Mayıs 29, 2016 11:06 Europe/Istanbul

Kaşan kenti asil ve geleneksel mimariyi temsil eden ve “Badgir” adıyla anılan özel ve geleneksel havalandırma sistemiyle ün yapan bir kenttir.

Kentte göze çarpan çok güzel tarihî binalar, Kaşan’ın cilve ve cemaline katkı sağlarken, içinde ve çevresinde barındırdığı çok değerli tarihî eserleri ile İran’ın turistik cazibelerinden biridir.

Şimdi kentte gezimizin devamında ilkin Ağa Bozorg camii ve medresesine uğramak ve bu tarihî eserle tanışmak istiyoruz.

Kaşan’ın Ağa Bozorg camii ve medresesi, İran’ın İslamî mimari tarzının en güzel camilerinden biridir ve İran’ın çöl iklimine uygun bir tarzda tasarlanarak inşa edilmiştir. Bu güzel bina, İran’ın sıcak ve kurak yörelerinde yer alan diğer binalar gibi bahçesinde doğal süslemelere sahiptir ve böylece bölgenin doğasında kıt olan güzel yeşil alanların eksikliği caminin ve medresenin merkezî avlusunda oluşturulan yeşil alanla telafi edilerek oldukça hoş ve güzel bir ortam hazırlanmıştır.

Ağa Bozorg camii ve medresesi kameri 12. yüzyılın ünlü alimi ve Ağa Bozorg lakaplı Molla Mehdi Naraki’ye mensuptur ve hayırsever bir insan olan Hac Muhammed Tagi Hanban tarafından miladi 19 ve kameri 13. yüzyılda cemaat namazı kıldırmak ve dini konuları ders vermek amacıyla inşa edilmiştir.

Binanın çok ilginç planı bu yapıya başka camilerde ender rastlanan özel bir özellik kazandırmıştır. Cami birbirinden bağımsız iki katta inşa edilmiştir, öyle ki her iki kattan güzel ve geniş bahçesi ve güzel manzarası görünmektedir.

Ağa Bozorg camiine girdiğimizde, karşımıza muhteşem ve çok güzel bir kubbe ve iki tarafında yer alan iki minare çıkıyor. Caminin alt katında ise bahçenin dört bir yanında talebelerin ikamet etmesi için odalar inşa edilmiştir. Caminin iki katı iki tarafında yer alan merdivenlerle birbirine bağlanır, ancak bu merdivenler bahçeyi girdiğimizde ilk bakışta göze çarpmaz.

Ağa Bozorg camiinin devasa kubbesi, İran’ın en büyük tuğla kubbelerinden biridir ve sekiz sütun üzerinde inşa edilmiş ve “Dopuşe” adı verilen iki çatıdan oluşur. Kubbenin alt çatısı kubbenin ağırlığını kaldırarak duvarlara intikal ettirir. Kubbenin ikinci çatısı ise ilk çatının üzeindedir ve kubbenin görünüşünü daha büyük göstermekle beraber alttaki çatıyı korur. Kubbenin üzerinde açılan tuğladan pencereler, duvarların üzerindeki yazılı ayetler, caminin şebistanlarında göze çarpan sade ve güzel alçı işlemeler ve bahçenin ve odaların fevkelade güzelliği, ziyaretçileri hayran bırakan caminin belli başlı özellikleridir.

Ağa Bozorg camiinin dış cephesi ve genelde mimarisinde simetri özelliği, önemli rol ifa ediyor. Camide hiç bir alan sebepsiz ve boş yere inşa edilmemiştir. Öte yandan Kaşan yöresinde gece ve gündüz saatlerinde aşırı sıcaklık farkı, İranlı zeki ve zevk sahibi mimarları yörede bulunan inşaat malzemelerini kullanarak bu soruna çare bulmaya yöneltmiştir. Gerçi İranlı mimarın bu işi zor olmuş, fakat sanatı ve zevki ve yaratıcılığı her sanatseveri hayran bırakacak bir eser ortaya çıkarmıştır.

Ağa Bozorg camii planı itibarıyla üç şebistanlı camilerdendir ve yine bu eserde dikkat çeken nokta, cami ile medresenin birleşmesidir. Binanın tümü tuğladan inşa edilmiş ve içinde kullanılan süslemeler binaya ayrı bir cazibe kazandırmıştır.

Değerli dostlar, Kaşan seyahatimizin devamında şimdi de kentin Fin adıyla anılan ünlü ve güzel bahçesine uğramak istiyoruz.

Fin bahçesi kompleksi bin yıllık mazisi ile Kaşan kentinin altı kilometre güneybatısında yer alır. Bu büyük kompleks 23 bin 700 metrekarelik alanı ile İran’ın en eski geleneksel bahçelerinden biridir.

İçinde akan çeşmeleri sayesinde asırlardır ayakta duran bu bahçe, eskiden kraliyet sarayı olarak kullanılırdı, ancak zamanla bir çok değişime uğradı ve bir çok acı tatlı olaya şahit oldu.

