Ocak 21, 2017 16:52 Europe/Istanbul

Bugün sizlere İranlı büyük matematikçi ve müneccim Ebu Cafer Muhammed Bin Musa Harezmi’den söz etmek istiyoruz.

Ebu Cafer Muhammed Bin Musa Harezmi Abbasi döneminin ünlü İranlı matematikçi, müneccim, filozof, coğrafya ve tarih bilginidir. Harezmi’nin kesin doğum ve vefat tarihi bilinmiyor. Harezmi kameri 185 yılından önce Harezm kentinde dünyaya geldi. İki müslüman tarihçi İbni Nedim ve İbni Kefti, Harezmi’nin Herezm kentinden olduğunu ve bu yüzden Harezmi olarak lakaplandırıldığını belirtiyor. Harezm kenti Özbekistan cumhuriyetinde Aral gölünün güneyinde yer alan şimdiki Hive’dir. Harezmi’nin bilimsel ünü daha çok başta cebir olmak üzere matematik bilimindeki yenilikleridir, nitekim o çağlarda hiç bir matematikçi onun kadar bu bilimde etkili olamamıştır. Bu yüzden Harezmi’ye cebir babası adı verilir. Amerikalı tarihçi George Sartın bilim tarihine giriş adlı eserinde kameri 9. Yüzyılı Harezmi çağı olarak adlandırıyor.

İranlı büyük matematikçi Harezmi’nin araştırmaları ve eserleri hala önemli referanslar olarak kullanılıyor ve cebir ve mukabele adlı eseri ortaçağın bir çok ünlü mütercimi tarafından çevrilen bir eserdir. Harezmi en çok lineer ve ikinci dereceden denklemleri çözmekte usta bir matematikçiydi.

Harezmi’nin Hintli rakamlarla toplama ve çıkarma adlı eserinin tercüme edilmesi, Avrupa’da aritmetik sisteminde rakamların Roma rakamlarından Hint – Arap rakamlarına dönüşmesine vesile oldu. Bu yöntem halen Avrupa’da ve dünyanın diğer bölgelerinde yaygın bir şekilde uygulanıyor. Cebir sözcüğünü Avrupalılar Harezmi’nin eserinden ve yine Algoritma sözcüğünü de Harezmi’nin adından aldı. Harizme Abbasi halife Mamun döneminde Bağdat’ta Mamun’un başkanlık ettiği ve bilim adamlarından oluşan bir kurum olan Beytul Hekeme üyesi oldu.

Image Caption

Gerçi Harezmi çeşitli bilimlerin üzerine bir çok esere imza attı, fakat buna karşın yaşamı hakkında pek az güvenilir bilgi bulunuyor ve en çok Harezmi’nin bilimsel yaşamı üzerinde durulduğu ve eserleri kendisi pek gözetilmeksizin ele alındığı anlaşılıyor. Harezmi’nin kameri 164 ila 184 yılları arasında doğduğu belirtilirken, vefatı ile ilgili tarihlerin arasında 232 yılı daha doğru olduğu anlaşılıyor.

Harezmi cebir ve mukabele adlı eserinin önsözünde kendisini mümin ve İslam dinine bağlı bir insan olarak tanıtıyor ve şöyle yazıyor: Allah Muhammed’i –s– insanların peygamberlerle bağları koptuğu ve Hak tanınmadığı bir dönemde gönderdi. Bu peygamberin gelmesiyle beraber gönlü kör olanların gözü açıldı ve sapkınlar helak olmaktan kurtuldu. Allah’ın selamı Muhammed’in ve hanedanının üzerine olsun.Görünen o ki Harezmi Horasan ve Maveraünnehir yörelerinde yaşayan bir ailedendir ve Bağdat kenti Abbasi halife Mansur tarafından inşa edilirken bu kente yerleşti.

Kameri 132 yılında Emeviler iktidarı devrilerek Abbasiler iktidarın başına geçtikten sonra Abbasilerin zaferinde esas rolü ifa eden İranlılar ilk kez halifelerin iktidarında önemli ve hassas mevkilere getirildi.

İranlıların matematik, nücum, tıp, felsefe ve  diğer bilimlere olan ilgisi bazı Abbasi halifelerin de İranlı vezirleri ve yardımcılarının tesiriyle bilim adamlarını desteklemeye sevk etti.

Harezmi doğmadan bir kaç yıl önce yani kameri 160 yılında Abbasilerin güçlü halifesi Harun, hilafetin başına geçti. Harun döneminde İranlı hanedanlardan Bermekiler bilimde ve bilim adamlarını desteklemekte ün yapan bir aile olarak emsalsiz bir güç ve itibar kazandı. Bermekiler tüm imkanlarını ilmi eserleri Farsçadan Yunanca ve Süryanice dillerine çevirmek ve ilmi ve felsefi araştırmalar yapmakta kullanmaya başladı.

