Aralık 14, 2018 16:55 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde İranlı teorisyenlerden Said Emir Ercümend’in İran İslam İnkılabı hakkındaki görüşlerini gözden geçirmek istiyoruz.

Said Emir Ercümend İran İslam İnkılabı ve gerçekleşmesinin sebepleri üzerine detaylı araştırma yapan İranlı teorisyenlerden biridir. Sosyoloji üzerine doktora derecesi kazanan Emir Ercümend California üniversitesi ve İlahiyat medresesinde sosyoloji ve İslamî ilimler hocasıydı ve 1988 yılından bu yana da New York eyalet üniversitesinde hocalık yapıyor.

Said Emir Ercümend sosyoloji alanında araştırma yaptığı için İran İslam İnkılabı hakkında da sosyolojik açıdan araştırma yapmış ve bu alanda bazı eserleri kaleme almıştır. Bu eserlere “Şii İslam sosyolojisi” adlı eseri örnek vermek mümkün. Said Emir Ercümend bu eserinde şianın siyasi ahlakının modernite öncesi İran’ın iktidar yapısı üzerinde etkisini ve İran İslam Cumhuriyeti nizamının kuruluşu üzerinde etkisini ön plana çıkarıyor. Said Emir Ercümend araştırmalarında bir nevi Alman sosyolog Max Veber’in düşüncelerinden etkileniyor.

Dr. Said Emir Ercümend hali hazırda Fars dilini konuşan toplumların etüt derneğinin başkanıdır. Said Emir Ercümend’in İran’da şia mezhebi ve ulemanın İslam inkılabının gerçekleşmesinde rolüne özel ilgi göstermesi, İran İslam İnkılabından etkilendiğini ortaya koyuyor. Gerçi Emir Ercümend’in bazı görüşleri ciddi bir şekilde eleştirilebileceğini de belirtmek gerekir. bugünkü sohbetimizde bu görüşlerden bazılarına değineceğizb.

Said Emir Ercümend İran İslam İnkılabı İslam dünyasında gerçekleşen başka inkılaplardan farklı olduğunu ve modern bir modeli izlediğini savunuyor. Emir Ercümend’e göre İran İslam İnkılabı başka İslam ülkelerinin inkılaplarından farklı olarak İbni Haldun düşüncesinin etkisi altında olmamıştır. Emir Ercümend, İbni Haldun’un inkılap anlayışında kırsal alanlarda yaşayan insanlar ve aşiretlerin temel rolü ifa ettiğini, fakat İran İslam İnkılabınde protestoların tümü kentlerde düzenlendiğini ve hareket kentlerde başladığını belirtiyor. Öte yandan İslam inkılabında iktidar savaşı yeni devlet üzerindedir. Pehlevi devleti ülkeye tam sultası bulunan bir devletti ve İslam inkılabı bunu bozdu.

 

Said Emir Ercümend İran İslam İnkılabını anlayabilmek için iki temel etkeni gözetlemenin gerekli olduğunu belirtiyor. Bu iki etken Said Emir Ercümend’e göre şia merciliğinin yapısı ve modern devletin İran camiası üzerinde etkisidir. Emir Ercümend en yüce sosyal kurum olarak şia merciliğine yönelik güven, İran İslam İnkılabının vuku bulmasının temel etkenlerinden biri olduğunu belirtiyor. Emir Ercümend eserlerinde İran’da inkılabın sosyo ekonomik sebeplerini kısaca gözden geçiriyor ve inkılabın belirleyici özelliği “değersel”liğinden ibaret olduğunu savunuyor.

Said Emir Ercümend, modern dünyada kraliyet rejimleri inkılaplara karşı en çok kırılgan konumda bulunan rejimler olduğunu belirtiyor. Zira bu rejimlerde halkın inkılap yapmak için bir tek kişinin üzerinde odaklanıyor. Bu durum İran İslam İnkılabı sırasında yaşandı.

Said Emir Ercümend ayrıca İran’da hızlı sosyal değişim bu toplumda sosyal kargaşa ve düzensizliğe yol açtığını belirtiyor. Emir Ercümend’e göre devletin düzensiz gruplar ve bireylerle siyasi hakim nizam arasında bağ kuramaması yüzünden şia İslam kendini rakip bir güç olarak topluma tanıtmayı başardı

Gerçekte Said Emir Ercümend’e göre Muhammed Rıza Pehlevi’nin düzensiz gruplar ve bireylerle siyasi hakim nizam arasında bağ kuramaması halkın mezhebe sığınmasına yol açtı. Gerçi Emir Ercümend’in bu görüşü eleştiriye açıktır. Zira gerçi İran toplumunda hızlı sosyal değişim Pehlevi döneminde yaşandı, fakat bu durum sosyal kargaşa ve düzensizlik değildi ki halkın mezhebin kucağına sığınmasına yol açsın. Burada alında yaşanan sosyal değişikliklerin halkın dinî değerleri ile çelişmesi bu değişikliklere ve sonuçta Pehlevi rejimine karşı çıkmalarına sebep olmuştu.

Dr. Said Emir Ercümend “İslam inkılabı karşılaştırmalı gözden” başlıklı makalesinde etkenleri iki gruba ayırıyor. Birincisi, İran’da sultanın sosyal yapısının hızlı değişiminde siyasi arayış, ki saltanat düzeninin çökmesine yol açtı ve ikincisi de inkılabın ahlakı ve sonuca yönelik arayışı, şöyle ki İslam inkılabının sonucunu şia ideolojisi belirlemiştir. Emir Ercümend bu konuda şöyle diyor: inkılabın siyasi arayaşı genellikle sulta düzeninin çöküşünden söz eder, oysa inkılabın ahlaki arayışı inkılabın gittiği yön ve sonuçları ile ilgilenir. Bu durumda inkılabın ideolojisi birinci derecede önem arzeder.

