Bakü'nün Kanadalı milletvekillerinin Karabağ'a ziyaretine itirazı
Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, iki Kanadalı milletvekilinin Karabağ bölgesine ziyarette bulunması için itirazda bulunarak, bu iki milletvekilini, istenmeyen unsurlar listesine aldı.
Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hikmet Haciyev bu bağlamda yaptığı açıklamada, Kanada parlamentosu üyelerinden Toni Celman ve Richel Harder'in Karabağ bölgesine yaptığı ziyareti, yasa dışı olarak niteleyip, Bakü'nün konuyu protesto ettiğini belirtti.
Bakü yönetimi, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin onay ve izni olmadan her hangi yabancı bir heyet veya kişinin Karabağ bölgesine ziyaretini yasa dışı ve bu ülkenin yasalarına aykırı olarak görüyor.
Karabağ münakaşası bilindiği üzere 1988 yılında Ermenistan'ın Azerbaycan Cumhuriyeti'ne karşı toprak iddialarının ardından başladı.
Ermeni ve Azeri güçler arasında çıkan savaşın ardından Azerbaycan Cumhuriyeti'ne ait Karabağ bölgesi ve çevresindeki 7 ilçe, Ermeni güçlerin işgaline geçmiş oldu.
Mayıs 1994 yılında, münakaşa tarafları arasında ateşkes sağlandı ve Rusya, Fransa ve ABD'nin eşbaşkanlıklarında münakaşanın barışçıl çözümü için Minsk Grubu kurulmuş oldu.
Ancak arabuluculuk için kurulan Minsk Grubu, münakaşanın çözümünde şimdiye kadar başarılı olamamıştır.
Karabağ münakaşası bu nedenle, en uzun soluklu sınır münakaşalarından biri haline dönüşmektedir.
Azerbaycan ve Ermenistan yıllardır, bu topraklar üzerinde herhangi bir anlaşmaya varmadan zaman zaman çatışıyorlar. Bu münakaşa nedeniyle her iki taraf, büyük ekonomik, toplumsal ve siyasal bedeller ödemiş bulunuyorlar.
Münakaşa konusu olan Karabağ meselesine her iki taraf oldukça hassasiyetle yaklaşıyor.
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin iki Kanadalı milletvekili'nin Karabağ'a yaptığı ziyaretine gösterdiği sert tepki de bu çerçevede değerlendirilebilir.
Kanadalı yetkililerin Karabağ bölgesine ziyarette bulunmasının Ermenistan'ın toprak iddialarının tanınması anlamına geldiği ifade ediliyor. Bu yüzden Azerbaycan Cumhuriyeti, bu konuya sert şekilde karşı çıkmıştır.
Münakaşa taraflarından hangisinin haklı, hangisinin haksız olduğu konusu şöyle dursun, tarihi tecrübe, bölge dışı ülkelerin bölgesel krizlere müdahalesinin her daim sorunun daha karmaşık hal almasına ve tarafların çıkarlarının genellikle yabancı güçlerin lehine heba olmasına neden olduğunu gösteriyor.
Bu yüzden, gerek Kanada olsun, gerek başka bir bölge dışı ülke olsun, onların müdahaleleri, Ermenistan ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında barış ve uzlaşma imkanını yok ediyor.
ABD Dış Politika Konseyi araştırmacılarından Paul B. Stares, krizin çetrefilliğine işaretle şöyle yazıyor:
"Yabancı ülkeler, krizin çözümü için çalışırken, kendileri, krizin bir parçası haline gelmiştir. Rusya, kendini Ermenistan'ı desteklemekle taahhütlü görürken, NATO da buna karşı, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin yanında durmuştur."
Diğer yandan, silah satan ülkeler ve taraflar da kendi çıkarlarını bu çatışmanın uzayıp gitmesinde görüyorlar. Bu nedenle genellikle silah satan ülkelerin büyük güçlerden oluştuğu için krizin son bulması bu ülkelerin çıkarlarına hizmet etmez.
Haliyle, gerek Azerbaycan Cumhuriyeti, gerek Ermenistan barış ve istikrardan başka bir şey olmayan ortak çıkarlarına dayanarak, dış aktörlerin müdahalesine izin vermeden krizin çözümünü düşünmeleri gerekiyor.
Aksi takdirde, şimdiye kadar hiç çözülmeden süregelen Karabağ münakaşası bundan böyle de devam eder ve kriz devam ettikçe, bu ülkeler kan kaybeder ve ekonomileri zarar görmüş olur.
Bu nedenle iki komşu ülke olan Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan, bölge dışı ülkelerin çözüm çabalarına veya Minsk Grubu gibi oluşumlara bel bağlamamaları gerekiyor.
Tarihi tecrübeler, bölgesel krizlerin en iyi çözüm yolu bölgesel ülkelerin işbirliği, diyalog ve teamülü olduğunu gösteriyor.
Bu nedenle daha fazla zaman kaybetmeden, bölge ülkelerinin yardımı ve katkısıyla Karabağ münakaşasının çözümlenmesi, her iki ülke ve bölge ülkeleri ve milletlerinin lehine olur.