Farsça öğrenelim - 37
Geçen bölümde en son Muhammed ve arkadaşları hep birlikte bugün dağcılık turuna gitmek istediğini anlatmıştık.
Muhammed ve arkadaşları sabah namazından sonra erkenden otobüse biniyor ve Tahran’ın kuzeyinde Derbend semtine doğru yola çıkıyor. Tahran’ın kuzeyinde oldukça güzel dağlık alanları bulunuyor. Bu dağlar Elborz sıradağlarının bir bölümünü oluşturuyor. İran’ın en yüksek zirvesi Demavend de Elborz sıradağlarında yer alıyor.
Otobüs şimdi Derbend meydanına geliyor ve öğrenciler otobüsten iniyor. Muhammed ve arkadaşları diğer öğrencilerle beraber dağa tırmanmaya başlıyor. Yolun başında bir çok lokanta ve kahvehane bulunuyor. Öğrenciler tırmandıkça yamaç daha da sertleşiyor. Muhammed bazen duruyor ve arkasına bakıyor. Buradan Tahran çok güzel görünüyor. Yüksek binalar, otobanlar ve parklar gerçekten ilginç gözüküyor.
Muhammed ve Ramin tırmanış sırasında sohbet ediyor.
Şimdi bugünkü dersimizin ilk diyaloğunu dinleyelim. Ama önce her derste olduğu gibi ilkin diyaloglarda geçen kelimeleri gözden geçirelim ve tekrarlayalım.
دست el – دستت elin (elini) – بده ver - خسته شدم yoruldum – بیا gel – کمی biraz – بالاتر daha yukarı - ما استراحت می کنیم biz dinleniriz – آنجا orada –
رستوران lokanta (restoran) - ما می خوریم biz yiyoruz – صبحانه kahvaltı –
به به! ne güzel - عالیه! Âlâ (pekiyi) – جالب ilginç – خیلی çok - تو می بینی sen görüyorsun – بزرگ büyük – ساختمان bina – ساختمانها binalar – بلند yüksek - او دارد onun var – آنجا ora (oraya) – ببین bak – برج kule - برج میلاد Milad kulesi – بلندترین en yüksek – من می بینم ben görüyorum – دنیا dünya - من دوست دارم ben seviyorum –
قشنگ güzel – کجا nerede - عجله کن çabuk ol – بعداً sonra –
من می گویم ben söylerim
Kelimeleri not alıp tekrarladığınızı umuyorum. Şimdi Muhammed ve Ramin arasında geçen diyaloğu dinleyin ve tekrarlayın. Ramin sert bir yamaca tırmanıyor ve yukarı çıktığında, kendisinden geriye kalan Muhammed’in elinden tutarak onu yukarı doğru çekiyor, ardından iki arkadaş biraz dinlenerek Tahran’ı seyretmeye başlıyor.
رامین - محمد ، دستت راه به من بده .
Ramin: Muhammed, elini bana ver.
محمد - ( خسته و با یک نفس عمیق ) آه ... خسته شدم .
Muhammed: (yorgun ve derin bir nefesle) Ah... yoruldum.
رامین - بیا ، کمی بالاتر استراحت می کنیم .
Ramin: Gel, biraz daha yukarıda dinleniriz.
محمد - آنجا یک رستوران است ؟
Muhammed: Orada bir lokanta var mı?
رامین - بله . آنجا یک رستوران است . آنجا صبحانه می خوریم .
Ramin: Evet. Orada bir lokanta var. Orada kahvaltı yaparız.
محمد - به به ... عالیه . از این بالا تهران خیلی جالب است .
Muhammed: Ne güzel... âlâ. Buradan Tahran çok ilginç.
رامین - آره . می بینی ؟ تهران خیلی بزرگ است .
Ramin: Evet, görüyor musun? Tahran çok büyüktür.
محمد - بله . تهران خیلی بزرگ است و ساختمانهای بلندی دارد .
Muhammed: Evet, Tahran çok büyük ve yüksek binaları var.
رامین - آنجا را ببین . آن برج ، برج میلاد است .
Ramin: Oraya bak. O kule, Milad kulesidir.
محمد - بله . می بینم . خیلی بلند است .
Muhammed: Evet. Görüyorum. Çok yüksek.
رامین - برج میلاد یکی از بلند ترین برجهای دنیا است .
Ramin: Milad kulesi dünyanın en yüksek kulelerinden biridir.
محمد - تهران را دوست دارم . تهران خیلی بزرگ و قشنگ است . آن ساختمان کجا است ؟
Muhammed: Tahran’ı seviyorum. Tahran çok büyük ve güzel. Şu bina nerede?
رامین - عجله کن ، بعداً به تو می گویم آن ساختمان کجا است .
Ramin: Çabuk ol, sonra sana o binanın nerede olduğunu söylerim.
Şimdi bir kez daha aynı diyaloğu bu kez tercümesiz dinleyin ve tekrarlayın.
رامین - محمد ، دستت راه به من بده .
محمد - ( خسته و با یک نفس عمیق ) آه ... خسته شدم .
رامین - بیا ، کمی بالاتر استراحت می کنیم .
محمد - آنجا یک رستوران است ؟
رامین - بله . آنجا یک رستوران است . آنجا صبحانه می خوریم .
محمد - به به ... عالیه . از این بالا تهران خیلی جالب است .
رامین - آره . می بینی ؟ تهران خیلی بزرگ است .
محمد - بله . تهران خیلی بزرگ است و ساختمانهای بلندی دارد .
رامین - آنجا را ببین . آن برج ، برج میلاد است .
محمد - بله . می بینم . خیلی بلند است .
رامین - برج میلاد یکی از بلند ترین برجهای دنیا است .
محمد - تهران را دوست دارم . تهران خیلی بزرگ و قشنگ است . آن ساختمان کجا است ؟
رامین - عجله کن ، بعداً به تو می گویم آن ساختمان کجا است .
Muhammed ve Ramin tekrar yola devam ediyor. Yolda giderken Ramin Tahran’ın Milad kulesi, Azadi kulesi, ormanlık alanları ve ünlü yüksek binalarını anlatıyor ve yerlerini Muhammed’e gösteriyor.
İki arkadaş dağda bir lokantada kahvaltı yapıyor ve tekrar yol devam ediyor. Öğle vakti öğrenciler dağda inşa edilen bir sığınakta öğle yemeğini yedikten sonra yavaş yavaş dağdan inmeye başlıyor. Öğrenci grubu dönüş yolunda da bir lokantada mola veriyor ve İran’ın güzel çayı ve tatlı hurması ile yorgunluk gideriyor. Dönüşte Muhammed otobüste gördüğü güzel manzaraları düşünüyor. Muhammed dağdan aşağı doğru akan ve lokantaların arasından geçen ırmağı ve dağın temiz havasını düşünürken yavaş yavaş yorgunluğun etkisi ile uykuya dalıyor