Ağustos 04, 2021 15:34 Europe/Istanbul

Gâfir suresinin 61 ila 65. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.

Gâfir suresinin 61 ila 63. ayetleri:

 

اللَّهُ الَّذِی جَعَلَ لَکُمُ اللَّیْلَ لِتَسْکُنُوا فِیهِ وَالنَّهَارَ مُبْصِرًا إِنَّ اللَّهَ لَذُو فَضْلٍ عَلَى النَّاسِ وَلَکِنَّ أَکْثَرَ النَّاسِ لَا یَشْکُرُونَ (40:61)

ذَلِکُمُ اللَّهُ رَبُّکُمْ خَالِقُ کُلِّ شَیْءٍ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ فَأَنَّى تُؤْفَکُونَ (40:62)

کَذَلِکَ یُؤْفَکُ الَّذِینَ کَانُوا بِآَیَاتِ اللَّهِ یَجْحَدُونَ (40:63)

 

Yani:

İçinde dinlenesiniz diye geceyi, görmeniz için de gündüzü yaratan Allah'tır. Şüphesiz Allah, insanlara karşı lütufkârdır. Fakat insanların çoğu şükretmezler.

 

İşte O, her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah'dır. O'ndan başka tanrı yoktur. O halde nasıl olup da döndürülüyorsunuz!

 

Allah'ın âyetlerini inatla inkâr edenler işte (haktan) böyle döndürülür.

 

Bu ayetler bir kez daha tevhit meselesi ve Allah tealanın yegane olduğuna işaret etmekte ve pek fazla önemsenmeyen bazı ilah nimetleri zikrederek şöyle buyurmakta:

Gece karanlığı ve gündüz aydınlığı iki büyük ilahi nimettir ve insanların ve diğer tüm canlıların yaşamında anahtar rol ifa eder.

Gündüzün aydınlığı ve ısısı, harekete vesile olur ve zemini insanların çalışması ve bitkilerin yeşererek büyümesi ve türlü ürünleri vermesine hazırlar. Gece karanlığı ise insanların yoğun güncel işlerinin sonunda huzura kavuşmalarına imkan sağlar. Gece gündüzün düzenli programı ve aydınlıkla karanlığı düzenli bir şekilde art arda gelmesi insanların ve yeryüzündeki tüm canlıların yaşamlarının en  önemli etkenlerinden sayılır. Eğer aydınlık ve karanlık art arda olmasaydı belki de güneş ışınları tüm canlıları yakıp kavuracaktı ve yeryüzünde hayat diye bir şey kalmayacaktı.

Ancak ne var ki insanların çoğu bu önemli ve hayati büyük nimetleri umursamaz ve Allah tealaya şükretmez. Birçok insan da Allah’a şükretmek bir yana, hatta O’nun varlığını inkar eder ve alemleri yaratan Allah’ın yerine kaderlerinde hiç bir rolü olmayan şeylere tapar. Bu zümre, cansız nesnelere veya kendileri gibi insan olan mahluklara gönül bağlar, oysa alemde Allah’tan başka hiç kimsenin ne yaratıcı gücü vardır, ne de alemleri tedbir edebilir.

Ayetler şöyle devam etmekte:

Kuşkusuz bunca nimeti size veren, sizin malikiniz ve eğitmeniniz olan Allah’tır. Allah tüm varlığı yaratmıştır ve O’ndan başka ilah yoktur. Kuşkusuz ancak alemleri yaratan ve tüm işlerini tedbir eden Allah tapmayı hakeder. Ancak neden buna rağmen Hak yolundan sapar ve yegane Allah’a tapmak yerine ilah olmayan eşyalara taparsınız? Kuşkusuz ilahi ayetleri inkar edenler, sonunda Hak yolundan saparak yanlış yollara sürüklenir.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Yaratılış nizamında gece günlük çalışmaların yorgunluğunu gidermek için belirlenmiştir. O zaman günlük yaşamımızda bu önemli ilkeyi unutmamalıyız.

2 – Dünyada ilahi nimetler, ister mümin ister kafir, ister iyi ister kötü, tüm insanlar içindir.

3 – Allah teala insanlara nimet nazil etmek için şükretmelerini beklemez, gerçi çoğu şükretmediğini bilir, ama onları kendi lütfundan yararlandırır.

4 – Tapmak, her şeyi yaratan ve alemin tüm işlerini tedbir edene layıktır ve Allah’tan başka hiç kimse bu özelliklere ve güce sahip değildir.

