Uluslararası Hukuk Açısından Şehit Süleymani Suikastı-5
Bu bölümde Şehit Kasım Süleymani'ye yönelik suikastın, ayrıma ilkesi, zarureti ilkesi ve uyum ilkesi bakımından insan haklarına aykırılığını ele alacağız.
BMT Güvenlik Konseyi son onyılda defalarca bildiriler ve kararnameler çıkartarak hükümetlerden uluslararası ve uluslararası olmayan çatışmalarda sivil ve asker arasında ayrım yapmaya dikkat etmelerini ve bu ilkeye saygı duymalarını istemiştir. Bu hukuksal ilke, çatışmalara doğrudan dahil olmayanların destekleri ile mümkün olacaktır. Amerika'nın G. Washington Üniversitesinde uluslararası ceza hukuku ve uluslararası insan hakları hocası William Fenrick şöyle diyor: " Uluslararası Kızılay Komitesi tarafından öngörülen örfe dayalı insan hakları kuralları arasında 6'ncı kural, sivillerin çatışmalarda ve saldırılarda desteklenmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak onların doğrudan savaşlara ve çatışmalara katıldığı zaman bu desteğin çekilebileceği belirtiliyor. "
İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif ise şöyle diyor:" Bir çatışmayı silahlı çatışma adlandırmak için iki devlet veya devletle alakası olmayan aktörlerin arasında savaşın çıkması şarttır. Bunun örneği de iç savaştır. Böyle bir çatışma, sürekli, devamlı, topyekun ve organize olması lazım. "
Sivil ve asker arasında ayrım yapma ilkesine göre General Kasım Süleymani'ye yönelik suikastın de bu ilkeye karşı olduğu açıkça görülmektedir. Çünkü İran ve Amerika ilişkileri Ocak 2020'de doğal olarak İslam İnkılabı zaferinden sonra en soğuk ve düşük seviyede olsa da hukuki açıdan iki ülke arasında doğrudan ve silahlı bir saldırı veya çatışma söz konusu değildi. Zaten Amerikan suikastı döneminde hiçbir doğrudan temas ve saldırı söz konusu bile değildi.

Korgeneral Kasım Süleymani'ye yönelik suikast, sivil ve asker arasında ayrım yapma ilkesine karşı olmasının yanı sıra zaruret ve uyum hukuksal ilkeleri ile de çelişmektedir. Çünkü zaruret dendiği zaman askeri zaruret akla gelmektedir. Bu bağlamda sırf makul bir askeri amaca ulaşmak için askeri güç kullanılabilir. Zaruret ilkesine dayalı olarak askeri güce baş vurmak son strateji olsa bile o zaman uyum ilkesine de uyulması şarttır.
İranlı tanınmış hukukçu Dr. Cemşid Mümtaz ise bu hususta şöyle diyor:" Uyum ilkesinden kasıt, bir saldırının pratik avantajlarının askeri zaruretler ile uyumlu olmasıdır. "
İran'ın Şiraz kentindeki siyasi bilimler ve hukuk fakültesi hocası şöyle diyor:" Uyum ilkesine göre yasal sayılan kasıtlı ve kasıtsız zayiatlar ve hasarlar hesaplanır."

