Mayıs 27, 2024 06:40 Europe/Istanbul
  • İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Sekreteri'nin İsrail'in nükleer tehdidine tepkisi

İran İslam Cumhuriyeti Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Sekreteri Abbas Irakçı, İsrail rejiminin nükleer tehdidinin bölgedeki güvenlik denklemini değiştireceğini ve diğerlerini nükleer konumlarını yeniden düşünmeye zorlayacağını söyledi.

Sayid Abbas Irakçı Pazar günü, Katar'daki "El Cezire" TV kanalı semineri çerçevesinde "Bölgesel düzeyde Aksa Tufanı sonrası denge" oturumunda, Siyonist rejim İsrail'in tehditleri nedeniyle nükleer gerilimin arttığına işaretle, "İsrail, nükleer silahlara sahip olduğunu ne reddetti ne de doğruladı ve bu konuda stratejik belirsizlik seçeneğini tercih etti. Ancak Aksa Tufanı operasyonu ve Gazze'de sekiz aylık direnişin ardından artık Tel Aviv bu stratejik belirsizlik çerçevesinden çıkmak zorunda kalmıştır." dedi.
Bu rejimin sözde "miras" bakanının Gazze Şeridi'ne karşı atom bombası kullanma tehdidinin yanı sıra İsrail rejiminin Knesset'inin bazı eski ve mevcut üyelerinin nükleer güç kullanma tehdidini hatırlatan Irakçi "Arap Birliği eski Genel Sekreteri Amr Musa'nın dediği gibi İsrailli yetkililerin açıklamaları sadece nükleer silah kullanma tehdidinde bulunmuyor, aynı zamanda bu rejimin mevcut katı kabinesinin de bunları kullanabileceğini ima ediyor." açıklamasında bulundu.

İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Sekreteri, Batı Asya bölgesinin nükleer silahlardan arındırılması gerektiğini, Siyonist rejimin de nükleer silahlardan arındırılması gerektiğini vurgulayarak "Gazze'deki savaşı Japonya'ya iki nükleer bomba atılmasına benzeten Lindsey Graham'ın da aralarında bulunduğu bazı Amerikalı yetkililer de, bu bombaların kullanılmasının savaşı sona erdirmek için doğru seçenek olduğunu ve İsrail için yapılması gereken her şeyin yapılması gerektiğini söylüyorlar." diye ekledi.

Irakçi, İran'ın işgal altındaki topraklarda sözde "iki devletli" çözüme karşı olduğunu ve bu çözümün hiçbir zaman başarıya ulaşmayacağını vurgulayarak " İran İslam Cumhuriyeti'nin çözümü, yapısı,  Müslüman, Yahudi ve Hıristiyan nüfusun tüm ana sakinleri arasında referandum yapılması yoluyla oluşturulacak tek bir ülkeye dayanmaktadır." ifadelerinin altını çizdi./

Etiketler