Aralık 23, 2016 10:08 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde yine geçen bölümde anlattığımız İranlı büyük bilgin ve düşünür Ebu Reyhan Biruni’nin yaşamı ve eserlerini anlatmaya devam edeceğiz.

Biruni’nin en önemli eserlerinden biri “Asarul Bakiye An Karunal Haliye” adlı eseridir. Bu eseri uzun süre önce Avrupa dillerine çevrilerek yayınladı ve dünya tarih yazarlığının en büyük şaheserlerinden biri sayılır.

Biruni bu eserin bir bölümünde kürenin nasıl düz bir yüzey haline getirilebileceğinin yollarını irdeledi ve yine coğrafya haritalarını çizmek için yeni yöntemleri gündeme getirdi. Avrupalı bilim adamları bu kitaptan hareketle Ebu Reyhan Biruni’nin Merkartur harita çizme yöntemini ilk kez kullanarak yerkürenin haritasını çizen bilim adamı olduğunu belirtiyor. Araştırmacılar Biruni’nin tarihi incelemeleri ve geçmiş kavimlerin öykülerini araştırmasını ve eski takvimlerin üzerinde inceleme yapmasını yan yana getirdikleri zaman bu büyük bilginin ne denli derin ve geniş bir düşünceye sahip olduğunu anladıklarını beyan ediyor.

Biruni “Asarul Bakiye An Karunal Haliye” adlı eserinde o dönemde çeşitli milletlerin ve farklı dinleri izleyen kavimlerin arasında yaygın olan inançları ve ayinleri irdelemiş ve aralarındaki farklılıkları ve benzerlikleri anlatmıştır. Burini “Asarul Bakiye An Karunal Haliye” adlı eseri 6. Bölümünde israiloğulları kralları ve peygamberlerinin sırasıyla hangi yıllarda yaşadığını ve yine Aşur, Babil ve İran kralları, Mısır firavunları, Roma ve Bizans imparatorları, İran’ın mitolojik kralları ve Eşkani ve Sasani padişahları yaşadıkları yıla ve bazen aya ve güne göre sıralamıştır. Bu araştırmada Biruni nerede tarihi belgelerde ihtilaf varsa tüm rivayetleri ve hatta şahsen yanlış bulduğu rivayetleri beyan etmiş ve aralarında en doğru olanı ön plana çıkarmaya çalışmıştır. Gerçi Biruni de bir çok araştırmacı gibi bazı kararlarında hata yaptığı da bilinmektedir.

“Asarul Bakiye An Karunal Haliye” adlı eser 1887 yılında Alman şarkiyatçı Edward Saxchau tarafından çevrilerek Londra’da yayınlandı.

“Tahkiki Malulhind Men Makulei Makbule Fil Akli-u Mazdule” Biruni’den beşeriyete miras kalan bir başka önemli eseridir. Bu eser o dönemde Müslüman bilginlerin dünyanın dört bir yanına seyahat ederek sosyoloji biliminde harikulade bir düzeyde yer aldıklarını ve çeşitli diyarlarda yaşayan toplumları tanıdıklarını ortaya koyuyor. Bu eser aslında Biruni’nin Hindistanlı matematikçilerin ve müneccimlerin düşünceleri ve Hinduların düşünceleri ve dünya görüşü  ve bu ülkenin coğrafi ve jeolojik özellikleri hakkında yaptığı araştırmanın sonucudur. Bir çok bilim adamı Batı dünyası Biruni’nin bu eseri sayesinde Hindistan’ı tanıdığını belirtiyor. Ünlü tarih yazarı Vildorant’a göre Biruni’nin bu eseri ortaçağda yapılan en büyük bilimsel araştırmadır.

Tahkiki Malulhind adlı eseri gerçekte Hinduların tarihi, dini, gelenek ve görenekleri ve bilimleri hakkında en seçkin eserdir ve bu yüzden Biruni’ye antropoloji ve din üzerinde araştırma yapan bilim adamlarının en önemli öncülerinden biri  olarak görebiliriz. Biruni antropoloji üzerine yaptığı bu araştırmasında büyük zorluklarla karşı karşıya idi, çünkü Biruni bir Müslüman olarak müslümanları pek sevmeyen bir ülkeye ayak basmıştı, üstelik bu insanların dilini öğrenmek de çok zordu. Buna karşın Biruni Sanskrit dilini en iyi şekilde öğrendi ve Hindistan insanları ve bilgeleri ile irtibat kurmaya çalıştı ve araştırmasını tamamlamak üzere Hindistan’ın çeşitli bölgelerini ziyaret etti.

Biruni bu eserinde tarafsız bir uzman gibi hareket ederek Hindu inançlarını anlatmaya çalışıyor ve şöyle diyor: Bu kitabı Hinduların inançları hakkında yazdım ve bizimle dini açıdan farklı olan bu insanlara mesnetsiz töhmet ve iftirada bulunmak istemedim ve ayrıca bu meseleyi kendi dindarlığım ve müslüman oluşuma aykırı bulmadım ve konunun aydınlanması için detaylı anlatımdan çekinmedim. Eğer bu anlatımlar küfür içerikli algılanır ve hak izleyenleri yani müslümanlar buna itiraz ederse, onlara tüm bunların Hinduların inancı olduğunu söylemek isterim ve onlar bu itirazlara nasıl cevap vereceklerini herkesten daha iyi bilir.

