Ocak 15, 2021 19:15 Europe/Istanbul
  • Orta Asya ve Kafkasya gelişmeleri

Bugün yine her hafta olduğu gibi Orta Asya ve Kafkasya bölgesinin geçen haftaki en önemli gelişmelerini gözden geçireceğiz. Birlikte dinleyelim.

Bültenimizi geçen hafta Orta Asya ve Kafkasya bölgelerinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

  • Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan ve Rusya liderlerinin üçlü zirvesinin yankıları,
  • Orta Asya bölgesinde Kazakistan ve Kırgızistan’da seçimler,

Geçen hafta orta Asya ve Kafkasya bölgesinin en önemli bazı gelişmeleriydi.

Geçen hafta Güney Kafkasya bölgesinin en önemli gelişmesi, geçen Kasım ayında varılan Karabağ anlaşmasından sonra ilk kez Bakü, Erivan ve Moskova liderlerinin bir araya gelmesi oldu.

Bu oturumda Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Kasım ayında varılan barış anlaşmasından hoşnutsuzluğunu dile getirerek, ülkesi göçmenlerin ve Ermeni esirlerin alanında Kasım ayında varılan anlaşmayı sıkıntılı telakki ettiğini ve bu konuda daha iyi anlaşma yapılabileceğini düşündüğünü belirtti.

Aslında Moskova’da düzenlenen üçlü zirvede Ermeni lider Paşinyan pek de kayda değer bir açıklama yapmadı; ama yine de müzakere boyunca yüzünden kaygı ve öfkesi anlaşılabiliyordu.

Bu arada son günlerde Erivan yönetiminden bazı yetkililerin dağlık Karabağ bölgesini ziyaret ederek bazı kimliği belirsiz kişilerle bazı özel belgeleri imzalamaları dikkatlerden kaçmadı.

Buna karşın Moskova zirvesinin sonunda Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın ülkesine geri dönmesinin ardından yapılan bazı açıklamalar, Ermenistan yönetiminin esas itibarı ile Kasım anlaşmasından hoşnut olmadığını ve hatta bu anlaşmaya karşı olduğunu ortaya koydu.

Bu bağlamda Rusya’nın AGİT’e bağlı Minsk grubunda temsilcisi ve Karabağ meseleleri uzmanı İgor Popov, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın dağlık Karabağ bölgesinin konumu ve Rusya’nın Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ateşkes şartlarını kabul etmesi üzerinde ısrar ettiği yönündeki iddialarını reddetti.

Konu hakkında bir açıklama yapan Rus diplomat Popov şöyle dedi:

Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın Rusya yönetiminin Karabağ münakaşasının çözümü için Erivan yönetiminin yedi ilçeyi dağlık Karabağ’ın hukuki statüsü belirlenmeden Azerbaycan Cumhuriyeti’ne iade etmesi üzerinde ısrar ettiği yönündeki açıklaması mesnetsiz ve kesin yalandır.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan geçenlerde “44 günlük savaşın sebebi” başlıklı kaleme aldığı bir makalede şöyle yazmıştı:

Rusya Ermenistan’a yedi ilçeyi dağlık Karabağ’ın hukuki statüsü belirlenmeden Azerbaycan Cumhuriyeti’ne iade etmesi üzerinde ısrar etti. Dağlık Karabağ münakaşası halâ çözümlenmiş değildir. Karabağ’ın statüsü belirlenmesi gerekir. Erivan bunun için müzakere etmeye hazırdır.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın bu sözleri, başında bulunduğu Erivan yönetimi Kasım ayında imzalanan anlaşmaya karşı olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda Amerika ve Fransa yetkililerinin sert tavrı ve muhalefetlerine bakıldığında, Ermenistan yönetimi Rusya’nın öncülük ettiği barış planına karşı çıkmak üzere bazı yabancı devletlerin baskısı altında bulunduğu ihtimalini gündeme getirdiği söylenebilir. Kuşkusuz zaman ilerledikçe, Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın da Rusya’nın barış planına karşı çıkması daha koyulaşacağı anlaşılıyor. Ancak bu süreçte acaba Rusya Karabağ münakaşasının taraflarına yeni bir savaşa kalkışmalarına izin verip vermeyeceğini bekleyip görmek gerekir.

