İslam İnkılabının İkinci Adımı, Üretimde Atılım-14
Bu bölümde ilaç ve tıbbi ihtiyaçların karşılanması alanında üretimde atılımı ele alacağız.
Nükleer ilaçlar alanı olarak da bilinen Radyo Farmakoloji hastalıkların tedavisi ve teşhisinde büyük rol oynamaktadır. Buna esasen dünyada radyo ilaçlara taleplerin arttığını görüyoruz.
Tıbbi araştırmalar ve incelemeler radyo-ilaçlara talebin artmasının bu ilaçların etkinliğinin yüksek olması, teşhis için görüntüleme alanında işlevli olması yüzünden olduğunu düşünüyorlar. Bu çerçevede yeni tedavi ve teşhis radyo-ilaçları üretilmektedir.
İstatistiksel göstergeler ise son onyıllarda tedavi amaçlı kullanılan radyo-ilaçların teşhis için kullanılan radyo-ilaçlara paralel olarak kullanılmasının dikkat çekici bir düzeyde arttığını gösteriyor. Bu tür radyo-ilaçların yıllık büyüme oranının 2020 yılında yüzde 30 kadar olacağı söylenmektedir.
Ekonomik açıdan ilaç ve eczacılık sektörü petrol ve petrokimya sektörünün ardından gıda, telekomünikasyon, enerji ve benzeri alanlardan daha ileride durarak dünya genelinde en kâr sağlayıcı endüstrilerden sayılıyor. İstatistikler radyo-ilaç piyasalarında dolaşan paranın 10 milyon doları aştığını gösteriyor. Bu etkenler ve de büyüme yönündeki tahminler, modern ilaç ve eczacılık endüstrisinin özellikle de üretimde atılıma yardımcı olmak adına büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.
Bu doğrultuda uzman yetiştirmek eczacılık ve ilaç endüstrisinin temellerinden biridir. Halihazırda İran genelinde 20 fakülte ve 150'yi aşkın eczacılık şirketi özel ve kamu sektörü alanında faaliyet göstermektedir. Nükleer eczacılık dalı doktora dönemi ise 1994 yılında İran Atom Enerjisi İşbirliği Teşkilatının yardımı ile Tahran Tıbbi Bilimler Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde kuruldu.
İran genelinde ilaç üretimi alanında,100'ü aşkın ilaç üretim hattı çalışmaktadır. Bu kapasite sayesinde farklı ilaçların üretiminde kullanılan 160'ı aşkın etkin ham madde üretilmektedir. İlaç üretiminde gerekli olan ham maddenin hazırlanması ilaç üretimi alanında kendine yeterli duruma gelme anlamında büyük öneme sahiptir. İstatistikler ise İran'da ilaçların ham maddesinin yüzde 54'ünün ülke içinde üretildiğini gösteriyor. Ayrıca İran üretimi ilaçların kalitesi dünyanın ürettiği ilaçların seviyesindedir.
Bu çerçevede İran'da modern altyapı alanlarından biri de ilaç üretimi için ileri bilim-teknolojiden yararlanmasıdır.
Aslında nükleer enerjinin tıp alanındaki rolü büyüktür. İran genelindeki reaktörlerin faaliyetlerinden elde edilen sonuçlar ise İran'ın bu tür teknolojilerin geliştirilmesinde başarılı performans çizdiğini gösteriyor. İran bu alanda bağımlı olsaydı o zaman tomografi veya hastalıkların teşhisi için bile hastalarını ülke dışına göndermeliydi.
Son yıllarda İran aleyhinde yapılan yaptırımlara rağmen nükleer alan araştırmacıları nükleer santralleri geliştirmelerinin yanı sıra bu teknolojiyi tıp, tarımcılık ve mikrobik kirliliklerin giderilmesinde de kullanmışlardır. Öyle ki İran nükleer tıp alanında da farklı kanser türlerinin tedavisi ve teşhisi için radyo-ilaçlar üretilmiştir.
Modern nükleer tıp, halihazırda teşhis ve tedavi alanında kullanılmaktadır. İran'ın bu alanlardaki başarıları babında, İtriyum 90 Mikrosferes Y 90 radyo ilaçlarının üretimine değinmek mümkün. Bu alandaki diğer üretimlerden biri de nükleer tıpta sık kullanılan Teknesyum m99 radyo izotopudur. Bu radyo izotop nükleer tedavi merkezlerinde görüntüleme faktörü ve etkeni olarak kullanılmaktadır. Molibden 99-Teknesyum M 99 radyo ilaçları da üretilmiştir. Bu ilaç kalp kasları, kemik ilik, salgı bezleri, tiroit, paratiroit, akciğerler, karaciğer ve böbrek hastalıkları teşhisinde sık kullanılırlar.
Ülke genelinde bilimin gelişmesi ile radyo ilaçların üretiminde de atılımlar gerçekleşmiş ve böylece kanser ve özel hastalıklar için yeni ilaçlar üretilmiştir. Örneğin Siklotron cihazı yardımı ile radyo ilaç üretimi son yıllarda büyük kazanımlardan biri olmuştur. İran nükleer ilaçlar üretimi alanında büyük bir hareket başlatmıştır. Geçmişte az sayıda radyo ilaç üreten Emirabad Araştırma Reaktörü şimdi ise faaliyetlerini yoğunlaştırmıştır. Çünkü zamanla bu tür ilaçlara ihtiyaçlar da artmıştır. Bu ihtiyaca cevap aramak için radyo ilaç sanayisi uzmanları da yerli imkanları ve faaliyetleri arttırmaya karar vermişlerdir.
Rayo Farmakoloji ya da Nükleer Eczacılık kavramı ilk kez 1958 yılında Uluslararası Sağlık Enstitüsü üyesi Captain William H. Christian ve arkadaşı John Christian'in radyo farmakoloji ile ilgili ilk monografi USP'de kayda alması ile öne sürüldü.
Radyo ilaçlar ilk kez 1960 yılında klinikte kullanıldı. Bu ilaçlar kanser tedavisinde etkilidirler. Halihazırda Tahran ve Şehit Beheşti Üniversiteleri eczacılık fakültelerindeki kimi öğrenciler, radyo ilaç departmanında eğitim görmüş ve görmektedirler. Halihazırda nükleer tıp, teşhis alanındaki araştırmaların yüzde 80'inde kullanılmaktadır. İran bu hassas ve çok gelişmiş bilimsel alanda çok tanınan ve öncü ülkelerden biri haline gelmiştir.