Ocak 29, 2021 12:07 Europe/Istanbul
  • Orta Asya ve Kafkasya gelişmeleri

Bugün yine her hafta olduğu gibi Orta Asya ve Kafkasya bölgesinin geçen haftaki en önemli gelişmelerini gözden geçireceğiz.

Bültenimizi geçen hafta Orta Asya ve Kafkasya bölgelerinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

  • Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında imzalanan Karabağ barış anlaşması ile ilgili gelişmeler,
  • Dışişleri Bakanı Zarif’in Türkiye’ye varır varmaz açıklaması,
  • Türkmenistan Dışişleri Bakanı ile EKO genel sekreterinin görüşmesi,

Geçen hafta orta Asya ve Kafkasya bölgesinin en önemli bazı gelişmeleriydi.

Güney Kafkasya’da Rusya’nın arabuluculuğu ile geçen 9 Kasım tarihinde gece yarısında imzalanan Karabağ barış anlaşması Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında daimi bir barışın sağlanmasına yardımcı olamadığı belirtiliyor.

Gerçi on maddeden oluşan bu anlaşma Azerbaycan Cumhurbaşkanı ve Ermenistan Başbakanı ve Rusya devlet Başkanı tarafından kabul edilerek imzalandı; ancak görünen o ki Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan bu belgeyi imzalamasına rağmen Ermenistan kamuoyunu sakinleştirmek ve ayrıca Batı’daki Ermeni lobilerini susturmak için türlü yollardan 9 Kasım anlaşmasına muhalefetini beyan ediyor.

Bu durum aynı zamanda Azerbaycan Cumhuriyeti lideri İlham Aliyev başta olmak üzere, Bakü yetkililerini de Karabağ barış anlaşmasının muhaliflerine katılmalarına sebebiyet verdiği anlaşılıyor. Gerçi Azeri liderlerin anlaşmadan hoşnutsuzluğu en çok Ermeni liderlerin tepkilerinden kaynaklanıyor.

Bu arada Rusya yönetiminin dağlık Karabağ münakaşasını bölgenin bağımsız devletleri ile istişarede bulunmadan ve tek başına bu sorunu çözmeye kalkışması da Moskova liderlerinin bölgede münakaşa taraflarının çıkarlarını temin ederek güvence altına alamayacağını ortaya koyduğu gözleniyor. Kuşkusuz İran İslam Cumhuriyeti bölgede ve dünya genelinde Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasındaki münakaşayı sonlandırmak üzere harekete geçen ilk devlet olarak iki tarafın çıkarlarını temin ederek güvence altına alabilirdi.

Mevcut şartlarda ise şöyle denilebilir:

Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasındaki toprak anlaşmazlığı ve dağlık Karabağ üzerinde mülkiyet hakkı ile ilgili münakaşa 9 Kasım’da Rusya’nın arabuluculuğu ile imzalanan barış anlaşması ile birlikte sona ermiş gibi gözükmesine rağmen Ermeni yetkililer halâ Azeri komşuları ile anlaşmazlıkları devam ettiğini dile getiriyor.

Bu bağlamda kendini cumhuriyet ilan eden dağlık Karabağ’ın Cumhurbaşkanı Arayik Harotunyan düşündürücü bir hareketle bulunarak Rusya arabuluculuğu ile imzalanan barış anlaşmasından sonra yaptığı açıklamada, Karabağ bölgesinin Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarına ilhak edilmesini kabul edilemez niteledi. Ermeni politikacı şöyle dedi:

Dağlık Karabağ’ın statüsünün değişmesi ve barış anlaşmasından sonra Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarına ilhak edilmesi imkansızdır. Ermeniler kontrol altında tuttukları bu bölgenin uluslararası arenada bağımsızlığının tanınması için mücadelelerini sürdürecektir.

Kuşkusuz Ermeni politikacı Harotunyan’ın bu sözleri dolaylı olarak Azeri tarafı çatışmaların devamına davet etmektir. Bu şartlarda en başta Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında yeniden savaşın başlayıp başlamayacağı imkanını gözden geçirmek gerekir. Bir başka ifade ile acaba Rusya Karabağ münakaşasının taraflarına yeniden bir savaşa girişip girişmeyeceklerine izin verip vermeyeceğine bakmalıyız. Kuşkusuz başta ABD, Fransa ve İngiltere doğrudan ve ırkçı İsrail rejimi dolaylı bir şekilde Ermenistan’ı Azerbaycan Cumhuriyeti ile yeniden savaşmak üzere kışkırtan başlıca taraflardır.

Bu doğrultuda Rusya’nın Jeo Politic dergisi genel yayın yönetmeni ve ünlü Rus uzmanı Leonid Savin şöyle diyor:

Karabağ münakaşasının yeniden alevlenmesi ve bölgede çatışmaların yeniden başlaması zemini Amerika’nın Güney Kafkasya ülkelerinin içişlerine müdahale zemini hazırlayabilir ve bu yüzden tüm çabalar bu münakaşanın son bulması üzerinde odaklanmalıdır.

Bu şartlarda bölgede İran İslam Cumhuriyeti gibi bağımsız devletler şimdiki durumu kabul edemeyeceği kesindir; zira bu durumun bu şekilde devam etmesi, bölgenin bağımsız devletleri ve milletlerinin çıkarlarını temin edemeyeceği gibi, sultacı devletlere bölgeye nüfuz etmeleri ve illegal varlığını sürdürmelerine zemin hazırlayacaktır.

