Mayıs 05, 2018 23:47 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde ziyaretin cismi ve ruhi tesirlerini gözden geçirmek istiyoruz.

Bundan bir kaç bölüm boyunca İslam Peygamberi -s- ve masum imamların -s- mezarını ziyaret etmek gibi bazı dini gelenek ve görenekleri değerli ameller olduğunu ve Kur'an'ı Kerim ve rivayetlerde de bu tür amellerin onaylandığını beyan ettik.

Kutsal mekanları ziyaret etmek ve bu mekanlarda bulunmak insanın cismi ve ruhi sağlığı üzerinde inkar edilemez derecede tesiri vardır. insanlarda gerginlik ve ızdırap yaratan duygulardan korunmak, ruhi sağlık bakımından önemli ilkelerden biridir.  İnsanlar kemale eren insanlarla irtibat kurarak bu duyguyu kendilerinde geliştirir.

400 gönüllü üzerinde araştırma yapan Venis ve Nitrab adındaki iki bilgin, ziyaret ve ibadet gibi dini merasimlere katılan insanların bu tür etkinliklere katılmayan insanlara nazaran daha az psikolojik bozukluklardan acı çektiği sonucuna vardı. Yine İranlı iki araştırmacı Pehlivani ve Devletşahi dini ziyaretin ruhi sağlık üzerindeki tesirlerini araştırdıkları bir çalışma gerçekleştirdiler. İki bilgin araştırmalarında ulaştıkları bulgularda dini ziyaretle ruhi sağlık arasında doğrudan ve müspet bağlantı bulunduğu sonucuna vardı. Bu araştırmanın sonuçlarına göre cismi işaretlerden başka, ziyaret, ızdırap ve depresyonun azalmasında ve yine sosyal uyumda olulmu etkisi vardır ve bazı durumlarda insanlarlın depresyonunu iyileştirmiş ve sosyal uyum seviyesini arttırmıştır. Aslında ziyaretçi ziyaret sırasında Allah katına yakınlaşma arzusu ile bu ameli yerine getirdiğinden, içinde bir nevi uzur hissediyor ve her türlü heyecandan boşalıyor ve bu durum sonuçta ziyaretçinin ruhi sağlığına katkı sağlıyor.

Alimlere göre ziyaret, Kur'an'ı Kerim tilavet etmek ve dua, insanın ruhi sağlığı ve ruhi rahatsızlıklarının tedavisinde etkilidir. Masum imamlardan -s- birini veya bir evliyayı ziyarete giden insan gittiği ziyaretgahta ziyaret ettiği kişinin varlığına inanır ve onunla kalbi irtibat kurar. Nitekim şii Müslümanlar bir ziyaretgaha girmeden önce orada defnedilen büyük şahsiyetten icazet talep eder. Yine giriş için icazet talebinden bulunurken yüce Allah huzurunda İslam Peygamberi -s- ve halefleri O’nun huzurunda bulundukları ve ilahi rızıkla beslendikleri ve bizi kendi mezarlarının başında gördüklerine ve bizim sözümüzü duyduklarına ve selamımıza karşılık verdiklerine inanırız.

Bu tabirler, İslam Peygamberi –s– ve masum imamların –s– onları ziyarete gelen ziyaretçileri duyduklarını ve selamına cevap verdiklerini gösteriyor. Böylece ziyaretçi de orada yalnız ve kimsesiz olmadığını hissediyor. Ziyaretçi, ziyaretine geldiği kişinin Allah’ın has kulları olduğunu biliyor. Allah teala her şeyin üstündedir, her zaman vardır ve her şeyi gözetlemekte ve görmektedir ve insanların hacetlerini karşılama gücüne sahiptir. Bu yüzden ilahi kata tevessül etmek ve yalvarmak ve bu denli güvenilir bir dayanağa dayanmak ve sorunlarını paylaşmak, ziyaretçide ruhi huzur yaratır.

