeti’nin sekiz kentini ve yüzlerce köyünü işgal etmişti.

Her halükarda Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında yeni tur çatışmalar 45 gün sürdükten sonra 9 Kasım gece yarısı sona erdi. Rusya yönetimi Azeri Ermeni münakaşasında ara buluculuk yaparak Putin, Aliyev ve Paşinyan’ın imzaladığı üçlü anlaşma ile bu çatışmaları durdurmayı başardı. Böylece bu bölgede yaklaşık otuz yıl süren ne savaş ne barış durumunda köklü bir değişiklik yaşandı. Kısa ama kanlı geçen bu savaşta ilk tahminlere göre 15 bin ölü, 30 bin yaralı ve askeri teçhizat ve mühimmatın kullanılmasından kaynaklanan bir milyar doları aşkın hasar geride bıraktı.

Gerçi Karabağ üzerine barış anlaşması imzalandı; ancak halâ bu konuda birçok muğlaklığın söz konusu olduğu anlaşılıyor. Örneğin Rusya’nın ara buluculuğu ile Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında imzalanan barış anlaşmasında iki ülkenin üzerinde anlaşmazlık yaşadığı dağlık Karabağ’dan asla söz edilmiyor. Bu bağlamda bölge meselelerinin bağımsız uzmanları, anlaşma belgeleri alelacele yazıldığını ve bu yüzden gelecekte Karabağ münakaşasının tarafları için yeni sorunlara yol açabileceğini belirtiyor.

Öte yandan Rusya yönetimi bu anlaşmayı imzalamakla pratikte Amerika ve Avrupa’yı Güney Kafkasya denklemlerinden silmiş oluyor. Bu yüzden Amerika ve Fransa bu belgenin imzalanmasına itiraz ederek AGİT’e bağlı Minsk grubu eşbaşkanlarının huzurunda yeni bir belgenin imzalanmasını istediler. Ermenistan’da da halk Nikol paşinyan yönetiminin istifa etmesini istiyor. Oysa Paşinyan yönetimi 2018 yılında Ermenistan halkının kahir çoğunluğunun desteğini alarak iktidarın başına geçmişti.

Bu arada bölgenin bazı önemli ve etkili ülkeleri de söz konusu barış anlaşmasında bazı köklü sakıncalara rağmen anlaşmayı kabul ettikleri anlaşılıyor. Uzmanlar bu konuda yaptıkları değerlendirmelerde, anlaşmanın esas kazanan tarafı Rusya olduğunu, zira Moskova’nın tüm isteklerini anlaşma belgesine koyduğunu belirtiyor.

Gerçekte Rusya beşer yıllık uzatmanın öngörüldüğü bu anlaşmanın ilk etabında da beş yıllığına Karabağ bölgesinde varlığını güvence altına aldı ve pratikte Minsk grubunun diğer iki eşbaşkanları olan Amerika ve Fransa’yı bu bölgede devre dışı bıraktı.

Karabağ barış anlaşmasında Azerbaycan Cumhuriyeti’ni Nahçivan özerk cumhuriyetine ve Ermenistan’ı dağlık Karabağ’a bağlayacak birer yol inşa edilmesi öngörülüyor. Türkiye ise bu koridorun ve Nahçivan özerk cumhuriyetinin bu ülkeye sınırı bulunmasının yardımı ile Akdeniz – Hazar denizi rüyasını gerçekleşmiş görüyor. Ermenistan ise işgal ettiği yedi kentin sorumluluğundan kurtulurken, dağlık Karabağ’ı koruma yönünde ciddi bir güvence elde ettiği anlaşılıyor. Üstelik Azerbaycan Cumhuriyeti ve Gürcistan anlaşmazlık yaşadıkları takdirde İlham Aliyev yönetimi doğalgaz ve petrol boru hatlarını Nahçivan üzerinden Türkiye’ye uzatarak Gürcistan’ı devre dışı bırakmak üzere iyi bir fırsat yakalamış oluyor.

Gerçi Ermenistan’da bu anlaşmaya yönelik ciddi itirazlar gündeme geliyor ve hatta Başbakan Paşinyan’ın anlaşmayı mecburen kabul ettiğini söylüyor, ancak yine de Ermenistan için anlaşmayı imzalamak özellikle ilk aşağılanmalara bakıldığında çok olumlu bir adım olduğu ve isteklerinin büyük bir bölümü karşılandığı anlaşılıyor. Zira iki ülke arasındaki esas tartışma dağlık Karabağ üzerindeydi ki muhtemelen gelecekte bu ülke için bazı imtiyazları beraberinde getireceği anlaşılıyor.

Öte yandan İran İslam Cumhuriyeti’nin Bakü ve Erivan arasında alevlenen son çatışmalarda sergilediği ilkeli ve yapıcı tutum bir kez daha Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı ve diğer birçok üst düzey yetkililerinin İran’a teşekkür etmelerine yol açtı.

Kafkasya Müslümanları ruhaniyet idaresi Başkanı Allahşükür Paşazade de İran’a Karabağ konusunda Azerbaycan Cumhuriyeti’ne verdiği destekten ötürü teşekkür eden Azeri şahsiyetlerde biriydi. Paşazade şöyle dedi:

İran İslam Cumhuriyeti kardeş ve dost ülke olarak başka ülkelere nazaran her zaman daha fazla Azerbaycan Cumhuriyeti’ne yardım etti. Azerbaycan devleti ve milleti İran’ın yardımlarını asla unutamaz.

Paşazade şöyle ekledi: İran İslam Cumhuriyeti’nin Azerbaycan Cumhuriyeti’ne sınırsız destekleri bir kez daha tüm dünyaya iki ülke arasındaki dini ve manevi bağların kopmaz olduğu mesajı verdi ve biz her zaman İslami İran’ın desteklerine minnettarız.

Kafkasya Müslümanları ruhaniyet idaresi Başkanı Paşazade’den önce de Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı ve diğer bazı üst düzey yetkililer benzer açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar Azeri devlet adamları İran’ın sergilediği tutumdan memnuniyet duyduklarını ve Bakü ve Ankara’da ecnebi odaklara bağlı akımların karalama kampanyaları ve propagandaları Tahran ve Bakü ilişkilerini etkileyemediğini ortaya koydu.

Buna karşın, hazırladığı barış planı ile Rusya, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan’ın olumlu bakışlarını kazanan İran İslam Cumhuriyeti imzalanan barış anlaşmasından hiç bir yarar görmediği gibi zarara bile uğradığı anlaşılıyor.

Etiketler