Amerika'nın İtirazının Uluslararası Adalet Divanı Tarafından Reddedilmesi
Lahey'de bulunan Uluslararası Adalet Divanı 3 Şubat Çarşamba günü bu mahkemenin İran'ın Amerika'yı dostluk anlaşmasını ihlal etmesi dolayısı ile şikayet etmesi dosyasına bakması yetkisinin bulunmadığı hususundaki Amerikan iddiasını ve itirazını reddetti. Uluslararası Adalet Divanı yargıçları 15 evet oyu ve bir de hayır oy ile Amerika'nın itirazlarını reddettiler.
Bu oylama ve karar, Uluslararası Adalet Mahkemesinin İran'ın Amerika'ya yönelik şikayetine bakmakta kendini yetki sahibi gördüğünü ve İran'ın bu şikayetinin ve açtığı dosyanın içeriğinin ele alınacağını gösteriyor. Tahran bu kararı ve hükmü bir zafer saymaktadır. Bu doğrultuda Munammed Cevad Zarif şöyle bir Tweet attı:" İran için bir başka zafer. "
Buna karşın Amerika dışişleri bakanlığı sözcüsü Ned Price ise şöyle bir açıklamada bulundu:" Uluslararası Adalet Divanının bizim İran'ın iddiasına bu mahkemenin bakamayacağı hususundaki hukuki isteklerimizi reddettiği için ümitsizliğe kapıldık. "
İran İslam Cumhuriyeti Amerika'nın BERCAM nükleer anlaşmasından çekilmesi ve tek taraflı yaptırımlar uygulamaya başlamasının ardından, uluslararası taahhütleri ihlal etme ve başta da 1955'te imzalan konsolosluk hakları, ekonomik ilişkiler ve dostluk anlaşmasının ihlal edilmesi dolayısı ile 16 Temmuz 2018'de uluslararası adalet mahkemesine Amerika'yı şikayet etti ve Donald Trump döneminde Tahran'a karşı hayata geçirilen yaptırımların kaldırılmasını istedi.
Siyasi uzman Kuroş Ahmedi'nin söylediğine göre İran'ın Amerika'yı dostluk anlaşmasının yaptırımlar üzerinden ihlal edilmesi hususundaki şikayeti, yasal boyutlara sahiptir.
İran'ın şikayetinin ardından ve ilk incelemelerin ardından uluslararası adalet divanı 3 Ekim 2018'de oybirliği ile İran'ın Amerika'ya yönelik şikayetine bakma yetkisine sahip olduklarını açıklayarak Amerika'nın İran'a uyguladığı ilaç, tarım ürünleri, insani, gıda ve havacılık alanlarındaki yaptırımların iptaline karar verdi. Bu mahkemenin ve divanın yargıçları bu kararları çerçevesinde Amerika'nın İran'a uyguladığı bazı yaptırımlarının 1955 dostluk anlaşması ve hukuku ile ilgili olduğunu ve açık ihlal sayıldığını belirttiler. Buna rağmen Amerika bu karara da aldırış etmeyerek bu kararın çıkarılmasının ardından da zaten dostluk anlaşmasından çıktığını öne sürdü. Gerçekte Amerika Trump hükümetinin son günlerine dek, maksimum baskı kampanyası süresince İran'a yönelik günden güne artan yaptırımları hayata geçirdi.
Şimdi de Uluslararası Adalet Divanının Çarşamba günü Amerika'nın itirazlarını reddetmesinin ardından İran'ın şikayetinin içeriklerinin detaylarına bakılma imkanı da sağlanmış oldu. Çünkü uluslararası adalet divanı yargıçları açısından bu şikayetin konusu, tam da 1955 dostluk anlaşmasının ihlali ile ilgili olmuştur. Uluslararası Adalet Divanı yargıçları ayrıca oybirliği ile Amerika'nın itirazlarını da reddettiler. Amerika uluslararası adalet divanının İran veya vatandaşları veya şirketlerinin Amerika'lı üçüncü şahıslar, vatandaşları ve şirketleri ile ticari faaliyetlerini ve ilişkilerini inceleme yetkisi olmadığını öne sürmüştü.
Washington bu şikayete bakılma süreci başladığı andan itibaren her daim uluslararası adalet divanının bu dosyaya bakma yetkisi olmadığını ileri sürdü. Trump hükümeti İran'ın uluslararası güvenlik için ciddi bir tehdit olduğunu iddia ederek bu yaptırımların zaruri olduğunu öne sürmüştü. Uluslararası adalet divanının bu son kararı ise İran İslam Cumhuriyeti'nin dünya kamuoyu ve ülkeleri nezdindeki imajını ve itibarını güçlendirdi. Buna ilaveten bu karar, Tahran'ın Amerika'nın tek taraflı ve insanlık dışı girişimleri ve yaptırımları karşısında da haklı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bilindiği gibi Amerika'nın son iki yılda dayattığı yaptırımlar İran halkına büyük zararlar verdi.
Aynı zamanda bu karar, Amerika prestijine ve imajına da büyük darbe indirdi. Amerika'nın zorbalığa dayalı siyasetlerinin bir başka yenilgi örneği oldu. Donald Trump'ın İran'a yönelik siyasetlerini değiştirmek ve BERCAM nükleer anlaşmasına geri dönmek istediğini iddia eden yeni Amerikan hükümeti için de bu karar yaptırımları kaldırması gerektiğini hatırlatmaktadır. Gerçekte Washington şimdi de İran'a karşı zalimane yaptırımlarını devam ettirmek için hiçbir bahanesi bulunmamaktadır.