Mayıs 03, 2023 13:59 Europe/Istanbul
  • Nur’a giden yol ( 955 )

Zariyat suresinin 15 ila 23. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.

Zariyat suresinin 15 ila 19. ayetleri:

 

إِنَّ الْمُتَّقِینَ فِی جَنَّاتٍ وَعُیُونٍ (51:15)

آَخِذِینَ مَا آَتَاهُمْ رَبُّهُمْ إِنَّهُمْ کَانُوا قَبْلَ ذَلِکَ مُحْسِنِینَ (51:16)

کَانُوا قَلِیلًا مِنَ اللَّیْلِ مَا یَهْجَعُونَ (51:17)

وَبِالْأَسْحَارِ هُمْ یَسْتَغْفِرُونَ (51:18)

وَفِی أَمْوَالِهِمْ حَقٌّ لِلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ (51:19)

 

Yani:

Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar, cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar.

 

Rablerinin kendilerine verdiğini alarak. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı.

 

Geceleri pek az uyurlardı.

 

Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.

 

Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı.

 

Kur'an'ı Kerim’in terbiyevi yöntemlerinden biri, iyi ve kötü insanları karşılaştırmaktır. Geçen bölümde kıyamet gününü inkar edenler ve günahkar kullardan söz edildi. Bu ayetler ise takvalı ve pak insanların özelliklerine işaretle şöyle buyurmakta:

Bu insanlar kıyamet gününde ilahi özel lütuf ve merhametten yararlanır; zira dünyada başkalarına iyilik ve ihsanda bulunmuştur.

Belki bazıları şöyle diyebilir: Maad ilkesini inkar eden bazı münker insanlar da insan severlik namına başkalarına yardım etmiş olabilir. Ancak ne var ki pak ve mümin insanlar Allah’ın kullarına iyilik ve ihsanda bulunmaktan başka yüce Allah ile irtibat içinde olup namaz, ibadet ve istiğfar ehlidir. Bu insanlar gündüz vakti başkalarını düşünür ve onlara yardımcı olur ve gece olunca da kendilerini ve Rabbini düşünür ve aralarındaki manevi bağları güçlendirmeye çalışır.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Fani dünyada günaha bulaşan zevklere ve hoşluklara göz yummak, ahiret aleminde ebedi zevkler ve hoşluklarla mükafatlandırılır.

2 – Allah tealaya ibadet ve dua etmek bir yandan ve toplumun muhtaç insanlarına yardım eli uzatmaktan öbür yandan, insani melekuta doğru götüren ve ebedi saadete kavuşturan iki kanat gibidir ve hiç biri tek başına bunu yapamaz.

3 – Gecenin bir bölümünü namaza ve Allah’a ibadet etmeye ayırmak ve tatlı uykudan vazgeçmek, takvalı insanların özelliklerinden biridir.

4 – Allah tealadan af dilemek ve günahlarımız için istiğfarda bulunmak için en iyi zaman, seher vaktidir.

5 – Muhtaç ve mahrum insanlara verilen şeyler onların hakkıdır; zira Allah teala halkın malında yoksul ve muhtaç insanlar için bir hak yerleştirmiştir. Dolayısıyla yaptığımız yardımı minnet konusu yapmamalıyız.

 

Zariyat suresinin 20 ila 23. ayetleri:

 

وَفِی الْأَرْضِ آَیَاتٌ لِلْمُوقِنِینَ (51:20)

وَفِی أَنْفُسِکُمْ أَفَلَا تُبْصِرُونَ (51:21)

وَفِی السَّمَاءِ رِزْقُکُمْ وَمَا تُوعَدُونَ (51:22)

فَوَرَبِّ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ إِنَّهُ لَحَقٌّ مِثْلَ مَا أَنَّکُمْ تَنْطِقُونَ (51:23)

 

Yani:

Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardır.

 

Kendi nefislerinizde de öyle. Görmüyor musunuz?