Fin çeşmesi ise Dendane dağı adıyla anılan kayalık bir bölgeden başlıyor ve bahçenin ayakta durmasında ve hatta Kaşan kentinin imarında önemli rol ifa ediyor.

Bugün Fin çeşmesinin suyu, Süleymaniye çeşmesi adıyla anılan büyük bir havuza akıyor ve daha sonra Fin bahçesinde inşa edilen kanallara ulaşarak buradaki fevvareleri de aştıktan sonra bahçenin yemyeşil caddelerinden sonra Fin beldesinde incir ve nar bahçelerini suluyor. Fin çeşmesinin artan suyu ise en son Kaşan kentinin çevresindeki tarım alanlarında ve özellikle zerzevat yetiştirmede kullanılıyor.

Tarihten de anlaşıldığı üzere, her çağda ve her dönemde Fin çeşmesinin duru ve şeffaf suyunun çevresinde çok güzel bahçeler ve güzel binalar inşa edildi ve zamanla ve doğal etkenler yüzünden bu binaların bazıları yıkıldı ve yeniden onarıldı. Bazen de eski binalara yeni eklemeler yapıldı.

Fin bahçesine gelince, Gacarların kralı Fethali döneminde bahçenin temelli restorasyonuna karar verildi. Aynı dönemde Fin bahçesinde büyük bir hamam inşa edildi. Hamamın inşaatında şeffaf mermer taşlar ve firuze ve yedi renkte seçkin fayanslar kullanıldı. Böylece bu dönemde Fin bahçesi kaybettiği güzelliğine ve tazeliğine yeniden kavuştu ve İran genelinde ün yaptı.

Fin bahçesinde yer alan binalar ise güzel resimleri, alçı işlemeleri ve Nastalik hattıyle süslenen alçıdan kitabeleri ve mermer taşlarıyla bahçeye ayrı bir güzellik kazandırmıştır. Bundan başka bahçenin batısında yer alan müze binası ve güzel fevvareler ve fayansla süslenmiş nehirler de bahçenin diğer değerli inşaatları arasında yer alıyor.

Yine bahçede bazılarının mazisi 400 yıla dayanan çok eski ağaçlar da bahçenin azametine ve ihtişamına katkı sağlıyor ve bu bahçeyi İran’ın tarihî bahçelerinden birine dönüştürüyor.

Kaşan’ın Fin bahçesi aynı zamanda İran tarihinde acı bir olayı, yani Emir Kebir’in infaz olayını hatırlatır. Mirza Tagi Han Emir Kebir, İran’ın Gacarlar döneminde en büyük siyasi şahsiyetlerinden biriydi ve kral Nasıreddin’in Sadrazam’ı olarak görev yapıyordu. Hür düşünen, mümin, bilge ve kültürsever bir şahsiyet olan Emir Kebir o dönemde İran’da ekonomi, talim ve terbiye ve kültür alanında bir çok reforma ve ilerici düşünceye öncülük etti. Emir Kebir İran’ın siyasi bağımsızlığını korumanın yanında, başka ülkelerle karşılıklı dostluk ve saygı çerçevesinde ilişkiden yanaydı. Bu büyük şahsiyet insanlara hizmet etme yolunda hiç bir engelden korkmazdı.

Emir Kebir, İran siyasi ve iktisadi ve bürokrasi bakımlarından oldukça kargaşa yaşanan bir dönemde Sadrazam koltuğuna oturdu. Emir Kebir kısa süren Sadrazamlık döneminde bir çok düzensizliğe son verdi. Emir Kebir’in en önemli reformlarından bazıları düzenli ordu kurmak, Dar-ul Funun medresesini açmak ve böylece eğitimli askerler, mühendisler ve hekimler yetiştirmekti ve yine yararlı kitapların çevrilmesi ve gazete yayınlanması gibi çalışmaları sonuca ulaştırdı.

Emir Kebir İran’ın o döneminde yaygın olan rüşvet ve saraydakilerin yersiz kazançlarını önlemekle beraber ülkenin vergi sistemini düzenledi ve iç ve dış ticareti yaygınlaştırarak, yerli sanayicileri teşvik etti.

Emir Kebir’in bir başka önemli icraatı, o dönemde Rusya ve İngiltere’nin İran üzerindeki nüfuzunu kısıtlamak ve ecnebilerin İran’ın içişlerine karışmalarına mani olmaktı.

Ancak Emir Kebir’in bağımsızlık anlayışı ve İran’ı yüceltme çabaları ecnebi güçleri ve yerli işbirlikçilerini öfkelendirdi. Sonunda iç ve dış baskıların sonucunda Gacar kralı, Emir Kebir’i görevinden azlederek Kaşan kentine sürgün etti ve en son bu kentte bu büyük insanı katletti.

Emir Kebir kameri 1268 ve miladi 1851 yılında Kaşan’ın Fin hamamında infaz edildi ve böylece Gacarlar döneminin en layık insanının yaşam dosyası kapandı. 015


Etiketler