Temmuz 27, 2017 17:02 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimize geçen bölümde sizlere anlattığımız İranlı büyük matematikçi ve müneccim Ebu Cafer Muhammed Bin Musa Harezmi’nin yaşamını ve eserlerini tanıtmaya devam edeceğiz.

Bilim tarihi yazarı George Sarten Harezmi’den söz ederken miladi 9. Yüzyılı Harezmi çağı olarak adlandırıyor. Eristid Marr ise Harezmi hakkında şöyle yazıyor: Günümüzde tarihi bir gerçeği inkar edemeyiz, o da şu ki Muhammed Bin Musa Harezmi, cebir ilminde Avrupalı milletlerin gerçek öğretmenidir.

Harezmi festivali, her yıl İran’da Ebu Cafer Muhammed Bin Musa Harezmi’nin anısına düzenlenen bir festivalin adıdır. Festival Harezmi genç festivali ve uluslararası Harezmi festivali olmak üzere iki bölümde gerçekleşiyor. Yine İran takviminde 26 Ekim günü Harezmi’yi anmak üzere Cebir günü olarak adlandırılmıştır.

Geçen bölümde Ebu Cafer Muhammed Bin Musa Harezmi’nin ünü başta cebir olmak üzere matematik biliminde yaptığı çalışmalarından ötürü olduğunu ve bu yüzden ona cebir babası lakabı verildiğini anlattı.

Harezmi’nin cebir ve mukabele adlı eserinden sonra kaleme aldığı bir başka ünlü eseri aritmetik dalında El-Cem ve El-Tafrik adlı eserdir. Bu eserde Hintçe rakamlar kullanılıyor ve rakamların mekânsal değer düzenini düzgün bir şekilde beyan eden ilk eser sayılır. Bu eserden yalnızca Latinceye çevrilen örneği geride kaldı ve tercümenin tek nüshası şimdi Algorithmi numero indorum adıyla Londra’nın Cambridge üniversitesinin kütüphanesinde yer alıyor.

Harezmi bu eserde nasıl her hangi bir sayılı dokuz geometrik rakam ve sıfırın yardımıyla yazılabileceğini gösterdi. Harezmi eserinde daha sonra toplama ve çıkarma, iki kat yapma, ikiye bölme, çarpma, bölme ve sayının kökünü hesaplama gibi aritmetik işlemleri açıkladı.

Image Caption

Harezmi sayıların kökünü Hindistanlı matematikçi ve müneccim Aryabhata’nın beşinci yüzyılda kullandığı yöntemle hesaplıyordu. Harezmi’nin bu risalesini Robert of Chester daha sonraları Hesabul Hind Harezmi başlığı altında Latinceye çevirdi.

Ebu Cafer Muhammed Bin Musa Harezmi’nin bir başka önemli çalışması Yunan ve Hint bilimlerini birleştirmekti. Bu çalışma İslam dünyasında ilk kez gerçekleşti. O dönemde İran ve İslam dünyası Doğu ve Batı’yı ve Avrupa medeniyeti ile Hind medeniyetini birleştiren bir halka konumundaydı. O dönemde insanların ve sonuçta kültür ve bilimlerin yer değiştirmesinin zorluğu ve uzun mesafeler yüzünden Harezmi’nin yaptığı bu çalışma o çağda ve o şartlarda gerçekten büyük bir hizmetti

Harezmi başta nücum olmak üzere diğer bilimlerde de önemli ve ilginç çalışmalara imza attı. Harezmi usturlap konusunda iki kitap yazdı, gök ve yer yüzüyle ilgili bir atlas hazırladı ve yine Betlemyus’un coğrafi haritalarını düzeltti. Harezmi Zic-ul Send Hind adıyla nücum bilim hakkında bir kitap yazdı. Bu kitap Sanskrit dilinde yazıldı ve daha sonra Abbasi halife Mansur döneminde siyasi heyetin bir üyesi tarafından İslam dünyasına getirildi. Zic nücum bilimi ile ilgili bir grup tabloya verilen addı ve Send Hind de Sanskrit dilinde Sedhante sözcüğünün çevirisiydi.

Daha sonraları Harezmi’nin Zic-ul Send Hind adlı eserinin tercümesi nücum bilimi üzerine yazılan eserlerin referansı oldu. Eseri kameri ikinci yüzyılın sonlarına doğru Muhammed Bin İbrahim Fazari ve Yakub Bin Tarık adında iki bilim adamı çevirdi. Bu eser günümüze dek tam olarak elimize geçen ve Arapça ’ya çevrilen ilk nücum eseri olduğu için büyük önem arz ediyor. Harezmi kendisine özgü Zic’i yani nücum tablolarını hazırlarken kendini sadece Send Hind veya Betlemyus’un çalışmalarıyla sınırlandırmadı ve bazı İranlı müneccimlerin eserlerini de gözetledi ve kendi düşüncesine göre bu eserlerden bazılarını kullandı.

