Mayıs 16, 2021 22:06 Europe/Istanbul
  • Gerçek ve sanal- 4

Acaba medyadan yayınlanan bir program için “burası” tabiri doğru bir deyim mi sizce?

Evet dostlar, gerçek ve sanal programının 4. Bölümünü dinliyorsunuz ve ben size gerçek bir selam söylemek istiyorum. Bu selam, asla sanal bir selam değildir, gerçi bu selamı sanal ortamdan duysanız bile.

www.parstoday.om/tr adresine gidebilir ve tüm programlarımızı dinleyebilirsiniz. Bu bizim sizinle sanal dünya buluşmamızın adresidir. Fakat yine de radyodan bizi dinlemek isterseniz frekanslarımızı siteden alarak yayın saatlerinde bizimle buluşabilirsiniz. Şimdi size gerçek bir selamla sohbetimize başlamak istiyoruz.

Bana göre selamın gerçek veya sanal olması pek bir şeyi değiştirmiyor. Fakat yine de size en içten samimiyetimle selam demek istiyorum. Bu selam nerede olursa olsun gerçek veya sanal, insana yoğun bir pozitif enerji yüklüyor.Şimdi gelelim en başta sorduğumuz soruya, yani geçek anlamada “buranın” ne olması sorusuna. Acaba sizce bir medya programında “burası” tabiri doğru bir tabir midir?Aslında mekan fiziki boyutları olan bir yere denir, onu gerçek surette düşünebileceğimiz boyutlar. Fakat sanal mekanın farklı bir anlamı vardır öyle ki mekanın eski anlamını büyük oranda değiştiriyor. Aslında sanal mekanın fiziki boyutları yoktur, siz elinize bir mezura alıp da boyutları ölçemezsiniz. Sanal mekan neredeyse bir iğne ucunda yerleşecek kadar küçük fakat aynı zamanda içinde bir dünya barındıracak kadar büyüktür. Bu mekanda gerçek mekanların kısıtlamaları söz konusu değildir, her hangi bir şeye yakın veya uzak değildir. Her şeyin kendi gerçek mekanında olmasına rağmen hepsine aynı mesafede bulunuyor. Bir site, bir diyalog odası veya internetteki bir konuşma masası, işte sanal mekanların örnekleridir ve burada insanlar dünyanın farklı noktalarında olsalar bile katıldıkları sohbet odalarıyla olan bağlantıları aynıdır.

Bizler gerçek ve maddi dünyada bazı kriterlele sınırlıyız, alışveriş yapmak veya başka bir şey yapmak için evden dışarı çıkmamız gerekir, mesela bir araştırma yapmak için kütüphaneye gitmemiz gerekir. Fakat teknoloji artık günümüz dünyasında mekanlar arasındaki sınırları kaldırmış ve maddi dünyaya paralel olarak bize mekanla sınırlı olmayan bir dünya oluşturmuştur.

Sanal dünyanın mekansızlığı coğrafi sınırlarının da anlamını kaybetmesine sebep olmuştur, mesela siz pasaporta gerek kalmadan tek bir kuruş harcamadan dünyanın diğer tarafından düzenlenen bir konferansa katılabilirsiniz. Bu teknoloji uzaktan tedavi veya hatta uzaktan bir cerrahi operasyonun yapılmasına da olanak sağlamıştır. Cerrah mikro robotların varlığı ile artık doktor ve hasta arasındaki mesafe anlamsızdır şöyle ki binlerce kilometreye rağmen cerrahi operasyonlar gerçekleşiyor. (biliyorsunuz bu operasyonlar Türkiye ve İran’da da artık giderek yaygınlaşıyor)

Sadece araştırma ve tıp mı? Tabi ki değil. Eskiden dünyanın muteber bir üniversitesinde eğitim için yüklü para harcamak gerekirdi, hatta belki kendi ailemizi ve hatta ülkemizi terk etmek zorunda kalırdık fakat şimdi bunların hiç birine gerek kalmadan ve sanal dünyanın mekansızlık özelliği ile dünyanın muteber üniversitelerdeki eğitimimize başlayarak devam edebiliriz.

Belki siz de benim gibi dünyada bir çok tarihi mekanı, doğa harikasını, her insanın kolay kolay gidemeyeceği yerleri gezmek ve görmek istersiniz. Mesela ben İran’da tarih kokan İsfahan, Şiaz, Meşhed veya Tebriz kentini yakından gezmek isterim. Fakat şimdi özellikle de bu pandemi döneminde bunun pek mümkün gözükmediği için sanal bir tur ile bu kentlerdeki mekanları gezebilirsiniz.

Artık küresel köy projesi gerçekleşmiştir, zira biz kendi kentimiz veya hatta evimizdeki koltukta oturmuşken bir sosyal ağa bağlı olan her kent ve ülke ile bağlantı kurabilir ve bir toplum oluşturabiliriz.

