Kasım 20, 2020 13:00 Europe/Istanbul

Geçen hafta Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında Rusya’nın ara buluculuğu ile imzalanan barış anlaşması ve Karabağ’da ateşkes sağlanması bölgesel ve küresel arenalarda geniş çapta yankı buldu.

On maddeden oluşan ve Azerbaycan Cumhuriyeti lideri Aliyev, Ermenistan Başbakanı Paşinyan ve Rusya lideri Putin tarafından imzalanan anlaşma bazı Batılı devletlerin olumsuz tepkisi ile karşılaştı. Zira anlaşma sonuçta gelecekte bazı Batılı devletlerin bölge üzerindeki sultacı elini kesebilir.

Öte yandan Azerbaycan Cumhuriyeti’nde Müslüman halk barış anlaşmasından hoşnut görünmesine karşın, Ermenistan’da halk düzenledikleri protesto eylemleri ile Başbakan Nikol Paşinyan’ın politikalarından duydukları hoşnutsuzluğu haykırıyor. Bu arada Paşinyan şimdiye kadar iktidardan çekilme taleplerine rağmen başbakanlık koltuğunu bırakmaya yanaşmadığı anlaşılıyor. Gerçekte Ermenistan halkının barış anlaşmasından duyduğu rahatsızlık bir yana, Amerika gibi bazı Batılı devletlerin de Ermeni halkını protesto eylemleri düzenlemeleri için kışkırtmakta boş oturmadığı gözleniyor.

Ermenistan’da son günlerde yaşananlara bakıldığında, 2018 yılında düzenledikleri genel grev ve protesto eylemleri ile iki hafta içinde Serj Sarkisyan yönetimini deviren Ermenistan halkı şimdi iki yıl önce iktidarın başına taşıdıkları Nikol Paşinyan’ı iktidarın başından uzaklaştırmak istedikleri anlaşılıyor. Ermenistan’da yaşanan bu gelişmeler ayrıca Başbakan Paşinyan’a siyasi iktidarın zirvesine geçmenin kolay olabileceğini, fakat bu mevkiyi korumak bir o kadar zor olduğunu hatırlatıyor. Gerçekte Ermenistan Başbakanlığı gibi siyasi yüksek mevkilerde ye almak, büyük deneyimleri gerektiren bir konudur.

Ermenistan halkı 19 Kasım Perşembe günü son bir haftada dördüncü kez Erivan sokaklarında düzenledikleri eylemde Başbakan Nikol Paşinyan’ı protesto ettiler. Ermenistan halkı Başbakan Paşinyan’ın Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ve Rusya lideri Putin ile dağlık Karabağ mülkiyeti üzerine imzaladığı daimi barış anlaşmasını protesto ettiler. Protestocular askerlerin uyarılarını umursamadan eylemlerini sürdürdüler. Öte yandan Paşinyan’ın taraftarı olan bir grup da Erivan’ın cumhuriyet meydanında eylem yaptılar. Başbakan Paşinyan protestocuların yanına gelerek Ermenistan halkından eylemlerine son vermelerini istedi.

Son günlerde Ermenistan Başbakanı Paşinyan yeni bir adım atarak Azerbaycan Cumhuriyeti ile son savaşta uğradıkları yenilginin sonuçlarını hafifletmek için bir yol haritası belirledi. Paşinyan’ın hazırladığı planda, savaşta ölen Ermeni askerlerin ailelerine sosyal güvence vermek, Ermeni esirleri yurda geri getirmek ve savaşta hasara uğrayan binaları ve altyapıları yeniden inşa etmek gibi maddeler yer alıyor.

Ancak Paşinyan’ın bu kararına rağmen, Erivan yönetimini protesto eden Ermenistan halkı protesto eylemlerine devam ediyor. Ermenistan halkı protesto eylemlerinin ilk gününde milli meclis ve başbakanlık binalarını işgal ederek bazı hasarları meydana getirdiler.

Ermenistan’da kargaşa şartları ve gerginlik halen devam ediyor. Başbakanı Paşinyan ve takımı ise iktidardan çekilmeyeceklerini açıkladılar. Paşinyan yönetimi aynı zamanda Ermenistan halkından protesto eylemlerine son vermelerini istiyor.

Henüz kırk küsur yaşında olan Başbakan Nikol Paşinyan, gazetecilik mesleğini sürdürmesi ve Ermenistan milli meclisinin üyesi olmasına rağmen deneyimsiz bir lider olarak biliniyor ve başbakanlık görevini sürdürebilmesi için çok güçlü danışmanlara ihtiyaç duyduğundan söz ediliyor.

Gerçi Ermenistan’ın hapiste yatan eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan hapishaneden ülkesinde siyasi sıcak bir sonbahar vaadinde bulundu, ama yine de Güney Kafkasya’nın bu sıcak ülkesinde halk protestolarının perde arkasında başta ABD ve bazı Avrupa ülkeleri olmak üzere bazı ecnebi odakların yer aldığına kesin gözüyle bakılıyor.

Bundan önce AGİT’e bağlık Minsk grubunun eşbaşkanları olan Amerika ve Fransa, Karabağ barış anlaşmasına grubun eşbaşkanlarından sadece Rusya yönetimi tarafından imzalandığı için karşı olduklarını belirttiler.

Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron barış anlaşmasının imzalanmasına gösterdiği ilk tepkide AGİT’e bağlı Minsk grubunun eşbaşkanları olan ABD, Fransa ve Rusya liderlerinin huzurunda yeni bir anlaşma imzalanması ve Ermenistan’ın çıkarları gözetilmesi gerektiğini, aksi takdirde Fransa ve Amerika imzalanan barış anlaşmasına karşı çıkacaklarını kaydetti.

