Amerika ve Arabistan’ın birbirinden uzaklaşması - 2
Geçen bölümde en son Amerikan kongresinin Arabistan aleyhinde 11 Eylül 2001 terör olaylarını desteklediği gerekçesiyle çıkardığı ve bu rejime karşı dava açma yolunu açan yasasından ve Arabistan medyasının tepkisinden söz ettik.
Arabistan’ın El Ahbariye TV kanalı bu konuyu Melik Suud üniversitesi siyasal bilimler hocası İbrahim Nahas’la masaya yatırdı. Nahas şu değerlendirmede bulundu: Bu yasanın her iki demokrat ve cumhuriyetçi parti için zamanlama bakımından büyük önem arz ediyordu. Çünkü bu konu kamuoyunun duygularını kurcalayabilir ve bu da önümüzdeki başkanlık seçimlerinde daha fazla oy almaya çalışan ve başkanlık koltuğunu elde etmek isteyen her iki büyük parti için özel önem arz ediyor. Amerika birleşik devletleri ancak 11 Eylül 2001 olaylarına karışanların hakkında yasal süreç başlatmayı öngören bu yasayı çıkarmakla sadece müttefiklerini kaybetmekle kalmayacak, aynı zamanda her şeyini kaybedecektir, çünkü Arabistan’ın ilişki kurmak isteyeceği başka ülkeler vardır, fakat bu yasa Amerika’nın siyasetini, güvenliğini ve ekonomisini etkileyeceği kesindir.
Akaz gazetesi de terörün hamilerine karşı adalet yasasının nasıl bir süreçle karşılaştığını ve Amerika Başkanı Obama’nın bu kanunu adaletsizlik kanunu olarak nitelediğini ön plana çıkararak konuya girdi.
El Şark El Osat gazetesi baş yazarı Salman Duseri de söz konusu yasada doğrudan Arabistan’ın adından söz edilmediğini ve bu yasadan başka ülkelerden önce Amerika’nın kendisi zarar göreceğini belirterek yasanın şimdi çıkarılması için üç gerekçeden söz etti.
Birincisi önümüzdeki kongre seçimleri, ikincisi tazminat isteyen hukuk firmalarının baskıları ve üçüncüsü Amerika’nın şimdiki yönetiminin zafiyeti diyen gazetenin baş yazarı Duseri daha sonra da nasıl ve neden 11 Eylül 2001 olaylarından tam 15 yıl sonra Arabistan’ın bu saldırılarda eli bulunduğu gündeme geldiğini ve hiç bir ön hazırlık yapılmaksızın aniden Arabistan aleyhinde bu yasanın çıkarıldığını sorguladı.
El Şark El Osat gazetesi baş yazarı Salman Duseri’ye göre Amerika Arabistan’ın kulağını kesemeyince bu kez bu yasayı çıkararak Riyad’ı baskı altında tutmaya çalıştı.
Gazetenin yazarına göre yasanın çıkarılması da beyaz saray ve kongre arasında oynanan bir oyun olabilir, şöyle ki gizli bir anlaşma ile senato ve temsilciler meclisi Başkan Obama yasayı veto ettikten sonra oy birliği ile vetoyu feshetmiş olabilir.
Öte yandan Arabistanlı twitter kullanıcıları da #yasa-jasta kampanyasını başlatarak bu yasa hakkında görüşlerini beyan etmeye başladı. Arabistanlı bir çok kullanıcı Riyad yönetiminden Amerika’ya karşı misillemelerde bulunmasını istedi.
Arabistan’dan Arap bir kullanıcı Riyad yönetiminden teröre destek suçundan Arabistan hapishanelerinde yatan bazı Vahabi müftüleri serbest bırakarak Amerika’ya bu şekilde karşılık vermesini istedi.
Bir başka kullanıcı ise Amerika’da yaşayan Arabistan vatandaşları kendi ülkelerine karşı bağnaz olduklarını ve her an Amerika’ya darbe vurabilecek saatli bomba gibi olduklarını ileri sürdü.
Bazı kullanıcılar ise Amerika yönetiminin Vietnam ve Irak’ta işlediği cinayetlere işaretle, bu ülkenin bizzat terör hamisi olduğunu ve başkalarını terörü desteklemekle suçlayamayacağını vurguladı.
Reuters haber ajansı ise Amerika’nın çıkardığı yasayı, seçimlerin arifesinde Amerikalı seçmenlerin oylarını kazanma çabası olarak değerlendirdi ve en iyi durumda bile Amerika’da hiç bir mahkeme Arabistan aleyhinde karar alamayacağını yazdı.
Reuters uluslararası uzmanlardan naklen, Suud rejimi ve yetkililerinin bu yasa çıktıktan sonra kısmen sessiz kalmalarının sebebi bu kanunun Riyad aleyhinde kullanılamamasından ibaret olduğunu belirtti.
Aslında Amerika ile Arabistan arasındaki stratejik ilişkilerin temeli, Amerika’nın Suud petrolüne karşı bu rejimi desteklemeye dayanıyordu. Ancak şimdi Amerika’nın petrole olan ihtiyacı sona erdiği anlaşılıyor, nitekim bu yüzden Arabistan bir göz kırpmada Amerika’nın baş düşmanına dönüştü.