O dönemde Muhammed Bin Musa Harezmi çeşitli kaynaklardan yararlanmak üzere Beytul Hekeme kurumuna geliyordu, çünkü bu kurumda büyük bir kütüphane ve ayrıca telif ve tercüme merkezi vardı. Aslında Beytul Hekeme kurumu İran’da Sasaniler döneminde Cundi Şapur kentinin Darul İlim kurumundan esinlenerek kurulmuştu. Bu merkez ilk kez Harun döneminde kuruldu ve Mamun döneminde gelişti. Harezmi ise Mamun sarayında büyük ilgi görüyordu. Harezmi Beytul Hekeme merkezinin en büyük matematikçisi ve seçkin müneccimlerinden biriydi. Halife Mamun’un Harezmi’yi Hindistan işleriyle ilgilenmekle görevlendirdiği belirtiliyor, ki bu da Harezmi’nin Hindistan ilimlerini ve geleneklerini bildiğini gösteriyor. Harezmi ayrıca yeryüzü ve gökten bazı haritaları içeren bir atlas hazırlamakla ilgileniyordu. Harezmi yerkürenin boylamını ölçme çalışmalarına katılan bilginlerden biriydi.

Image Caption

Harezmi Beytul Hekeme merkezine üye olmadan önce onu Hindistan diyarına gönderdikleri ve böylece Hintçe aritmetiği öğrenmesi sağlandığı belirtiliyor. Harezmi Hindistan’dan döndükten sonra cebir ve mukabele ve yine Hind aritmetiği adlı eserlerini kaleme aldı. Harezmi Hint ve Yunan bilginlerin elde ettikleri sonuçları bir araya getirdi ve böylece kendisinden sonra matematik bilimini büyük ölçüde etkileyen cebir biliminden büyük bir bilgi yığınını bu bilime kazandırdı.

Harezmi cebir ve mukabele biliminin kurucusu olarak biliniyor. İranlı bilgin Harezmi kameri 3. Yüzyılda ilk kez cebir ve mukabele adı verilen bu yeni bilimi derli toplu hale getirdi. Yeni bilim günümüz manasında gerçek bir bilim dalıydı. Harezmi bu bilimi sayesinde kendi çağının ikinci dereceden denklemlerini çözmeyi ve daha yüksek dereceden denklemlerin çözümünü kolaylaştırmayı başardı

Bu konuda Fransız araştırmacı Aristid Mar şöyle diyor: bugün tarihi bir gerçeği inkar edemeyiz ve o da Muhammed Bin Musa Harezmi’nin cebir biliminde Avrupalı modelin gerçek öğretmeni olmasıdır.

Babil medeniyetinden geriye kalan kitabelerde ve eski çağda Hintli bilginlerden geriye kalan eserlerde Babil ve Hindistanlı bilginlerin ikinci dereceden bazı özel denklemleri çözebildiği beyan ediliyor, fakat bu bilim adamları çözüm yollarını bir talimat şeklinde sunuyor, yani bu çözüm yolları onların güncel yaşamlarındaki gereksinimlerini karşılamak içindi ve matematik bilimini geliştirmek için gerekli olan istidlal ve delillerden yoksundu

Harezmi’nin getirdiği yenilik ise en başta kendi çağının tüm ikinci dereceden denklemlerini incelemesi ve ardından her biri için çözüm yolunu sunması ve son aşamada bu yöntemleri geometri biliminin yardımıyla ispat etmesiydi. Harezmi’nin sunduğu bileşenlerin toplamı cebir adında yeni bir bilimin ortaya çıkmasına vesile oldu. Bu bilim Harezmi’nin eserlerinin Latinceye çevrilmesiyle beraber ortaçağ Avrupa’sına ulaştı ve hem ortaçağda ve hem Rönesans döneminde matematik biliminde büyük değişimlere yol açtı. Miladi 16. Yüzyılda cebir ve mukabele adlı eseri okuyan İtalyan matematikçiler Niccolo Tartaglia ve Gerolamo Cardano, İranlı bilgin Harezmi’nin yöntemini üçüncü dereceden denklemlerin çözümü için geliştirdi ve böylece matematik biliminin gelişmesinde yeni bir adım atıldı.

 

Harezmi’nin cebir ve mukabele adlı eseri matematik biliminin ön zeminidir ve Harezmi’nin beyan ettiğine göre bu bilimin amacı insanlara gereksinimlerini bertaraf etmek üzere bir araç sunmaktır. Gerçekte bu eserin sadece birinci bölümü şimdiki ilmi tabirle cebir ve mukabele ile ilgilidir ve eserin ikinci bölümü bilimsel ölçümlerle ve üçüncü bölümü de vasiyet ve miras paylaşımı hakkındadır.

Eserlerinde cebir bilimini aritmetik biliminden ayıran İranlı bir başka bilgin de Hekim Ömer Hayyam’dır ve bu bilimin ilerlemesinde büyük adım atmıştır.