Ağustos 01, 2023 12:45 Europe/Istanbul
  • Türkiye'den köşe yazarları

Yeniasya: Çalışanların vergi yükü hafifletilmeli

Sabah:

Vergi indirimi geliyor! Çalışanlara nefes aldıracak

Milli gazete:

Akaryakıt fiyatlarına yeni zam

Şimdi ise hafta içi köşe yazıları:

...***

Nilay Küçük 31 Temmuz tarihli Cumhuriyet gazetesinde, " Ekonomik şartlar ve değişen tatil algısı"başlıklı yazısını okuyucularla paylaşıyor.

" Üç tarafı denizlerle kaplı tatil cenneti ülkemizde algı değişiyor. Cennet'in kapılarından yerli turist ya geçemiyor ya da ancak kısa süreli vaktini burada değerlendirebilecek imkâna sahip oluyor. Son yıllarda pandemi ile başlayan kriz Ukrayna-Rusya savaşı ile hız kazandı. Dünyadaki krizin etkileri devam ederken bundan en çok etkilenen ülkelerden biri yine Türkiye oldu. Bugünlerdeyse gündem her gün bir yenisinin haberini aldığımız zamlar. Birçok yurttaş için uzun zamandan beri hayalin ötesine geçmeyen tatil, bazılarını ise çözüm arayışına itti."diyen yazar, yazısının devamında şu ifadelere yer veriyor:

...***

Türkiye'de sosyo-ekonomik olarak alt ve orta sınıfta değerlendirilen toplumun büyük kesimi artık hayallerindeki tatil için bütçe belirlemek yerine bütçesine göre nasıl bir tatil yapacağını düşünüyor.

Gelir dağılımındaki adaletsizlikle artık ülkemizin güzelliklerinin tadını ancak küçük bir azınlık ve yabancı turistler çıkarıyor. Kalanlarsa bu güzelliklerin ötesinden berisinden bir parça tad almaya çalışıyor. İşte burada akla gelen ilk çözüm ise tatil süresini kısaltmak.

Çalışanların büyük kesiminin tatilini yaz aylarında yaptığı ülkemizde artık bu sürenin bir kısmı da evde geçiyor. İzin süresinin tamamını tatilde geçirmeye bütçesi yetmeyenler çözümü kısa süreli tatillerde buluyor. 

Tatil süresini kısaltmak istemeyenler ise otellerde yıldız düşürüyor, pansiyon tercih ediyor daha düşük bütçeye sahip olanların ise artık tek alternatifi çadır tatili...

Yurtdışı tatili yapmak isteyen yurttaşların tercihi çoğunlukla vizesiz rotalar oluyor. Hem Türk vatandaşlarına vizenin zorlaşması hem de yüksek vize ücretleri, vizesiz ülkeleri cazip hale getiriyor. Ayrıca yurttaşlar yurtdışı tatil rotalarında çok daha uygun teknolojik alet alabileceği noktalara seyahat etmeyi tercih ediyor. Tatile ayrılan bütçe yurtdışında daha düşük vergi uygulanan ürünlerin satın alınması ile daha uygun hale geliyor. Bu ürünlerde en çok tercih edilen cep telefonu için 2023 yılında IMEI kayıt ücreti 2 bin 732 TL'den 6 bin 91 TL'ye çıkarılmıştı. Bu ücret 7 Temmuz 2023 tarihinde ise Resmi Gazete'de yayımlanan cumhurbaşkanı kararıyla birlikte 20 bin TL'ye yükseltildi. İktidarın yaptığı yeni düzenleme yurtdışı tatilini uyguna getirmek için alışveriş yapanların planlarını baltalasa da bu kıstaslarla en çok öne çıkan yurtdışı rotası olan Gürcistan'ın Batum kenti hâlâ cazibesini koruyor. Batum'a giden tatilciler hem tatil yapıyor hem de aldıkları ürünlerle tatilini daha uygun fiyata yapmış oluyor hatta bedavaya getirebiliyor. 

Halk çözüm arayadursun bu düzen devam ettikçe tatil her geçen gün daha fazla insan için hayal olarak kalacak.

...***

Remzi Özdemir 31 Temmuz tarihli Yeniçağ gazetesinde, " Yaşasın ekonomi kurtuldu!"başlıklı yazısını okuyucularla paylaşıyor.

" Son birkaç gündür Türkiye’de adeta bir bayram havası var. Borsa yükseliyor büyük bir coşku yaşanıyor. Bu arada akaryakıt fiyatları da yükselmeye devam ediyor. 1 litre benzin 35 TL. oldu. Marketlerde fiyatlar adeta füze gibi yükseliyor. Emeklinin büyük bir bölümü kök maaşı uygulamasından dolayı zam alamadı, fakirlik seviyesinde yaşıyor. Cumhurbaşkanı bu emeklilerin sorununu 6 ay sonra çözeceğini söylüyor."diyen yazar, yazısının devamında şu ifadelere yer veriyor:

...***

Bir avuç kömür için açgözlü bir şirket tarafından ormanlarımız katlediliyor. Türkler halen 10 günlük vize için saçma sapan sebeplerle kuyruklarda bekletiliyor. Ama olsun borsa yükseliyor.

