Ocak 01, 2019 11:50 Europe/Istanbul

İran ekonomisi büyük bir komplo ile karşı karşıyadır. Bu komplonun amacı İran İslam Cumhuriyeti’ni iktisadi arenada münzivi etmektir.

Bu komployu etkiszi hale getirmek, bir çok iç ve dış etkene ve değişkene bağlıdır. İç etkenleri irdelerken geçen bölümlerde yerli ürünlerin desteklenmesinde üretim, istihdam, ihraç ürünlerinin takviye edilmesi ve üretim teknolojilerinin transferi ve kalitale ürünlerin üretilmesi gibi etkenlerden söz ettik.

Şimdi ise konumuzun devamında iktisadi zararları ve iktisadi şoklara karşı dayanma düzeyini gözden geçirmek istiyoruz.

İktisadi şoka karşı dayanmak, kırılgan konumda olan bir ülkenin iktisadi açıdan teamül gücü ve sarsıntıları yönetme yeteneğine denir.  Dış şoklar ticaret ve döviz kurları, dış talebin azalması, küresel fiyatların istikrarsızlaşması, faiz oranlarının uluslararası düzeylerde değişmesi gibi şoklardır ve önemli rol ifa ederler.

İktisadi kırılganlığı büyük oranda üretilen politikalara ve politikacıların yaptıkları seçimlere bağlı olarak değerlendirmek gerekir. örneğin Asya ülkelerinin 1990’lı yılların ortalarında yaşanan iktisadi kriz sırasında kırılganlığı, küçük ekonomilerin kırılganlığı veya sırf ham madde ihraç eden ülkelerin kırılganlığından farklıydı. Asya ülkelerinin kırılganlığı gerçekte daha az yapısal ve daha çok üretilen siyasetlerin sonucuydu ve bu yüzden daha çabuk geçiştirildi. İktisadi dayanma gücü konusunda da iktisadi etkenler ve politikalardan kaynaklanan benzer değerlendirmelerde bulunmak mümkün.

Bu konuda bazı ekonomi teorisyenleri bir sınıflandırmaya inanır. Bu sınıflandırmaya göre iktisadi dayanma gücünü zati ve sonradan elde edilen dayanma gücü olmak üzere iki kategoride ele almak mümkün. Zati dayanma gücü tabir edilen durumda bir nevi yapısal kırılganlığa benzeyen ekonomilerin doğal yapısal kabiliyetleri söz konusudur ve pek fazla yönetilebilecek durumda değildir. Ancak sonradan elde edilen dayanma gücü üretilen politikaları geliştirmek ve siyaset üreten araçları titizlikle seçmekle geriştirebiliriz.

Hali hazırda İran’da bazı iktisadi endekslerin durumu iyi ve bazıları olumsuz sayılır. İran’da enflasyon oranı düşüş kaydederken, işsizlik endeksinde yükselme göze çarpıyor. Yine iktisadi büyüme endeksi artı işaretliyken yatırımların büyüme endeksi eksi işaretlidir. Öte yandan İran’da petrol sektöründe gelişme yaşanırken, maden ve konut gibi sektörlerde gerileme gözleniyor. Bu şartlarda iktisadi sorunların çözümü için en önemli önceliğin milli üretim ve yerli üretime ağırlık vermekten ibaret olduğu anlaşılıyor. Milli üretim ise insan gücü, sermaye ve gelişmiş üretim araçlarına ihtiyacı vardır. Bunlardan bazıları fiilen ve bazıları da potansiyel olarak ülke içinde mevcuttur.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei geçenlerde ve hükümet haftası dolaysıyla Cumhurbaşkanı ve kabine üyeleri ile görüşemsinde hükümetin icraatı hakkında yaptığı değerlendirmede şöyle buyurdu: Son bir yılda iktisadi büyüme, enerji, petrol dışı ihracatın artması ve ithalatın azalması alanlarında iyi çalışmalar oldu. Bu arada ihracatı arttırma ve ithalatı azaltma süreçlerine ivme kazandırmak gerekir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei açıklamasının devamında düşmanlar bazı iktisadi zaaflar ve boşlukların yüzünden ülkenin ekonomisi üzerinde odaklandıklarını belirterek şöyle devam etti: İktisadi alanda daha güçlü ve daha geniş ve yoğun çalışmak ve tüm boşlukları doldurmak gerekir. tüm bunlar olacak ve mümkün işlerdir ve bizim ülke ekonomisini yönetmekte hiç bir çıkmazımız yoktur.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei aynı zamanda iktisadi yönetimin zaruretlerini ülkenin mevcut seçkin iktisadi kapasitelerini değerlendirme şeklinde açıkladı ve uluslalrarası merkezlerin raporlarına işaret ederek şöyle buyurdu: İran İslam Cumhuriyeti kullanılmayan kapasitelerin bakımından dünnyada birinci sırada yer alıyor.

Ayetullah Hamanei ülkenin iktisadi sorunlarının esas düğümü üretimde durgunluk ve işsizlik olduğu şeklindeki görüşlerine işaret ederek şöyle devam etti: mükemmel bir politika topluluğu olan direniş ekonomisi siyasetleri ifade edilen bu sorunların çözümüdür, fakat direniş ekonomisinin politikalarının çeşitli bölümleri için belli bir takvim belirlenmeli ve her zaman diliminde çözüm yollarının belli bir bölümü üzerinde odaklanmalıyız.

Aslında tüm bu çabalar ve gösterilen özen, İran İslam Cumhuriyeti nizamı çok yönlü ilerlemesi, küresel sultacı güçlerden bağımsızlığını kazanması, yeteneklerini geliştirmesi ve ülkeyi sosyal zararlardan korunması ve milli izzet, iktidar ve güvenliğini koruması gibi hedeflerin üzerinde odaklandığını ortaya koyuyor.

İranlı genç bilim adamları son kırk yılda yeteneklerini bir çok alanda ispat etmiştir. İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin de belirttiği üzere İranlı bilim adamları kısa bir sürede uranyum zenginleştirme seviyesini yüzde 3.5’tan yüzde 20 seviyesini yüksetmeyi başardılar ve böylece nükleer bilim ve teknoloji tarihinde büyük bir işe imza attılar. İranlı genç bilim adamları savunma ve füze teknolojisinde de uluslararası ağır yaptırımlara rağmen göz kamaştıran adımlar attılar. Buna göre İranlı genç bilim adamları gelişmiş üretim araç gereçlerini yapacak güce de sahiptir.