Mayıs 29, 2016 08:25 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde cehennemin yedi katını irdelemek istiyoruz.

Geçen bölümde cehennemden söz etmiştik. İmam Ali Nehcül Belağa’nın 42. Hutbesinde cehennem hakkında şöyle diyor: Cehennem amel yeri değildir. Bu yüzden orada salih amelle azaptan kurtulamayız.

Gerçekte insanlar bu dünyadaki amelleri ve söz ve davranışları ile cehennem azabını kendileri için tedarik görür. Kur'an'ı Kerim cehennemi helak olma diyarı anlamına gelen “Dar-ul Bavar” ve en kötü mekan anlamına geler “Yas-ul Karar” ve çok kötü bir ev anlamına gelen “Su-ul Dar” adları ile tanımlıyor ve bu mekanın bazı kapıları olduğunu ve her belli bir grubun belli ve kendine özgü kapıdan içeri girdiğini beyan ediyor.

Bugünkü sohbetimizde biraz daha cehennem ve mertebeleri hakkında konuşmak istiyoruz.

Yüce Allah Hicr suresinin 43 ve 44. Ayetlerinde cehennemin de cennet gibi bazı kapıları bulunduğunu belirterek şöyle buyurur:

Muhakkak cehennem, onların hepsine vâdolunan yerdir. Cehennemin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır.

Cehennemin çeşitli kapıları gerçekte her insanın işlediği günahları yüzünden cehenneme girdiği kapılardır ve her grup, dünyada işlediği günaha göre belli bir kapıdan içeri girer ve büyük bir ihtimalle yedi kapıdan maksat, yedi kattır. Nitekim İmam Ali’nin –s– de şöye buyurduğu rivayet edilir: cehennem için yedi kapı vardır ve yedi kat. Bu sözün ardından o hazret mübarek ellerinden birini öteki mübarek elinin üzerine koyar ve şöyle buyurur: Böyle, her kat bir başka katın üzerinde yer almaktadır.

İmam Bağır –s– ise bu ayetlerin altında şu notu düşmüştür: cehennemin yedi katı vardır. İlk katı ve üstü çok geniştir. Daha sonra Laza, Sekar ve ardından Hutame ve daha sonra Haviye, ve Sair ve en altta cehennem katı vardır.

Cehennemin ilk katının adı, Cahim’dir. Bu mekanda Allah’a inanan ama buna rağmen büyük günahlar işleyen günahkar kullar kalır. Onlar işledikleri günaha göre Cahim’de kalır ve sonunda ilahi fazl ve rahmet ve Resulullah’ın –s– şefaati ile buradan kurtulur. Laza öfke duymak anlamına gelir ve cehennemin ikinci katının adıdır. Yüce Allah Maaric suresinin 15. Ayetinde Laza’yı, sürekli alevlenen yakıcı ateşin alevi şeklinde buyurur. Bu yakıcı ateş, Allah’ın emirlerine sırt çeviren ve O’na itaat etmekten el çekenleri çağırır ve yine çok mal biriktiren ama Allah yolunda infakta bulunmayanlara seslenir ve onları amelleri yüzünde ncezalandırır.

Cehennemin üçüncü katının adı Sekar’dır. Sakar, güneşin altında değişmek ve erimek anlamına gelir. Sekar o kadar sıcaktır ki bir zaman aşırı sıcaklığı yüzünden Allah tealaya şikayette bulunduğu ve bir nefes almak için icazet istedi ve Allah teala da icazet buyurdu ve o nefesten tüm cehennem alev aldı.

Cehennemin bu katı kibirli ve isyankar insanların mekanıdır. Bazı rivayetlere göre Sekar, harareti her şeyi yakan ateş dolu bir çöl gibidir, öyle ki Allah teala da Mudassir suresinin 26 ila 28. Ayetlerinde şöyle buyurur:

Ben onu sekara (cehenneme) sokacağım. Sen biliyor musun sekar nedir? Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o.

Gerçekt bu ateş, bazen bir yeri yakan ve bir yeri sağ bırakan ve kah cismi etkilerken, ruh ondan korunan dünyadaki ateşin aksine insanın tüm vücudunu saran ve hiç bir şeyi sağ bırakmayan bir ateştir.

Cehennemin dördüncü katı Hutame’dir. Burası insanları taciz eden ve haram mal yiyenlerin mekanıdır. Nitekim Hamza suresinin ilk yedi ayetinde şöyle buyurur:

Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi âdet edinen herkesin vay haline! ki, toplamış ve onu sayıp durmuştur. (O), malının kendisini ebedî kılacağını zanneder.Hayır! Andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır. Hutame'nin ne olduğunu bilir misin? Allah'ın, tutuşturulmuş ateşidir. (Yandıkça) tırmanıp kalplerin ta üstüne çıkar.

