Mayıs 06, 2017 07:04 Europe/Istanbul

12. dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayların sloganları ve çeşitli konulara yönelik tutumları seçim kampanyaları boyunca halkın ilgisini çeken ve hatta aldıkları oyları etkileyen durumdur.

Bu arada İran İslam cumhuriyetinin anayasaya göre siyasi, iktisadi, askeri, sosyal, dini ve kültürel boyutlarda sabit ve ilkeli tutumu değişmez ve sabittir ve tüm adayların üzerine vurgu yaptıkları konudur.

İran’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olabilme şartları arasında İran İslam Cumhuriyeti vatandaşı olmak, İran İslam cumhuriyetinin ilkelerine inanmak ve resmi mezhebinden olmak, iyi maziye sahip olmak, takvalı ve emanettar olmak gibi şartlar yer alır. İran anayasasının 177. Maddesi de İslam Cumhuriyeti nizamının çerçevesinde ve sabit siyasetlerini herkes için açıkça belirlemiştir.

Siyaset meseleleri uzmanı Hüseyin Kaşanipur şöyle diyor:

İran milleti binlerce şehidin kanının sonucu olan bu inkılapla istibdadı kırmayı ve kendi kaderini belirleme hakkını elde etmeyi başardı. Bu kader belirleme hakkı seçimlerde tecelli eder ve İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin vurgusu da seçimlerin kıymetini bilmeye yöneliktir. Bu durum hem seçmenleri ve hem seçilenleri ve hem seçimleri düzenleyenleri kapsar ve hepsi bu nimetin kıymetini bilmeleri gerekir. Kıymetini bilmek de sadece söylemekle olmaz, herkes kendi konumunda doğru amel etmelidir. Yani eğer ben seçme gücüne sahip isem, seçimimde çok titiz davranmam ve ülkem için iyi bir gelecek belirlemek gerekir. Seçilecek kimse de eğer gerçekte söylediklerini uygulayabilecekse ve toplumun hayır ve maslahatına olan şeyleri takip edecekse, işte o zaman gelsin ve aday olsun ve seçimleri düzenleyenler de binlerce şehidin kanı arkasında olan çok değerli bir gevheri koruduklarını bilmeleri gerekir.

Image Caption

Siyaset meseleleri uzmanı Hüseyin Kaşanipur şöyle devam diyor:

Üzerinde durulması gereken en önemli meselelerden biri şu ki, biz seçimimizle izzetimizi ve hürriyetimizi ve güvenliğimiz ve kendi kaderimize hakimiyetimizi ve inancımızı ve temel ilkelerimizi koruyoruz ve bu arenaya ayak basan insanlar ve onları seçenler ülkenin istiklali anlamına gelen istikbarı izlememeye, yani izzetini korumaya, hürriyetini korumaya ve ülkenin ilerlemesine zemin hazırlamaya özen göstermeli ve kendi kaderimizi kendimiz belirlemeli ve kendi yeteneklerimize dayanmalıyız. Gerçi biz dünya ile ilişkimiz vardır. Bunlar bir dizi ilkelerdir ve inkılapla toplumumuza sunulmuştur ve bizim de bu ilkeleri korumamız gerekir.

İran anayasasının birinci maddesinde İran İslam cumhuriyetinin sabit ilkelerinin yapısına açıklık getiriliyor. Bu maddeden başka, anayasanın diğer bazı maddelerinde de İran İslam cumhuriyetinin çeşitli siyasi, iktisadi, askeri, kültürel, dini ve sosyal boyutlarda yönü detaylı olarak belirleniyor. İran anayasasının üçüncü maddesinin 16. Bendine göre İran İslam cumhuriyetinin dış politikası İslam kriterleri, tüm Müslümanlara yönelik kardeşçe yükümlülük ve dünya mustazaflarına destek ilkelerine göre düzenlenmesi gerekiyor.

İran anayasasının ikinci maddesinde de her türlü zulme, sultacılığa ve sultaya boyun eğme reddedilirken, eşitlik ve adalet ve siyasi ve sosyal ve iktisadi ve kültürel istiklal ve milli dayanışmaya açıkça vurgu yapılıyor.

Anayasanın 152. Maddesinde de açıkça şu ifadelere yer veriliyor:

İran İslam cumhuriyetinin dış politikası her türlü sultacılığı ve sultaya boyun eğmeyi reddetme ve çok yönlü istiklali ve ülkenin toprak bütünlüğünü koruma ve Müslümanların haklarını savunma ve sultacı güçlere karşı hiç bir yükümlülük üstlenmeme ve düşman olmayan devletlerle barışçıl ilişki temeline dayanır.

Bu çerçevede cumhurbaşkanlığı adaylarından anayasada yer alan şu önemli maddeleri göz önünde bulundurmaları beklenmektedir. Bir başka ifade ile cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylıkları onaylanan adayların izleyecekleri politikalarını İran anayasası çerçevesinde ve milli çıkar  ve İslam dünyasının çıkarları temelinde belirlemeleri gerekir.