Rusya’nın arabuluculuğu ile Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan’ın Karabağ barış anlaşmasını imzalamalarının ardından başta ABD ve Fransa olmak üzere Batılı devletler anlaşmaya karşı çıkarak Ermenistan’ın Azerbaycan Cumhuriyeti karşısında çıkarlarının temin edilmesini istemeye başladılar. Rusya ile birlikte AGİT’e bağlı Minsk grubunda yer alan Amerika ve Fransa’nın bu tutumu, Batılı devletlerin Karabağ münakaşasının çözüm sürecinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin çıkarlarından başka hedefleri izlediklerini ortaya koydu.

Bu süreçte üzerinde durulması gereken önemli bir nokta daha, İlham Aliyev yönetiminin yetkililerinin pratikte Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Müslüman halkına husumet eden rejimlerle işbirliğine vurgu yapıyor olmalarıdır.

Her halükarda Batılı devletlerin ve siyonist İsrail rejiminin Ermenistan devletini Azerbaycan Cumhuriyeti ile yeniden çatışmak üzere kışkırtmaları yanlış bir politikadır ve Ermenistan milleti ve devletine hiç bir yararı olmayacağı kesindir. Hal böyleyken Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif bölge ülkelerine yaptığı ziyaret turunda Karabağ münakaşasında taraf olan veya bu münakaşaya müdahil olan ülkelerde Azeri – Ermeni ihtilaflarını son vermek üzere yapıcı bir girişimde bulunmaya başladı.

Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif bölge turunun son durağında İstanbul’e geldi. Zarif İstanbul’a varır varmaz gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye ve İran ilişkilerine işaret ederek, Türkiye ile daimi istişare önemli bir ihtiyaç olduğunu belirtti.

Zarif bölgesel işbirliği konusuna da temas ederek, transit alanında altılı işbirliği önemli bir zaruret olduğunu vurguladı.

Zarif şöyle ekledi: Bunun yanında Kafkasya bölgesinin meselesi ve bölgede işbirliği yaparak kalıcı barış inşa etme zarureti çok önemlidir. Ben Ermenistan, Azerbaycan Cumhuriyeti, Rusya ve Gürcistan’a yaptığı ziyaretin esnasında bu konunun detaylarını bu ülkelerin yetkilileri ile görüştüm; Türkiye’de de kardeşlerimle bu konuyu daha detaylı görüşeceğim; böylece başta transit alanı ve ulaştırma yolları üzerine Karabağ faciasından sonra işbirliği zeminlerinin oluşmasını umuyorum.

Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif bir haftalık bölge turu çerçevesinde Azerbaycan Cumhuriyeti, Rusya, Ermenistan, Gürcistan ve Türkiye liderleri ile görüştü. Zarif Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme getirilen ve İran, Rusya, Türkiye, Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan ve Gürcistan’ın yer alacağı altılı işbirliği önerisi hakkında da şöyle dedi:

Altılı işbirliği meselesi geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da gündeme getirildi ve ben de bu konuda bölge yetkilileri ile bazı görüşmelerde bulundum ve bu görüşmelerin sonuçlarını Türkiye yetkilileri ile paylaşacağım. Kuşkusuz başta transit alanı olmak üzere altılı işbirliği meselesi çok önemli bir mevzudur. Bu bağlamda bazı engeller de vardır, ki umarım zamanla kaldırılır.

Genel bir değerlendirmede ise şöyle diyebiliriz:

Karabağ münakaşasında tarafların arasındaki gerginlik kritik şartlara doğru ilerlerken, İran İslam Cumhuriyeti’nin iki komşu ülke arasında husumetleri hafifletme çabaları önemlidir. Gerçekte İran Karabağ münakaşasına son verme sürecinde gerçek rolüne geri dönmesi de Tahran’ın bölge ve dünya ülkelerine Karabağ münakaşasının çözüm sürecinde bulunmasının önemini ispat edecektir.

Şimdi orta Asya bölgesine geçiyoruz. Geçen hafta Türkmenistan Dışişleri Bakanı Reşid Meredov, EKO iktisadi işbirliği örgütü Genel Sekreteri Hadi Süleymanpur’la video konferans yöntemi ile bir görüşme gerçekleştirerek üye ülkelerin arasında çok yönlü teamülün önemine vurgu yaptı.

Görüşmede EKO Genel Sekreteri Süleymanpur da Türkmenistan’ın EKO’nun başta Afganistan’da transit meselesi olmak üzere ticari, iktisadi, ulaştırma ve enerji alanlarındaki projelerini hayata geçirmekte ifa ettiği çabalarından ötürü teşekkür etti.

EKO Genel Sekreteri ile Türkmenistan Dışişleri Bakanı arasında gerçekleşen görüşmede taraflar ayrıca EKO’nun küresel sorunlarla karşılaşmada nasıl faaliyette bulunacağı ve uygulamaları ele alındı.

EKO iktisadi işbirliği örgütü on üyesi ve 330 milyon nüfusu kapsayan bir örgüttür. İran, Pakistan ve Türkiye EKO’nun kurucu üyeleridir. EKO eski sovyetler birliği dağıldıktan sonra yeni şekliyle kuruldu ve Azerbaycan Cumhuriyeti ve Afganistan, Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanan ve beş orta Asya Cumhuriyeti olan Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’la birlikte Kasım 1992 tarihinde EKO’ya katıldılar. EKO’ya yeni üyelerin katılması örgütün coğrafi alanı ve nüfusunun yanı sıra potansiyel yeteneklerini de güçlendirdi.

 

Etiketler