Beşar Esad'ın Halep'e ilk ziyareti
(last modified Sun, 10 Jul 2022 16:45:44 GMT )
Temmuz 10, 2022 19:45 Europe/Istanbul
  • Beşar Esad'ın Halep'e ilk ziyareti

Dün Halep'e giden Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Kurban Bayramı namazına katılırken bu şehirde birçok ekonomik projenin açılışını yaptı.

Bu ziyaret ve projelerin açılışı, Beşar Esad'ın Halep'i eski konumuna döndürme konusunda kararlı olduğunu ve bunun için çok çalıştığını gösteriyor. Suriye 2011 yılından sonra yıkım projesinin uygulanmasına maruz kalmadan önce, Halep kenti Suriye'nin ekonomik başkenti olarak kabul ediliyordu ve Beşar Esad 2000 yılında iktidara geldikten sonra, Halep şehrinin ekonomik ve ticari durumunu iyileştirmek için ekonomik liberalleşme yönünde yoğun çaba sarf etti.

Elbette buna iki faktör daha katkıda bulundu: Biri Türkiye ile Suriye arasında Adana anlaşmasının imzalanması, ikincisi ise Türkiye'nin komşularıyla sıfır sınır gerilimi politikasını benimsemesi. Böyle bir ortamda, hem Suriye hem de Türkiye, merkezi hükümetin Halep şehrinin ticari ve ekonomik kapasitelerini iyileştirme ve güçlendirme çabalarına eşlik eden iki ülke arasındaki ilişkilerin ve ekonomik işbirliğinin güçlendirilmesinden faydalanıyor ve bunun gölgesinde, siyasi ve güvenlik ilişkileri ve işbirliği de gelişmeye doğru ilerliyordu.

Ancak ne yazık ki, Türkiye'nin de bir dönem katıldığı, Suriye muhalifleri ve düşmanları tarafından yıkım projesinin hayata geçirilmesiyle birlikte, Türkiye ile Suriye arasındaki ikili ilişkilerin ve işbirliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi sürecinde sadece bir kesinti yaşanmadı, aynı zamanda yıllarca süren dayatılmış savaş sonucunda Halep şehri viraneye döndü ve bu şehrin birçok ekonomik ve kültürel merkezi yıkıldı.

Ancak 2016 yılında bu şehrin kurtarılmasının ardından Suriye hükümeti hemen bu şehri eski konumuna döndürmek için çalışmalara başlamış ve bu bağlamda Beşar Esad'ın ziyareti sırasında iki büyük elektrik ve su projeleri devreye alındı. Bu projelerin alt yapısı  bu şehrin gelişmesine  zemin hazırlanmaktadır.

Ancak Suriye'nin, özellikle de Suriye'nin ekonomik ve ticari kalbi olan Halep kentinin yeniden inşası sürecini istikrara kavuşturabilecek, hızlandırabilecek ve garanti edebilecek en önemli unsur, şüphesiz Türkiye ve Suriye arasında istikrar ve güvenliğin devamı ve herhangi bir çatışmanın önlenmesidir. Bunun gerçekleşmesi, Adana anlaşmaları da dahil olmak üzere iki ülke arasındaki geçmiş güvenlik anlaşmalarının yeniden canlanmasının gölgesinde mümkün görünüyor. Zira bu anlaşmalarda bir yandan Türkiye'nin güvenlik kaygılarına cevap verilirken, diğer yandan Suriye'nin ulusal egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulmuştur.

 

Tabi yıkım projesinin uygulanmasından sonra bu ülkenin kuzeyindeki Suriye topraklarının büyük bir bölümünün bu ülkenin egemenliği dışında kaldığı düşünüldüğünde, bu alanların geri dönüşü daha fazla çözüm gerektiriyor. Ancak her halükarda, Türkiye'nin güvenlik kaygılarını gidermek ve Suriye'nin ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü yeniden tesis etmek için diyalog ve müzakereden daha iyi  bir seçenek yoktur. 2000'li yılların sonunda iki ülke arasındaki ilişkilerin ve iş birliğinin geliştiği dönemde en çok iki ülke yarar sağlarken, 2011'den itibaren iki ülke arasındaki ilişkilerin karanlığa büründüğü dönemde her iki ülkenin de bundan zarar gördüğü kesin olarak söylenebilir.

Suriye, Halep'in yeniden inşasına bir kez daha öncelik verdiği bir sırada coğrafi yakınlığı nedeniyle, Suriye ile ilişkileri geliştirilir ve gerilimi azaltılırsa, bu ülke ile ilişkilerin geliştirilmesinden en çok Türkiye yararlanabilir. Ama tam tersine bu şehrin yakınlarında yeni bir operasyon başlatmak isterse bu hem ülkeler hem de bölge için maliyetleri artırabilir.

Gerçi bazı medya kuruluşları Beşar Esad'ın Halep ziyaretini Türkiye'ye yeni operasyonun uygulanmasının sonuçları hakkında bir uyarı mesajı içerdiği şeklinde değerlendirdi ancak en azından bu aşamada, böylesi bir operasyonun uygulandığına dair bir kanıt yok ve bu nedenle Esad'ın Halep ziyareti bu şehrin daha fazla geliştirilmesi ve yeniden inşası için yapılıyor gibi görünüyor. Türkiye ise Suriye ile ilişkilerini geliştirerek ve geçmiş yılların acı tecrübelerini kullanarak bundan faydalanabilir ve Suriye'ye müdahale etmenin maliyetlerini en aza indirebilir.