İyi de bir ülkenin ekonomisi bu kadar kötüyken borsası neden yükselir? Normal şartlarda tabii ki yükselmemesi gerekiyor. Ama Merkez Bankası’na 3 önemli atama yapıldı yani başkan yardımcıları değişti. Biri saraydan, biri dışarıdan, biri de Amerika’dan gelen 3 ekonomist Merkez Bankası’na Başkan Yardımcısı oldu.

İşte bu yetti. Borsa adeta coştu daha düne kadar batık kredileri tartışılan BDDK ve Merkez Bankası’nın uygulamalarıyla kenarları düşen hatta Türkiye’nin en büyük holdinginin dahi, sahip olduğu bankacılık hisselerini sattığı bu sektörün hisseleri yüzde 7 yükseldi.

Neden yükseldi? Dedim ya 3 yeni Başkan Yardımcısı atandı. Artık 3 adam mı yönetecek? Elbette hayır bu 3 isim sadece Merkez Bankası’na Başkan Yardımcısı oldu. Merkez Bankası bu 3 ismin atanmasıyla birlikte bağımsız mı oldu Başındaki hanımefendiyi bir gecede Amerika’dan getirip merkez Bankası’nın başına getirmek bağımsızlık mı?

Merkez Bankası’na Başkan Yardımcısı olan o 3 üye, Ağustos ayında faizleri rasyonel yani akılcı mı yükseltecek?

23 yıldır halkın ona verdiği oylarla Türkiye’yi yöneten cumhurbaşkanının fikirleri değil de bu 3 adamın mı görüşleri etkili olacak?

Ya da krizden nefes dahi alamayan Türkiye’ye 3 yeni Merkez Bankası Başkanı atandı diye milyar dolarlar mı gelecek?

Finlandiya, Norveç, Kanada, İngiltere, Almanya ve daha birçok ülkenin emeklilik fonları bu 3 yeni başkanın atanmasından dolayı yıllar önce terk ettikleri Türkiye’ye geri mi dönecek?

Mehmet Şimşek 2 aydır Türk ekonomisini yönetiyor. Türkiye’ye kaç milyar dolar soktu? Mehmet Şimşek göreve geldiğinde 20 TL olan doları 18 liraya mı düşürdü? Mehmet Şimşek’in göreve gelmesiyle birlikte vergiler ve fiyatlar mı düştü?

...***

Siyami Akyel 31 Temmuz tarihli Milli gazetede, "Kur Korumalı Mevduat Fetvaları"başlıklı yazısını okuyucularla paylaşıyor.

" Hazine ve Maliye Bakanlığının “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı”nın 21 Aralık 2021 tarihinde yürürlüğe koymasının hemen ardından caiz fetvaları peş peşe geldi. Bu cümleden olmak üzere 26.12.2021 tarihinde Yenişafak’ta Hayrettin Karaman “Azdıran para piyasasına çare” başlıklı yazısında, “Bazı hocalar, devletin ödemesinin faiz olduğu kanaatindeler."diyen yazar, yazısının devamında şu ifadelere yer veriyor:

...***

Ben bu kanaatte değilim, devletin ödemesi hibedir diyorum. Aynı kanaatte olan hocalardan bir kısmımın yazdıklarını aşağıda kısmen vereceğim” dedikten sonra kendisi gibi düşünen “Orhan Çeker, Faruk Beşer, Mehmet Odabaşı ve Ahmet Yaman”ın aynı istikametteki fetvalarını paylaştı.

Karaman, vadeli yani faizli hesaplara devletin ekstra ödediği ve adına Kur Koruma denilen faizcileri destekleme işleminin caiz olduğunu ve bu işlemin devletin bir hibesi olduğunu açıklarken işi siyasete getirerek, “İçeriden ve dışarıdan Erdoğan’ı düşürmeyi dava edinmiş olanların oyunları yüzünden” böyle bir uygulamanın zorunlu olduğunun da altını çiziyordu.

Karaman’ın fetvadaşlarından Faruk Beşer: “Devlet buna mecbur gözüküyor. Eğer öyleyse, akıllı diyemesek de rasyonel bir çözüm bulmuştur. Devlet adına bir zaruret vardır ve yapılana bu yönüyle bakmak gerekir” demekteydi. Beşer, devletin mecbur olduğu saikiyle meseleye caiz fetvası vermekteydi ancak rasyonel gördüğü Kur Korumalı Mevduat sistemi, geldiğimiz noktada hiç de rasyonel değil tam aksine devletin sırtına yük olmuştur.

Orhan Çeker: “Devletin hibede bulunması elbette caizdir, ona diyecek bir şey yok; fakat hibede döviz kurunun ölçü alınması sanki uygulaması çok zor veya mümkün değil gibi… Kanaatimce TEFE-TÜFE ortalaması ölçü alınmalıdır” demektedir. Çeker, devletin ödediğinin faiz değil hibe olduğunu ve bunun caiz olduğunu iddia etmektedir.

Mehmet Odabaşı’nın fetvası ise tam bir fecaat. Odabaşı: “…mevcut karar bir yangın yerinde acilen alınması gereken bir tedbirdi ve elhamdülillah gördüğümüz kadarıyla başarılı oldu. Devletin desteği kesinlikle faiz değildir. Ancak bu desteğin faizli muameleler için teşvik edici yönü bulunmaktadır, denebilir. Gerçi ister teşvik edici yönü olsun ister olmasın vatandaşın ezici bir çoğunluğu zaten bankalarla çalışıyor” demektedir.

 

Etiketler