Sohbetimizin devamında Şehit Kasım Süleymani'ye yönelik suikastı insan hakları kuralları ve de kasıtlı adam öldürme açısından ele alacağız.
Kasıtlı adam öldürme Uluslararası Ceza Mahkemesi anlaşmasının 7'inci maddesinin ilk paragrafının ilk fıkrasında yasaklanmıştır. Bu maddeye göre kimse diğer şahsın hayat, özgürlük ve güvenlik hakkını alamaz ve onun yaşama hakkını ihlal edemez. Evrensel İnsan Hakları Beyannamesinin 5'inci maddesinde de kimsenin insanlık dışı cezalara, tavırlara ve işkencelere maruz kalamayacağını belirtiyor. 1966 onaylı Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin 6'ncı maddesinin 1'inci ilk fıkrasına göre kimse başına buyruk bir şekilde insanların hayat hakkını onlardan alamaz.
Uluslararası insan hakları kurallarına esasen, sırf yakında vuku bulacak ve insanların hayatını tehlikeye sokacak tehdide karşı kasıtlı olarak veya potansiyel olarak öldürücü olan kaba kuvvet kullanılabilir. Halbuki Şehit Kasım Süleymani ve yarenleri saldırı yapmamaktaydı. Bu yüzden Şehit Kasım Süleymani, Ebu Mehdi Mühendis ve yol arkadaşlarının yaşama haklarından hem de Amerika'nın stratejik planlı terör eylemleri sonucu mahrum kalmaları başına buyruk, yasa dışı, gayrı meşru ve devlet terörizmi örneği sayılan bir girişimdir. Bu girişim, yaşama hakkının alınmasının yasaklanması gibi uluslararası insan haklarının açık bir ihlali sayılır.
American University üniversitesinin hocalarından Kenneth Anderson ise bu planlı ve kasıtlı adam öldürme girişimi hususunda şöyle diyor:" Uluslararası insan haklarına esasen, üç şart olması halinde planlı adam öldürme; kasıtlı ve yasa ötesi infaz sayılmaz. İlk şart kasıtlı adam öldürmenin silahlı çatışma sırasında yaşanmasıdır. İkinci şart, silahlı çatışmanın kendisinin de BMT anlaşmasının öngördüğü meşru savunma hakkı çerçevesinde olmasıdır. Üçüncü şart planlı adam öldürmenin uluslararası insan hakları hukukuna göre silahlı çatışma sayılması ve savaş hukukunun uygulanmaya başlanmasıdır. "
Amerika'nın Şehit Kasım Süleymani ve yol arkadaşlarına yönelik suikast girişiminin de silahlı çatışma sırasında vuku bulmaması yüzünden Amerika'nın savunma ve askeri zaruret ilkelerine uygun bir şekilde bu girişimde bulunduğu söylenemez. Geçen bölümde de değindiğimiz gibi Amerika'nın bu terör eylemi, meşru savunma hakkı çerçevesinde de değerlendirilemez. Ayrıca Amerika ile İran arasında da silahlı bir çatışma söz konusu olmamıştır. Bu yüzden Amerika'nın bu girişimi planlı adam öldürme şartlarından hiçbirine sahip değildir.
Buna esasen Uluslararası insan hakları, planlı ve yasa ötesi infazlar özel raportörü Agnes Callamard'ın raporuna göre İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Kuvvetleri komutanı Şehit Kasım Süleymani'ye yönelik terör eylemi uluslararası kurallara ve BMT anlaşmasına aykırıdır. Callamard'ın söylediğine göre uluslararası insan hakları kurallarına esasen sırf ciddi bir tehdit olduğu zaman ölümcül silahlar kullanılabilir. Ancak Amerika Kasım Süleymani hususunda ciddi bir tehdidin olduğuna dair kanıtlar ve belgeler sunamamıştır. "
Bu yüzden Amerika'nın Şehit Kasım Süleymani'ye karşı suikast girişiminin hem de Irak topraklarında bunun yapılmasının değinilen sivil ve asker arasında ayrım yapma, zaruret ve uyum ilkelerini ayrıca insan haklarını ihlal ettiği aşikardır. Korgeneral Süleymani İran'ın üst düzey ve resmi bir makamı idi. Bu yüzden de İranlı makamlar hep kabul gören uluslararası kurallara göre bu cinayetin amirleri ve faillerinin yargılanmasını ve cezalandırılmalarını istiyorlar.
Bu doğrultuda İran İslam Cumhuriyeti'nin üst düzey yargı makamı Ayetullah Reisi Şubat 2021'de İslam İnkılabı zaferinin 42'inci yıldönümünde Irak'a yaptığı ziyarette Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih ve Irak yargı erki konseyi başkanı Faik Zeydan ile görüştü. İran İslam Cumhuriyeti yargı erki başkanı üst düzey Iraklı makamlar ile görüşmesinde Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendis'in kanlarının İran ve Irak'ın siyasi, ekonomik ve kültürel olarak ilişkilerinin gelişmesinde olumlu etkiler bıraktığını ve berekete vesile olduğunu belirtti.

İran İslam Cumhuriyeti yargı erki başkanı Bağdat hava limanına girişinde Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendis'in suikasta uğradığı noktada bulunarak Iraklı medya organları temsilcileri ve halk arasında konuşma yaptı. İran İslam Cumhuriyeti yargı başkanı, " bu iki büyük İslam ordusu komutanının şehadetinin yanıtsız kalmayacağını belirtip " şöyle dedi:" Bu iki kahraman ve yol arkadaşları, terörizm ile mücadele yolunun kahramanları idiler. Bu iki kahraman, Irak, İran ve de bölge için güven oluşturucu olmuştur. Şehit Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendis, tarih boyunca izzet, iktidar, halka şefkat, birlik ve İslami tutarlılığın ve birliğin, düşmanları tanımanın ve direnişin simgeleri olacaklardır. Amerika direnişin simgesini hedef almış ve hiçbir uluslararası kurala riayet etmemiştir. Amerika tüm uluslararası kuralları ve Irak toprak bütünlüğünü ayakları altına alarak cinayet işlemiştir. Hangi mantıkla Irak halkı ve hükümetinin değerli misafirlerini kurşunlarla hedef aldılar? Hangi mantıkla onu şehit düşürdüler? "