Havye cehennemin beşinci katının adıdır ve çok sıcak ateş anlamına gelir. Nitekim Nisa suresinin 56. Ayetinde şöyle buyurur:

Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hakîmdir.

Cehennemin altınca kadının adı Sair’dir. Allah teala bu katı İnsan suresinin 4. Ayetinde şöyle anlatır: Doğrusu biz, kâfirler için zincirler; demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık.

İmam Sadık’tan –s– rivayet edildiğine göre cehennemde Sair denen bir vadi vardır. Ne zaman cehennemin ateşi azalacak olursa onu açarlar ve böylece cehennem yeniden alevlenir.

Ve cehennem de günahkar kulların gittiği mekanın yedinci katının adıdır. Burada Falak adında bir kuyu vardır. Falak öyle bir kuyudur ki üstü açıldığında içindeki ateş şiddetle alevlenir ve feveran eder ve en ağır ateşli azaplar buradadır. Rivayetlere göre Falak öyle bir kuyudur ki cehennem ehli ondan korunmak için saklanacak yer arar. Bu kuyuda ateşten bir sandık vardır ve bu kuyudakiler sürekli ateşten azaptadır.

Cehennemin kapıları veya katları gerçekte insanların ameli birbirinden farklı olduğu gibi azapları da farklı olacağını gösterir, nitekim günahkar insanların cezaları kıyamet gününde aynı değildir ve birbirinden farklıdır. Kur'an'ı Kerim’in büyük alimi ve müfessiri Şeyh Sıdduk, Hasal adlı ünlü kitabında İmam Sadık’tan –s– bir rivayet işaret ederek şöyle diyor: cehennemin yedi kapısı vardır. Laza kapısından Firavun ve Haman ve Karun gibileri girer, Sekar kapısından bir göz kırpma kadar iman etmeyen kafirler ve müşrikler girer ve en alt kat Emevi hanedanı gibi zalimlere özeldir, çünkü bunlar enbiya ve evliya hakkında çok cinayet işlemiştir. Bu kapı bir koridora açılır ve onları yetmiş yıl kadar aşağıya indirir, ardından ateş öyle feveran eder ve alevleri yükselir ki onları yukarı ve girdikleri yere fırlatır. Ardından yeniden onları aynı yoldan yetmiş yıl aşağı indirir ve bu durum ebediyen orata tekrarlanır.

Kuşkusuz firavun, Haman, Karun ve Emenviler gibi zalimlerin bu kapılardan girişi onların amelleri ve düşünceleri yüzündendir ve buna göre kim onları izlediyse doğal olarak bu kapılardan cehenneme girer. Dolaysıyla her insanın ameli ve inancı ile cehennemin kapıları arasında bir bağlantı vardır.

Şeyh Sıdduk, Hasal adlı eserinde ayrıca cehennemin bazı katlarında ilahi azapla cezalandırılan bazı ulema ve bilginler hakkında İmam Sadık’tan –s– bir hadisi şöyle aktarıyor: Bazı ulema vardır ki ilmini sürekli kendi içinde saklamak ister ve kimseye öğretmek istemez. Bunlar ateşin ilk katındadır. Bazı ulema vardır, onlara bir nasihat verildiğinde bozulur, ama kendileri nasilah verdiğinde sert bile davranır. Bunların yeri ateşten ikinci kattadır. Bazı ulema ilimlerini eşraf ve zenginlerin uğruna sarf eder ve yoksullara par vermez. Bunlar da aşetin üçüncü katında yer alır. Bazı ulema ise yöntemlerinde zalim ve cebbar hükümdarlar gibi davranır ve biri onları en ufak biçimde eleştirse, hemen öfkelenir. Bunların yeri cehennemin dördüncü katıdır. Bazı ulema sürekli yahudi ve hristiyanların hadislerini öğrenir ve kendi ilimlerini gözardı eder ki bunların yeri de cehennemin beşinci katıdır. Bazı ulema fetva iddiasında bulunur ve sürekli onlardan sorulmasını ister, ama bir tek doğru fetvaları bile yoktur ve Allah bu tür insanları sevmez. Bunların yeri da cehennemin altıncı katıdır. Bazı ulema vardır ki sırf insanları onları akıllı ve bilge saysın diye ilim peşinden gider. Bunların yeri ise cehennemin yedinci katıdır. 015