Dr. Said Emir Ercümend açıklamasının devamında inkılapta sultanın sosyal yapısının çökmesi de iki grup etkenin sonucu olduğunu belirtiyor ve bunlar yapının içindeki zafiyetler ve kırılgan konumlar ve ayrıca yüzleşme içinde olan bireylerin ve sosyal grupların ortak tepkisinden ibaret olduğunu ifade ediyor.

Dr. Said Emir Ercümend inkılabın sebepleri ve ön şartları hakkında da önemli konulara işaret ediyor. Bu konulardan bazıları saltanat düzenini çökertmek, devlet, şia İran’da ulema ve medani camianın hakimiyeti, amelci sosyal hareketler, sosyal kopukluklara ve inkılabın hamilerinin siyasi ve ahlaki saiklerine tepki ve sınıfsal menfaatlerin az önem arzetmesinden ibarettir.

Gerçekte Dr. Said Emir Ercümend din adamları diğer güçlerle birlikte inkılapta çok önemli etken olduğuna ve eski hükümetin elit kesiminin konsantrasyonunu kaybetmelerine vesile olduğuna inanıyor.

Dr. Said Emir Ercümend, Pehlevi rejimine karşı din adamları ve çarşının ittifak kurduğuna vurgu yapıyor. Ancak buna rağmen Emir Ercümend, İran’da İslam inkılabının hamileri arasında sınıfsal çıkarçılık görünmediğine inanıyor. Bir başka ifade ile, İran’da İslam inkılabının şekillenmesine destek verenler bu inkılabı kişisel veya sınıfsal maddi bakışları olmadı ve sadece kimlik ve değersel bir bakışları söz konusu oldu ki bu da inkılap hamilerinin birlik olmaları ve aralarında ihtilaf yaşanmamasına vesile oldu ve Pehlevi rejimi İslam inkılabı hamileri arasında ihtilaf çıkaramadı ve bu da başlı başına İran İslam İnkılabının zafere ulaşmasında önemli etken oldu. Dr. Said Emir Ercümend bu süreçte din adamları önemli bir etken olduklarını ve seçkin rol ifa ettiklerini belirtiyor.

Dr. Said Emir Ercümend’in görüşlerinde ciddi bir şekilde eleştirilere açık olan noktalar yer alıyor. Örneğin Emir Ercümend, İran İslam İnkılabı değersel bir çabanın sonucu olmaktan ziyade, şahın meşruiyetini kaybetmesinin sonucu olduğunu iddia ediyor. bu görüş bir bakıma doğrudur, zira şah meşruiyetini kaymetmişti ve bu da inkılapçı ruhun yayılmasına ve sonuçta da inkılabın gerçekleşmesine yol açtı.

Ancak Dr. Said Emir Ercümend’in bu görüşü bir açıdan da yanlıştır, zira Muhammed Rıza Pehlevi’nin meşruiyetini kaybetmesinin en önemli sebeplerinden biri, İran milletinin dini değerlerini ve normlarını gözardı etmesiydi. Dr. Said Emir Ercümend’in bu görüşünün yanlış olduğu konusunda bayan Leyla Aşki’nin görüşüne değinmek mümkün. Aşki İran inkılabı üzerinde şia mezhebinin tesiri hakkında kaleme aldığı eserinde Kerbela kıyamı ve sonuçlarının İran inkılabı üzerinde etkilerine açıkça vurgu yapıyor ve İran inkılabı ile Kerbela kıyamı arasında güçlü bağların bulunduğunu vurguluyor.

Leyla Aşki eserinde şu ifadelere yer veriyor:

İran inkılabı dini simgeler ve şianın köklü sembolleriyle doludur ve bunların en önemlisi de Kerbela kıyamıdır. İran milleti şah rejimine karşı direnişi zulme karşı direniş olan Kerbela kıyamının mesajlarından öğrendi. Şah halkın kimliğini ezmişti ve bu yüzden hepsi kurtuluş ve şehadet şevkini yaşıyordu. Şah özgürlük vermek ve benzeri uygulamalarla inkılap çarkını tersine döndürebileceğini zannediyordu, oysa inkılapçılar gidenler Hüseyni bir iş yaptıklarını ve kalanlar da Zeynebvari bir iş yapmalari gerektiğini düşünüyordu. Şah kaynağı yanlış anladı. Halk Aşura ve Kerbela aşığıydı, şah ise eski İran’ı ihya etme peşindeydi.

Dr. Said Emir Ercümend’in görüşüne yöneltilebilecek bir başka eleştiri, şah ve ulema arasındaki ilişkileri irdelerken işçi sınıfını gözardı etmesidir. Gerçi ulema ve özellikle İmam Humeyni -ks- İslam inkılabının gerçekleşmesinde önemli rol ifa ettiler ve inkılap İmam Humeyni -ks- önderliğinde zafere ulaştı. Fakat işçi sınıfı da İmam Humeyni -ks- tarafından verilen emirlere ve tavsiyelere uyarak bu inkılabın zafere ulaşmasında önemli rol ifa ettiler. İşçi sınıfı inkılabı çok sayıda şehit sundu, öyle ki bu kesimin inkılabın kader belirleyici günlerinde diğer halk kesimlerine nazaran etkileri çok fazla olduğu söylenebilir.