Ziyaret amaçlı seyahat eden insanların üzerinde yapılan araştırmalar, bu insanların sırf eğlence ve gezme amaçlı seyahat eden insanlara kıyasla daha fazla manevi ve ruhi sağlıktan yararlandığını ortaya koyuyor. British Colombia üniversiteleri öğretim üyesi psikolog doktor Seyyid Muhsin Fatımi şöyle diyor: İslam Peygamberi –s– ve masum imamların –s– ziyaretine giden insanlar manevi ortamlarda bulunma yüzünden ruhi güven hissediyor. Zira ziyarette bulunan bu insanlar enbiyanın  ve evliyanın pak ruhuna tevessül ediyor, onlardan yardım talep ediyor ve Allah’ın hüccetleri ile irtibat kurmaya çalışıyor. İnsan kendini Allah’ın en iyi kulları ile karşılaştırdığında, bu insanların nasıl en zorlu sınavlarda ve en ağır musibetlerde dimdik ayakta durduklarını görüyor ve böylece sorunlara karşı daha fazla hazırlıklı hale geliyor. İnsan masumlarla irtibat kurarak ruhunu aydınlatıyor ve kötülüklerden ve çirkinliklerden arındırıyor.

Colombia üniversiteleri öğretim üyesi psikolog doktor Seyyid Muhsin Fatımi şöyle devam ediyor: ziyarete giden insanlar, ziyaret ettikleri İmam veya büyük şahsiyetin onlarla gönül ortağı olduğunu ve onlara karşı sevgi beslediğini ve sırlarını koruduğunu hissediyor. Ziyaretçi ziyaret ettiği kimsenin hayatta olduğunu ve orada hazır bulunduğunu hissediyor. Burada gönül birliğinden maksat, insanla onun sorunlarını çözebilecek kimse arasında yakın ve samimi ilişki kurulmasıdır, insanın sorunlarını çözümleyebilecek birine başvurmasıdır. Bu durumda insan karşı taraf onun sorunlarını anladığını ve duygularına ortak olduğunu hissediyor.

İnsanların bazı duygusal ve ruhi sorunları, bu sorunlarını anlatabileceği güvenilir ve emanettar birini bulamamalarından kaynaklanıyor. Bu yüzden ziyaretçi ile masum İmam –s– arasında gönül birliği duygusu ziyaretçiye gönlü rahat bir şekilde sorunlarını ve dertlerini anlatmasına vesile oluyor ve sonuçta ziyaretçi ziyaretgah ortamında kendisini ruhi açıdan huzur ve güven içinde hissediyor.

Bu yüzden İslam Peygamberi –s– ve o hazretin ehli beytinden masum imamlar –s– birer mihriban ve yürek yakan ve güvenilir tabip gibidir ve insanlar bu büyük şahsiyetlerin mezarını ziyaret ederek dertlerini ve sorunlarını anlatır ve böylece ruhi streslerden ve ızdıraplardan bir nebze olsun kurtulmuş olur.

Ziyaretin faydalarından biri insanda umut duygusunu geliştirmektir. Gerçekte insan umut ve arzuları ile hayatta kalabilir. Eğer insandan geleceğe yönelik umudunu elinden alacak olursak, yaşamı adeta çöker ve artık hiç bir çabada bulunmaz. Psikolojik açıdan umutsuzluk insanın ruhi sağlığını tehdit eder, nitekim ümitvar insan daha fazla ruhi sağlıktan yararlanır. Umut, hasta bir insanı hastalığından kurtarabilecek kadar güçlü ve önemli bir etkendir. Rivayetlere göre, ne zaman bir hastanın ziyaretine gidecek olursanız onu sağlığı ve uzun ömrü konusunda ümitvar edin, gerçi hastaya umut vermek ilahi takdir üzerinde etkili olmayabilir, ama en azından hastanın gönlünü şad eder ve teselli bulmasına vesile olur.

