İran'ı gezelim, görelim - 1
Dizi halinde hazırladığımız programımız boyunca her bölümde İran’ın çeşitli yörelerini ve her yörenin bazı kentlerini ve ünlü bölgelerini ele aldıktan sonra her kentin tarihî, kültürel ve doğal cazibelerini tanıtmaya çalışacağız, böylece siz de İran diyarının tarihî ve kültürel çeşitliliği ile tanışmış olursunuz.
İran’da Fars, Türk, Kürt, Arap, Lor, Buluç ve Türkmen gibi çeşitli kavimlerin yaşaması bu topraklara özel bir kültürel çeşitlilik kazandırdığını şimdiden belirtmek isteriz.
Bu arada İran’da yaşayan çeşitli kavimlerle tanışmanın İran diyarının gelenek ve göreneklerini daha iyi tanımakta yardımcı olabileceğinden, her programın bir bölümünü de bu kavimlerden birinin gelenek ve göreneklerine ayırdık.
İran diyarı parlak tarih ve medeniyeti ve güzel ve değişik iklimi ile her zaman dünyanın diğer milletlerinin ilgisini çeken bir ülkedir, öyle ki asırlardır bir çok seyyah bu diyarı gezmiş ve İran diyarı ile ilgili bazı yazılar da geride bırakmıştır. Bu yüzden bu bölümü başka milletlerin seyyah ve araştırmacılarının İran’la ilgili görüşlerine ayırdık.
İran İslam Cumhuriyeti adı ile anılan güzel yurdumuz, Maverünnehir ve Mezopotamya medeniyetlerinde derin mazisi ile İran platosunun tam ortasında, Asya kıtasının batısında ve stratejik Ordadoğu bölgesinde yer alır. İran 1,648,195 kilometrekarelik alanı ile yüzölçümü bakımından dünyanın 16. ülkesi sayılır ve güneybatı Asya’nın geniş bir alanını kapsar. İran toprakları Arap dünyasını Orta Asya ve Hindistan yarımadası ile birleştirir. İran’ın kuzeyinde Türkmenistan, Azerbaycan, Ermenistan, Hazar Denizi ve güneyinde ise Fars Körfezi ve Umman Denizi bulunuyor. İran batıdan Irak ve Türkiye, doğudan ise Pakistan ve Afganistan ülkeleriyle komşudur.
İran nüfusu 2006 yılında gerçekleştirilen nüfus sayımının sonuçlarına göre 70 milyonu aşkındır ve çeşitli kavimlerden oluşur. İran nüfusunun %65 kadarını Aria ırkından gelen Farslar ya da Persler oluşturur. Yine İran nüfusunun büyük çoğunluğu müslüman ve Şii mezhebine mensuptur. Bu arada Hristiyan, Zerdüşti ve Yahudi azınlıkları da müslüman vatandaşlarla bir arada ve barış içinde bir yaşam sürdürmektedir.
İran 31 eyaletten oluşuyor ve geçmişten kalan tarihî eserler ve sayısız güzel doğal bölgeye sahip olma itibarı ile UNESCO’nun raporuna göre tarihî eser zenginliği bakımından dünyanın ilk on önemli ülkesi arasında yer alır.
İran’ın bazı tarihî eserleri ise uluslararası turizm sektörünün en önemli cazibelerinden sayılır ve küresel boyutta önem arz eder ve UNESCO taarfından da beşeriyet mirası olarak kayda alınmış bulunuyor. Bu eserlere Fars eyaletinde Taht-i Cemşid, İsafhan eyaletinde İmam Humeyni –ks– meydanı, Azerbaycan eyaletinde Taht-i Süleyman, Huzistan eyaletinde Çoğazenbil Ziguratı, Zencan eyaletinde Sultaniye Kubbesi ve Kirman eyaletinde Bem Kalesi gibi eserleri örnek vermek mümkün.
Öte yandan İran diyarı coğrafi bakımdan ve iklim çeşitliliği açısından da dünyanın istisna yörelerinden biri sayılır. İran’ın çeşitli bölgelerinin rakım farkı ve geniş yüzölçümü bu toprakların çeşitli iklimlerden yararlanmasına vesile olmuştur, öyle ki bazen kış mevsiminde iki farklı noktada sıcaklık farkı 50 dereceye kadar ulaşabiliyor.
Buna göre İran’da aynı anda dört mevsimi bir arada yaşamak da mümkün. Nitekim İran’ın kuzeybatısı ve batısında iklim şartları kayak gibi kış sporları ve eğlenceleri için elverişliyken, aynı anda Güney yörelerinde yüzme gibi yaz sporları ve eğlenceleri için uygun şartların hakim olduğu belirtilmelidir.
İran diyarı iklim ve yağış şartları bakımından kurak ve yarı kurak sayılan bir bölgede yer alıyor, ancak bu diyarda iklim değişikliği ilk görünüşe nazaran daha geniş olduğu belirtilmelidir. Nitekim İran’da çok kurak çölleri, gür ve nemli ormanlarla yan yana ve birbirine kısmen yakın mesafelerde görebiliriz. Bu özellikler, İran diyarının doğa çeşitliliği bakımından da dünyanın ilk beş ülkesi arasında yer almasına vesile olmuştur.
İran’ın en kurak bölgesi “Lut” çölüdür. Bu çölün yüzölçümü 175 bin kilometrekaredir. Bu çölde dünyanın en sıcak noktası olan Şehdad bölgesi yer alıyor. Lut çölü aynı zamanda dünya çöllerinin en acayip fenomenlerini barındıran doğal bir sergi gibidir. Dünyanın en yüksek rakımlı kum tepeleri, su ve rüzgarla erezyona uğrayan Kalout fenomeni ve çölün ortasında Nebka adı verilen çöl vazolarında seyrek ormanlar, Lut çölünü doğa hayranları için cazip hale getiren fenomenlerdir.
İran’ın ortasında yer alan bu çölün yanında, kuzeyde Hazar Denizi kıyılarında yer alan gür ormanlar, dünyanın en eski ormanlarının son kalıntıları sayılır. Ve yine İran’ın güneyinde, Fars Körfezi kıyılarında suyun ortasında bulunan Mangrov ormanları doğa aşıklarını hayran bırakıyor.
Bu arada İran’ın çeşitli iklimlere sahip olan çölleri, dağları, ovaları, göletleri ve ormanlarında 8 bin kadar bitki çeşiti tespit edildiği de belirtilmelidir. İran’daki bitki çeşitliliği Avrupa kıtasının iki üç katı kadardır. Bitki çeşitliliğinin yanında, İran hayvan türleri bakımından da zengin bir ülke sayılır. Uzmanlar İran ikliminde 168 kadar memeli hayvan yaşadığını belirtiyor. İran’a özgü özel hayvan türlerine Sarı Geyik, Kaplan, Zebra, Vahşi Kedi ve meyvelerle beslenen bir çeşit vampiri örnek verebiliriz.
Evet, İran diyarı bir çok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapan eski ve tarihî bir ülkedir ve şimdi de bu topraklarda farklı kültür ve inançlara mensup insanlar bir arada ve barış içinde yaşar. Bugün İran’da camilerden kiliselere ve sinagoglardan ateş tapınaklarına kadar farklı ibadet mekanları yan yana duruyor. Tüm bu özelliklerin İran’ı ziyarete değer cazip bir ülke haline getirdiği belirtilmelidir, öyle ki İran’a seyahat eden turistler, dünyanın çeşitli ülkelerinde karşılaştıkları cazibeleri bir tek ülkede ve yan yana bulabiliyor.