Tabi ki sanal ortamın mekana bağlı olmamasının olumlu yönlerine ilaveten bazı sorunları da vardır. Mesela biz gerçek tecrübelerimizi bu sayede kaybedebiliriz. Siz sanal bir tur ile örneğin İsfahan kentini adım adım gezebilirsiniz fakat hiçbir zaman burada akan Zayenderud kenarındaki o duyguyu hissedemezsiniz.  Baktığınız bir fotoğrafla asla İran’ın güneyinde Çabahar limanında geceleri mavi ışıkla parlayan sularda yürümeyi tecrübe edemezsiniz. Sanal ve gerçek dünyada bu tecrübelerin derinliği birbirinden çok farklıdır.

 

Başka bir sorun da var, yani sanki dünya camdan bir odaya dönmüştür. Sanal ortamda bir kapıdan içeri girdiğimde hemen o anda başka biri de aynı yere girebiliyor, yani benim için hiçbir özel yer yok. Bu yüzden sanal dünyada özel yaşam alanı, mahremiyet ve gizliliğin bir anlamı olmaması ise günümüz dünyanın sorunlarından biridir. Bir konuya dikkat etmek gerekir, acaba kendimizi ne kadar başkalarına göstermek istiyoruz. Bu sorun aynı zamana teknoloji dehalarının da tahminlerinin arasındaydı.

Mahremiyet veya özel alan, tam da başkalarının bize yaklaşabilme mesafeleridir ki bu da mekan ile anlam kazanıyor. Mekansız bir ortama girdiğimizde, mesafelerin yok olduğu için özel alanın da bir anlamı kalmıyor. Acaba her kes, hayatımızın özel katmanlarına girmeyi hak ediyor mu? Şahsi evimizde herkes izinsiz odamıza giremezken sanal dünyada durum nasıl olacaktır? Bunca sosyal ağlar ve sanal dünyadaki bunca geniş çevre nedeni ile her kes bizim özel alanımıza girebiliyor.

Eskiden babalar eve girdikten sonra dışarı ile bağlantısı olmadığı için aile fertleri ile sohbet eder duygusal bağlar oluştururdu. Anne uyanınca ev işleri ile haşır neşir olurdu fakat şimdi bu ilişkiler sanal ortam sayesinde değişmiştir. Artık babalar eve gelince onun çalışmaları ve diğer programları cep telefonu ile beraber eve giriyor. Anne uyanınca sanal ortamdaki arkadaşları ile buluşuyor ve çocuklar da okulun ardından tüm arkadaşları ile birlikte sanal dünyada eve giriyor. Maalesef herkes kendi medya hücresinde tutuklu oluyor, ev halkı arasındaki sözlü ilişkiler azalır, duygu bağları güçsüzleşir ve hatta koparak boşanmalara sebep olur. Tüm aile fertleri evde olmalarına rağmen derin duygusal bağları yok ve yan yana oturmalarına rağmen sanal dünyada seyir ediyorlar.

Gerçek dünyada kötü ve iyi arasında anlamlı bir mekan farkı var. Mesela cami ve kiliseler kendi gerekliliklere sahipler ve diğer mekanlar da kendi özelliklerine; gerçek dünyada biz nerede olup olmamak hakkında karar verebiliriz. Fakat mekansız yerlerde, kötü ve iyi mekanlar arasındaki fark, bir arama veya bir tıklama ötesindedir. Bazen istenmeden bizlerin yaş ve cinsiyetimize uygun olmayan ortamlara giriyoruz.

Mekan kavramının anlamsız olduğu bir ortam, insanların istemeden onların kültür veya mevcut ihtiyaçlarına uygun olmayan bazı bilgilere ve içeriklere ulaşmalarına sebep olmuştur. Buna ilaveten reklam ajanslarının muhataplarının yaşı, cinsiyeti, kişiliği veya kültürel ve sosyal konumunun farkında olmadan onlara çeşitli reklamlar göndermelerini sağlamıştır.

Mekanın kavramsızlığı, sanal dünyanın zati özelliklerindendir. Bu konu çocuklar için ve yaşlarına uygun olmayan içerikler açısından çok önemlidir zira çocukların terbiye süreçlerini etkiler. Sanal dünyanın çocukları kötü yönde etkilememesi için Google 2012 yılında çocuklar için kidex.org adında özel bir arama motoru tasarladı.

Mart 2020’ye kadar Microsoft genel koordinatörü ve sanal dünya ile sosyal ağların yaratıcılarından biri olan Bill Gates kendi çocuklarını sanal dünyanın hasarlarından korumak için belirli bir yaşa kadar çocuklarına medya mülkiyeti vermedi. Gerçi medya mülkiyeti ve kullanılmasının kısıtlanması arasında çok fark vardır.

Buna ilaveten bulunma mekanı da yönetilebilir. Örneğin Bill Gates ve Steve Jobos medyanın yemek masasına taşınmasına izin vermiyorlardı. Onlar herkesten daha çok medya ve sanal ortamın zararlarının farkındaydılar ve bu yüzden sıkı bir şekilde ondan uzak durmaya çalışıyorlardı. Bizler de benzer kısıtlamalarla sanal dünyanın kullanılmasını yönetebilir ve kendimiz ve çocuklarımızı bu zararlardan koruyabiliriz. Kısıtlamaların yapılması ve onlara bağlı kalmak her zaman da kötü değil, tıpkı mutlak özgürlüğün her zaman yararlı olmadığı gibi.