Öte yandan Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın Kasım anlaşmasına ve Azerbaycan Cumhuriyeti ve Rusya’ya itirazlarına rağmen Ermenistan’da bazı siyaset çevreleri bir dizi yeni belge göndererek uluslararası camiayı Kasım ayında imzalanan barış anlaşmasına ve ayrıca Rusya ve Azerbaycan Cumhuriyeti’ne karşı galeyana getirmeye çalışıyor. Örneğin Ermenistan Dışişleri Bakanı Ara Ayvazyan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e bir mektup yazarak Azerbaycan Cumhuriyeti Karabağ barış anlaşmasını ihlal ettiğini ileri sürdü. Ermeni Bakan Ayvazyan mektupta dağlık Karabağ bölgesinde kalıcı barış ancak başta bu bölgenin hukuki statüsünün belirlenmesi olmak üzere aradaki ihtilafların çözümlenmesi ile mümkün olacağını kaydetti.

Yine bu bağlamda Ermenistan’da bir insan hakları aktivisti olan Arman Tatuyan da bir takım belgeyi yayımlayarak Azerbaycan Cumhuriyeti’ni Ermeni savaş esirleri ile kötü muamele yaptığını ileri sürdü. Facebook sayfasında bu belgeleri yayımlayan Ermeni aktivist Tatuyan, elinde Azerbaycan Cumhuriyeti Ermeni askeri ve sivil esirlere insanlık dışı bir şekilde davrandığını belirten yeni bir rapor bulunduğunu iddia etti.

Bundan önce Ermeni insan hakları aktivistlerden Artak Beglaryan da Azerbaycan Cumhuriyeti zindanlarında Ermeni vatandaşların öldürüldüğüne dair kesin kanıtları olduğunu açıklamıştı. Tüm bu belgeler ve kanıtlar, Batılı devletlerin Rusya ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin imajını bozmak için harekete geçtiklerini gösteriyor.

Geçen hafta orta Asya bölgesinde de Kazakistan ve Kırgızistan’da milli meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimleri bölgede uzun süredir haber durgunluğuna son verdi.

Geçen hafta Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev ülkesinde milli meclis seçimlerini düzenlemek ve yeni ve genç adayları seçmekle Kazakistan’da devletleşme sürecini değiştirmeye çalıştı. Görünen o ki Tokayev eski Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazabayev’in buyruğu altından kurtulmak için yeni bir hükûmet kurarak Kazak politikacılarına gövde gösterisi yapmak istiyor.

Bu arada son dönemde Kırgızistan’da durumlar büyük oranda değişti; öyle ki eski siyasi mahkumlar şimdi Bişkek’te siyasi iktidarın başında bulunuyor. Örneğin şimdi Kırgızistan halkının seçtiği Sedir Cebbarov bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak bu ülkeyi yönetiyor. Cebbarov, halk protestolarının son gününe kadar hapishanedeydi, fakat birden halkın baskıları sonucunda hapisten kurtuldu ve şimdi ülkesini yönetiyor.

Orta Asya’de yer alan her iki ülkenin seçimlerinde başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin Kazakistan ve Kırgızistan’a nüfuz etmeye çalıştıkları çok belirgindi. Batılı devletlerin başını çeken Amerika terör devleti kendi demokrasi anlayışını dünyanın başka ülkelerine dayatmaya çalışıyor. Oysa bölgede ve dünyada birçok millet ve devlet Amerika’nın ihraç etmek istediği demokrasiye karşı çıkıyor.

Orta Asya ülkeleri eski Sovyetler Birliği belasından kurtulduktan sonra ise kendi aralarında sınır anlaşmazlığı yaşıyorlar ve şimdiye kadar da bu anlaşmazlıkları çözümleyemedikleri anlaşılıyor.

 

 

 

Etiketler