Harezmi’nin bu eserinden en çok yararlanan bilgin ise Ebu Reyhan Biruni’ydi ve hatta Harezmi’nin Zic’i üzerine yorumunu içeren bir kitap yazdı. Miladi 12. Yüzyılda bu eser Adlar Avbas tarafından Latinceye çevrildi. Zic-ul Send Hind adlı eserin Latince metninde Harezmi’nin sunduğu tablolardaki tüm parametreler ve matematik yapılar pratikte araştırıldı.

Harezmi’nin usturlap üzerine yazdığı iki eserin adı birbirine çok benzerdir. Bu eserlerden biri Amel-ul usturlap’tır ve usturlabın nasıl yapıldığını anlatır. İkinci eserin adı da El-amel Bil-usturlap’tır ve usturlabın nasıl kullanıldığını ve astronomik ölçümlerin yapıldığını anlatır. Bu iki eser de aslında bu cihazla ilgili yazılan diğer eserler gibi olmalı ve eğer içinde yeni bir şey anlatılmışsa da bunu bilemiyoruz. Çünkü bu iki eserin ve yine Harezmi’nin yatay güneş saati hakkında yazdığı El-Ruhame adlı eserinden ne Arapça ve ne de başka bir dile çevrilen örneklerinden her hangi bir yazı geride kalmamıştır. Bu iki eserle ilgili tek işaretler ve izler, Harezmi’nin bazı çağdaşları kitaplarında işaret ettikleri ve referans gösterdikleri durumlardır

Image Caption

 

El-Ruhame adlı eser daha çok namaz vakitlerini belirlemek amacıyla yazıldı ve dahası onları küresel trigonometri hesaplarında referans olarak kullanıldı.

Harezmi ayrıca Makalet-ul Fi istihraci tarihi Yahud ve Ayadihum adlı bir eseri kaleme aldı. Eserin adına bakıldığında Harezmi’nin hem bir müneccim, hem bir coğrafya bilgini ve hem bir tarihçi olarak bu makaleyi yazarken çok titiz görüşleri gündeme getirdiği anlaşılıyor. Bu makalenin bir el yazması örneği Hindistan’ın Bankipur kütüphanesinde bulunuyor. Eser, İranlı büyük bilgin Harezmi’nin çalışmalarında sadece Doğu diyarlarını gözetlemediğini ve bazen de Batı dünyası üzerinde da çalışmalar yaptığını gösteriyor.

Harezmi aynı zamanda bir tarihçi ve bir coğrafya bilgini olarak da biliniyor. Bunun sebebi Harezmi’nin Surat-ul Arz adında bir kitap yazması ve yine geriye kalmayan ve El-tarih adıyla anılan bir eserin Harezmi tarafından yazıldığının belirtilmesidir.

Surat-ul Arz adlı eserde Harezmi çeşitli kentlerin enlem ve boylamını belirtirken, her bölgeyi de yedi iklime göre bir birinden ayırdı. Gerçi ülkeleri bu şekilde sınıflandırmak, Harezmi’den önce de yapılmıştı. Bu arada Betlemyus’un kitabında adı geçen bir çok mekanın adı Harezmi’nin eserinde de yer alıyor ve bu mekanlar için beyan edilen koordinatlar bazen aynı ve bazen de belli bir yönteme göre farklılık arz ediyor.

Bu eseri Carlo Alfonso Nallino İtalyancaya çevirdi. Nallino’ya göre Harezmi’nin haritası çok titiz ve doğru bir şekilde çizilmişti. Bu harita Abbasi halife Mamun’un emri üzerine hazırlandı ve hatta Betlemyus’un haritalarından daha doğruydu ve Harezmi’nin bu haritayı hazırlayan bilim adamlarından biri olduğu düşünülüyor.

Her halükarda Harezmi’nin kitabından elde edilen harita bir kaç açıdan Betlemyus’un haritasından, özellikle müslümanların hüküm sürdüğü topraklar konusunda daha doğru olduğu anlaşılıyor. Harezmi’nin yaptığı hesapların en önemli üstünlüğü Betlemyus haritasında yer alan Akdeniz’in uzunluğunu kısaltmasıdır.

Surat-ul Arz adlı eser altı bölümden oluşuyordu ve içinde çeşitli coğrafi bölgelerin, ırmakların, denizlerin, adaların, dağların ve kentlerin adı geçiyordu.

Ancak Harezmi’nin El-tarih adlı eseri mevcut değil. Bazı tarihçiler bu eserden İslamî dönemde yaşanan olaylar için en muteber kaynaklardan biri olduğunu belirtiyor. Harezmi’nin bu eserde tarihten nücum ilkelerini uygulamakta kullandığı belirtiliyor. Örneğin İslam Peygamberi’nin –s– doğum tarihi o hazretin yaşadığı dönemde yaşanan olaylarla ilgili nücum kurallarına istinaden hesaplanıyor.

Ünlü tarihçi Mesudi de Mürevvec-ül Zeheb adlı eserinde Harezmi’den bir tarihçi olarak söz ediyor ve bazı tarihçiler de Harezmi’nin kitabına istinat ediyor.