Ocak 27, 2017 12:14 Europe/Istanbul

Silah taşıma serbestisi ve vatandaşların can güvenliğinin tehlikeye girmesi, Amerika yönetiminin en önemli sorunlarından biridir.

Gerçi Amerikalı siyasi yetkililerin arasında silah taşımanın serbestliği veya yasak olması konusunda çeşitli düzeylerde tartışmalar devam ediyor, fakat gerçek şu ki silah ticaretinden elde edilen gelirin vatandaşların can güvenliğinden daha önemli görünüyor.

Son günlerde Amerika’nın Şikago kentinin sokakları silahlı çatışmalara sahne oluyor. Bu çatışmalar ya vatandaşların arasında ya da vatandaşlarla polis gücü tarafından yaşanıyor. Bu çatışmalarda son bir kaç gün içinde üç kişi hayatını kaybetti, 23 kişi de yaralandı. 27 Ağustos Cumartesi günü öğleden sonra başlayan ve 28 Ağustos Pazar sabahına kadar yaşanan çatışmalar bu ölümlere ve yaralılara yol açan çatışmaydı.

Amerika’nın Şikago kentinde en yeni ölümcül olayda, geçen 27 Ağustos Cumartesi günü çıkan çatışmada 20 dakikada iki kişi hayatını kaybetti, beş kişi de yaralandı. Bu olayda 38 yaşındaki bir vatandaş aracını park ettikten sonra beş kişinin saldırısına uğradı ve saldırganlardan biri adamın kafasına bir kurşun sıktı. Maktul sırt üstü ve kafası bir çukurun içindeki suya batmış vaziyette caddenin ortasında yere yığıldı. Bu hadisenin korkunç manzarası, sakin ve şiddetten uzak bir mahalle olarak bilinen o semtin sakinlerini duygusal tepkiye yöneltti.

Bu olaydan 20 dakika önce de Şikago’nun batısında iki saldırıda altı kişi kurşunların hedefi olmuştu. Bu silahlı olaydı 30 yaşında bir vatandaş başından kurşun isabeti aldı ve olay yerinde öldü. Silahların patladığı sıralarda 18 yaşında genç bir kadın ve 25 yaşındaki bir erkek de kurşun isabet etmesi sonucu yaralandı.

Şikago’da bir başka hadisede de üç kişi caddenin kenarında dururken bir başka kişinin silahlı saldırısına uğradı ve her üç kişi yaralandı. Olayda 32 yaşındaki bir erkek bacağından, 26 yaşındaki bir kadın göğüsünden ve 27 yaşındaki bir erkek de yüzünden ve bacağından kurşunla yaralandı.

Image Caption

27 Ağustos Cumartesi günü öğleden sonra Rodes caddesinde duran üç kişi de silahlı saldırıya uğradı. Bu insanlar iki kişi ile tartışmaya başladı, o sırada karşı taraftan biri silahını çekerek onların üzerine ateş açmaya başladı. olayda 19 yaşındaki bir erkek başına kurşun isabet etti ve hayatını kaybetti, öteki iki kişi de bacaktan ve boynundan yaralandı.

Bu ölümcül hadiselerden başka, Şikago’nun çeşitli semtlerinde çok sayıda insan yine silahla yaralandı. 28 Ağustos Pazar günü sabah üç sularında üç kişi bir caddede bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Aynı gün sabah 4:25’te 32 yaşındaki bir kişi de kimliği belirsiz silahlı bir kişinin saldırısına uğradı.

Şikago’nun güneyinde iki ayrı olayda sabahın erken saatlerinde iki kişi silahlı saldırıya uğradı. Saldırıya uğrayan adamlardan biri saldırganın onu soymak istediğini ve onun sözünü dinlediği halde yine üzerine ateş ettiğini belirtti.

27 Ağustos Cumartesi günü yine 20 yaşındaki bir genç Anglood mahallesinde silahlı saldırıya uğradı. Aynı günde 50 yaşındaki bir vatandaş silahlı bir hırsızın saldırısına uğradı. Yine Cumartesi günü akşam saatlerinde West Polman semtinde 19 yaşındaki bir genç silahlı saldırıya uğradı. Aynı saatlerde bir kadın ve bir erkek Garfield parkında silahlı saldırıya uğradı ve yaralandı. Garfield parkında yaşanan hadiseden 15 dakika önce de Pill Hill semtinde 16 yaşındaki bir çocukla 23 yaşındaki bir erkek silahlı saldırıya uğradı.

Yine Şikago’nun Batı Woodlone semtinde Cumartesi günü akşam saatlerinde iki kişi silahlı saldırıya uğrayarak yaralandı. Aynı gecede 33 yaşında bir erkek West Toon semtinde silahlı bir kişiyle karşı karşıya geldi, silahlı kişi adamı başınden, elinden ve iki bacağından yaraladı, fakat adam hayatta kaldı.

Bu olaylar geçen sene Şikago kentinde polis gücünün ayrımcı tutumu ve şiddet uygulaması medyada büyük yankı uyandırdığı bir sırada yaşanıyordu. Nitekim bir süre önce de bu kentte yedi polis subayı polislerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden genç bir siyahinin ölüm olayını örtbas etme suçundan görevden alınmıştı.