 

Semada da rızkınız ve size vâdedilen başka şeyler vardır.

 

 Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.

 

 

Önceki ayetlerde kıyametten söz edildi. Bu ayetler ise Mebde'nin tanınmasına geri dönerek şöyle buyurmakta:

Neden insan gözünü açıp kendisi ve çevresindeki alemin yaratılış azametine bakmaz?

Dinin önde gelen büyüklerinin kelamında kim kendini tanırsa, Rabbini de tanımıştır, diye geçer. Günümüzde üniversitelerde tıp ve psikoloji bilimlerinde onlarca branşta bir nevi insanların cismi ve ruhi açılardan boyutları üzerinde incelemelerde ve araştırmalarda bulunarak insanı daha iyi tanımaya çalışır. Buna karşın ve insanların bu uğurda sarf ettikleri onca çabaya rağmen hâlâ birçok boyutunu keşfedemedi ve hâlâ insan tam olarak bilinmeyen bir mahluk olduğu söylenebilir.

 

İnsanoğlunun cenin döneminden doğup büyüyerek yetişkin bir insan oluncaya dek geçen gelişme süreci ve yine içine yerleştirilen yetenekleri ve kabiliyetleri, yaratılışın acayip durumlarından biridir ve hepsi de Allah tealanın insanın tüm ihtiyaçlarının bilincinde olduğunu gösterir. İnsanların göz, kulak, diş, burun veya kan dolaşım sistemi, solunum sistemi, sindirim sistemi ve savunma sistemi gibi iç organlarını tanımak ve yapılarını ve çalışmalarını öğrenmek için hakikaten çok güçlü uzmanlara ihtiyaç vardır.

Öte yandan üzerinde yaşadığımız yer küremiz, güneşten ve diğer gezegenlerden olan mesafesi, kendi ekseni ve güneş etrafından dönmesi, yüksek dağlar ve derin vadiler, yerkürenin su deposu okyanuslar, hepsi yüce Allah’ın ilim ve tedbirinin işaretleridir.

 

 

Gerçekte yeryüzü beşerin ve binlerce tür hayvanın ve canlının tüm ihtiyaçlarını karşılayan cömert bir ana misalidir. Yeryüzünün yumuşak toprağı çeşitli bitkilerin ve meyve ağaçlarının yeşermesine müsaittir. Yine sarp dağlar içinde insanların ihtiyacı olan türlü madenleri saklar. Kuşkusuz kim insan ve alemin yaratılışına dikkatle bakacak olursa, bunun ardında hikmetli ve bilge bir yaratanın varlığını ve O’nun hikmeti ve tedbiri ile yaratıldığını ve insanı yaratırken de yüce hedefi olduğunu anlayacaktır. Kuşkusuz bu hedef insanın fani dünyada ölümü ile son bulmaz ve ölümünden sonraki hayatında da devam eder.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Kur'an'ı Kerim’in yaratan Allah’ı tanımak için kullandığı yöntemlerden biri, yer yüzünde bulunan ilahi ayetler ve işaretlerdir ki tüm bunlar insanı bilge ve güçlü bir Allah’ın varlığından emin eder. Kuşkusuz bilim ilerledikçe ve doğanın sırları çözüldükçe insan her geçen gün daha fazla ilahi ilim ve gücün bilincine varır.

2 – Kendimizi tanımak, Allah’ı tanımanın en iyi yollarından biridir. Nitekim kendini tanıyan insan Allah’ı da tanır.

3 – Rızkın kaynağı göktedir ve yeryüzü ve gök birlikte insanların rızkını tedarik görür. Güneş, bulut, rüzgar ve yağmur cansız toprağa hayat verir ve o da tüm canlılar besler.

4 – Konuşma yeteneği, Allah tealanın insana sunduğu özel muhibetlerden biridir. Yüce Allah vaatlerinin gerçek olduğu konusunda insanın konuşmasını örnek veriyor.