Siyaset meseleleri uzmanı Hüseyin Kaşanipur bu konuda şöyle diyor:

Düşmanlar bizim ekonomimizin üzerinde duruyor ve ekonomi üzerinden ülkemizi felç etmeye çalışıyor, çünkü eğer bizim iktisadi sorunumuz olursa, toplumumuzun diğer boyutlar da aksar. Bu yüzden ekonomiye öncelik vermeliyiz ve direniş ekonomisi çok değerli bir noktadır ve biz kırılgan olmayan bir ekonomi inşa etmek istiyoruz, böyle bu ekonomi toplumu güçlendirir ve refah zemini oluşturur. Bu durum öncelikli olmalıdır. Bir başka konu, düşmandan korkmanın bedbahtlığa yol açmasıdır. Düşman ve sultacılar milletleri kendi gayri meşru çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışır, çünkü bu durumda sultalarını dayatmak kolay olur ve esasen düşmanın tehdidinden korumak bedbaht olmanın başıdır. Ancak biz kırk yıla yakın bir süredir dik duruyoruz. Biz 1978 yılından sonra dik durmaya başladı ve değerlerimizi koruduk ve bunca alanda ilerledik, çünkü bu millet ayakta duran bir millettir ve seçimler konusunda ve başka konularda da bir bütündür.

Image Caption

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin 25 Nisan Salı günü nizamın önde gelen yetkilileri ve İslam ülkeleri büyükelçileri ile görüşmesinde 12. Dönem cumhurbaşkanlığı seçimleri hakkındaki beyanatı da hiç kuşkusuz İran anayasasının ruhunun yansımasıdır. Ayetullah Hamanei görüşmede şöyle buyurdu:

İran milleti önümüzdeki seçimlere katılarak İslam ve İran düşmanlarını hüsrana uğratacaktır. Bu arada sayın adayların da İran milletini ülkenin kalkınması ve ilerlemesi ve düğümlerin çözümü için gözleri sınırların ötesinde olmayacağı yönünde söz vermelidir.

İran anayasasında İran İslam cumhuriyetinin sabit ilkeleri hakkında belirtildiği üzere İran bağımsız bir ülke ve dünyanın çeşitli bölgelerinde mustazafların hamisidir. İran tüm siyasi, iktisadi, askeri, sosyal ve kültürel konularında İslam ilkeleri ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder ve bu alanda uygulayacağı siyasetleri hakkında da kimseden izin almaz.

Bu ilkelerden hareketle cumhurbaşkanlığı adayları da anayasada belirtilen ilkeleri uygulamakla yükümlüdür ve İran milletinin de onlardan beklentisi bu yöndedir. Nitekim 12. Dönem cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylıkları kesinleşen adayların programları da aynı ilkelerin temelinde hazırlanmıştır ve adayların belirtilen çerçevelerde iç ve dış siyaset, ekonomi ve askeri alanlarda programlarını yürütmelidir.

İran’da Cumhurbaşkanı seçilen kişi İran İslam Cumhuriyeti çıkarlarını temin etmekte önemli rol ifa eder ve her yerde İran İslam cumhuriyetinin dış politikasını inkılapçı ruhu ile çeşitli boyutlarda beyan etmesi gerekir. Bağımsızlık ve sultaya hayır ilkeleri İran İslam cumhuriyetinin sabit ilkelerinin önemli temelleridir ve buna göre de ülkenin diğer programları uygulanır. Bu çerçevede cumhurbaşkanlığı adaylarının seçim kampanyaları sırasında konuşmaları da bu ilkelere dayanır. Bağımsızlık ve sultaya hayır ilkelerine vurgu İran İslam cumhuriyetini bölgenin önemli aktörüne ve başkalarına örnek oluşturacak bir devlete dönüştürmüştür. Düşmanların ve sulta düzeninin İran ile düşmanlığının artması da bu yüzdendir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle diyor: Eğer İmam’ın –ks– yolunu kaybeder veya unutursak veya maazallah kasıtlı olarak bir kenara bırakırsak, İran milleti tokat yiyecektir. Bugün herkes küresel istikbarın doymak bilmeyen hırsı ülkemizden göz ayırmadığını bilmesi gerekir. Büyük bir ülke, zengin bir ülke, dünyanın en hassas kavşağında yer alan bir ülke dünyanın sahtekar güçleri için çok önemlidir. Bunlar tamahlarından el çekmez, gözlerini üzerimizden ayırmaz. Onlar ancak İran milleti çok güçlendiği ve çok ilerlediği zaman umudunu keser.

İran İslam cumhuriyetinde Cumhurbaşkanı nizamın ve halkın tüm alanlarda çıkarlarının koruyucusudur ve bu arada sergilediği tutum bu çıkarların temin edilmesi ve İran İslam cumhuriyetinin sabit ilkelerinin değişmemesinden önemli etkisi vardır. Bu eğilim cumhurbaşkanlığı adayları hangi siyasi parti veya kanattan olursa olsun, gözetlediği bir eğilimdir.

Bugün 12. Dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylıkları kesinleşen altı adayın sunduğu programların özelikle dış politika ve ekonomi alanlarında referansı anayasadır. Nitekim Hasan Ruhani, Seyyid İbrahim Reisi, İshak Cihangiri, Muhammed Bakır Galibaf, Mustafa Ağa Mirselim ve Mustafa Haşimitaba’dan oluşan altı adayın İslamî nizamın ve İslam inkılabının sabit ilkelerine bağlılığı İran milleti ve siyasi partilerin ve iktisadi ve askeri kurumların gözetlediği bir durumdur.