Ebu Reyhan Biruni Tahkiki Malulhind adlı eserinde ayrıca Hinduların inançlarını başka milletlerin inançlarıyla karşılaştırıyor. Örneğin Biruni’ye göre Yunan halkı Hz. İsa –s– zuhur etmeden önce Hinduların inandıkları şeylere inanırdı ve bu yüzden iki milletin inançlarını bu eserler karşılaştırdı. Biruni eserin bir başka bölümünde yine Hindu toplumu Sasani toplumu ile karşılaştırıyor ve bu iki toplumun da birbirine çok benzediğini beyan ediyor. Biruni ayrıca Hinduların evlenme geleneklerini beyan ederken İranlıların, yahudilerin ve cahiliye döneminde yaşayan Arapların geleneklerini de beyan ederek birbiriyle mukayese ediyor.

Biruni’nin bir başka ünlü eseri tam adı “Elkanun Elmesudi Fi Heyet Vel Nücum” olan ve kısaca Mesudi kanunu olarak anılan eseridir. Nücum, coğrafya, heyet ve matematik ansiklopedisi sayılan bu eser 11 bölümden oluşuyor ve müslüman müneccimlerin bu bilimde ne kadar ilerlediğini ortaya koyuyor. Biruni bu eserde gezegenlerin karmaşık hareket sistemini irdelemeye çalışıyor. Biruni bu eserde ayrıca trigonometri biliminde harikulade yeniliklere imza atıyor ve Newton’un ünlü denklemine büyük benzerlik arz eden bir denklemi açıklıyor.

Biruni Mesudi kanunu adlı eserinde coğrafi ölçülerin uyumu hakkında sırf deneyleri ve deneyimlerine dayanarak söz ediyor ve bu yüzden bu eserde yer alan tabloların daha derinlemesine incelenmesi gerekiyor.

Türkiyeli araştırmacı Dr. Zeki Veliddoğan Biruni’nin sunduğu tabloları yine Biruni’den bazı mektuplarla birlikte yayınladı ve daha sonra da Amerikalı araştırmacı George Sarten bu tabloları bilimsel açıdan irdeledi.

Mesudi kanunu adlı eser 1929 yılında Hindistan’ın Aligere üniversitesi tarafından İngilizceye çevrilerek yayınlandı.

Ebu Reyhan Biruni kendisinden önce yaşayan bilim adamlarının sözleri ve yazılarıyla yetinmeyen bilim adamlarından biriydi ve defalarca Aristo gibi bilginlerin teorilerini sorguladı. Biruni başkalarının bulgularının doğruluğunu irdelemek için doğrudan gözlem ve deney yapmaya inananlardan biriydi. Biruni deneylerinde günümüz araştırmacıları gibi örneğin iki maddenin özelliklerini karşılaştırırken tüm şartları eşit hale getirmeye çalışırdı. Biruni örneğin Aristo’nun sıcak su soğuk sudan daha çabuk donar, tezini irdelemek için yaptığı deneyi şöyle anlatıyor:

Ben iki eşit büyüklükte ve şekildi kabı aldım ve her birine eşit miktarda birine soğuk ve diğerine sıcak su koydum ve her iki kabı soğuk ve kurak bir havada bıraktım. Soğuk suyun yüzeyi donarken, sıcak su hala donmamıştı. Bu deneyi bir kez daha yaptım ve yine aynı sonuca ulaştım.

Ebu Reyhan Biruni tüm yazılarında kendisinden önce gelen bilim adamlarının görüşlerini karşılaştıran ilk bilgindir. Biruni bazı eserlerini sırf bilim tarihi için kaleme almıştır. Örneğin Asarul Bakiye adlı eseri, takvim ve zaman tanımıyla ilgilidir ve içinde Hindistanlı, Arap, Yunan, Yahudi ve İranlıların da aralarında bulunduğu çeşitli milletlerin takvimini anlatıyor. Yine Biruni nücum bilimi üzerine kalem aldığı  Temhidul Mustakar ve Tahlilul Taktiğ adlı eserinde Yunan, Hint ve İran düşüncelerinde nücum bilimiyle ilgili çeşitli endekslerin nasıl elde edildiğini ve bilim adamlarının bu endekslerden nasıl etkilendiğini anlatıyor. İşte bu yüzden Biruni’nin eserleri bilim tarihi üzerinde araştırma yapan araştırmacıların önünde yeni bir kapı açtı.

Biruni’nin araştırma alanında sahip olduğu bir başka önemli özelliği, bir kaç dili bilmesidir. Biruni Farsça, Arapça, Türkçe, İbranice, Süryanice ve Sanskrit dillerini çok iyi biliyor ve Yunanca ile aşina olan biriydi. Biruni çeşitli milletlerin kültür ve medeniyetini araştırmak için ilkin onların dilini öğrenmesi gerektiğini ve araştırmalarda başkaları tarafından tercüme edilen eserleri incelemenin pek işe yaramadığını anlamıştı. İşte bu yüzden Biruni Hindistan seyahatinde ilkin Sanskrit dilini öğrenmeye başladı ve kendi tabiriyle zor da olsa bu dili öğrendi ve sonunda bazı Sanskrit dilinde yazılan eserleri Arapça ’ya çevirecek kadar bu dilde uzman oldu. Bazı araştırmacılar Biruni’nin Yunancadan bir kaç eseri de Sanskrit diline çevirdiğini belirtiyor.