Ray el Yom gazetesi yazarı Abdulbari Atvan ise şu değerlendirmede bulundu: Amerika temsilciler ve senato meclisleri üyelerinin oy birliği ile Başkan Obama’nın 11 Eylül 2001 terör saldırılarının kurban ailelerine Arabistan aleyhinde dava açarak tazminat talebinde bulunmalarının yolunu açan yasaya yönelik vetosunu lağvetmesi bizi şaşırtmadı. Fakat bizi şaşırtan esas konu, ilkin bu veto hakkının reddedilmesinin hızı ve ayrıca şimdiye kadar görülmemiş bir hareket olmasıydı. Örneğin temsilciler meclisinde 97 temsilciden sadece bir kişi veto hakkına destek verdik ki bu da Amerika’nın Ortadoğu bölgesindeki en büyük müttefiki olan Arabistan’a karşı nefretin şiddetini yansıtıyor. Acaba Amerika’nın daimi müttefikinin temsilciler meclisinde bir tek oyu olduğunu düşünebiliyor musunuz? Gerçekte bu kanun, terör hamilerine karşı adalet kanunu değil, kongrenin araştırma komisyonu onu 11 Eylül 2001 terör saldırılarına doğrudan veya dolaylı bir şekilde karışmaktan akladığı bir müttefikten intikam alma kanunudur. Nitekim şimdi bu ittifakın sonuna gelindiği ve artık hiç bir faydası olmadığı anlaşılıyor.
Ray el Yom gazetesi yazarı Abdulbari Atvan şöyle devam etti:
Gerçekte Amerika ile Arabistan arasındaki stratejik ilişki Amerika’nın Suud petrolüne karşı bu rejimi destekleme temeline dayanıyordu, ancak şimdi Amerika’nın petrole olan ihtiyacı sona erdiği anlaşılıyor, nitekim bu yüzden Arabistan bir göz kırpmada Amerika’nın baş düşmanına dönüştü.
Şimdi mali stokları azalan ve bütçe açığını kapatmak için vatandaşlarına kemerleri sıkma politikası dayatan Suud rejimi şimdiye kadar görülmemiş bir mali ve siyasi haraca bağlanma durumu ile karşı karşıya bulunuyor.
Öte yandan Arabistan’ın Amerika’daki 750 milyar dolarlık sermayeleri ve mal varlığı 11 Eylül 2001 terör olaylarının kurban ailelerine tazminat ödenmek amacıyla bloke edilebilir. Yine Arabistan’ın petrolü de Amerika’yı uğrattığı zararların bedeli olarak on yıl boyunca Washington’un ipoteki altında tutulabilir.
Ray el Yom gazetesi yazarı Abdulbari Atvan şöyle devam etti:
Amerika Suud rejimini Suriye, Yemen ve Libya ve bundan önce de Afganistan ve Irak savaşına sürükledi ve şimdi uzun vadeli bir intikam programında kendi haline bıraktı. Nitekim beyaz saray Adil Cubeyr’in Amerika’daki sermayelerini geri çekme tehdidini de umursamadı ve tutumunu değiştirmedi. Amerika yönetimi ayrıca kendi ekonomisini iyileştirecek Arabistan’ın yüklü silah alımı ve yeni yatırım önerilerini de umursamadı, çünkü Amerikan kongresi intikam almak üzere harekete geçti ve temsilcilerin de bu kararı uygulaması gerekir. Bu yüzden Amerika başkanının vetosu da sadece bu süreci örtbas etmek içindir. Bu yüzden Arabistan yetkililerinin önümüzdeki günlerde ve özellikle Amerikalı müttefiklerinin çok yüksek düzeylerde onlara yüz çevirmesinin ardından çok zor anlar bekliyor.
Ray el Yom gazetesi yazarı Abdulbari Atvan şöyle devam etti:
Peki Arabistan rejimi müttefikinin bu tutumuna karşı ne yapabilir?
Bizce, şu anda şahit olduğumuz gibi bazı Amerikalı siyonistlerden bu konuda yardım talep etmek, nefsi müdafaa bakımından pek yararı olmayacaktır. Yine Tel aviv ile ilişkileri düzeltmenin de bazı dostlarımızın önerdiği gibi faydalı bir yöntem olacağını düşünmüyoruz. Bizce bu duruma yol açan tüm önceki siyasetleri gözden geçirmek ve büyük bir değişim yapmak gerekir. Ancak bizce Arabistan bu değişimleri sınırlarının ötesinde olmadığı sürece olumlu karşılamayacaktır. Her halükarda zaman bir çok şeyi aydınlatacaktır ve biz de bekleyip görmemiz gerekir. Bu arada bazıları Amerika yönetimi 11 Eylül 2001 olayları ile ilgili Arabistan aleyhindeki iddialarını uluslararası ceza mahkemesinde gündeme getirebileceğine inanıyor. Oysa Amerika’nın siyasi ve güvenlik yapısı, uluslararası karar mekanizmalarına yönelmeye uygun olmadığı belirtilmelidir.
Amerika meseleleri uzmanı Feridun Meclisi Amerikan kongresinin Başkan Obama’nın vetosunu lağvetme kararına işaret ederek şu değerlendirmede bulundu: kongre temsilcilerinin Başkan Obama’nın vetosunu iptal etmeleri ile ilgili sorulması gereken ilk soru, bu kararın ciddi bir hareket mi yoksa sadece göstermelik bir hareket mi, sorusudur. Bu sorunun cevabında ise bu konunun ciddi bir hareket olduğunu belirtmek gerekir, hatta bunu Amerika’nın uluslararası arenada yeni bir gövde gösterisi modeli nitelemek mümkün. Çünkü hali hazırda Batılılar, Amerika’ya karşı yanlış yapan her ülke çıkıp hesap vermesi gerektiğine inanıyor ve bu yüzden Obama’nın söz konusu yasayı veto etme kararının iptal edilmesine şahit olduk ki bu da aslında bir nevi gövde gösterisiydi.015