Bu bağlamda Rusya dış istihbarat şefi Sergey Narişkin bazı Batılı ülkeleri Rusya’yı Kafkasya bölgesinden uzak tutmaya çalışmakla suçlayarak, bu ülkeler Karabağ’da çatışmaların yeniden başlaması için çaba harcadıklarını belirtti. Konu hakkında bir açıklama yayımlayan Narişkin şu ifadelere yer verdi: Elimizdeki istihbarat bilgilerine göre bazı Batılı devletler mevcut kanalları kullanarak Ermenistan ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nde ulusalcı radikal güçleri kışkırtmaya ve böylece imzalanan ateşkes anlaşmasını geçersiz telakki ederek ihlal ettirmeye çalışıyor.

Narişkin’in sözünü ettiği Batılı devletler Ermenileri Karabağ barış anlaşması Erivan’ın yenilgisi anlamına geldiği konusunda ikna etmeye ve aralarında nihai zafere kadar savaş tezini yaygınlaştırmaya çalışıyor. Bu devletler öte yandan Azerbaycan Cumhuriyeti halkına da, Karabağ’ın merkezi Hankendi’ni ele geçirmeye bir adım daha kaldığı bir sırada  Kremlin sarayı onların zaferine konduğunu telkin etmek istiyor.

Narişkin, NATO paktına öncü üye ülkeler Rusya inisiyatifinde Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında sağlanan barış anlaşmasından duydukları rahatsızlığı gizlemeye çalıştıklarını belirtiyor.

Gerçi ABD ve AB’nin Karabağ barış anlaşmasının uygulanmasını önleyebilmeleri pek muhtemel gözükmüyor, ancak yine de Rusya’nın ara buluculuğu ile varılan söz konusu barış anlaşmasında bir dizi muğlak noktaların bulunduğunu da unutmamak gerekiyor.

Gerçekte imzalanan bu barış anlaşmasının bölge milletlerine daimi barış armağan edemeyeceği kesindir. Bu bağlamda ilk muğlak nokta, anlaşmanın on maddesinden hiç birinde Karabağ adından söz edilmemiş olmasıdır. Oysa Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan arasında uzun yıllardır devam eden münakaşa, dağlık Karabağ’ın mülkiyeti üzerinedir. Gözlemciler bu nokta, gelecekte iki komşu ülke arasındaki sorunları daha da şiddetlendirebileceğini belirtiyor.

Bölge meseleleri uzmanları ayrıca anlaşma metne alelacele hazırlandığını ve bu yüzden gelecekte Karabağ münakaşasının tarafları için yeni sorunlara yol açabileceğini kaydediyor.

Öte yandan Rusya bu anlaşmayı imzalayarak pratikte AB ve ABD’yi Güney Kafkasya denklemlerinden sildiği anlaşılıyor. Bu yüzden Amerika ve Fransa söz konusu belgenin imzalanmasına karşı çıkarak AGİT’e bağlı Minsk grubunun eşbaşkanları olan ABD, Fransa ve Rusya liderlerinin huzurunda yeni bir anlaşma imzalanması ve Ermenistan’ın çıkarları gözetilmesi gerektiğini savunuyor.

Ermenistan’da da halk Nikol Paşinyan’ın görevden alınmasını istiyor. Oysa Paşinyan 2018 yılında Ermenistan halkının düzenledikleri genel grev ve protesto eylemleri ile iktidarın başına geçmişti.

Rusya dış istihbarat şef Sergey Narişkin bu konuda da şöyle diyor:

Amerika ve AB’deki müttefikleri Karabağ savaşının Rusya’nın ara buluculuğu ile son bulmasından hoşnut değildir; zira bu durum onları uzun yıllar Rusya’yı Kafkasya bölgesinden uzaklaştırma emeklerini boşa çıkarmıştır.

Rus istihbaratçı Narişkin aynı zamanda şu uyarıda bulunuyor:

Ne Amerika ne de Avrupalı müttefikleri bölgede mevcut güç dengelerini tahammül ediyor ve bu dengeyi bozmak için Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında ihtilaf ve savaş çıkarmaktan daha iyi bir yol bulamadıkları anlaşılıyor. Bu tür uygulamalar aynı zamanda Amerika ve Avrupalı müttefikleri her zamanki gibi kendi hedeflerine ulaşmak için başka milletlerin çıkarlarını ezmekten çekinmediklerini ve bu kez Azeri ve Ermeni halkları hedef aldıklarını ortaya koyuyor. Gerçekte Amerika ve Avrupa bu tür sinsi hareketleri yeni kanların akmasına yol açması ve bölgeyi yeni bir askeri çatışmaya sürüklemesinden asla kaygı duymuyor.

Öte yandan bölge meseleleriyle bağlantılı olan ülkelerin de söz konusu barış anlaşmasını içinde yer alan esaslı sakıncalara rağmen kabul ettikleri anlaşılıyor. Uzmanlar, anlaşmanın en büyük kazanan tarafı Rusya olduğunu, zira tüm isteklerini anlaşma belgesine yerleştirdiğini belirtiyor.

Gerçekte Rusya dağlık Karabağ bölgesinde beş yıllık evrelerle uzatılabilen ilk beş yıl için konumunu sağlama aldı ve bu hareketi ile pratikte Amerika ve Fransa’dan oluşan Minsk grubunun diğer iki eşbaşkanlarının elini bu bölgenin üzerinden kesmiş oldu.

 

 

 

Etiketler