Ocak 13, 2017 13:25 Europe/Istanbul

Günümüzde IŞİD terör grubunun İslami ülkelerde özellikle Irak ve Suriye'de işlediği cinayetler her insanın yüreğini acıtıyor.

Bu cinayetlerdeki insanlık dışı vahşilik,  tarihte az rastlanan dehşetlerdir. Sizler için hazırladığımız 4 bölümlük sohbette bu teröristlerin Musul'da işledikleri bazı cinayetlere değinmek istiyoruz. Bu yüzden ilk bölümde IŞİD'in tarihi, kültürel mekanlar ve çevre sağlığına verdiği hasarlara işaret edeceğiz.

Günümüzde IŞİD terör grubunun İslami ülkelerde özellikle Irak ve Suriye'de işlediği cinayetler her insanın yüreğini acıtıyor. Bu cinayetlerdeki insanlık dışı vahşilik,  tarihte az rastlanan dehşetlerdir hatta son asırda eşine bile rastlanmaz. IŞİD teröristleri bu cinayetlerini başta Irak'ın kuzey batı bölgesinde Neyneva merkezi Musul'da  çeşitli kültürel, tarihi ve çevre sağlığı alanlarında işlediler. Musul Dicle nehrinin batı tarafında yer alıyor. Tarihçiler Musul'dan cennet anlamında olan "al-Fahya" veya yeşil anlamında olan "el-Khadhra" olarak söz ederken bazı kaynaklarda da kuzeyin incisi olarak biliniyor. 10. asır Müslüman coğrafya bilimcisi el-Mukaddes Musul hakkında şöyle diyor: Musul bölgenin başkentidir, güzel binalarla, hoş havası ve sağlıklı suyu ile muazzam bir şehirdir.

Fakat günümüzde el-Mukaddes'in tabirinden çok farklı bir  Musul bulunuyor. IŞİD teröristleri, sapkın vahhabiliğin  İslam'dan yanlış algılamaları ile Musul'u öyle bir hale getirmiştir ki kuzeyin incisi ve ne insanlığın cenneti değil, insanlığın mezbaha ve mezarlığına dönüşmüştür.

IŞİD teröristleri şaşırtıcı şiddet saldırılarından birinde Musul'un arkeolojik kalıntıları, kültürel ve dini hüviyetini hedef aldı. Musul bir çok önemli tarihi eser, bazı peygamberlerim türbeleri, büyük şahsiyetlerin mezarı ve kültürel mekanların ev sahibiydi fakat IŞİD teröristleri bu eserleri tahrip etmekte en ufak bir şüphe duymadan bir çoğunu yok ettiler. Zira sapkın düşünceleri ile bu eserlerin şirk sembolü olduğunu ve yok olması gerektiğine inanıyorlar.IŞİD teröristleri Musul'un tarihi ve dini mekanları ve eserlerini yok etmek için balyozdan buldozere, matkaptan demir parçaları ve boyalar içeren patlayıcı fıçılara kadar her şey kullandı.

Musul camileri ve dini mekanları, bu tarihi ve dini kentin kimliğinin bir parçasıdır hatta bazıları milattan önce 8.y.y.da inşa edilmiştir. Fakat IŞİD teröristleri ilk girişimlerinde camileri tahrip etti, ardından buldozerle yerle bir etti. Neyneva ili ehli Sünnet vakıflar genel müdürü Ebubekir Ken'an Aralık 2016'nın son günlerinde yaptığı açıklamada IŞİD'ın kentte 37 cami ve çevresini tamamen tahrip ettiğini, ki bunlardan bazılarının tarihi eser olduğunu ifade etti. Ebubekir Ken'ani, IŞİD'in bu camilerin, mezarlıkların bulunduğu yerlerde inşa edildiği iddiası ile tahrip ettiğini belirtti.

Bunlara ilaveten vahşi teröristler ilahi peygamberler hz. Yunus, Şeys, Cercis ve Danyal nebilerin Musul'daki mezarlarına acımadan tüm türbelerini tahrip etti, hatta Cercis peygamberin mezarını bomba ile yıktı. Yunus peygamberin tarihi mezarı hicri 138 yılına yani 1300 yıl öncesine dayanıyor.

IŞİD teröristleri Musul kentinin ilmi ve kültürel eserlerine acımadı ve kentin tarihi ve büyük kütüphanesine saldırı, kilitleri kırdı ve yaklaşık 2 bin kitabı çaldı, bilimsel ve kültürel yüzlerce kitabı yaktı . IŞİD teröristleri Musul müzesinde de binlerce tarihi eseri balyozla kırdı, altın ve gümüşten olan tarihi madeni paralar gibi hafif eşyaları çaldı. IŞİD teröristleri hatta Musul'un çevresindeki taş heykellere de acımadı ve hepsini tahrip etti. Reuters, birçoğu Asur ve Babil uygarlığına ait bu tarihi eserlerin, "paha biçilmez" olduğunu, verilen hasarların insanlık mirasına tahmin edilmez hasarlar verdiğini belirtti.

IŞİD teröristleri buldozer ve patlayıcı maddelerle, Asur uygarlığından kalan tarihi Nemrud kentin kale, duvarları ve heykellerini yerle bir ederek, hedefinin putları kırmak olduğunu ilan etti.   Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization) UNESCO genel müdürü Irina Bokova, Nemrut kenti tarihi eserlerinin tahribini savaş suçu ilan ederek, bölgenin dini ve siyasi şahsiyetlerinden bu yeni vahşilik akımı ve kültürel mirasın kasten tahrip saldırıları engellemelerini istedi.

IŞİD teröristleri, Musul'un güneyinde bulunan, Eşkaniler döneminden geriye kalan tek eser olan 2300 yıllık Harta tarihi kenti ve UNESCO tarafından tarihi eser olarak kayda geçen diğer mekanları da tahrip etti. BM dönem genel sekreteri Ban Ki-moon bu tahribi, "savaş suçu" olarak yorumladı.

Sapkın IŞİD teröristleri Musul kentinde tarihi Nabu tapınağını da patlayıcı madde ve buldozerlerle adeta yerle bir etti. Yaklaşık 1000 yıl önce Babil uygarlığında adına tapınak inşa edilen Nabu,  hikmet-irfan ve yazı tanrısıdır ve adına Asur ve Babil uygarlığında bir çok mabet ve tapınak inşa edilmiştir.

IŞİD teröristlerin Musul kentinin tarihi, dini ve kültürel kimliğini yansıtan tarihi eserlerine karşı işledikleri cinayetler, ortaçağda yaşanan vahşiliği yansıtıyor. Anlatılanlar, çeşitli medya çevrelerinde film ve görüntüleri yansıyan IŞİD'ın Musul kentinin tarihi ve dini mirasına saldırılarının sadece küçük bir bölümüdür.

Fakat dikkat edilmesi gereken konu, IŞİD'ın bu kentin taşınabilen bir çok tarihi eserini kaçırarak, antika tacirlerine satarak para kazanmasıdır. Aslında tarihi eser kaçakçılığı, Musul'u işgal eden IŞİD teröristlerin en büyük mali kaynağıydı. IŞİD teröristlerin Musul'un tarihi ve dini hüviyetine karşı yaptıkları saldırılar, insanlığın ortak mirasına karşı işlenen savaş suçudur.