Nur’a giden yol ( 921 )
el Ahkaf suresinin 1 ila 5. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.
el Ahkaf suresinin 1 ila 3. ayetleri:
حم (46:1)
تَنْزِیلُ الْکِتَابِ مِنَ اللَّهِ الْعَزِیزِ الْحَکِیمِ (46:2)
مَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَیْنَهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَأَجَلٍ مُسَمًّى وَالَّذِینَ کَفَرُوا عَمَّا أُنْذِرُوا مُعْرِضُونَ (46:3)
Yani:
Ha. Mîm.
Bu Kitap aziz ve hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir.
Gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları biz, şüphesiz yerli yerince ve belli bir süre için yarattık. İnkâr edenler, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler.
Biraz önce belirtildiği üzere el Ahkaf suresi Kur'an'ı Kerim’in diğer 28 suresi gibi kesik harflerle başlıyor ve yine bu surelerde belirtildiği gibi, bu semavi kitabın önemi ve azametinden söz ediliyor. Burada yüce Allah adeta şöyle buyurmak istiyor:
Ben sizin elinizde olan bu kitabı yine sizin kullandığınız harflerle yazdım; ancak sizler bu kitaba benzer bir kitap yazamazsınız, ki bu da Kur'an'ı Kerim’in mucize olduğunun en iyi delilidir.
Kur'an'ı Kerim’in birçok ayetinde bu semavi kitabın aziz ve hikmetli Allah tarafından nazil olduğuna yapılan vurgu konumu ve öneminin en somut delilidir ve tealimine uymak insanlara izzet ve iktidar kazandırır; zira Kur'an'ı Kerim’in tüm tealimi ve öğretileri ilim ve hikmet temeline dayanır ve içinde hiç bir boş ve beyhude söz yer almamaktadır. Aslında sadece Müslümanların şeriat kitabı değil, varlık aleminin tümü hak ve hakikat temeline dayanarak yaratılmış ve belli bir programa ve tedbirlere göre yönetilir ve bu düzende her şey yerli yerindedir.
Kuşkusuz yüce Allah’ın ne semavi kitabında hakka aykırı bir tek kelime bulunur, ne de yarattığı varlık aleminde hakka aykırı ve muhalif olan bir durum söz konusudur. Bu alemde her şey yerli yerinde ve hakka uygundur. Ancak bu yaratılışın bir başlangıcı olduğu gibi bir de belli bir sonu vardır ve o zaman gelince dünya fani olur. Bu arada Allah’ın varlığını ve peygamberlerin bisetini inkar edenler Kur'an'ı Kerim ayetlerine, yaratılış düzenine ve akıl ve vahiy uyarılarına karşı umursamaz bir tavır sergilemektedir. Bu zümre hakka yüz çevirir ve haktan kaçmaya çalışır, fakat sonuçta ancak kendilerini ilahi hidayete ermekten mahrum bırakmış olur.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Kur'an'ı Kerim, İslam Peygamberi’nin -s- kalbine nazil olan ve dilinden beyan edilen Allah tealanın kelamıdır.
2 – Yaratışın düzeni ve şeriat kanunları hak ve hikmet temeline dayanır; zira her ikisi hikmetli Allah’tan kaynaklanır.
3 – Yaratılışın düzeninde sapmalara, yanlışlara ve beyhude işlere yer yoktur.
4 – Yer ve gökler ve tüm varlık alemi belli bir takvime ve önceden belirlenen bir sona bağlıdır ve hiç bir şey bu alemde tesadüfi vuku bulmaz.
5 – Varlık aleminin tümü hak yolunda hareket eder. Burada bir tek insan yanlış yolu seçerek hak yolundan sapabilir.
el Ahkaf suresinin 4 ve 5. ayetleri:
قُلْ أَرَأَیْتُمْ مَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ أَرُونِی مَاذَا خَلَقُوا مِنَ الْأَرْضِ أَمْ لَهُمْ شِرْکٌ فِی السَّمَاوَاتِ اِئْتُونِی بِکِتَابٍ مِنْ قَبْلِ هَذَا أَوْ أَثَارَةٍ مِنْ عِلْمٍ إِنْ کُنْتُمْ صَادِقِینَ (46:4)
وَمَنْ أَضَلُّ مِمَّنْ یَدْعُو مِنْ دُونِ اللَّهِ مَنْ لَا یَسْتَجِیبُ لَهُ إِلَى یَوْمِ الْقِیَامَةِ وَهُمْ عَنْ دُعَائِهِمْ غَافِلُونَ (46:5)
Yani:
De ki: Söylesenize! Allah'ı bırakıp taptığınız şeyler yeryüzünde ne yaratmışlar; göstersenize bana! Yoksa onların göklere ortaklıkları mı vardır? Eğer doğru söyleyenlerden iseniz, bundan evvel (size indirilmiş) bir kitap yahut bir bilgi kalıntısı varsa onu bana getirin.
Allah'ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere tapandan daha sapık kim olabilir? (Oysa) onlar, bunların tapmalarından habersizdirler.
Bu ayetlerde İslam Peygamberi -s- Mekkeli müşriklere şöyle buyurmakla görevlendirilir:
Şu taptığınız putlar yerin ve göklerin yaratılışında ne gibi rol ifa etmiş veya ortaklık yapmıştır? Siz kendiniz yer, gökler, güneş, ay ve yıldızlar Allah tarafından yaratıldığını itiraz ediyorsunuz; o zaman neden şu putlara taparsınız ve sorunlarınızın çözümü için şu faydasız, akılsız ve şuursuz nesnelerden medet umarsınız? Acaba Kur'an'ı Kerim’den önce size putlara tapmaya izin veren bir kitap mı nazil olmuştur? Ya da bilginler size Allah’tan başkasına tapmak üzere ilmi deliller mi sunmuştur? Putlara tapmak nakli gerekçelere değil, akli gerekçelere dayanmalıdır; oysa sizler bu iki çeşitli gerekçelerin hiç birine sahip değilsiniz. Demek ki sizin inancınız batıl ve kuruntu temellerine dayanır.
Ayetler şöyle devam etmekte:
Sizler hiç bir akli veya nakli gerekçe olmaksızın Allah yerine putlara ve başka tanrılara tapıyorsunuz. Oysa bunların hiç biri size ne cevap verebilir, ne de sorunlarınızı çözebilir. Sizler gerçekte doğru yoldan sapanlarsınız; zira sizin sözünüzü duymayan ve isteklerinizi anlamayan eşyalara tapıyorsunuz.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Allah yolundan başka seçilen her türlü yolun sonu sapkınlıktır.
2 – Bazen muhalifleri doğru düzgün sorulara maruz bırakarak düşünmelerini ve izledikleri yolun yanlış olduğunu anlamalarını sağlamalıyız.
3 – Sadece taştan ve ahşaptan putlar değil, hatta bilge insanlar bile başkalarının birçok isteğini yerine getirmekten acizdir ve onlara Allah yerine dayanamayız.
4 – İnsan ne yaparsa yapsın, akli ve ilmi gerekçelere, ya da Allah’ın veya peygamberinin veya masum haleflerinin kelamına dayanmalıdır.