Gerçekte Şikago kenti son aylarda defalarca halkın polis teşkilatını protesto etme olaylarına sahne oldu. Şikago polisinin bu kentte yaşayan özellikle siyahi vatandaşlara karşı barbarca davranışı son altı yılda dünya medyasının dikkatini çekmiştir. Geçenlerde ifşa edilen bir dizi bilgiye göre Şikago polisleri son altı yılda yani 2010 ila 2015 yılları arasında 92 Amerikalı vatandaşı öldürdü ve 170 kişiyi de yaraladı. Bu veriler Şikago polisinin her beş günde en az bir kişinin üzerine ateş açtığını gösteriyor. Bu veriler Şikago polisinin 2010 ila 2015 yılları arasında açtığı ateşlerin irdelenmesinden sonra Şikago tribun gazetesi tarafından yayımlandı. Şikago polisi altı yıllık dönemde 435 ateş açma olayında en az 2623 kurşun sıktı ve Şikago halkı da 262 kurşunla kaşılık verdi.

Image Caption

Bu arada Şikago polisinin üzerine ateş açtığı her beş kişiden dördü siyahi vatandaştı ve yine Şikago polisinin yarısı siyahilere karşı açılan ateş olaylarında yer aldı. Yine polisin üzerine ateş açtığı 262 kişiden 80’i siyahi vatandaştı, 35’i İspanyol kökenliydi ve sadece %6 kadarı Amerikalı beyazlardandı.

Gerçi Şikagoda 2010 yılında 107 ateş açma vakası 2015 yılında 44 vakaya geriledi, fakat yine de Şikago polisinin uyguladığı şiddet Amerika’nın Los Angeles, Newyork, Huston ve diğer bazı kentlerine kıyasla daha ağır sayılır. Çatışma olayları genellikle uyuşturucu madde kaçakçılarının faaliyet yaptığı kentin güneyi ve batısındaki yoksul mahallelerde yaşanmıştır. Araştırmalar, ateş açan Şikago polislerinden seyrek sayıda polis hakkında ciddi soruşturma yapıldığını gösteriyor. Bu durumlarda da silahını kullanan polislerin zorunlu olarak silah kullandıklarını belirterek barbarca tutumunu haklı gösterdiği anlaşılıyor.

Sohbetimizin başında da belirtildiği üzere silah taşıma serbestisi ve vatandaşların can güvenliğinin tehlikeye girmesi, Amerika yönetiminin en önemli sorunlarından biridir. Gerçi Amerikalı siyasi yetkililerin arasında silah taşımanın serbestliği veya yasak olması konusunda çeşitli düzeylerde tartışmalar devam ediyor, fakat gerçek şu ki silah ticaretinden elde edilen gelirin vatandaşların can güvenliğinden daha önemli görünüyor. Oysa evrensel insan hakları bildirgesinde belirtildiği üzere hayat hakkı ve insanların can güvenliğinin temin edilmesi en temel ve en kesin haklarından biridir ve devletlerin bu hakka öncelik vermeleri gerekir. Fakat anlaşılan Amerika’da silah ticaretinden elde edilen kazanç insan haklarına ağır basıyor.

2008 yılından beri Amerika’da silah üreten firmaların karlarında %40’lık bir artış gözleniyor. Uzmanlar genellikle Amerika yönetimine bağlı olan bu ticaretin elebaşıları bu artışı 2021 yılına kadar sürdürmekte kararlı olduklarını belirtiyor. Amerikalı bir uzman bu konuda şöyle diyor: Batı yıllardır silah ticaretini önemli bir gelir kaynağı olarak göz önünde tutuyor. Nitekim bazı belgeler dünyada ürünlerinin satışından en çok kar sağlanan on firmanın çoğu Amerikalı firma olduğunu ortaya koyuyor.

Image Caption

Amerika’da silah satışından son yıllarda en çok kar sağlayan firmaların başında 2012 yılında silah ve askeri teçhizat üreten Lockhid Martin firması 27.2 milyar avro ile yer alıyor ve daha sonra Boeing firması 23.8 milyar dolarla geliyor. Ancak Amerika’da büyük esef kaynağı olan durum ise sokakta şiddet ve silahlı saldırıların sadece sıradan vatandaşlarla sınırlı kalmaması ve Amerikan polisinin de halkın üzerine ateş açarak bir nevi toplumda şiddeti körüklemesidir. Amerikan polisinin bu tutumu en çok da siyahi vatandaşlara yöneliktir ki bu da Amerika’da ırkçılığın hala devam ettiğini ve beyazların hala kendilerini siyahilere nazaran üstün ırk gördüğünü ortaya koyuyor. Nitekim Amerikalı politikacıların ve devlet adamlarının da insan hakları sloganları ve insan haklarını savunma bağlamında art arda bildiriler yayınlamalarının Amerikan toplumunda bu iki kesim arasında barışı sağlayamadığını ve beyazlar hala siyahi vatandaşlarla eşit haklara sahip olduklarını hazmedemediklerini gösteriyor.