Allah’ın has ve seçkin kullarını ziyaret etmek insanda özgüven duygusunu geliştirir ve umutsuzluk girdabında boğulmasına mani olur. Ziyaretle insan, iyi ve saadetli bir gelecek konusunda ümitvar olur. Ziyaretçi, ziyaret ettiği kişinin ilahi katın has kullarından biri olduğunu ve onun için ilahi katın huzurunda sağlık ve afiyet dileğinde bulunabileceğini veya herhangi bir sorunundan çıkış yolu gösterebileceğini bilmektedir.

İran’da en çok ziyaret edilen bu ziyaretgahlardan biri, kutsal Meşhed kentinde İslam Peygamberi’nin –s– pak torunlarından İmam Rıza –s– türbesidir. Her yıl milyonlarca insan İran ve diğer ülkelerden İmam Rıza’nın –s– melekuti ve nurani türbesine ziyarete geliyor. Bu insanlar İmam Rıza –s– ile yeniden ahitleşerek kimseye anlatamadıkları dertlerini anlatıyor ve bir kez daha geleceğe yönelik umutla evlerine dönüyor.

Aleksis Karl şöyle diyor: bilginlerin ve kahramanların ve pak insanların yaşamında manevi enerjiden bitmeyen bir stok bulunuyor. Bu insanlar birer yalçın dağ gibi çöllerin ve ovaların ortasından göklere uzanıyor ve bize nerelere kadar yükselebileceğimizi gösteriyor ve beşeri şuurun yöneldiği hedefin ne denli yüce olduğunu anlatıyor. Ancak bu tür insanlar bizim yaşamımızda ihtiyaç duyduğumuz manevi gıdamızı karşılayabilir. Kuşkusuz İmam Rıza –s– manevi enerjinin sonsuz stoku sayılır. O hazretin de belirttiği üzere İmam, karanlıkta yolunu bulmak isteyenlere yol gösteren parlak bir yıldız ve ışık saçan ay gibidir.

Ziyaretin ayrıca sosyal ve terbiyevi tesirleri de vardır. Mekke’de Kabe’yi ziyaret etmek, Medine’de İslam Peygamberi’nin –s– pak türbesi ve Mescid-i Nebi’yi ziyaret etmek, yine asrı saadette Müslümanların fedakarlıklarını hatırlatan kutsal mekanları ve vahiy evini ziyaret etmek Müslümanlara ve bu kutsal mekanları ziyaret edenlere yaşamın her türlü zorluğu ile mücadele edebilecek muazzam bir güç ve moral kazandırır ve kalplerinde mutluluk, huzur ve güven duygusu oluşturur.

Uzmanların belirttiğine göre maneviyat, dua, zikir ve tevessül gibi amellere inanmak insanların cismi ve ruhi hastalıklarının iyileşmesinde büyük etkisi vardır. Bu manevi tesiri özellikle Kabe’ye ve Mecsid-i Nebi’yi ve masum imamların mutahhar türbelerini ziyaretten geri dönen insanların yüzünde görmek mümkün. Bu büyük insanlar yüce Allah onları her türlü kötülükten arındıran ve ilim ve takva açısından yüce mertebelere kavuşturan has kullardır. Nitekim Ahzab suresinin 33. Ayetinde buyurduğu üzere yüce Allah ehli beyt fertlerinden her türlü kötülüğü uzaklaştırmış ve onları mutahhar ve pak insanlar yapmıştır.

Böylece İslam Peygamberi –s– ve ehli beytinin –s– mezarlarını ziyaret eden insanlar gittikleri yerde her şeyden önce sorunlarını ve dertlerini anlatabilecekleri pak ve mutahhar insanlarla karşılaşır ve onlardan şefaat talebinde bulunur. Bu durum aslında Maide suresinin 35. Ayetini yerine getirmektir. Ayette mümin kullardan Allah katına yakınlaşmak için bir yol bulmaları istenmekte ve bu yolların en iyilerinden biri dinin önde gelen ve yüce Allah katında yüce makamı olan büyükleridir. Bundan başka bu büyük insanların türbelerinde bulunmak insana büyük moral ve umut ve manevi tesiri uzun süre devam eden müspet enerji kazandırır.