Şimdi Gâfir suresinin 64 ve 65. ayetlerini dinliyoruz:

 

اللَّهُ الَّذِی جَعَلَ لَکُمُ الْأَرْضَ قَرَارًا وَالسَّمَاءَ بِنَاءً وَصَوَّرَکُمْ فَأَحْسَنَ صُوَرَکُمْ وَرَزَقَکُمْ مِنَ الطَّیِّبَاتِ ذَلِکُمُ اللَّهُ رَبُّکُمْ فَتَبَارَکَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِینَ (40:64)

هُوَ الْحَیُّ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ فَادْعُوهُ مُخْلِصِینَ لَهُ الدِّینَ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِینَ (40:65)

 

Yani:

 

Yeri sizin için yerleşim alanı, göğü de bir bina kılan, size şekil verip de şeklinizi güzel yapan ve sizi temiz besinlerle rızıklandıran Allah'tır. İşte Allah, sizin Rabbinizdir. Alemlerin Rabbi Allah, yücelerden yücedir.

 

O daima diridir; O'ndan başka hiçbir tanrı yoktur. O halde dinde ihlâslı ve samimi kişiler olarak O'na dua edin. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.

 

Yüce Allah’ın bazı nimetlerini hatırlatan önceki ayetlerin devamında bu ayetler yerin ve göğün insanların yaşamındaki yerine işaret ederek şöyle buyurmakta:

Gerçi yerküresi kendi ekseni ve güneş etrafında döner ve bu dönmeden gece gündüz ortaya çıkar, ancak buna karşın yeryüzü uygun ve güvenli bir yerdir. Allah teala yeryüzünü sakin ve yaşamaya elverişli hale getirmek için gerekli tüm tedbirleri almıştır. Bu yüzden insanlar burada huzur içinde yaşar ve güncel faaliyetlerine devam eder.

Ayetler şöyle eklemekte:

Gök yüzü başınızın üzerinde, sizi birçok tehlikeden koruyan adeta bir şemsiye gibidir. Yine atmosfer de yerküreyi çevrelemiş ve her tarafını kaplamıştır. Bu büyük tabaka da büyük bir şemsiye gibi insanları ve diğer sakinlerini güneşin şiddetli ışınları ve astronomik ölümcü ışınlarından korur, ayrıca gök taşlarının yere çarparak beşeri medeniyetleri yok etmesini engeller.

Gece, gündüz, yer ve göklerin nimetleri beyan edildikten sonra Allah teala tekrar insanoğluna ve ona verdiği en büyük nimetlerden birine işaret ederek şöyle buyurmakta:

Siz insanlara verilen ve tüm hayvanlardan ayırt edilmenizi ve seçkin olmanıza vesile olan şu güzel yüz ve uygun endam, Allah’ın beşere sunduğu özel lütfudur.

Burada insanlar bedenlerinin özel yapısı itibarı ile her türlü ağır veya hafif ve ince işi en güzel biçimde yerine getirdiğini hatırlatmakta yarar görüyoruz.

Ayetler ayrıca yüce Allah’ın insanlara sunduğu pak yiyeceklere ve içeceklere işaret ederek, tüm bu yiyecek ve içeceklerin insanların zevkine uygun olduğunu vurguluyor.

Kur'an'ı Kerim bu büyük nimetlere işaret ettikten sonra şöyle buyurmakta:

İşte bu sizin Rabbiniz Allah’tır. Allah bu muhibetleri insanlara bağışlamış ve alemlerin tedbiri de ancak O’nun elindedir. Allah ebedi ve bereket doludur ve hayır ve bereketten başka hiç bir O’ndan gelmez. Alemin tüm mahlukları gelir geçer, geriye kalan ve ebediyen yaşayan ancak Allah’tır. Allah büyüktür, zira hayatı O’nun zatıdır ve başkasına bağlı değildir. Oysa başka canlı mahlukların hayatı geçicidir ve bunu da Allah’tan alırlar. Kuşkusuz tapmayı hakeden tek ilah, ebedi ve mutlak hayatı olan ve O’ndan başka ilah olmayan Allah’tır. Ancak bu tapma ihlasla ve her türlü şirk ve hurafeden uzak olmalı ve ancak O’na hamd edilmelidir.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Yerküremiz çeşitli hareketleri olmasına rağmen Allah teala onu insanların yaşayabilmesi için sakin hale getirmiştir.

2 – Yerin sakinliği, gök binası, temiz rızıklar, hepsi insanların rahat etmesi ve gelişmesi içindir.

3 – Mahlukların arasında Allah teala en güzel yüzü insana vermiştir, ki bu da büyük bir ilahi nimettir.

4 – Allah tealanın rahmet ve bereketi, insanlar başta olmak üzere tüm alemi sarmıştır. O’ndan başka ilah yoktur. O zaman ancak O’na tapmalıyız.