Lavrov'un Amerika'yı Eleştirmesi
Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov ülkesinin koronavirüs ile mücadelede model bir ülkeye dönüştüğüne işaretle, "Amerika'nın dünyanın tek kutuplu liderliğine dönme yönündeki hasmane girişimleri kabul edilemezdir." dedi.
Lavrov'un söylediğine göre Batılılar dünya arenasındaki liderliği geri almak için çabalıyorlar ve bu doğrultuda yeni Amerika hükümeti, "Hukukun Üstünlüğü", "Demokrasinin" ve "Liberal Değerler"in yeniden canlandığını öne sürmekle Amerika eksenli tek kutuplu düzen için formül oluşturmaya çalışıyor.
Lavruv'un Batı'nın Amerika liderliğinde küresel emperyalizmi yeniden canlandırma yönündeki çabalarını eleştirmesi ve kınaması dünya genelinde emperyalizme karşı güçlü bir hareketin olduğunu da gösteriyor.
Lavrov, koronavirüs pandemisinin uluslararası arenada gücün tekrar dağılmasına yol açarken yeni doğan ekonomik güçlerin, yeni güç merkezleri olarak çok kutuplu düzende güçlenmelerine yol açtığını düşünüyor. Bu duruma karşı olan batı dünyası bu bağlamda kendi eksenlerindeki düzeninin devamı için koşulları hazırlamaya çalışıyorlar.
Lavrov şimdiye kadar farklı durumlarda bir kaç kez Batı'nın sultacı siyasetleri özellikle de Amerika'nın kendi istekleri ve görüşlerini diğerlerine dayatma yönündeki tek taraflı girişimleri ve yaklaşımını eleştirmiştir.
Ruslara göre sultacı Batı ile rakip güçleri arasında dünya genelinde yeni bir rekabet ve tartışma başlamıştır. Batılılar defalarca liberal demokrasiyi dünya genelinde üstün siyasi ideoloji olarak göstermeye çalışıyor. Amerikalı düşünür Francis Fukuyama bile Soğuk savaşın ardından tarihin sonundan söz ediyordu.
Sanki Batılılar sadece onların açısından değerleri olanların değer ve hedef olduğunu düşünüyorlar. Onlara göre diğer medeniyetlerden kaynaklanan düşünce ve görüşler de Batı'nın düşünceleri doğrultusunda olmalıdır.
Belki de Amerika bu yüzden Rusya'yı küresel düzen için en büyük tehdit şeklinde adlandırarak onunla mücadeleye vurgu yapmaktadır. Çünkü Moskova küresel değerler olarak lanse edilen Batı'nın değerlerine karşı hareket etmekte ve uluslararası kurallara Batılıların da saygı duymasını istemektedir.
Bu yüzden Batılılar Rusya'ya karşı geniş çaplı propagandalar yürütmektedir. Moskova açısından ise bu Batılı kampanyanın önemli bir kısmı Rusya ile mücadelede kapsamında girişimlerin koordinasyonu ve bu ülkeyi kısıtlamak ve zayıflatmak çalışmalarıdır. Moskova'ya göre Amerika, kendi planları ve yaklaşımlarının memnuniyetle karşılanmadığını hissedince hemen yaptırım siyasetine baş vurur.
Şimdi de Moskova Batılıların siyasetleri ve girişimlerini gözden geçirilmesini ve uluslararası düzende küresel kurum ve kuruluşların daha aktif olmasını istiyor. Böylece Batılıların başına buyruk girişimleri için boş alan kalmamasını istiyor.
Amerika'ya rakip uluslararası güçler, özellikle Rusya ve Çin, Batı'nın ve başta ABD'nin tek taraflı ve baskıcı yaklaşımına şiddetle karşı çıktılar ve Washington'un tutumlarını diğer hükümetlere dikte etmeyi reddetmesinde ısrar ettiler.
her iki ülke, uluslararası gelişmeler ve sistem gerçeklerinin, dünyanın çok kutuplu bir sisteme geçmekte olduğunu gösterdiğini vurgularken, Amerika'nın tek kutuplu bir sistem sürdürmek ve tek taraflı siyasetleri ile, amaçlarını takip eden küresel bir polis rolünü oynamaya çalışmakta ısrar ettiğini belirtiyorlar.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu eski Başkanı Maria Fernanda Spinoza'ya göre, "Dünyada artan çalkantılarla yüzleşmek" ancak "çok taraflılık" sayesinde mümkündür.
Amerika çok taraflılığın güçlendirilmesine şiddetle karşı çıkmakta ve taleplerini diğer ülkelere dayatma yoluyla uluslararası arenadaki hegemonik rolünü sürdürmeye çalışmaktadır. Ancak, Batı'nın küresel rolünün ABD liderliği altında azaldığına dair kanıtlar var. Bu bağlamda, Biden yönetiminin ABD'nin Trump döneminde gerileyen küresel rolünü yeniden canlandırma çabalarına rağmen, pratikte birçok sorunla karşı karşıya kalmış bulunuyor./