İslam ve sağlık 1
Yüce İslam dini kültüründe sağlık, bir değer olarak gündemde ve en güzel nimetler, insanın şükretmekten aciz olduğu nimet, gizli varlık, yaşam sermayesi ve diğer onlarca güzel tabirlerle söz edilen bir nimet olarak önemle dikkate alınmıştır.
Ayrıca bir çok İslami dualarda da yüce Allah’tan istenilen en önemli yakarış olarak iman ehli olanlara tavsiye edilmiştir.
İslam açısından ideal sağlık, tam, kapsamlı ve şifa veren sağlıktır, hepsinden önemlisi ise dünya ve ahiretin sağlığını kapsayan gelişen ve artan sağlıktır. Bu yüzden İslam’da sağlık çok geniş ve çok boyutludur ve sadece fiziki sağlık ile sınırlı değildir. Zira İslam’da sağlık konusu hem dünya ve hem ahireti dikkate alıyor. Bu yüzden Müslüman biri, her ikisini de kazanmak için çalışmalı, ahiret sağlığında ise Allah’ın rahmeti ve mağfiretini ve uygun mükafat kazanmaya çalışmalı.
İslam dini açısından bu ilahi nimeti korumak herkes için farz kılınmıştır. Yüce İslam peygamberi hz. Muhammed –saa- bir vecizede şöyle buyuruyor: insanların kıymetini bilmediği iki nimet var, biri sağlık ve diğeri ise gençlik.
İslami rivayetlerde sağlıktan, gizli nimet olarak söz ediliyor. Zira insan bu ilahi nimete sahip olduğu müddetçe onun değerini bilmez; ancak sağlığını kaybettiğinde onun kıymetini anlar.
Tabi ki insan sağlığının iki boyutu vardır, biri fiziki ve diğeri ise ruhsal. Buna rağmen yine de insan saadeti için birinci şart, vücut sağlığıdır. İnsan bu dünyada sadece sağlıklı olduğu müddetçe yaşamın zevkine varabilir; Kur'an-ı Kerim’in tabiri ile insan, sağlıklı olduğu müddetçe dünyadaki payından yararlanabilir.
Sağlık, yüce Allah’ın en büyük nimetlerinden biri olması nedeni ile onu korumaya çalışmalıyız ve hasta yatağına düşmeden önce sağlık temel ilkelerine uyarak, bireysel, toplumsal ve psikolojik sağlığı koruyarak, olabildiğince hastalıkları önlememiz gerekiyor.
Bir çok faktör ve araç, insan sağlığını korumaktadır. Tabi ki sağlık, ancak Müslüman ve müminin sağlık araçlarını koruduğu müddetçe korunur. Fiziksel ve ruhsal sağlığın korunarak devam etmesi ve korunması için en önemli faktör, tıbbi ve ahlaki öğretileri öğrenmek ve kullanmaktır. Bu yüzden iman ehlinin insan yaşamı ve sağlığını koruyan ve garantileyen sağlık ilkelerinin gerçekleşmesinde kusur ve hataları, şayeste değildir. Her kes kendi sağlığını korumaktan sorumludur ve bu sorumluluk, tabi ki temizliğe riayet etmek ve kirliliği önlemek, gıda tüketiminde aşırıya kaçmamak, zararlı maddeler kullanmamak ve insan hayatı ve sağlığını tehlikeye atacak her şeyden uzak durmakla mümkün olur.
Doğal olarak değerli ve köklü sağlık nimetine ulaşmak, İslam dininin önemle üzerinde durduğu konulardan biridir. Bu semavi din, sağlığın tahakkuk bulması için, ister helal, haram, müstehap, mekruh, mubah vb. teklifler, ister bazı tavsiyeler veya fıkhi, fikri ve islami temel düşünceler çerçevesinde öngörerek sunmuştur.
Öyle ki hiçbir ekol veya düşünce tarzında İslam kadar sağlığın tahakkuk bulması için gelişme, yayılma ortamları hazırlanmamış ve şeri sorumluluk, sevap, ahiret ve dünyevi ceza gibi yürütme garantileri ön görülmemiştir.
Kutsal İslam dini, son mükemmel din ve tüm tevhidi dinlerin kapsayıcısı olarak, bireysel ve toplumsal yaşamda mükemmel sağlık açısından ince ve bir o kadar zengin konular içermektedir. Bu konular ve sağlık tavsiyelerine uymak ise bireysel ve toplumsal sağlığı garantiler.
Ruhsal ve fiziki açıdan sağlıklı bir yaşam sürdürmenizi dileyerek, bir sonraki programımızda sohbetimize kaldığımız yerden devam edeceğiz.